Altan Tanrıkulu

Dünya yaşlanıyor

24 Ocak 2013
ÖNCE Allah’tan rahmet dileyelim bir kez daha..

Peşpeşe kaybettiğimiz değerlerimiz için.. Ne de olsa ölümlü dünya.. Fırsat buldukça, özellikle de dün gece gibi önemli anlarda dua edelim Yaradan’a..
Dünya yaşlanıyor her geçen gün.. Ve her ilerleyen gün yeni bir adımı da beraberinde getiriyor.. Yavaş yavaş gençler alıyor yönetimleri.. CEO koltuklarını.. Yavaş yavaş kurumsallaşıyor asırlık kulüpler..
Bursaspor yüzlerce genç üretiyor altyapısında.. Geçen hafta Bursa’daki maçta Şener’e bayılmıştım sağ bekte.. Bu kez altyapıdan gelen Ozan’a.. Batuhan zaten tanıdığımız bir isim oldu artık.. 7 günde dördüncü maçına çıktı dün.. İki kez Fenerbahçe’ye karşı oynadı Rambo Yusuf’un oğlu, Köylü Mustafa’nın torunu.. Kayseri maçında oyuna sonradan girdi.. Beşiktaş’la oynanan gençler maçında bir de gol attı ve lideri devirenlerden biri oldu..
Ferhat bu sezon en çok dikkatimi çekenlerden.. Umarım Sercan’ın, Volkan’ın, Ozan’ın yaşadıklarından ders alır.. Kafasını futbolla doldurur.. Kızları, geceleri, ve daha nice futbolcu tuzaklarını ardında bırakır..

Bıkmadan çalış Salih

Beykan gencecik bir forvet.. Girer girmez golünü atıyordu.. Maçın sonuna sakladı o gurur anını.. Topsuz oyunu iyi biliyor, yardımlaşmayı seviyor ve çabuk.. O da Fenerbahçe için bir umut, tıpkı Recep Niyaz gibi.. Bu tür maçlar Beykan için, Recep için büyük fırsat.. Özellikle de Recep gibi Aykut Kocaman’ın elinde büyümüş, Alex’le yoğrulmuş, Fenerbahçe kültürünü bilenler için..
Ve Salih.. Düne aldanma güzel kardeşim.. Bazen iyi gider işler.. Yerini bulur tüm paslar.. Şutlar taraftarı heycanlandırır.. Dünkü gibi olmadığı anlar önemlidir futbolda.. Senin üstünlüğün futbol zekan.. Bu ülkenin geleceğisin.. Çabukluk idmanları yap.. Her gün yüzlerce şut çek.. Karşına al bir hedef.. 60-70 metreden onu vurmaya çalış bıkmadan, usanmadan..

Yazının Devamını Oku

Son satır

21 Ocak 2013
MARSİLYA’yı, Spartak’ı, Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı anlarım da Kadıköy’de gol atmayı bu kadar kolay başaran Antalya’yı, Karabük’ü, Elazığ’ı anlamak biraz zor geliyor bana..

Bu üç takımın da özelliği başındaki teknik adamların Fenerbahçe’yi çok kolay çözmüş olmaları.. Kanatlara koydukları sprinter isimlerle sürekli ileri çıkan Fenerbahçe beklerinin arkasıne koşu yapmak ve gol aramak..

Volkan’a ne oldu

Gol yemeyi anlarım da, son haftalarda Volkan gibi bir kalecinin her gelen topu kabul etmesini anlamıyorum.. Egemen gibi bir stoperin Jervis’i bu kadar kolay kaçırmasına anlam veremiyorum.. Gökhan gibi önemli bir ismin üç günde bu kadar değişmesi, savunmada bu kadar zayıf kalışı inanılır gibi değil.. Elazığ harika mücadele etti, hakem çok iyiydi.. Ama Fenerbahçe maçı ilk yarı verdi zaten..
Fenerbahçe yenilebilir.. Barcelona da ligin zayıf takımlarından birine 2-0’dan maç verdi önceki gece.. Ama Fenerbahçe bilinen bir oyunla yeniliyor.. Rakipleri kim izliyorsa analiz sıfır.. Santrforun özelliklerini, kanatların etkisini dikkate alan yok.. Fenerbahçe her maç orta göbeğe sıkışan üç benzer oyuncuyla oynuyor..

Çift santrfor

Kırmızı kart ve oyuncu değişiklikleri sonrası oyun ilginç bir hal aldı.. Taraftar bu oyunu, bu takımı, bu dizilişi, bu mücadeleyi görmek istiyor.. Son vuruşa kalmalı iş.. Olmazsa olmaz.. Ama sen orta alana sıkışıp durursan, rakibin her hızlı kontrası gol tehlikesi olursa ikili arıza var demektir.. Ne hücum işliyor o düzende ne de savunma.. Aykut Kocaman bu tek santrforlu düzenden vazgeçmeli artık..
Ve oyuncu değişiklikleri.. Bu bir jokerdir.. Elinde Recep Niyaz gibi dar alan jokerin varsa kullanacaksın.. Çıkart bir stoper, al oyuna hocam.. Maçı kaybedeceksen tüm silahlarını kullanarak kaybet.. Eğer sen en kötü gününde bile Kuyt’ı saha tutar, çırpınan Krasiç’i çıkarırsan senin deyiminle son saniyede “top da seni sevmez”..

Kusura bakmayın

Yazının Devamını Oku

Yıldırım'la barışın

19 Ocak 2013
F.BAHÇE’yi tutmayabilirsiniz.. Sevmeyebilirsiniz.. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’la da aranız yoktur.. Bunların hepsini anlarım.. Rekabettir, çekişmedir.. “Merhaba” dışında selamınız da olmayabilir, mevkiniz, göreviniz ne olursa olsun..

Ama Fenerbahçeli’yseniz şimdi Fenerbahçeli olma zamanı geldiğini anlamalısınız.. Aziz Yıldırım’la aranız herhangi bir nedenden ötürü kötüyse barışma zamanı olduğunun farkına varmalısınız artık.. Eğer Fenerbahçe Başkanı olarak size dost eli uzatırsa, siz de o eli karşılıksız bırakmamalısınız.. O zaman bu kulübün önünü daha da açarsınız.. Aziz Yıldırım’la olan kişisel sorunlarınızı bir yana bırakma ve Fenerbahçe için birleşme zamanı artık..
Yıldırım 15 Şubat 1998 tarihinden beri Fenerbahçe Başkanı.. O gün kendisini 1 oy farkla başkan seçen kongreye karşı çok vefalı davrandı aslında.. Kulübe verdiği sözlerin birçoğunu yerine getirdi.. Futbol takımının Avrupa’da tek sezon dışında başarılı olamaması en büyük eksiklik.. Belki de o eksiklik bu sezon bitecek..
Stat, kombine, Fenerium, Düzce ve Ankara Tesisleri, Samandıra, Dereağzı, Kalamış, Ülker Arena Fenerbahçeliler’in gurur duyacağı yatırımlar oldu.. Bu kulübün geleceği siyasete ya da yabancı zenginlere bağlı olmayacak ileride..
Roberto Carlos, Anelka, Ortega, Alex, Van Hooijdonk, Meireles, Kuyt, Andre Santos, Niang, Sow, Krasiç, K.Andersson gibi futbol dünyasının çok tanınan isimlerini transfer etti Aziz Yıldırım.. Okocha ve Baliç’i Türk futbol tarihinin en büyük bedelleri karşılığında sattı.. Çok tanınmış teknik adamlarla çalıştı.. Çok tanınan ünlüleri yönetimine aldı..
Şimdi barış zamanı.. Önce Aziz Yıldırım’ın bir adım daha atması gerekiyor.. Fenerbahçe için geçirdiği 1 yıl tüm F.Bahçeliler’in kalbinin köşesinde.. Uğradığı haksızlık karşısındaki dik duruşunu bilen bilir.. Ama önemli olan sahadaki skorlardan, salondaki sayılardan bağımsız kulübün kendi içinde barış’ması..
İlk adımı Aziz Yıldırım’dan bekliyorum.. Sonrası gelecek biliyorum.. Mehmet Ali Aydınlar da Sadettin Saran da Hakan Bilal Kutlualp de onlar gibi çok sayıdaki kırgın ama büyük Fenerbahçeli de o adımı karşılıksız bırakmazlar.. Kazanan Fenerbahçe olur.. Çocukluk aşkınız.. Bunu hiç unutmayın!

AMAN HOCAM!

ERTUĞRUL Sağlam’ı severim.. Çok çalışkandır.. İşine özen gösterir.. Bursaspor’un başında kazandığı şampiyonlukla çok şey değiştirdi ülkemizde.. Ben severim sevmesine de son zamanlarda Sağlam’ın büyük bir sempati kaybına uğradığına şahit oldum.. Futbol dünyasının içindeki birçok isimle Sağlam’ın oyundan atışlarının haksızlığını tartışmıştım.. Hakemlerin çok kolay karar verdiğini söylemiştim..

Yazının Devamını Oku

Harika maç

17 Ocak 2013
AŞIRI yağmur altında müthiş bir maç izledik dün gece.

İlk yarıda basın tribününün ön kısmındaydım. Seyircilerle dip dibeydik. Çoğu Bursaspor’dan umudu kesmiş... Başkana da teknik direktöre de güven azalmış. N’Diaye’nin gönderilmesi ve Sivasspor yenilgisi takımı çok germiş.
Fenerbahçe böyle bir rakibe karşı oynamanın avantajını kullandı dün. Erken bir golle öne geçti, uzun süre maçı domine etti. Bir duran top şaşkınlığı, bir de sağ bek-kaleci anlaşmazlığı ibreyi Bursaspor lehine çevirdi. Ama Aykut Kocaman, hamlelerini daha önce yapmıştı. Sow ve Cristian müthiş oynadılar. Gökhan Gönül de öyle... Ama dün beni en çok şaşırtan futbolcu Semih oldu. Çok çok iyiydi. Tabii ki hızlı değil, çabuk hareket edemiyor ama hep bulunması gereken yerde bulundu. Tekmeye, kafa uzattı. Kendisini marke eden ligin en iyi savunmacılarından biri Serdar Aziz olmasa, gollerle de buluşabilirdi.

Fener kadrosu hazır

Mehmet Topuz’un oyuna girişi, Fenerbahçe’nin orta alanı tamamen ele geçirmesine neden oldu. Zaten Krasic ilk yarıda golü atsaydı; skor 2-0 olacak ve belki de maç kopacaktı. Ama sürati kadar gol vuruşları iyi olmayan Sırp yıldız, bu fırsatı kullanamadı. Stoch’un takıma döneceğini düşünürsek, Fenerbahçe kadrosu hazır. Ama bu takımın üç kulvardan birden başarılı olması için bir forvet, bir de oyun kurucu ihtiyacı var. Emenike ve Belhanda alınırsa, olağanüstü olur. Alınmazsa, Sow-Cristian ikilisinin bu formunu hep sürdürmesi, Stoch’un da eski günlerine dönmesi şart.
Hakem Yunus Yıldırım, FIFA kuralları ile değil yine kendi kurallarıyla yönetti maçı. Garip bir hakemlik anlayışı var. Zekeriya Alp de beğeniyor ki, sürekli onu zorluk derecesi yüksek maçlarda görevlendiriyor. “En azından başımız yanarsa, bir FIFA hakemimiz kaybolmamış olur” diyor herhalde. Ertuğrul Sağlam’ın atılışı ise, doğru karar. Antalya’daki seminerde hakemleri defalarca uyarmışlar. Sağlam da, defalarca hakeme saldırırcasına hareketler yaptı.

Yazının Devamını Oku

67. Dakika

14 Ocak 2013
KUPA maçları dünyanın her yerinde büyük sürprizler içerir.. Zayıf olanın, güçlü karşısında en çok şansının olduğu alandır kupa.. Lige oranla biraz daha şefkatlidir.. Küçükten yanadır.. O yüzden güçlü-zayıf eşleşmesinde çoğunluk zayıfı tutar.. Güçlünün alt olmasını izlemek ister..

Bir devi, Galatasaray’ı eledi 1461 Trabzon.. İyi oynadı.. Dün bir başka devin karşısına çıktı.. Yine organize ve istekliydi.. İyi savunma yapıp, hep topun arkasında kalmaya, Fenerbahçe’ye boş alan bırakmamaya özen gösterdiler.. 67’nci dakikada Yusuf’un ayağından da galibiyeti kaçırdılar..
Kupanın en renkli takımı olduklarını gösterdiler.. Tebrikler 1461’e..
Bütün bu sempatilerine karşın tribünleri tahrik eden, rakiple dalga geçen, dokunmadan kendini yere atan bir kalecileri var 1461’in.. Stoch’a, Kuyt’a, Selçuk’a, Egemen’e kafa tuttu.. Stoch 6 gün önce tüm dünyanın izlediği bir törenle ödül almış.. Ülkemizin reklamını yapmış.. Kuyt bütün dünyada tanınan bir isim.. Başbakan bile kabul ediyor.. Selçuk, Milli Takım kaptanlığına yükselmiş.. Egemen, Trabzonspor için sakatlanma pahasına yüreğini koyarak mücadele etmiş.. Kupa kazanmış, Fenerbahçe’yi şampiyonluktan etmiş kadronun çok önemli bir ismi.. Sen böylesine gerginlikten uzak durulması gereken bir maçta rakibinle dalga geçme kafasındaysan hala söylenecek bir söz yok zaten.. Tribünlere gol sonrası “sus” işareti yaptığı için Semih kart görürken Fatih’e seyirci kalınması da ayrı bir konu..

ZOR GÖRÜNÜYOR

Ve maç.. Fenerbahçe yine sıkıcı oynadı.. Yine hızlı değildi.. Bilinen adamların, bilenen paslaşmalarıyla geçti maçın büyük bölümü.. İkinci yarıda 1461 istediği pozisyonları da buldu ama öne geçemedi..
Fenerbahçe’yi ilk yarıda delik deşik eden takımların forvetleri uçuyordu adeta.. Kazanma isteği, Semih ve Kuyt’ın golleri çok değerli elbette.. Ama orta alandaki yavaşlık mutlaka giderilmeli.. Yoksa üç kulvarda ilerleme hedefi zor görünüyor bu kadroyla..

Yazının Devamını Oku

Mirsad ve İbrahim

12 Ocak 2013
FENERBAHÇE Ülker, Top 16’daki berbat serisini sürdürüyor..

Savunmanın ‘s’sini yapmayan takımın koçu Pianigiani sezon başından beri hiçbir maçı kendi becerisiyle döndüremedi.. Bogdanoviç ya da Emir’in iyi günlerinde takım kazandı.. Andersen, Batiste, McCalebb büyük hayalkırıklığı.. Türk oyunculardan uzun süre yararlanılmadı.. Ve bütün bunlar ligdeki Efes maçında da açık açık görüldü, önceki gece Maccabi karşılaşmasında da..
Sezon başında takımın sıkıntıları belliydi.. Ribauntta Euroleague sonuncusu olan ve Bogdanoviç gibi birinci sınıf bir atıcıya sahip takımın neden Tripkoviç’i aldığı merak konusu.. Shelden Williams transferi yapılamadı.. Pota altına hareketli, rakibi caydıracak, çabuk bir isim yerleştirilemedi.. Hiçbir maç istekli ve arzulu oynayan bir takım görmedim bu sezon..
En üzücüsü Bobby Brown ve Sanikidze’nin kariyerlerinin en iyi oyununu oynadıkları maç sonrası koçun “Bu sezonki en iyi oyunumuzu oynadık ama kazanamadık” demesiydi.. Düşünün.. Fenerbahçe sahasında 98 sayı yemiş, koç bu açıklamayı yapıyor.. Önceki gün de Hickman ve James kariyerlerinin en rahat oyunu oynadılar Euroleague’de..
Koç değişiminin zamanı değil.. Çünkü bu takımı kuranların tercihi bu yönde.. Ama Mirsad’ın işin içine biraz daha girme zamanı geldi.. İbrahim Kutluay’ın yuvaya biraz daha yaklaşmasının zamanı geldi.. Maalesef her şey parayla olmuyor.. Birisinin Fenerbahçe ruhunu, savaşmayı, mücadele etmeyi, oyunculara milyon Euro’lar vermeden anlatması gerek.. Mirsad ve İbrahim bu ikili.. Benden uyarması..

Maskot Oli’ye bayıldım

SALI günü Eskişehir’deydim.. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin çeşitli illerde ilkokul 4 ve 5’inci sınıf öğrencilerine yönelik sunumunu seyretme şansım oldu.. Yeni dostlar edindim.. Güzel ve keyifli bir gece geçirdim.. Ama sunum harikaydı..
Olimpiyat’ın ne olduğu, nasıl başladığı anlatılıyor çocuklara.. Olimpizm felsefesi, fair play ruhu aşılanıyor.. Ama inanılmaz bir eğlenceyle.. Sunumun başındaki konuşmalar sırasında birbirleriyle oynayan, şakalaşan çocuklar bir süre sonra gülmekten, eğlenmekten kırıldı adeta.. Birbirinden güzel animasyonlar, mini bulmacalar çocukları çok sevindirdi.. Özellikle maskot Oli’ye hem ben hem çocuklar bayıldı.. Sibel Abla’larıyla birlikte Oli’yi çılgınca alkışladı Eskişehirli minikler..

Yazının Devamını Oku

Hareketli 10 numara hızlı forvet

6 Ocak 2013
Avrupa ve Türkiye Kupası’nda ilerleyen takım, ligde başarısız. Takviye kaçınılmaz. Ferhat Kiraz, Ömer Şişmanoğlu, Eneramo ve Batalla yurt içinden en iyi alternatifler.

DEVRE arası transfer dönemi gelince kulüpleri bir korku kaplıyor artık.. Taraftar ve medya baskısı yüzünden transfer ihtiyacı doğuyor hemen hepsinde.. Ama alınacak kaliteli oyuncu bulmak çok zor.. İyi oyuncu çok büyük rakamlara çıkıyor.. Onlar da takımlarından ayrılmak istemiyor.. Gelmek isteyenler sorunlu, teknik adamlarla problem yaşayanlar çoğunlukla.. Ya da önlerinde daha büyük yetenekler olan isimler.. Süper Lig’de şampiyon olmuş 5 takımımızla birlikte ilk yarının en başarılı ekibi Antalya’yı transfer konusunda biraz analiz etmek istedim.. İşte ligin zirveye oynayan ekiplerinin “ihtiyaç” raporu..

FENERBAHÇE

Avrupa’da çok iyi, ligde çok kötü bir tablosu vardı F.Bahçe’nin.. Sürekli oluşan sorunlar futbolcuların saha içi konsantrasyonlarını kolay kaybetmesine neden oluyor.. Türkiye Kupası’nda ilerleyen takım, ligde başarısız.. Transferde mutlaka hızlı, skora katkı sağlayabilecek bir forvet ve orta alanı hareketlendirecek bir isim alınmalı.. Ferhat Kiraz, Ömer Şişmanoğlu, Eneramo, Batalla yurt içinden alternatifler..
Artıları: Tecrübeli oyuncuların çokluğu.. Takımın ve teknik kadronun birbirini çok iyi tanıması..
Zaafları: Oyuncuların büyük paralar karşılığı imza attıktan sonra sahada gereken özveriyi göstermemeleri.. Kocaman’ın hücumda daha üretken takım oluşturamaması..
Kazanılması gerekenler: Krasiç, Stoch, Mehmet Topuz, Serdar, Recep Niyaz

GALATASARAY

VOLKAN ŞEN GÜÇ KATAR

Yazının Devamını Oku

Kaybedenler Kulübü

27 Aralık 2012
HEY arkadaş.. Biraz bana bakabilir misin.. Biraz konuşalım seninle.. Biraz dertleşelim.. Belki iyi gelir anlatacaklarım sana.. Belki şu asık yüzün gülmeye başlar artık.. Çok hızlı düşünüyor dünya artık.. Çok hızlı değişiyor gündem.. Çok hızlı bir yaşam var sokakta.. Ve çok büyük stres..
Senin için ekmek aslanın ağzında da değil artık.. Ormanın derinliklerinde..
Çalışmak, okumak, kendini yetiştirmek, dil bilmek, tecrübe yetmiyor çoğu zaman.. Adamının olması gerek hızlı ortamlarda barınman için..
İşin çok zor
iPad’ler, iPhone’lar, androidler devri yaşıyoruz.. Babalar oğullarıyla Playstation oynuyor.. Anında değişiyor borsa.. Anında değişiyor canlı bahisler.. Anında değişiyor kazanan ve kaybeden.. Biraz yavaşsan geri kalıyorsun bu yarışta.. Bir de fodepar yaparsan hayatta, o zaman işin çok zor demek arkadaş..
Dert etme yaşadıklarına.. Gelir geçer.. Hayatta hep onurlu durmaya, ayakta kalmaya bak.. Ekmeğin az olsun ama temiz olsun.. Maaşın seni kıt kanaat geçindirsin ama çocuklarının boğazından geçsin.. Evde huzurun olsun, evin kira da olsa olur.. Araban eski modeldir belki.. Belki o da yoktur.. Hep metrobüstesindir.. Ayaktasındır.. Ama ayaktasındır.. Yatın, katın hatta dikili bir ağacın yoktur belki.. Ama başın diktir..
* * *
Seninle ortak bir yanımız var.. İkimiz de Fenerbahçeli’yiz.. İkimiz de tutkuluyuz.. İkimiz de hırslıyız.. İkimiz de bir “büyüklüğün” parçasıyız..
Evini inşa eder
Fenerbahçeli olmanın anlamını düşün şimdi.. Senin için ne ifade ettiğini.. O zaman ne kadar büyük hatalar yaptığını, ne kadar büyük yanılgılar içine düştüğünü göreceksin.. Çünkü sen “sonuçlar kulübü”nün bir parçası değilsin artık.. Çünkü sen “istikrarsızlığın sembolünün” taraftarı değilsin uzun süredir..
Fenerbahçe kazanır, kaybeder.. Kupa kazanır, ilk turda elenir.. Ama hep ilerler.. Hiç yerinde durmaz.. Yavaş giden bir camiadır Fenerbahçe.. Ama hep ilerleyen, hiç arkasına bakmayan.. Hep “yarını” düşünen.. O büyük kupayı düşleyen..
* * *
Fenerbahçe “devlete yük” değildir.. Evini kendi inşa eder.. Fenerbahçe ne Barça’dır ne Real’dir bu dünyada.. Onlar kadar popüler değildir.. Ama gücünü bilen için onlardan daha büyüktür.. Göğsüne bahis firmasının reklamını almaz.. Kendi ülkesinden olmayanların fonlarıyla dolaşmaz ortalıkta..
İstediğini alır
Fenerbahçe istediği oyuncu varsa alır.. O oyuncunun adı bazen Schumacher olur, bazen Okocha, bazen Baliç, bazen Anelka, bazen R.Carlos, bazen Alex, bazen Ortega, bazen Rıdvan.. Emre’yi alır Fenerbahçe.. En zor yılında dünya yıldızı transfer eder “gönüllüleriyle”.. Yaptıklarıyla içten içe Arda’yı heyecanlandırır.. Terim’in kafasını karıştırır.. Oğuzhan’a “gizli hedef” olur.. “Acaba bir gün?” dedittirir..
Fenerbahçe her yerdedir.. Ne bir liseye sığar ne bir semtin çarşısına..
F.Bahçe herkestir
Fenerbahçe herkes’tir.. Kapısı açıktır halka.. Basketbolu rekabettir.. Voleybolu güzelliktir.. Atletizmi gurur.. Masa tenisinde çabukluktur.. Boksta destek.. Yüzmede çocukluktur.. Yelkende rüzgar.. Kürekte dostluktur.. Futbolda dev bir “Bahçe”deki ışık..
Ve asla unutma, Fenerbahçe bir spor kulübüdür.. Daha fazlası değil..
F.Bahçe’yi tutacaksan bir spor kulübünü desteklediğini aklından çıkarma..
Sağı solu, sınıf ayrımı yoktur bu kulübün.. Hiçbir zaman da olmayacaktır..
* * *
Bak arkadaş.. Hep kazanmak yok bu oyunda.. Ama hep ayakta kalmak, hep ileri gitmek, hep bayrağı taşımak var.. Yarışın bittiği noktada bazen sevinç, bazen keder saklı.. Sen sevinçte gülüp geçeceksin.. Kederde biraz daha sarılacaksın bu kulübe..
Bambaşka bir devir
Hayatta hayallerini kurduğun ama gerçekleştiremediğin çok şey var.. Avcundan kayıp giden değerler.. Veya mutsuzsun bazen.. Bütün bunların tesellisi Fenerbahçe olamaz sana.. Çocuğuna, yeğenine, torununa “Fenerbahçelilik” olarak bunu miras bırakma.. Fenerbahçelilik, Galatasaray’ı yenmeye oynamaktır.. Her zaman Galatasaray’ı yenmek demek değildir.. Fenerbahçelilik yaşamın başarısızlıklarını, öfkelerini teselli yeri değildir.. Karabük de yener seni, Aydın da 6 atar ansızın.. Pendik’in adını unutamazsın hiçbir zaman.. Oysa rakipler için günlerden 1461 ve 1453 olmasının bir önemi yoktur.. Yaşanır ve unutulur her şey.. Ama sen Fenerbahçeli’sin.. Sana öğretilen hep kazanmak, hep kazanmak, hep kazanmak..
* * *
Şimdi dön arkana bak.. Fenerbahçe’yi yaşamının baş köşesinden al.. Oraya oğlunu, kızını, eşini, babanı, anneni, kardeşlerini, dostlarını koy..
Göreceksin senin için bambaşka bir Fenerbahçe devri başlayacak.. Nefret dönemin kapanacak.. Eğlence dönemin başlayacak..
Asla unutma...
Unutma sen Fenerbahçeli’sin.. Fenerbahçe değilsin.. Fenerbahçeli olmak kolaydır.. Bir 6-0’da, bir kupada, bir şampiyonlukta yaparlar seni.. Ama Fenerbahçe’nin parçası olmak zordur.. Fenerbahçe bütündür.. Her şartta ayakta durandır.. Ve milyonlarca Fenerbahçeli arasında birkaç yüzbin “Fenerbahçe Adamı” vardır..
Şimdi kararını ver.. Ve “Kaybedenlerin Kulübü’ndeki” üyeliğini noktala.. Bir “spor kulübünü” tutmaya başla.. “Güçlünün” hayranı olmayı bırak.. “Güc”ün hiç bitmediği “Köy”e gel.. Skorlar’ın değil, Sporlar’ın peşinden koş..
O zaman sahada kaybetsen de yaşamda kazanan hep sen olacaksın.. Arkadaş..
Yazının Devamını Oku