Paylaş
1- ‘Seni yenmeye geldim!’, ‘Sen mi büyüksün, ben mi?’ gibi rekabetler İzmir’de yok. Dolayısıyla kazanan da kaybeden de, yenen de yenilen de... İzmir’de İzmir’le, İzmirliyle birlikte büyümek var. Zevkle, keyifle hayatı yaşamak, paylaşmak var. Şehre racon kesmek İstanbul işidir. İzmir’e sadece klark çekilir.
2- Bu iş iki günde tamam! ‘İzmir’ diye yazılır, ‘İzmir’e gelen iki günde İzmirli olur’ diye okunur. Adaptasyonu, oryantasyonu yoktur. “Çok âşığı var” diyorlar; doğrudur.
3- İzmir sokak lezzetlerinin en afiyetlileriyle tanışın, kaynaşın, ayaküstü atıştırın… Sağ baştan sayıyorum: Boyozun kat kat sohbeti, kumrunun yengeni, gevreğin çıtırı, lokmanın en şerbetlisi, midyenin pirinçle bitmez meselesi… Darının yaz ahesteliği, şambalinin şanı şöhreti, sübyenin adı kavunun tadı, buzlu bademin içi seni dışı beni yakar halleri ve elbette söğüş...
4- Komşuda pişer, size de düşer… İzmirli yediğini içtiğini, pişirdiğini öğrenciyle paylaşmayı çok sever. Cibes, dağlama, denizbörülcesi, ebegümeci, gelincik, hardal, körmen, radika, turpotu, rezene, şevketibostan, enginar… İzmir’in bir kızlarıyla, bir de otlarıyla iyi geçinmeyene yazık olur.
5- Haberiniz olsun, İzmir’de kızlar teklif etmiyor! İzmir’in kızları güzel, akıllı, başarılı, yaratıcı, yetenekli, girişken, sıcak, samimi, içten ama onları sevmek her yiğidin harcı değil! Çünkü İzmir’in kızlarını sevmek zahmetlidir, emek ister; efe gibi, adam gibi adam ister ama en çok da gönül ister.
6- İzmir kazan siz kepçe ancak nerelerden başlamalı? Alsancak’ta mis gibi Gül Sokak: Uzun uzun oturmalı, gelene geçene bakmalı sokak… Meksika Sokağı, İtalya Sokağı, Dominik Caddesi: Kafeleri, neşesi, yemesi-içmesi, güleryüzü, hoşsohbeti… Kıbrıs Şehitleri Caddesi: Sağlı sollu bir gençlik meselesi. Yeni sesleri ve yüzleri ile sezonda tam tekmil. Mekânları, barları, çiçeği burnunda kafeleri, üçüncü dalga kahvecileriyle keşfet keşfet bitmeyeni. İkinci rotamız Bornova Küçük Park… Barlar, kulüpler, kafeler... Gençlerin ve her daim 18’liklerin canı ciğeri. Sonra 35.5 Karşıyaka... Karşıyaka Çarşı’da, Bostanlı’da, Mavibahçe’de turlama… Tramvayın nostaljisi, püfür püfür vapurla diğer yaka Göztepe, Narlıdere, İnciraltı... İnciraltı’nda gençlerin, gençliğin buluşması… Unutmadan; bu mevsim Çeşme’nin, Foça’nın tam zamanı. Ve bir İzmir klasiği Kemeraltı…
7- Bol kepçeden festival… Eli kulağında Filmekimi, Seferihisar Zeytine Dokun Festivali… Kahve festivali, çay festivali… Geri sayım başladı, Dalyan Aşk Festivali… Sonra şehirde cazı, Urla’da enginarı, Alaçatı’da otu… Tam tekmil İzmir Festivali… Bu sene geçti, seneye devretti, Süslü Kadınlar Bisiklet Turu… Arena’da, Container Hall’da, Ooze Venue’de konserler tam öğrenci işi… Festival yoksa Kordon’da mis gibi çimler var. Yaz-kış demeden çimlerde yayılmak var, sohbet var, müzik var, ‘al gitarını gel’ var.
8- Tüm tavsiyeleri ezbere aldınız diye sınıfı takdirle geçtiğinizi sanmayın. Bunları da kulağa küpe etmeyi unutmayın, asfalyaları attırmayın: “Geliyom, gidiyom, napıyon” demeden iki lafın belini kırmayın. Çekirdek/çiğdem, simit/gevrek, domates/domat, incir/yemiş, andaç/yıllık, çamaşır suyu/klorak… Ata sporu balkona çıkmak. Üç öğün kumru, boyoz, İzmir tulumu. En büyük sevda, Karşıyaka-Göztepe-Altay. Vapurla bir o yaka, bir bu yaka. Sofraların, sohbetlerin, düğün derneklerin olmazsa olmazı zeybek.
Paylaş