Altan Tanrıkulu

1 maç 4 mektup

1 Kasım 2011
DÖRT mektubu var bu maçın.. Alıcılarının çok iyi okuması gereken.. İlki Hiddink’e.. İkincisi Alex’e.. Üçüncüsü Emre’ye.. Dördüncüsü Namoğlu’na..

Sözü önce küçüğe söyleyelim ve Emre’yle başlayalım.. Ülkenin en iyi orta saha oyuncususun Emre.. Dünya’nın en iyi orta saha oyuncularından biri de olabilirdin.. Daha sakin, daha sabırlı olabilsen.. Ama seni olduğun gibi kabul edip, öyle sevmeye ve hatalarını söylemeye çalışan kesimden oldum hep.. Düne kadar.. Dün çok önemli bir maç oynadı Fenerbahçe.. Neden Fenerbahçe olduğunu gösterme maçıydı belki de.. Alex’siz vereceği tepkiyi görme maçıydı..
Geçen sezona dair iddiaları bir kez daha yanıtlama maçıydı.. Şampiyonluk yarışın avantajını sürdürme maçıydı.. Senin yaptığın o hareketin cezası kırmızı olmalıydı.. Hakem vermedi, veremedi.. 9 kişi Galatasaray’ın yenilgisi belleklerdeyken o hataları yapmamalıydın.. Mücadelen yine olsun.. Ama artık maçta kal Emre..

Alex’e mektup

İkinci mektup Alex’e.. Sana karşı hep dürüst olmaya çalıştım kaptan.. Dünkü hareketinin de kırmızı kartı gerektirdiğini düşünmüyorum.. Ama bu takım, bu taraftar ve bu camia sana bu kadar sarılmışken çok daha dikkatli olmalısın.. Beşiktaş maçında gösterdiğin müthiş performansın ardından gördüğün kart takımı biraz olsun sana bağımlı olmaktan uzaklaştırabilir.. Bu da inan saha içinde en çok sana yarar..
MHK Başkanı futboldan gelme.. Hakemlerle ilgili değerlendirmelerini televizyon kanallarında yapmasını, kendi hakemlerini sert şekilde cezalandırmasını doğru değil.. Dünkü maçı ya da Arena’daki karşılaşmayı Cüneyt Çakır yönetse ne olacaktı? Onu de yerden yere vuracak mıydı? Euro 2012’de olma yoluna taş mı koyacaktı? Son mektup Hiddink’e.. Neden diye sordum size bu satırlardan defalarca.. Yine soruyorum.. Azerbaycan’a iki maçta bir gol atan Mill Takım’da neden Caner yok, neden Mehmet Topuz yok? Kazım’dan ya da Aurelio’dan eksikleri neler?

Yazının Devamını Oku

Kocaman formsuzdu

28 Ekim 2011
ALEX topu boş kaleye gönderdiği an yeniden başladı maç.. Galibiyeti en çok isteyen Beşiktaş seyircisiydi..

Ardından Fenerbahçe cephesi odaklıydı 3 puana.. Sahadaki 11 Beşiktaşlı ise rakibin pas üstünlüğünü ve oyunun kontrolünü eline geçirmesinin ardından ikinci golü yememe amacındaydı.. Carvahal henüz pes etmemişti.. Beraberliğe karşın doğru bir hamle yaptı ve takımın cesaretini artıracak Almeida kozunu oynadı.. Kocaman’ın Stoch’u alması hatta Mehmet Topuz’u çıkartması normal karşılanabilirdi o an.. Ama sahanın en iyisi ve bütün Fenerbahçe ataklarının içindeki adam Caner’i çıkartması, takım oyunu oynamamakta direnen Özer’i o kritik an sahaya sürmesi Beşiktaş’ı öne geçirdi..

Kocaman’ın son maçlardaki skorlara bakıp bir şeyi düşünmesi gerek.. Herşey Alex’ten beklenemez bu takım için.. Niang gitti.. Dia yok.. Emenike rüyası erken bitti.. Devreye sokulacak tek isim kaldı.. O da Sezer.. Samsun’a karşı ikinci 45 dakika oynasa Fenerbahçe sahadan farklı galip ayrılırdı.. Dün Özer’in yerine o tercih edilip, Emre de ileri atılsa galibiyet gelebilirdi.. Özer’in kafaca hazır olmadığının göstergesi son dakikada geçen yılki Galatasaray derbisinde olduğu gibi kaçırdığı goldü.. Kocaman’ın Caner gibi ritmini bulmuş bir ismi çıkarıp Sezer’i düşünmemesi Beşiktaş’a maçı veriyordu.. Bir duran top puanı getirdi..

Yabancılar oynayınca

Beşiktaş’ta çok eleştirilen yabancılar sorumluluk aldı ve sonuç geldi.. Simao tek hareketle ilk yarı için avantaj sağladı.. Quaresma tek asistle skora etki etti. Almeida pas aldığında neler yapabileceğini gösterdi..
Beşiktaş iyi savunma yapar, arkada bu maçta olduğu gibi kademeyi sağlam tutarsa zirve yarışına ortak olur.. Avrupa Ligi’nde tekrar avantaj yakalar.. Carvalhal’ı kutlamak gerek.. Beraberlik için değil, bütün eleştirilere karşın takımı ayakta tutmayı başardığı için.. Ve Aydınus.. Tebrik etmekten başka şey söylemek gereksiz.. Sanırım onun bu performansı en çok meslektaşlarını rahatlatmıştır..


 

Yazının Devamını Oku

Büyüdüler gol atıyorlar

26 Ekim 2011
Ağları sarsan, asist yapan gençler kendilerine güvenenleri mahcup etmediler.

Gaziantepli Muhammet, Manisalı Ahmet İlhan, Kayserili Okay, takımlarının galibiyetlerine katkıda bulunarak, teknik adamlarını mutlu ettiler.

SÜPER Lig’de bu hafta tadımız yoktu. Terör, trafik ve deprem nedeniyle kaybettiğimiz yüzlerce vatandaşımızın arkasından ülke olarak hala yastayız. Özellikle depremzedeler için başlatılan büyük yardım kampanyaları ve şehitlerimizin arkasından gösterdiğimiz duruş ülkemizin birlik-beraberlik içinde olduğunun göstergesiydi..
Maçlar kalitesizdiHaftanın futbol açısından çok da parlak geçtiğini söyleyemeyiz.. Golsüz ve kalitesiz maçlar vardı. Ancak bazı maçlarda ortaya çıkan ve denizdeki inci misali parlayan gencecik yıldızların da varlığı bizi sevindirdi..
Gaziantepsporlu Muhammet Demir, Manisasporlu Ahmet İlhan Özek, Kayserisporlu Okay Yokuşlu, attıkları gollerle ve yaptıkları hareketlerle takımlarının galibiyetlerine katkıda bulunarak, kendilerine şans veren teknik adamları mutlu ettiler.

Asla ‘Ben oldum’ demeyeceksin

Samsunspor’un Fenerbahçe’den kiraladığı genç Ertuğrul’u Kadıköy’de kaleye geçirmesi de dikkat çeken bir başka gelişmeydi gençler adına.. Yine de şansını çok iyi kullanamayan isimler vardı gençler arasında.. Galatasaraylı Aydın Yılmaz, Bursasporlu İsmail Haktan gibi..  İlerleyen haftalarda gençler yine forma şansı bulmaya devam edecekler..
Onların sergilediği performansı sadece golle değerlendirmek doğru değil.

Yazının Devamını Oku

A Planı’na dikkat!

24 Ekim 2011
F.BAHÇE ligin en oturmuş takımı..

Teknik direktör oyunculara, oyuncular da teknik direktöre güveniyor.. Tek başına maç alabilecek yıldızları da var, takım oyunu oynayanlar da.. Yedek kulübesi güçlü, alternatif isimlere sahip.. Taraftar istekli, takımın arkasında.. Ama bir konu var ki yavaş yavaş Fenerbahçe için sıkıntı oluşturmaya başlıyor.. A Planı çok net bilinyor Fenerbahçe’nin..
Sahaya hangi dzenle çıkacağı, hangi futbolcunun bindirme yapacağı, Alex’in nerelere sızağı, Emre’nin koordinatörlüğü, Semih’in ikiye birleri ezberlenmiş durumda.. Bunları iyi analiz eden, savunmada basit hata yapmayan ve orta sahada Fenerbahçe’nin pas ritmini bozan takımlar puan şansını yükseltiyor..

Alex’in yerine Sezer

B ve C planlarına sahip Fenerbahçe.. Hatta daha fazlasına.. Ama bunları devreye girdiği anlar çoğunlukla maçın sonları oluyor ve takımın önemli oyuncuları fiziksel olarak düşüş yaşıyorlar..
Peki ne yapmalı Aykut Kocaman? Puan kaybı elbete olacak.. Ama sahaya çıkan oyuncuların bu ligin görünümüne uygun olması gerek.. Niang gittikten sonra bu takımın uç oyuncusu Semih ve Bienvenu oldu.. Ama ikisi de iyi yedek aslında.. Biri çabukluk, diğeri beceri olarak üst düzey değiller.. Alex’in önünde oynayacak futbolcu bu kadro da ancak Dia olur..
Onun Nancy’de bir ara üstlendiği uç forvet kimliği Fenerbahçe’ye devre arasına kadar kritik goller kazandırabilir.. Omuzundaki sakatlık ne kadar sürer bilemiyorum.. Ama o takıma döner dönmez ilk onbire monte edilmeli ve hücuma daha hızlı çıkılmalı.. Özer’in toparlanması bir kazanç.. Ama Kaköy seyircisi Özer’e garip bir tavır koyuyor.. Özer bunu yıkmak için çok ama çok çalışmalı.. Pas hatalarını azaltmalı.. Sezer devreye sokulmalı.. Alex’in yetensiz kaldığı anlarda tüm riski gözetip Alex’in yerine Sezer’i oynatmalı Kocaman?
Lig güzelleşiyor.. Puan kayıpları da ligin tadı tuzu.. Samsunspor’un mücadelesi, oyuncuların boş alanları akıllı kapatışı puanı getirdi..

Yazının Devamını Oku

Zaafları ortada

23 Ekim 2011
ÖNCE Eskişehir, ardından Bursa.

Farklı amaçlar için mücadele eden dört takımın maçlarını seyrettim dün. Önce Ahmet İlhan’ın harika golü aklıma kazındı, ardından Eskişehir-Bursa yolu üzerindeki çalışmalarda doğru dürüst ışıklı bir uyarı levhasının olmayışı.
Bursaspor’un daha çok istediği ilk yarı biterken Trabzonspor’un yol yorgunluğu da benimki gibiydi. Takımın aslarını etkilemişti. İkinci yarıda Ozan’ın ısrarı, Sestak’ın fırsatçılığı öne geçirdi evsahibini. Dirençli ve organize oynuyordu Bursaspor. Orta sahası dağılan rakibinin boş alanlarını iyi değerlendiriyor ve hızla karşı alana geçiyorlardı. Ama bir türlü son hareketi yapamadılar. Final paslarını atmada başarısız olunca da tempoyu yükseltmenin dışında Bursaspor bu bölümde avantaj yakalayamadı.
Trabzonspor iyi değildi ama hala joker hakkını kullanmamıştı. Bu tür maçlarda asla yapılmaması gereken basit bireysel hatalardan biri penaltıyı getirdi.
Burak ısrarla takip etti ve Viyana’daki penaltının aynısını yaptırdı kaleciye. O penaltı sonrası kırmızı mı, sarı mı tartışmaları olmuştu.
Burak’ın dünkü açısı daha rahattı ve pozisyonu kameraların olduğu açıdan ve üstten gördüğüm için bence kaleciyi geçse golü atardı. Hakem Abay sarıyı tercih etti bu pozisyonda.

İçeride kaybetmemeli

Biri geçen sezon diğeri bu sezon ülkemizi Şampiyonlar Ligi’nde temsil eden iki takımımızın biraz daha iyi ve organize futbol oynamalarını bekliyoruz haklı olarak. İki takımın da zaafı ortada. Trabzonspor’un savunma göbeği kötü. Bursaspor bitirici bölgede zayıf. Dünkü maçın röntgeni iki takımın bu sezonu şampiyon bitirebilmeleri için bu tür maçlarda yüzde 90 performans sergilemeleri gerektiği şeklinde.

Yazının Devamını Oku

En kötüsü F.Bahçe

22 Ekim 2011
BEKO Basketbol Ligi başladı..

THY Euroleague başladı.. Basketbol futbola yakın çekişmeye sahne olacak bu yıl. Özellikle Anadolu Efes’in kadrosu, MP Galatasaray’ın hamleleri ile potalar çok renklendi. Ve Fenerbahçe.. Hızla geriye gidiyor sarı lacivertli takım. Geçen yıl Barcelona’yı deplasmanda yenen ekip sahasında kaybetmeye başladı. Evet rakip güçlüydü. Ama Anadolu Efes’in yendiği Partizan da Avrupa’nın en zor deplasmanlarından biri ve iki yıl önce Final Four oynamıştı. Kadrosunda NBA’den gelen iki yıldız vardı. Efes buna karşın bir takım olgusuyla hareket ediyor. Bunda da başrol Ufuk ve Kerem’in.. Biri sahada, biri kenarda takımı kusursuz yönetti. Yeni transferlerin katkısı müthiş.
Fenerbahçe toparlanmalı. Kenar yönetiminin ne kadar kötü olduğunu Kayseri’deki Galatasaray maçında görmüştük. Dökülen Kaya’nın oyunda olduğu bölümlerde Fenerbahçe kilitlendi. Bogdanoviç geçen yılın sayı kralı olmuş ismi değil sanki. Spahija bu takımı iyi tanımalı. Fenerbahçe, etkili savunmanın yanı sıra içeriden oynarsa maç kazanacak bir takım. Galatasaray karşısında olduğu gibi sürekli boş dış şutlar çok maç kaybettirir bu takıma..

Bünyamin Gezer’li günler

- BÜNYAMİN Gezer hakemliği bıraktı. Hayırlı olsun. Giderayak MHK’yi suçladı. Karabük-Galatasaray maçındaki kararı yüzde yüz doğru, hakemliği bırakma kararı çok büyük hataydı. Muslera’ya gösterdiği kırmızı kart rakibe kasıt yüzünden değil bariz gol şansını engellediği içindi. Aynı hafta Tisdell, İnönü Stadı’nda kaleci Cenk’in hatasından ceza alanı dışında topu kaptı ve golü attı. Kademeye Ekrem girmişti ve son bir hamleyle topu çıkartmak istedi. Eğer Cenk, Tisdell’i düşürseydi, Ekrem kademede olmasına karşın bariz gol şansı yok olmayacaktı. Karabük’te de Shelton Muslera’yı geçseydi, Ujfalusi‘nin varlığına karşın bariz gol şansını eline geçirecekti. Bu tür pozisyonlarda kademede bir oyuncunun daha olması kalede kaleci varken önemli. Eğer kale boşalmışsa doğal olarak bariz gol şansınız da artıyor demektir. Gezer bu konuda haklı, ona maç vermeyen MHK haksızdı. Gezer’in hakemliği bıraktığı gün TRT’ye başlaması ülkemiz adına düşündürücü, onu ikna eden programcıların hamlesi ise televizyonculuk adına müthişti.

Tartışması yok!

- VE penaltılar.. Kayseri’de Bilica, Mersin’de Bekir’in elle kestiği topların tartışması yok. İkisi de net penaltı. Fenerbahçe’nin ligin ilk üç haftasında Caner’in düşürülmesine, Danny’nin elle oynamasına verilmeyen penaltılarında, Semih’in golünün geçersiz sayılmasındaki tepkilerinin ardından iki deplasmanda iki önemli hata yapıldı. Keşke olmasaydı. Ujfalusi’nin elle kestiği, Eboue’nin düşürüldüğü pozisyonlara da penaltı verilseydi. Gaziantep’te İsmail haksız atılmasaydı. Ama oluyor işte.. MHK’nin iş zor.. Her zaman olduğu gibi..

Miroslav Stoch..

- ŞAMPİYONLUĞA büyük katkı yaptı.. Geçen hafta İstanbul BB maçının kazanılmasında da başrol oynadı. Ama hala çocuk.. Dia da katkı yaptı şampiyonluğa, Caner de, Semih de.. Onlar da yedek.. Hatta 3 yıl önce milli takımda oynayan, Şampiyonlar Ligi’nde fırtına gibi esen Uğur da o kanatta yedek.. Sezer de, Özer de yedek kalıyorlar.. Hatta takımdan ayrılan Güiza bile şampiyonluğa katkı yaptı. Stoch bir şeyi bilmeli.. Fenerbahçe’de yedek iken bir gol atıp o stadı ayağa kaldırmak Twente’deki 12 gole bedeldir.. Daha dikkatli olmalı ve sırasını beklemeli. Sırası geldiğinde gol atmak için oynamamalı.. Takım için mücadele etmeli. O zaman goller gelecek, asistler gelecek. Tıpkı Belediye maçında olduğu gibi..

Yazının Devamını Oku

Ya koşacaksın ya iş bitireceksin

19 Ekim 2011
Süper Lig çalıştırıcıları tercihlerini önce rakibi bloke etmekten yana kullanıyorlar. Hal böyle olunca da sahada daha az koşan oyuncularınızdan skora katkı yapmalarını ya da skora az katkı yapan oyuncularınızın çok iyi mücadele etmelerini bekliyorsunuz. İkisini birden yapan isimlere ise bütün dünyada olduğu gibi dört elle sarılıyorsunuz.

BAROS, Semih, Dia, Stoch, Sezer, Sercan, Alanzinho, Zec, Cenk Tosun.. Örnekleri çoğaltmak mümkün ama ilk aklımıza gelen isimler bu yıldızlardı bu hafta... Maça yedek kulübesinde başladılar, bazısı skora etki etti, bazısı edemedi.. Bazısı da hiç oyuna dahil olamadı. Teknik kapasiteleri yüksek ama defansif yönleri eksik bazı oyuncuları yan yana oynatmak istemeyen Süper Lig çalıştırıcıları tercihlerini önce rakibi bloke etmek sonra kazanmak üzerine kuruyorlar..
Böyle olunca da sahada daha az koşan oyuncularınızdan skora katkı yapmalarını ya da skora az katkı yapan oyuncularınızın çok iyi mücadele etmelerini bekliyorsunuz... İkisini birden yapan isimlere ise bütün dünyada olduğu gibi dört elle sarılıyorsunuz...

Kartal, defansta açıklar vermenin bedelini ödedi

Simao, Guti, Edu, Quaresma dörtlüsünü aynı anda oynatan Carvalhal ise, sahasında ummadığı bir yenilgiyle karşılaştı bu hafta... Özellikle savunma konusunda büyük sıkıntılar yaşayan ve beklere yardım yapmakta zorlanan Beşiktaş, Kayserispor’a çok geniş alanlar bırakmanın bedelini ikinci yenilgisini alarak ödedi.
İkinci yarıda sonuca gitti
Zorlu Bursaspor sınavında Kazım, Engin, Riera gibi savunma yönü kısıtlı oyuncuları oynatan Fatih Terim ise, Baros ve Sercan’ı ikinci yarıda oyuna sürdü ve sonuca gitti.
Bu iki oyuncunun sahada olduğu bölümde Engin, Kazım ve Riera oyunda yoktu. Fiziksel yönü kuvvetli, oyunun iki yönünü oynayan Elmander ise maçın tamamında yer aldı.

 

Yazının Devamını Oku

Dörde iki..

16 Ekim 2011
Beşiktaş hızla gerçeği görmeli.. Sahaya daha “yerli” daha “kalpten”, daha “mücadeleci” futbolcularla çıkmalı.. SIMAO, Quaresma, Edu ve Guti.. Hepsinin formda, hepsinin fit durumda olduğunu düşünün.. Yine de Kayserispor gibi ligin en genç, en dikine oynayan ve en iyi alan daraltan takımlarından birine karşı dördünü aynı an oynatmak hatadır.. Geri dönüş problemi yaşarsınız.. Rakibi baskı altına alamaz, rakip savunmanın arkasına çok rahat sarkamazsınız.. Bekleriniz, rakibin iyi iki kanat adamı yüzünden hücuma katılamaz..
Tüm bunları Carvalhal bilmiyor olabilir mi? Sanmam.. O zaman neden bu dört isim yan yana oynuyor.. Fenerbahçe Dia’yı, Stoch’u, Caner’i, Galatasaray Baros’u, Eboue’yi oynatmazken, Bursaspor Sercan’ı yedek bıraktığı dönemde şampiyon olmuşken.. Dünya futbolunun nereye gittiği apaçık ortada..

Daha yerli, daha kalpten

Futbolu domine eden kulüpler daha genç, daha hızlı ve daha güçlü futbolcular peşinde.. Bizse tam tersine koşuyoruz.. Beşiktaş hızla gerçeği görmeli.. Sahaya daha “yerli” daha “kalpten”, daha “mücadeleci” futbolcularla çıkmalı.. Beşiktaş’ın ünlü dört isminin yapamadığını Kayserispor’un iki genç yabancısı yaptı ve maç sonu alkış aldı..

Maçın ilk dakikasında ofsaytı bozan İbrahim, Amrabat karşısında çok zor durumlara düştü.. O bölgenin aksadığı belliydi.. Bir türlü önlem gelmedi.. Amrabat geçen hafta Gökhan’a attırdığı golün kopyasını Furkan’a attırdı.. Faslı oyuncu kalitesini ortaya koyarken Troisi de ona eşlik etti.. Gökhan iyi top sakladı.. Beşiktaş savunması Egemen ve Rüştü dışında çok kötüydü.. Ve hakem.. Özgür Yankaya maçı tekrar izlemeli.. Kritik yerlerde yaptığı hataları iyi görmeli.. Taca çıkmış topa düdük çalmadığı halde hakem atışı yaptırtması, topa müdahelelere sarı kart göstermesi iyi değildi..
Yazının Devamını Oku