----- Yıldızlar topluluğu takımımız, köy takımı Molde’den, kendi sahasında 3 gol yiyor…
----- Dünya yıldızı Van Persie, forma şansı bulamıyor. Çıkarken hocasının elini sıkmıyor…
------ Fener, kendi sahasında, iki ön libero ile oynuyor…
------ 5 atması gereken takım, bir gol atınca defansa çekiliyor…
------ Üstelik hocası da pek mutlu gözüküyor…
Bir de ukalalık ediyor; “Siz futbolu, tenis maçı mı sandınız” diyor…
Kovalım gitsin(!)
***
Geçen yıl yabancı sınırlamasını kaldırdık…
“Büyüklerimiz” bize bunu; “Türk futbolunda devrim” diye anlattılar…
Gazetelerimiz söz birliği etmişçesine; “Türk futbolunda devrim gibi kararlar” manşeti ile çıktı…
Belki erken ama “devrimin” sonuçlarını merak ettim…
Vaktim az olduğu için şampiyon olmuş 5 takımı inceledim…
Geçen sezon oynanan tüm maçlarda, yabancı futbolcuların sahada kaldıkları süreyi hesapladım…
Bir de yabancı yasağının kalktığı bu sezon bu güne kadar ne olmuş? Ona baktım…
Serdar Aziz sakatlanınca, hep birlikte karalar bağladık…
70 milyonluk ülkede hep birlikte stoper aramaya koyulduk…
Süper ligdeki takımlarımızın kadrolarını gözden geçirdik…
---- Bulamadık(!)
Avrupa Şampiyonasına en az 4 stoper ile gitmek zorunda olduğumuza göre 8 ismi hep beraber sayabilmeliydik…
---- Sayamadık(!)
İmdadımıza tohumları birkaç yıl önce atılan futbolcu fabrikamız olacak, Altınordumuz yetişti….
Efes fabrikasının anahtarını, Heurtel’in eline kim verdi bilmiyorum…
Ivkovic de olabilir, Naumoski özlemi çeken Özilhan da olabilir…
Fabrika batacak, kim verdi ise derhal alın!
***
Anadolu Efes, Euro ligde üst üste üçüncü yenilgisini aldı…
Türkiye liginde de Beşiktaş’a yenildi.
Euro lig takımlarının hepsi Türkiye liginde benzer problemleri yaşıyorlar…
Yabancı serbestisi sonunda ligimiz çocuk oyuncağı değil. Çok az bütçeli takımlar bile baba takımları yenecek hale geldi…
Bursaspor maçından sonra Şenol Güneş’i dinledim…
Siz de dinlediniz mi bilmiyorum…
İnşallah gençlerimiz dinlememişlerdir… Bu yazıyı da okumazlar!
Ben inşallah okumazlar diyorum ama şiiri ve konuşmayı övgü ile anlatanlar da olabilir... Şaşırmam…
Spor medyamızın; “akil adam”, “öğretmen”, “kanaat lideri” ve “filozof” olarak nitelendirdiği bir kimseden bahsediyorum(!)
Gelin birlikte okuyalım…
Ben kendi yorumlarımı koyu renk ile yazdım…
Gerisi Şenol Güneş’e ait;
Hollanda liginin lideri Ajax ile oynadık…
Deplasmanda oynadığımızı hiç fark etmedik…
Amsterdam’da, ben Fener’in sesini duydum…
Müthiş bir taraftar vardı…
İyi de oynayan bir takım…
Pozisyon vermeyen ve de az bulan tuhaf bir takım olduk…
Hiç alışkın değiliz buna…
Fenerbahçe demek, gol ve pozisyon demektir…
İlk 10 dakikada müthiş Fener…
Golü atana kadar üstün Fener…
Gol sonrası ezik Fener…
Bu yılın bitmeyen tiyatrosu bu…
Zorda olsa;
29 Ekim günü, mehter marşları eşliğinde, Osmanlı stadında, Osmanlıspor, kaybetti…
“Cumhuriyetin temsilcisiyim” diyen takımın da, bizim genç Cumhuriyetimizin de daha gidecek çok yolu olduğu görüldü…
***
Başlığı okuduğunuz zaman, kiminiz gülerek, kiminiz ise küfür ederek;
“Derbi haftasında, bu fanatik adam, kendine göre yazacak bir şey buldu” dediğini duyuyor gibiyim…
Yanıldınız arkadaşlar!
Şimdi size bir sonuç daha yazacağım;
Dün oynandı maç;
Galatasaray 1- Fenerbahçe:1
Sizin bildiğiniz maçın değil, yazdığım sonuçlar, 19 yaş altı gençlerin aldığı sonuçlardır…
Pek farkında olmadık ama Galatasaray’ın 19 yaş altı takımı, Benfica’dan 11 gol yedi…