Üçüncü dakikada korner atıyor Konya Şekerspor.. Fenerbahçe 11 kişiyle kendi ceza alanı içinde.. Rakip takımdan 3 kişi kendi orta alanına yakın.. Tek bir
F.Bahçeli yok yanlarında..
Tamam, İnter’le oynarsın, son dakikalarda skoru korumak istersin onu kabul ederim.. Ama Konya Şekerspor karşısında bunun anlamı nedir?
İkincisi Bilica? Ne seyircide kredisi kalmış ne de takım içinde.. Bundan sonra hangi maçta, hangi hatayı yapacak bilinmez.. Çok şeye mal olan Galatasaray derbisindeki hatasına benzer gereksiz topla oynama girişimlerini dün de sürdürdü.. Gereksiz yere göğsüyle pas verme isteğinden de kurtulmuş değil.. Onun yerine G.Saray’ın Semih Kaya’yı kazanğı gibi dün Hasan Erbey’i denese Fenenbahçe belki bir oyuncu kazanırdı..
Çift forvetin ışığı
Ve üçüncüsü.. Özgür ilk 45 dakika çok iyi oynadı.. Tek pasları, ileri geri çalışması, ortalarıyla alkış aldı.. İkinci yarı Stoch sola çekilince o da sağ kulvara
geçmek zorunda kaldı.. Etkinliği azaldı ama son goldeki asisti güzeldi.
Hücum yönü kuvvetli 3 oyuncuyla.. Gaziantepspor, Kadıköy’de maça çıkıyor.. 4 ofansif oyuncuyla.. İlk yarım saat 3-0 bitebilir, Fenerbahçe büyük bir şok yaşayabilirdi.. Kaçan goller, kırmızı kart derken devre oluyor..
Haftalardır uyarı yazıları yazıyorum.. Bu takımın temposu çağdışı diye.. Ligdeki 18 takımın en ağır forvet ikilisi Fenerbahçe’de.. Takımı rakip alana taşıyacak en çabuk iki isimden Stoch uzun süre yedek kaldı.. Dia iyileştikten sonra takıma giremedi.. Oysa rakipler hızlı..
Hücumda Emenike gitti, Niang gitti, fort henüz gelmedi denebilir.. Peki ya savunma kurgusu.. Fenerbahçe’nin kullandığı duran toplarda rakibi durdurmak için santrada bekleyen iki isim Ziegler ve Cristian.. Kafa vurmaya giden ise Gökhan.. Ceza alanı dışında şut çekmek için yer alan Gökay.. Bu kötü kurgu Gaziantep’in zaten o ana kadar atması gereken golün başlangıcını oluşturdu.. İkinci yarıda girmesi gereken oyuncular girdi ve maç koptu..
Kafanı rahatla
Basın toplantılarında, medyayla sohbetlerde hep aynı şeyi söyledin hocam.. “Gazeteleri, köşe yazarlarını okumuyorum.. Kimseyle oturup konuşmuyorum.. Evden kulübe, kulüpten eve gidiyorum” dedin..
Aş kendini hocam.. Önce kafanı rahatlat.. Baskıdan kurtul..
Bugüne kadar çok hızlı bir takım oluştursan en fazla bu kadar puan kaybeder, 5 puan önündeki Galatasaray’ın 4 puan gerisine düşerdi Fenerbahçe.. Ama hücum zenginliği ve diriliğiyle taraftarını mutlu ederdi.. Şimdi birçok maç kazanırken de sıkıyor, kaybederken de..
Oysa çoğu takım için transferden önemli olan takım olgusunun sahada yaşanması, duygu birlikteliği ve teknik adama olan saygıdır.. Bu ışığı yakalayan takımın bileği kolay kolay bükülmez..
Ankaragücü’nün son üç sezonda yaşadıkları ortada.. Şampiyonluğu hayal ederken küme düşmenin en büyük adayı haline geldiler.. Buna karşın şimdiye kadar ligin en arzulu, en isteyen takımlarından biri hala Ankaragücü.. Kimseye karşı pes etmiyorlar.. Korkmuyorlar.. Üstelik ne yabancıları var, ne de paraları..
Böyle bir rakibe karşı oynadı Beşiktaş.. Favoriydi, topa rakibinden çok daha fazla sahip oldular.. Özellikle ikinci yarıda bu oran çok arttı.. Ankaragücü ofsayta takılan güzel kontratakları dışında hiç etkili olamadı ikinci yarı.. Oysa ilk yarı oyunu daha organize oynayan ve Turgut Doğan’la gole yaklaşan yine onlardı..
Carvalhal’ın bahanesi kalmadıCarvalhal’ın bu maçla ilgili “yorgunduk” sözünü artık kullanmaması gerek.. Çünkü tüm takımlar aynı şartları paylaşıyor.. Galatasaray 2-0 geriden gelip 4 gol atıyorsa şampiyonluga oynayan takımlar saha içi dizilişlerini,
hücumcu sayılarını ve oyun anlayışlarını gözden geçirmek zorunda..
Quaresma gibi bir silah 1 ay daha olmayacak.. Simao hazır değil.. Fernandes ve Ernst çok gayretliydi.. Mustafa ve Veli de öyle.. Ama takımın uç bölgesinde oynayan Almeida’nın durgunluğu skor üretememe hastalığının baş nedeni oldu..
Beşiktaş sezonu mutlu bitirmek istiyorsa kazanmayı sadece duran toplarda veya kenar ortalarında aramamalı.. Bu özellikler çoğu takımda yok ama Beşiktaş’ın da Burak tipinde savunma arkasına koşu yapan forvete, top
Sayın Bakan, 1.5 milyar lira harcanarak 18 yeni stat yaptırılacağını söyledi. Kayserispor, Galatasaray dışında Trabzonspor ve Bursaspor da modern statlara kavuşacaklar. Beşiktaş’ın stadının yerine yenisini yapmak için Anıtlar Kurulu’yla görüşmelerin sürdüğünü belirtti. Devletin bu olağanüstü hamlesi olmasa Galatasaray bu yıl Ali Sami Yen’de maçlara başlayacak, diğer kulüplerin gelirlerini artırma yolu tıkanacaktı.. Bu hamle için başta Başbakanımız olmak üzere emeği geçen herkese öncelikle teşekkür etmek gerek..
Gelelim stadını kendi yapan bir kulübe.. Aziz Yıldırım devlete bir stat yaptırmadı.. Topuk Yaylası’ndan, Ankara girişine kadar akla gelecek her yere tesis yaptı..
Fenerbahçe 14 yıldır devletten para almadan büyüdü.. Ama her alanda devlete para kazandırdı.. Kayıt dışı futbol ekonomisini çökerten isim oldu Aziz Yıldırım.. Lisanslı formalarla başlayan ve saatten kaleme, kol düğmesinden içme suyuna, banka kartından bebek zıbınına kadar her sektörün futboldan para kazanmasının yolunu açtı Fenerium hamlesiyle..
Devletten para almadı
Fenerbahçe ne devletten, ne karayollarından, ne Kadıköy Belediyesi’nden ne de Kızılay’vari kuruluşlardan para almadan stadını yaptı.. Başkanı ve yöneticileri gece gündüz o çalışmanın içindeydi.. Şampiyonlar Ligi’nde mücadele ederken bir tribünü yoktu..
Fenerbahçe, kombine ve loca satışlarıyla kulüplerimize yayın gelirleri dışında nasıl para kazanılacağının, nasıl devlete yük olunmayacağının kapısını araladı.. İsteyen bu yoldan yürüdü, isteyen başka kulvarlara koştu..
Fenerbahçe, ardına aldığı Ülker ismiyle bütünleşerek basketboldaki Efes üstünlüğüne son verdi. Bu sportif başarıyı Avrupa’nın en modern salonlarından birini sponsoruna inşa ettirerek ve açılış yılında Final Four oynama hakkını kazandırarak taçlandırdı..
90 dakikayı çok daha zorlu hale getiren Volkan’ın hatası, Stancu’nun füzesi ve artık geleneksel hale gelen Fenerbahçe’nin hücumdaki bitkin görüntüsüydü.. Maalesef Semih’in Antalya’daki Bienvenu’den farkı kalmamış gibiydi..
F.Bahçe puan kaybedebilir, maç kaybedebilir, hatta şampiyonluğu kaybedebilir.. Ama Fenerbahçe kredisi yüksek bazı oyuncuları kazanma yeri olmamalı.. İlk 11 doğru kurgulanmalı.. Dünkü maçın 2. yarısında Stoch’un oynatılmaması büyük hataydı.. Emre Çolak’ın 2 gol attığı haftada sizin maç kazanmanız için ceza sahası dışından isabetli şut atan isimleri sahada tutmanız gerekir..
En iyi orta saha
Dia’nın etkinliği Caner’den fazla oldu.. Buna karşın Cristian da Mehmet de kalitelerinin çok çok altında kaldılar.. Onların bütün açıklarını kapatan, takımını yenilgiden kurtaran isim Emre oldu.. Emre bu futboluyla uzak ara ülkenin en iyi orta alan oyuncusu.. Selçuk İnan’la birlikte oluşturdukları ikiliyi Abdullah Avcı’nın pek bozma ihtimali olmadığını bir kez daha gördük..
F.Bahçe’nin puan kaybetmesini Alex’sizliğe bağlayanlar olabilir.. Bu düşüncelere her zaman saygım var.. Ama Alex’le Samsun’a, Manisa’ya, Gençler’e, kaybedilen puanları ve G.Saray maçındaki futbolu da unutmamak gerek.. Alex dün sahada olsa Emre’nin kullandığı müthiş kornerleri kullanır, ara pasları atar ve harika golüyle takımının yenilgisini önleyen kaptan olabilirdi.. Emre de aynı performansı gösterdi, üstelik sahanın en çok top çalan oyuncusu olarak..
Orduspor oyuna ürkek başladı, ama Stancu’nun nefis golüyle istediğini aldı.. Dünkü maçta yazılması gereken iki isim daha vardı.. Biri harika oynayan Gosso, diğeri hakem.. Gosso sezon başından beri böyle.. İnşallah Özkalfa bir sonraki maçta daha iyi performans sergiler..
Her teknik adam kafasında farklı bir kurgu oluşturur, rakibini mat etmek için. Bazen beklenmeyen faktörler işini inanılmaz zorlaştırır, bazen de ilk dakikada atılan bir gol çok kolaylaştırır. Dünkü maçı kafamda oynarken Mehmet Topuz’u, Emre’nin yanında, Dia’yı da sağ kanatta düşündüm. Oyunun kilitlendiği anlarda Stoch ortaya doğru yaklaşıp kaleyi zorlayacak, Dia takımın vitesini yükseltecekti.
Kocaman’ın tercihi Cristian’lı ve orta sahada çok pas yapan bir düzen oldu yine. Alex çıktıktan sonra mutlaka ve mutlaka Dia kanada alınıp Stoch, Alex’in pozisyonuna çekilmeliydi. Alex’le de Alex’siz de takımın bu kadar ağır oynaması sadece forvetlerin yetersizliği nedeniyle değil, kanatlardan yeterince akın üretilmemesinden kaynaklandı.
Antalyaspor oyunu beraberliğe götürmeye çalışan, yaş ortalaması yüksek ve savunmasını çok açmayan bir takım. Mehmet Özdilek istediğini alırken Kocaman’ın, Bienvenu’yü sahaya sürmesi belki de maçın kırılma anıydı.
Aykut Kocaman’ın neden Dia’yı alternatif isim olarak düşünmediğini bilemiyorum. Neden çok kötü giden bir oyun şablonunu haftalardır değiştirmemekte ısrarcı olduğunu da anlamış değilim. Fenerbahçe hızlı oynamalı, çabuk oynamalı, kanatları etkin kullanmalı derken orta sahada binlerce pas yapan ama kaleye gitmekte ligin çok zorlanan takımlarından biri haline geldi. Alınmak istenen Borges 31 yaşında ve Avrupa’da hiç forma giymemiş. 15 günde bu sisteme adapte olabilecek mi? Yurt dışından bir isim aranacağına İstanbul BŞB’nin forveti Webo kiralanabilir.
Evet, bir şeyler yapılmalı. Haftalardır zorlanan takım ikinci yarıda iyice temposunu kaybedebilir ve telafi şansı da bulamayabilir. Bizden bir kez daha uyarması.
SÜPER Lig’de 16 haftayı geride bıraktık.. Perşembe günü ilk yarı sona erecek.. Hızlandırılmış fikstürle, yoğun tartışmaların, ilginç olayların ve futbol tarihimiz damga vuran gelişmelerin yaşandığı 2011 biterken bazı takımlar beklentileri karşıladı, bazıları ise oldukça kötü bir dönemi geride bıraktı..
13 puanlık sürpriz
Geçen yıl Fenerbahçe’yle girdiği amansız şampiyonluk yarışını averajla ikinci sırada bitiren, bu sezon da ülkemizi Şampiyonlar Ligi’nde başarıyla temsil eden Trabzonspor’un 16 hafta sonunda zirveden 13 puan geride kalması kuşkusuz en büyük sürpriz oldu.
Bordo mavililerin bir ara ligde ikinci sıraya kadar yükselmelerine karşın son haftalarda aldıkları kötü sonuçlar ve seri yenilgiler bu farkı doğurdu. Ara transferlerle birlikte bu sezon ilk kez uygulanacak play-off sistemi de Trabzonspor’un ikinci yarıya daha pozitif bakmasını sağlıyor.
Timsahlar neredeyse küme düşme hattına inecek
Trabzonspor gibi hayal kırıklığı yaratan bir başka takım da Bursaspor oldu.. İki sezon önce şampiyonluk sevinci yaşayan Timsahlar bu sezon neredeyse küme düşme hattına inmek üzereler.. Hücum hattında büyük problem yaşayan Ertuğrul Sağlam’ın öğrencileri aynı Trabzonspor gibi devre arası operasyonuyla tekrar iddialı konuma gelmeyi ve en azından ligi ilk 8 arasında bitirerek Avrupa bileti almanın hesaplarını yapıyorlar.. Bursaspor gibi Kayserispor ve Gaziantep de ligin üst sıralarını hedeflerken birden aşağıya düşen takımlar oldular.. Kayseri biraz olsun toparlanırken bu hafta oynanacak Bursa maçı Gaziantep açısından büyük önem kazandı..
Tayfur Havutçu’nun dönüşü moralleri yükseltti
Ligin zirvesine gelince.. Galatasaray ve Fenerbahçe zaman zaman çok iyi, zaman zaman da kötü performans sergilemelerine karşın aynı puanla ilk iki sırada yer aldılar.. Avrupa Ligi’ni grup lideri olarak tamamlayan ve tur atlayan Beşiktaş ise son iki haftada kaybettiği 4 puanla yara aldı.. Quaresma’nın yokluğunda kaybedilen puanlar Beşiktaş açısından sıkıntı oluştururken Tayfur Havutçu’nun sportif direktör olarak takımın başına dönecek olması moralleri yerine getirdi..
Burak ve Cech’le gelen iki şut Trabzonspor’un zor başaracağı düşüncesini yaratıyor. Evet zorluk derecesi üst düzey bir karşılaşma. Psikolojik faktörler öne çıkmış. Teknik adamlar arasında sadece taktik savaşı yok. Gerilim de çok fazla. Bütün bunlara karşın F.Bahçe daha tempolu daha arzulu oynamalı. Trabzonspor’un içinde bulunduğu zor durumu skora yansıtmalıydı.
Alex’in başlattığı akın, Mehmet Topuz’un şutunun Tolga tarafından kurtarılması, kornerin yine aynı ikili tarafından golle sonuçlandırılması. İlk yarıda Fenerbahçe adına en önemli ataklar. Trabzonspor en büyük zaafının rakibe silah olmaması için savunma göbeğine ekstra önlemler almış. Kapalı savunmalar karşısında etkili olabilen, ancak hızlı hücumda istenen tempoya ulaşamayan Semih kötü gününde. Belki de Aykut Kocaman’ın bu sezon yaşadığı en büyük sıkıntı. Hücumdaki herhangi bir oyuncusunun üst üste iki maç aynı performansı gösterememesi.
Kalite yoktu
Şenol Güneş 10 kişi kaldıktan sonra daha organize oynayan ve daha tehlikeli akınlar geliştiren tarafın çalıştırıcısı. Adrian ve Henrique girdikten sonra hücumu biraz daha düşünüp savunmayı öne çıkartan ekip Trabzonspor. Buna karşın F.Bahçe’nin çok etkili kontrataklar yakalayamaması düşündürücü. Duran toplardaki sıkıntısını bu maçlık Mehmet Topuz’la gidermiş gözüktü sarı lacivertli takım. Serdar’ın duran toplarda hücuma zenginlik kazandıracağı da gözüktü. Savunma dörtlüsü üzerine düşeni yine yaptı. Ama Stoch dışında hücumda çabukluk yoktu. Alex iki etkili ara pası, iki etkili korner dışında geçen sezonki görüntüsünden uzaktı.
Mücadele açısından iyi, futbol kalitesi açısından vasatı bulmayan bir maçtı. F.Bahçe istediğini aldı, Trabzon 16 maç sonunda lige havlu atma aşamasına geldi. Konuk takım 10 kişi beraberliği bulsa hem lig karışır hem de maçın analizi çok daha sert olurdu. O yüzden bir kez daha tekrarlıyorum. F.Bahçe hız-lı oy-na-ma-lı!