Ama ne Ronaldo ne de Rooney son vuruşu iyi yapamayınca bir türlü öne geçemedi Ferguson’un takımı.. Ve tam Manu maça ağırlığını koymuşken bir ani akında Eto’o ile gelen gol Barça’yı rahatlatmıştı..
İki yıl önce Roma’dakine benzer bir başlangıcı vardı dünkü finalin.. Ama bu Barça üzerine daha çok koymuş ve ayağa pası ezberlemiş bir takımdı artık.. Rakibin baskı yaptığı dakikalarda net fırsat yakalamasına izin vermedi.. Ardından müthiş bir 20 dakika oynadılar.. Manchester taraftarları savunma topu taca attığında bili alkış tutuyordu.. Xavi’nin harika pası ve Pedro’nun santrfor plasesi Barça’yı rahatlattı..
Ferguson’un hataları
Dünyanın en iyi oyuncusu Messi mi Ronaldo mu sorusunu geçen eşleşmede lehine çevirmişti Arjantinli yıldız.. Bu kez karşısına Rooney çıkar gibi oldu.. Tek başına direnişi ve attığı nefis golle.. Ama Messi, Melekler’in yıldızı olarak bu kez Şeytanlar’ı yıkan adam oldu.. Sadece golüyle değil, her hareketindeki inanılmaz rahatlığının dışında, Van der Sar’ı avladıktan sonra hemen önümüzdeki televizyon kamerasının mikrofonuna attığı tekmeyle de içindeki hırsı belgeledi..
2-1’den sonra bir kez daha beraberlik olabilir mi diye baktım.. Ama dünyanın en tecrübeli teknik adamı Ferguson, oğlu yaşındaki Guardiola’nın işini kolaylaştıran taktiğiyle buna olanak bile tanımadı.. Orta sahada ağır ve pas yüzdesi düşük Carrick’in varlığı, hızlı üçgenler, dörtgenler yapan Melekler için bulunmaz nimetti.
Devir hız devri
Barça bütün ofansif güzellikleri sahaya yansıtırken, Şeytanlar Nani gibi uzaktan şutu olan çok önemli bir kozunu yedek oturtuyor, Scholes gibi çabuk ve dikine pas yapan bir yıldızını da oynatmayı düşünmüyordu..
TARİH 5 Mayıs 1996.. Avni Aker’de şampiyonluk düğümünü çözecek karşılaşma oynanıyor.. Abdullah’ın golüyle ilk yarıyı 1-0 önde kapayan ev sahibine beraberlik bile yetiyor.. Ancak Karadeniz Fırtınası, rakip kaleyi abluka altına almış, adeta Rüştü’yü şut yağmuruna tutuyor.. Bir frikikle, Oğuz Çetin’le beraberliği buluyor Fenerbahçe.. Ve maçın bitimine 8 dakika kala ilk organize atağını sol kanattan Erol Bulut’la geliştiriyor.. Sislerin içinden çıkan Aykut Kocaman, Fenerbahçe’ye belki de şampiyonluğu getiren golü atıyor..
Maç bitimi Fenerbahçeli oyuncular büyük seviç yaşarken, tüm maçı tek kale oynayan Trabzonsporlu oyuncular ve kent adeta yıkılıyor.. Maçın kader adamı Aykut Kocaman, TRT mikrofonlarına tarihe geçecek o cümleleri söylüyor:
“Attığım gol belki de şampiyonluğu getirecek. O yüzden çok mutluyum. Ama Trabzonsporlu meslektaşlarımın içinde bulunduğu durumunu düşündüğüm zaman da üzülüyorum..”
Aradan 15 yıl geçti ama..
Aykut’un bu sözleri Türkiye’ye bomba gibi düştü.. Başta Trabzonspor camiası olmak üzere kamuoyunun büyük kısmı Kocaman’ı alkışladı.. Trabzonspor ise büyük bir travma yaşadı sezon sonunda.. Osman isimli bir genç, kaçan şampiyonluk yüzünden yaşamına son verdi.. Aradan 15 yıl geçti.. İki takım yine müthiş bir yarış verdiler.. İkisi de inanılmaz performans sergiledi. Bir Trabzonspor öne geçti, bir Fenerbahçe.. Ama Eskişehir’deki golsüz 90 dakika sonunda Fenerbahçe önemli bir avanrtaj yakaladı.
İkinci yarı başlarken Fenerbahçe tribünleri sanki 3-0 geride olan değil, önde olan takımın taraftarları gibi alkışladı takımını ve tek bir ağızdan “Fener gol, gol, gol” tezahüratı yapmaya başladı.. Santrayla birlikte yüklendi rakip kaleye Fenerbahçe ve Aykut Kocaman’a geldi top.. sıfıra yakın bir noktadan sol ayağıyla Simoviç’in üzerinden skoru 3-1’e getirdi Küçük Aykut.. Ve o maç Fenerbahçe’nin en önemli geri dönüş karşılaşması olarak tarihe geçti..
Ve dün gece... Bir başka tarihe tanık oldu Fenerbahçe taraftarı.. Üçü penaltıdan olmak üzere 5 gol atan Alex sarı lacivertli forma altında bir maçta en çok gol atan yabancı oldu.. Takımın başındaydı bu kez Aykut Kocaman.. Antalyaspor maçıyla geri dönüş, adeta bir masala dönüştü.. 9 puanlık farkın kapanması farkın kapanması, Beşiktaş ve Galatasaray maçlarının geri dönüşleri, İzmir Atatürk Stadı’ndaki unutulmaz Buca maçı masalın en akılda kalan anlarıydı..
Evet masalın “Beyaz Atlı Prensi” kuşkusuz Alex.. Ama onun aklı kadar, yüreğini ortaya koyanlar da masalın en önemli parçaları.. Emre, Gökhan, Niang, Volkan, Lugano, Stoch, Mehmet, hatta Santos..
Kocaman bir sevinç var Fenerbahçe’de.. Daha lig bitmedi.. Henüz şampiyonluk gelmedi.. Ama bu takımın ortaya koyduğu performans, 17 maçta 16 galibiyet alması, iç sahada 2011 yılında gol yememesi ve bunu kendi içinden çıkardığı bir teknik adamla başarması çok anlamlı..
“Fenerbahçe şampiyon olur mu?” diye soruyorlar.. Galatasaray derbisi öncesi de söyledim.. Fenerbahçe derbiyi kazandı bile, diye.. Fenerbahçe şampiyon oldu zaten.. Kendi özünün arkasında durarak, kendi özüne dönerek.. Bu geri dönüşlerin mimarını kulübeye koyarak..
BEĞENDiM
Alex’in penaltı atışlarınki soğukkanlılığını
BEĞENMEDiM
Futbol terörüne, holiganizme ve sporu çirkinleştirmeye çalışan herkese karşı taraf olmak zorundaydı.. Sert ama etkili bir karar aldılar.. Arkalarında durmak, desteklemek ve popülist yaklaşımlara taviz vermeden çözüm üretmek zamanı şimdi..
Ertuğrul Sağlam’ın konuşmalarını dinledim ceza kararından sonra.. Çok severim Ertuğrul’u.. Ama konuşmalarını sevmedim..
Olayların ne kadar futbolla ilgisi yoksa cezanın da o kadar yok!
Olayların ne kadar futbolla ilgisi varsa cezanın da o kadar var..
Bu karara, yaşananlara bir de Bursaspor Teknik Direktörü ceketini bırakarak bak! Neler görüyorsun? Olaylara karışanların Bursaspor taraftarlarıyla ilgisi olmadığını söylüyorsun.. Ama ilgileri var.. Hatta bazıları tribünleri doğrudan yönlendiren isimler.. Hemen hepsi deplasmanda sizi destekleyen isimler.. İstanbul’da Beşiktaş taraftarıyla çatışan, Fenerbahçe taraftarlarının üzerine meşale atan fanatikler..
Takımının yanına dönGeçen hafta futbolun içindeki bir Bursalı ile konuştum.. Yaşanan olayların çok üzücü olduğunu ve taraftarın artık kontrolden çıktığını söyledi.. Senin farklı düşünmene üzüldüm.. Hangi kupa, hangi derece, hangi puan, hangi gol bir insan hayatından daha değerli olabilir ki!
Bu cezalar verilmese, yarın Bursaspor çok kötü sonuçlar alsa o fanatikler sana veya futbolcularına saldırsa ya da Bursa’ya gelen konuk takım taraftarlarına karşı bu tür yaklaşımları devam etse ne düşünürdün?
Tek başına maç çevirme özellikleri nedeniyle savunmaya biraz daha az katkı yapmaları göze alınır.. Ama hem savunmada sıfır, hem hücumda yoksanız adınız Guti de olsa fark etmez.. Rakibin istekli ve baskılı oyunu karşısında, hafta içindeki idmanları ciddiye almamanın, iyi yaşamamanın faturasını ödersiniz..
Hasagic ve Fernandes
Bazen de adınız yıldız değildir.. Görev adamıdır.. Basit, gösterişsiz oynarsınız ama takımın en çok ihtiyacı olduğu anda çıkıp golünüzü atarsınız.. Sivok’un yaptığı gibi.. Beşiktaş sadece kupayı kazanmaya gelmemişti Kayseri’ye.. Devre arasında yapılan ve dünyada yankı bulan transferlerin de karşılığını almak istiyordu siyah beyazlılar.. Tayfur Havutçu soğukkanlı görünse de baskı altındaydı..
Abdullah Avcı daha sakin olan tarafın hocasıydı.. Her sezon üstüne biraz daha koyduğu takımıyla neler yapabileceğini özellikle ikinci 45 dakika gösterdi.. Ayağa pas, hızlı oyun, baskılı savunma ve diri futbolcularıyla kupayı almaya çok yaklaştı..
Heyecanlı, tempolu ve 4 gollü 90 dakikanın ardından uzatmalarda kupayı kazanmaya çok yaklaştı Beşiktaş.. Ama karşısında Hasagic’i buldu.. Dün sahanın en iyi iki isminden biri Bosnalı kaleci, diğeri Fernandes’ti.. Tüm takımın yorulduğu anlarda topu hep iyi kullandı.. Yaptığı ortalarla, verdiği paslarla atakları yönlendirdi.. İki golün de asisti ondan geldi..
Yedek güçler; Almeida ve Gökhan da takımlarına önemli katkı yaptı.. Penaltılarda kazanmak da, kaybetmek de bıçak sırtında yürümek gibi.. Önemli olan üstlendiğin işin hakkını vermek.. Yaşantınla, performansınla takımının ihtiyacı olduğu anlarda ayakta kalmak.. Penaltı kurtarmaktan ya da kaçırmaktan öte bir olgu.. Önce işin hakkını vermek..
BEĞENDiM
Türkiye Kupası finaline yakışan mükemmel stat düzenlemesi ve organizasyonunu..
Anneler Günü’nde maç boyu annelere küfrettirdin o tribünleri. Fenerbahçeli futbolcular Karabük tribünlerine çiçekler dağıttı, çok anlamlı bir pankartla çıktılar. Ama bizzat senin yönlendirdiğin tribünler o futbolcuların annelerine ağıza alınmayacak küfürler yağdırdılar. Adını, sanını bilmiyorum. Polis kameraları sana yöneltildiği için kimliğin çok kolay tespit edilebilir. Beyaz bir tişört, koyu renk bir eşofman altı giymiştin. Karabükspor başkanına bile maç öncesi küfür ettirdin o tribünleri.
Bu takımı herkesin sempatisini kazanmış bir kulüp haline getiren, Feridun Başkan’a yaptın bunu. Hani yasa falan çıktı ya. O yasa senin gibileri bu tribünlerden temizleyecekse, rakip seyircilerin üzerine meşale atan, polise falçata çeken holiganları yok edecekse sonuna kadar arkasındayım.
Uygulayan valilerin, emniyet müdürlerinin, federasyon ve kulüp başkanlarının sonuna kadar yanındayım. Emre’ye, Volkan’a, Anneler Günü’nde küfür ettirmenin, bunu göz göre göre yapabilme cesareti taşımanın bir karşılığı olması gerek, öyle değil mi?
Bu kez kararlılar
Ve maç. Gol gelene kadar Fenerbahçe her maçı 16 Mayıs 2010’da Trabzonspor’la mücadele ediyormuş gibi stres içinde, ama büyük bir soğukkanlılık ve istekle oynuyor. Şampiyonluğu çok istiyor Fenerbahçe. Her futbolcu önemli katkı yapıyor.Dün Lugano ve Stoch çok istekliydi. Sahada görünmeyen Alex bir final pasıyla düğümü çözdü. Gökhan, Emre, Selçuk, Mehmet ikinci yarı açıldı. Kalan iki maç da zor. Ama en zorunu 1 yıl önce yaşadı bu futbolcular. Bir daha yaşamamak için de çok kararlılar.
BEĞENDiM
F.Bahçeli futbolcuların hücum isteklerini, Karübüklu oyuncuların savunma dirençlerini.
BEĞENMEDiM