Paylaş
Savunmanın ‘s’sini yapmayan takımın koçu Pianigiani sezon başından beri hiçbir maçı kendi becerisiyle döndüremedi.. Bogdanoviç ya da Emir’in iyi günlerinde takım kazandı.. Andersen, Batiste, McCalebb büyük hayalkırıklığı.. Türk oyunculardan uzun süre yararlanılmadı.. Ve bütün bunlar ligdeki Efes maçında da açık açık görüldü, önceki gece Maccabi karşılaşmasında da..
Sezon başında takımın sıkıntıları belliydi.. Ribauntta Euroleague sonuncusu olan ve Bogdanoviç gibi birinci sınıf bir atıcıya sahip takımın neden Tripkoviç’i aldığı merak konusu.. Shelden Williams transferi yapılamadı.. Pota altına hareketli, rakibi caydıracak, çabuk bir isim yerleştirilemedi.. Hiçbir maç istekli ve arzulu oynayan bir takım görmedim bu sezon..
En üzücüsü Bobby Brown ve Sanikidze’nin kariyerlerinin en iyi oyununu oynadıkları maç sonrası koçun “Bu sezonki en iyi oyunumuzu oynadık ama kazanamadık” demesiydi.. Düşünün.. Fenerbahçe sahasında 98 sayı yemiş, koç bu açıklamayı yapıyor.. Önceki gün de Hickman ve James kariyerlerinin en rahat oyunu oynadılar Euroleague’de..
Koç değişiminin zamanı değil.. Çünkü bu takımı kuranların tercihi bu yönde.. Ama Mirsad’ın işin içine biraz daha girme zamanı geldi.. İbrahim Kutluay’ın yuvaya biraz daha yaklaşmasının zamanı geldi.. Maalesef her şey parayla olmuyor.. Birisinin Fenerbahçe ruhunu, savaşmayı, mücadele etmeyi, oyunculara milyon Euro’lar vermeden anlatması gerek.. Mirsad ve İbrahim bu ikili.. Benden uyarması..
Maskot Oli’ye bayıldım
SALI günü Eskişehir’deydim.. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin çeşitli illerde ilkokul 4 ve 5’inci sınıf öğrencilerine yönelik sunumunu seyretme şansım oldu.. Yeni dostlar edindim.. Güzel ve keyifli bir gece geçirdim.. Ama sunum harikaydı..
Olimpiyat’ın ne olduğu, nasıl başladığı anlatılıyor çocuklara.. Olimpizm felsefesi, fair play ruhu aşılanıyor.. Ama inanılmaz bir eğlenceyle.. Sunumun başındaki konuşmalar sırasında birbirleriyle oynayan, şakalaşan çocuklar bir süre sonra gülmekten, eğlenmekten kırıldı adeta.. Birbirinden güzel animasyonlar, mini bulmacalar çocukları çok sevindirdi.. Özellikle maskot Oli’ye hem ben hem çocuklar bayıldı.. Sibel Abla’larıyla birlikte Oli’yi çılgınca alkışladı Eskişehirli minikler..
Başta Spor Bakanı Suat Kılıç olmak üzere tüm üst düzey yetkililerin bu sunumu izlemesini ve Tokyo ile Madrid’i geçme yolunda yaygınlaştırmasını öneririm.. Bana bu güzel projeyle tanışma fırsatı sunduğu için de Olimpiyat Komitesi’ndeki iki değerli isim Bilal Porsun’a ve Esat Yılmaer’e teşekkür etmem gerek.. Ve tabii Eskişehir.. Genç ve güzel bir kent olduğunu biliyordum.. Ama bilime, sanata, gençliğe yapılan yatırımları öğrenince daha keyif aldım.. Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve ekibine de koca bir alkış buradan..
Hadi canım sen de..
BÜYÜKŞEHİR Belediyesi Sosyal Projeler Genel Koordinatörü Tugay Aladağ atmış ilk adımı.. Başkan Büyükerşen destek vermiş.. Bilal Porsuk zaten sporun her dalına sevdalı.. O da federasyon başkanıyla birlikte gönül koymuş bu projeye.. Sonra.. Sonrasını görmek için bir gün Eskişehir’e gidin derim.. Kano yarışları yapılıyor Eskişehir’de.. Hem de Balkan Şampiyonası düzeyinde başlamış.. Dragon Yarışları düzenlenmiş.. Tekneler Eskişehir’de üretiliyor özel olarak.. Kara kenti, su sporları başkenti olmuş.. Belediye olarak belki gizli başkanı değil futbol takımının Büyükerşen.. Ama suyun gizemini ek işiyle birlikte spora dönüştürmüş.. Karasal bir bölgeyi su sporları merkezi yapmaya kalkışmışlar.. Darısı çekingen ve futbola gömülen başkanların başına..
Pro Hocalar!
FUTBOL Federasyonu’nun teknik direktörlere yönelik Pro Lisans kursu Antalya’daydı.. Çoğu liglerimizde görevli teknik adamlarla hem sohbet etme hem de minik bir konuşma yapma olanağı buldum Tolunay Kafkas’ın davetiyle.. Bülent Korkmaz, Mehmet Özdilek, Bülent Uygun, Tayfur Havutçu, Ümit Özat, Mutlu Topçu, Rahim Zafer, Ergün Penbe, Hakan Kutlu gibi Türk futboluna damga vurmuş isimlerle son derece yararlı fikir alışverişinde bulunduk.. En büyük problemlerinin kulüplerin kurumsallaşma adımlarının yavaşlığı ve medyanın ilgisizliği olduğu konusunda fikir birliğine vardık.. Dilerim meslek hayatlarında da da futbol oynadıkları dönemler gibi zirvelerde geçer hep..
Teşekkürler Miro..
STOCH’un kazandığı ödüle bir Türk olarak, bir Fenerbahçeli olarak çok sevindim.. Ama her şeyin ötesinde tüm dünyanın gözünde Türkiye Ligi’nde atılmış bir golün bu ödüle layık görülmesi çok önemliydi benim için.. Teşekkürler Miro.. Güzel şutun için.. Teşekkürler Alex.. Güzel pasın için.. Teşekkürler Türkiye.. Yağdırdığınız oylar için..
Paylaş