Şanslıyız…
Kıymetini bilelim!
Beklenen oldu, basketbol şölenine hazırlanın!
Final Four’da ülkemizi temsil eden iki takımımız, Türkiye liginde finale kaldı.
Avrupa’nın bir numaralı turnuvasında son dört takım arasına giren Efes ve Fenerbahçe bize en az 4, en fazla 7 maç süren bir basketbol şöleni yaşatacaklar…
***
Her zaman nasip olmaz, kıymetini bilmek lazım!
İspanya’da,
Zaman çok hızlı aktı…
Önce “acaba”, dedim…
Sonra, “pusu mu”? dedim.
“Komplo galiba” derken,
Dönemin başbakanı açıkladı, “komplo” olduğunu…
Sekiz yıl önce “Acaba?” dediğim komplo girişimi, benim de beklemediğim şekilde hızlı sonuçlandı.
Elbette olaylar yardımcı oldu sis perdesinin aralanmasına, şansım yaver gitti…
Güzel Takım gelmemiş...
Evinden hava alanına gitmek iki saat sürer. İki saat de erken gitmek gerek, etti dört saat...
İstanbul’dan ister Barcelona’ya uç, istersen Madrit’e...
Kaptan gaza bassa bile dört saatte gidersin.
Madrit’ten Bilbao veya San Sebastian, en az dört saatlik bir araba yolculuğu...
Mayıs ayının ortasında buz gibi bir hava.
Hiç durmayan bir yağmur.
İliklerine kadar işleyen bir soğuk rüzgar...
Türkiye Basketbol Federasyonu iki yıldır ‘Basketbol Gençler Ligi’ adı altında bir organizasyon yapıyor.
Euro Lig benzeri bir formatta oynuyorlar.
20 yaş altı gençlerden oluşan ve özenle seçilen 19 takım, sezon boyunca yaklaşık 40 maç oynuyor.
İlk sekiz içinde bitiren takımlar play-off oynuyorlar…
Kazanan takımlar ise dörtlü final…
Bu hafta sonu dörtlü final oynandı.
Finale, Banvit, Anadolu Efes, Fenerbahçe ve Karşıyaka kalmıştı…
Aynı sıra ile sezonu tamamladılar…
Türkiye Kupasını kazandılar…
Ligi beşinci sırada bitirdiler.
Milli Piyango’yu 3-1 ile geçtiler.
Sonra Halk Bank’ı 2-0 ile elediler…
Finalde Arkas ile karşılaştılar…
İstanbul’da iki maçı aldıktan sonra İzmir de bize Arkas ile birlikte voleybol ziyafeti izlettirdiler.
Fenerbahçe’nin kazandığı iki maçta karar setinde, 3-2 bitmişti.
İzmir de ki ilk maçta tamamen dolu tribünlerin önünde, karar setinde bitti.
Final Four'a gitmeye bir adım kaldı!
Avrupa’nın en değerli finaline, beşinci kez üst üste gideceğiz…
Bunun adı istikrardır!
Bunu adı devamlılıktır’
Bunun adı, bizim ülkede hiç olmayanı yapmaktır.
***
15.000 yeşil formalı Zalgiris taraftarını gördünüz mü?
Ajax denilince benim aklıma “total futbol” gelir, Johan Cruyff gelir, alt yapı gelir, üretim gelir…
Johan Cruyff, Frank Rijkaard, Edwin van der Sar, Dennis Bergkamp, Patrick Kluivert, Marco van Basten, Wesley Sneijder, Rafael van der Vaart gibi yüzlerce futbolcuyu yetiştiren kulüp gelir.
Giderek köle ticaretine benzeyen futbol dünyasında, benim umut ışığımdır…
Parası az olanların ilham kaynağıdır!
Gücün karşısında emeğin temsilcisidir!
***
Gençlik yıllarıma renk katan Ajax, önce Real Madrid’i eledi.
Şimdi de favori gösterilen, Cristiano Ronaldo’yu 100 milyon Euro’ya transfer ederek sükse yapan Juventus’u…
Heyecanım bir kat daha arttı. Oturdu ve bizlerle sohbet etmeye başladı… Zaten hayranıyım… Konuşmaya başladığında hayranlığım giderek artmaya başladı. Müthiş bir zekâ… O yaşında süper bir hafıza ve dimdik bir duruş. Doğru bildiğini hiç sakınmadan söyleyen bir adam…
Konuştukça gözümde büyüdü...
Oysa tersine alışmıştım, gözümde büyüttüğüm camialar ve kişiler yakınlaştıkça küçüldüğüne şahit olmuştum.
Bu kez tersi oldu…
Can Bartu’ya “Can ağabey”, diyebilme şansım oldu…
Şanslıyım…
***
Can Bartu’nun hem futbol hem de basketbolu oynadığını biliyordum…