Vazgeçtim.. Hedef ancak ve ancak Şampiyonlar Ligi vizesi almak olabilir bu anlayışla.. Korkuyor Fenerbahçe.. Kimden? Geçen hafta 60 dakikada Sivas’tan 4 gol yemiş Kayserispor’dan.. Kimden? Gençlerbirliği’nden.. Kimden AEL’den..
Neden korku kelimesini kullanıyorum.. Çünkü darboğazdaki Beşiktaş senden fazla puan toplamış ligde.. Senden fazla gol atmış.. Senden daha heyecan verici oynuyor.. En önemli oyuncusu yokken, geriye düştüğü maçı kazanıyor.. Olcay, Necip gibi isimleri oynatıyor.. Oğuzhan’ı Türk futboluna armağan ediyor..
Fenerbahçe korkuyor.. Kocaman korkuyorsa yazık.. İnandığım, güvendiğim, desteklediğim adam bu değil..
Recep Niyaz’ı Pendik karşısında bile onbire almadın.. Oysa bu ligin yıldızı olur Recep...
Orta sahada birbirine benzer üç oyuncuyla oynuyorsun.. Hızlı olmayan üç adamla.. Toparlanan ve ofansif olarak takımı ayağa kaldıran Sezer’i zora düşünceye kadar almıyorsun..
KARŞINDA KİM VAR?
Karşında Marsilya, M.Gladbach, Beşiktaş, Galatasaray varken tamam.. İstediğin taktikle çık sahaya.. Kazanırsın ya da kaybedersin.. Ama senden daha kuvvetsiz takımlara karşı bırak takımı hücum etsin.. .
Sadece Fenerbahçeliler değil, çoğu futbolsever, hatta meslektaşlarım bile Alex’in yokluğunu hayal bile demiyorlardı.. Gençliğimin kahramanı Rıdvan Dilmen, “Önce Alex’i yazarım ilk onbire” diyordu Marsilya maçından sonra.. Şimdi kazansa da kaybetse de Alex’e endeksli olmayan bir takım var sahada..
Alex’i çok seven ama Alex’li sisteme karşı olan biri olarak yeni bir sıkıntımı dile getirmeye başladım Fenerbahçe’de son haftalarda.. Krasic ve Recep Niyaz..
Krasic, CSKA’dayken dünyanın sayılı kanat oyuncularından biriydi.. Aykut Kocaman onu çok istedi.. O Juventus’a gitmeyi tercih etti.. Sakatlığın ardından Türkiye’ye geldi.. Gaziantep maçında çok iyiydi.. Spartak maçında sakatlanmasıyla büyük düşüş yaşadı.. Fizik gücü olarak berbat durumda.. Pendikspor karşısında 10 dakikalık bölümün ardından yürümeye başladı.. Sahte koşular, sürekli top kayıpları ve kaleye tek şut dahi atamaması taraftarın kafasındaki karışıklığı da giderdi.. Kocaman’ın onu neden kadroya almadığı ortaya çıktı..
Recep Niyaz Genç milli Takım’ın Hollanda’yı 4-1 yendiği maçta 3 gol birden atmıştı.. Ofansif orta saha oyuncusu olarak Salih’in de, Krasiç’in önünde şu anda.. Çok sıkışırsanız Sow’un arkasında ilk onbirde deneyebilirsiniz.. Recep’in yaşı küçük diye arkada beklemesi büyük hata.. Futbolda hız devri yaşıyoruz.. Birebirde etkili olan Messi, Agüero, Rooney, Fabregas, Pedro, Bojan ve daha nice yetenek 16-17 yaşlarında ilk maçlarını oynadılar.. İki sezon içinde dünya vitrinine çıktılar..
Pendikspor maçının son dakikasında 60 metre uzaklıktan atılan ve 40-45 metre havalanan bir topu ayağıyla tek hamlede önüne indirdi Recep.. Maç içinde kıvrak hareketleriyle sürekli faul kazandırdı.. Kocaman bunları görüyordur.. Ama takımı bozmamak adına Recep’i kullanmıyor..
Umarım Recep harcanmaz.. Yıllar önce İbrahim Kutluay’ın hiç süre almaması üzerine Kaan Kural harika bir yazı yazmıştı Spor and Spor Dergisi’ne.. Başlığı Benç Kaloriferi’ydi.. O süre almaya başladıktan sonra İbrahim NBA’e gitti.. Recep’in önünü de aç Hocam.. Devir hız devri.. Gençlik devri.. Çabukluk devri.. Bunu en iyi sen bilirsin.. Recep’i Benç Kaloriferi, Kulübenin Uğuru, Altyapı’nın Sempatik Çocuğu yapma.. Fenerbahçe’nin Rooney’si olsun o..
Semih ve Oğuz’a
Biri futbolda, diğeri basketbolda Fenerbahçe taraftarının çok sevdiği iki isim Semih ve Oğuz.. Önemli başarılarda katkıda bulundular, istikrarlı çizgi yakaladılar.. Semih gol vuruşları, arkası dönük kaleye oynaması ve futbol zekasıyla Milli Takım seviyesinde de çok iyi işler yaptı.. Oğuz hala Milli Takım oyuncusu.. Boyu, beden genişliği ve şut yüzdesiyle çok önemli bir pivot.. İki ismin dikkat çekici bir ortak yönleri vardı Pendik maçına kadar.. Takımlarında fazla süre bulamayan iki yıldız da sakal bırakmıştı.. Olabilir.. Ama bunu protestoya dönüştürürcesine yapmamak gerek.. Yüzleri gülmüyordu.. Vücutlarının ağırlıklarından çok fazla çalışmadıklarını düşünüyordum.. Semih de Oğuz da imajlarını istedikleri gibi oluşturabilir.. Ama çabukluklarını yitirmemek için de aynı çabayı sarf etmeleri gerekiyor.. Ömer Aşık neden NBA’de? Sow nasıl o golleri atıyor? Sadece bu iki sorunun yanıtı bile Oğuz ve Semih’e yol göstermeli.. Kaybedilmiş bir şey yok henüz.. Tekrar gülümseyin ve daha çok çalışmaya başlayın..
O gözle izledim maçı.. Devre arası takımdan ayrılacak isim olur mu, diye de düşündüm.. Serkan iki önemli kurtarış yaptı ilk yarıda.. İyi çalıştığı reflekslerinden belli.. Topu oyuna sokma konusunda ise yavaş..
Orhan fizik olarak harika durumda.. Sağ kanattan iki rakibini geçtiği pozisyonda Krasiç’e pas verse hem takım erken rahatlayacak hem de moral bulacaktı.. O bencilliği seçti.. Serdar da bencil oynadı dün.. Basit paslar yerine üç oyuncunun arasında üst üste üç çalım atmayı denememeli milli takım görmüş bir stoper..
Özgür gerilemiş
Egemen istekli, kuvvetli ve akıllıydı.. Sakatlık nedeniyle biraz çabukluk çalışması gerek.. Kornerden gelen bir topta net golü kaçırdı.. Bekir’le büyük rekabet halinde olacak.. Özgür fazla ilerleme kaydedememiş.. Yetenekli, çalışkan.. Üretkenlik konusunda gerilemiş..
Selçuk ilk yarı çok top kaybetti, pas hatası yaptı.. Sezer’in golünde katkısı olmasına karşın oyunun pozitif tarafında çok varlık gösteremedi.. Ve Salih.. Müthiş bir zekaya ve tekniğe sahip.. Ama, “Ben bunlara sahibim” dercesine ukalalıklar yapıyor sahada.. Oğuz Çetin’in videolarını bulup kendini geliştirmeli..
Sezer iyi yolda
Mehmet Topuz’un isteği, kuvveti ve mücadele gücü Kocaman için büyük silah.. Sezer iyi yolda.. Skora ağırlığını yine koydu.. Harika şutları vardı yine.. Ama hakemle çok oynadı.. Bireysel şov yapmaya kalktı.. Gerek var mı? Sakın Sezerinho.. Sakın üzerindeki formayı bir-iki müthiş oyundan sonra kaybedenler gibi olma.. Semih güzel bir asist yaptı.. Çok çalıştı.. Frikiği de iyiydi.. Biraz da çabukluk ve kuvvet idmanı yapsa kendi başına.. O zaman taraftarın “Sow olmazsa ne olacak” korkusu azalır..
Yorgunluk, halsizlik, isteksizlik vardır.. Rakip hemen anlar bu halinizi.. Çözüverir kolayca sisteminizi.. Bir de golü bulursa.. Üstelik dirençli, takım oyunu oynayan, topun arkasında kalmayı başaran bir ekipsi iyice zorlaşır işiniz.. Artık bir Superman’e ihtiyacı vardır taraftarın.. Hayalet gibi dolaşan arkadaşlarını ayağa kaldıracak..
Bazen hep rast gider işiniz.. Her pasınız yerini bulur.. Her atağınız yüzde yüz gol pozisyonu olur.. Şutlarınız içeri girer.. Röveşatalar taraftarı ayağa kaldırır.. Tek paslar, uzun paslar, şutlar mutlu eder o renklere gönül verenleri..
Yedekler altın değerindedir güçlü bir takımda.. Hem as oyuncuların rakibidir, hem de karşı takımın.. Teknik adamın en güçlü silahıdır onlar.. İçeri girdiklerinde iş yapıyorlarsa daha da büyür katkıları.. Takım o ismi benimser.. Taraftar benimser.. Teknik adamın kafası karışır.. Artık ilk onbir zamanı geldi mi, diye..
Sorun kondisyon değil
Fenerbahçe için kondisyon problem olduğu iddia edilmişti.. Almanya’dan dönüşte Beşiktaş’a 3 gol atmak büyük işti.. Fransa’dan dönüşte G.Birliği’ne 4 gol attı bu takım.. Demek ki sorun kondisyon değil, saha içi organizasyonuymuş aslında.. Sezon başında 10 kişilik Elazığ’a puan kaptırmıştı İzmir’de.. Şimdi herkesin canla başla mücadele ettiği bir ekip olma yolunda..
İlk yarı yazının başındaki takım vardı.. Sow’un aklı beraberliği getirdi.. İkinci yarı Kuyt direnişe devam etti.. Meireles biraz da kalecinin hatasından önemli bir katkı yaptı.. Sezer; bu takımın orta sahasının mutlaka ama mutlaka ofansif bir isme ihtiyacı olduğunu kanıtladı..
Kaybedebilirdi dün Fenerbahçe.. Kaybedecek de.. Ama kazandığı o kadar çok şey var ki..
Futbolculara pozisyonları açıklamaktan maçtan kopuyor diye.. Faul diye bağırana, itiraz edene gidiyor açıklama yapıyor saniyelerce.. Ama Caner’e açıklama yapmaya gerek duymadı geçen hafta.. Sonra.. Sonrası malum.. Gözünün önündeki çok sert bir faulü devam ettirdi.. Tam olarak duymadığı Veysel’in açıklamalarıyla ortaya çıkan bir pozisyon için kırmızı kartını kullandı.. Ardından TFF Caner ve Aykut Kocaman’a, Aydınus’un raporu doğrultusunda ceza verdi..
Şimdi bir şeyi çok merak ediyorum.. Aydınus’un raporunda Caner’in “lan” kelimesini kullandığı yazılı.. Ama Caner o kelimeyi Veysel’in söylediğini çocuğunun üzerine yemin ederek açıkladı.. Veysel, “Evet ben bu ifadeyi kullandım” dedi televizyonlarda.. Başta Ersun Yanal olmak üzere kimse Caner’in küfür ettiğini ya da başka bir hakaret kelimesi kullandığını duymadığını söylediler..
O zaman cezanın nedeni ne? Aydınus’un Şampiyonlar Ligi’ndeki kariyerinin zedelenmemesi mi? Caner bu ülkenin Milli Takımı’nın oyuncusu değil mi? Onun kariyerinin, söylemediği bir söz yüzünden zedelenmesi TFF’yi, MHK’yi rahatsız etmeyecek mi?
Gelelim Veysel’e.. Açık yürekliliği için tebrik etmek gerek.. TFF neden Veysel’in sözlerini değerlendirip onu ceza kuruluna yollamadı? Ortada ilginç şeyler oluyor.. Hiçbir şey söylemediğine yemin eden futbolcu ceza alıyor.. Ben söyledim, Caner bir şey söylemedi, diyen futbolcunun sözleri kulak ardı ediliyor.. Bütün bunları yanlış değerlendiren ve en yakın arkadaşları tarafından bile, “Fahiş hata yaptı” denilen Aydınus korunuyor..
Yardımcısının uyarısıyla Burak’ın düşmesine penaltı veren Bülent Yıldırım haftalarca dinlendirildi bu ligde.. Oysa futbolu bilen MHK biraz dikkatli olsa Burak’ın arkasındaki Escude’nin de düştüğünü görecekti o maçta.. O da mı kendini atmıştı.. Tıpkı bu haftaki Manchester City-Real Madrid maçında yaşandı benzer pozisyon.. Ve hakem Arbeloa’yı atıp penaltıyı verdi..
MHK’ye tavsiyem, kararlarınızda hakem ayırımı yapmayın.. Hata yapanı korumak için hataya kılıf aramayın.. Evet hata vardır ama hatadır, derseniz kimse üstünüze gelmez.. Kimse de iyi niyetinizden şüphe etmez..
BRAVO HOCAM!
SALI gecesi Arena’daydım.. Galatasaray çok kritik bir galibiyet aldı Manchester United karşısında.. Belki önemli eksikleri vardı İngiliz devinin.. Belki liderliği garanti olduğu için çok rahattı.. Buna karşın çok akıllı top çevirdiler.. Galatasaray’ı hataya zorladılar.. Fatih Terim bütün bunları çok iyi düşünmüş ve planlamıştı.. Maçı harika yönetti kenardan.. Alanın tamamına hakimdi.. Futbolcularla iletişimi hiç kesmedi.. Maçı aynen kafasındaki gibi oynattı oyuncularına ve istediğini aldı.. Tebrik ederim hocam.. Bir kez daha gösterdin bize teknik adamlığını.. Bize ve hala kabul etmek istemeyen bazılarına..
Fenerbahçe’den kalite olarak geride olmasına karşın tek pası ve alan kapatmayı iyi yapmayı başarıyorlardı.. İlk 5 haftada 5 galibiyetle Fransa Ligi’nde liderdi.. Bu formunun karşılığı olarak iki farklı geriye düştüğü maçı bırakmadılar ve son saniye golüyle puanı aldılar..
O gol, o maç, o kayıp çok yaraladı Fenerbahçe’yi.. Aykut Kocaman’a güven duygusu çok azalmıştı.. Fenerbahçe formasıyla son golünü atan Alex’le ilgili tartışmalar zirveye çıkmıştı Türkiye’de..
Her işte bir hayır saklıdır, derler.. O gol, o maç, o kayıp Fenerbahçe’ye çok şeyler kazandırdı.. Önemli bir değerini de kaybettirdi.. F.Bahçe sahada bütün gücüyle mücadele eden bir takım haline gelmeye başladı.. Dünkü gibi.. Eskişehir’deki gibi.. Almanya’daki gibi.. Ama Alex gibi her zaman katkı yapabilecek bir kozunu kaybettirdi..
Kalan sağlar yeter
Alex şimdi uzaklarda üzülüyordur.. Bu ortamı özlemiştir.. Keşke UEFA finali yolunda katkım olsaydı, diye düşünüp daha sakin atsaydı adımlarını.. Ortalığı karıştırmak, teknik direktörünün, başkanının, arkadaşlarının üzerine çıkmak yerine “heykeli dikilen adam” olarak kalsaydı.. Ama kalsaydı.. 20-25 dakikalık varlığı bile Fenerbahçe’ye çok büyük güç katardı bu sezon.. Sonra.. Sonrası ona kalmıştı.. Başkanının söylediği gibi..
Bekir bekledi.. Gitmedi.. Islıklandı, tepki gördü, arkasından gülenler oldu.. Oynattığı için Kocaman’ı eleştirenler oldu.. Bekir bekledi.. Önce forma, sonra Milli Takım, ardından kurtarıcı rolü.. Golü yakıştı ona.. Ama daha çok aklını sahaya yansıtmaya başlaması yakıştı..
Meireles’te düşüş var iki maçtır.. Sakatlıktan olabilir.. Umarım öyledir.. Yoksa İstanbul geceleri çok büyük rakiptir bu tür oyuncular için.. Gücünü kaybedersen, iş yapamazsın sahada.. Tıpkı Appiah gibi..
Sezon başında Süper Kupa’da karşılaşan şampiyonluğun iki büyük favorisi beklenmedik sıkıntılar ve puan kayıpları yaşadı.. G.Saray da, F.Bahçe de henüz hazır değil..
12 hafta içinde beni en çok heyecanlandıran maçlar Beşiktaş’ın karşılaşmaları oldu.. Bir-ikisi hariç siyah-beyazlı ekip maçların tamamında kazanmak için oynadı.. Çok iyi bir kalecisi olmamasına ve savunması çok açık vermesine karşın hücumda müthiş kombinasyonlar yapıyor Beşiktaş.. Samet Aybaba bu açıdan takımı Türkiye’nin en çok seyir zevki veren ekibi haline getirdi.. Hem de camiada son 30 yılın en sıkıntılı dönemi yaşanırken..
FERNANDES FARKI
Almeida ve Necip harika oynadı dün.. Fernandes’in Almeida’ya ilk yarının sonunda yaptığı asist ve yine Fernandes’le gelen Beşiktaş’ın son golü sezonun en’lerine girer..
Ve evsahibi.. Antalyaspor 4-0’lık Galatasaray hezimetinin ardından müthiş işler başardı.. Felsefe olarak pozitif futbolu temsil eden bir isim Mehmet Özdilek.. Orta saha oynarken 100’ler kulübüne girmişti Beşiktaş formasıyla.. Şimdi takımını müthiş oynatıyor.. Savunma problemlerinin oluşmasını yadırgamyorum.. Çünkü tarz olarak kontraya daha uygun Antalyaspor’un yapısı..
HAKAN’IN EN KÖTÜ OYUNU
Deniz ve Uğur gibi ağır oyuncular varken daha kontrollü oynayıp defansı sıkı tutmaları gerekiyordu. Antalya açıldıkça Beşiktaş pozisyon buldu.
Dün insanı futboldan soğutan bir yönetim gösterdi Fırat Aydınus.. Önemli olan cesaret gösterisi değildi.. Buna bağlı yaptığı kişisel öne çıkış ya da artık alışkanlık haline getirdiği açıklamalı yönetim tarzı değildi.. Oynanan futbolu ters yüz etti Aydınus..
Maçın içinde Cristian ile Hürriyet yumruklaşmaya varacak kadar gerildi.. Birbirlerine oldukça sert şeyler söylediler.. Sadece uyardı.. Maçın hemen başında Mehmet Topal, Alper’i net sarı kartlık şekilde indirdi.. Mehmet’i de uyardı Aydınus.. Veysel çok net şekilde, hatta FIFA’nın 2 yıldır ısrarla “sarı kart gösterin” dediği dirseğiyle topa çıkamadı.. Sonrasını bilmiyorum..
Çifte standartlar
Ama Aydınus kırmızı kartını çıkardı.. Maç Şampiyonlar Ligi maçı olsa, C.Ronaldo o hareketi yapsa kırmızı görür müydü Aydınus’tan bilmem.. Ama Aydınus’un kişisel öne çıkışları bunlara da kalmadı..
Sezer’in kaşını açan dirseği nedense ne kendisi ne de yardımcıları görmedi.. Orada Sezer net şekilde birşeyler söyledi hakeme ve Tello’ya.. Aydınus’un yanından geçerken göğsüyle çarptı bilerek.. Aydınus ona, “Yapma” der gibi olayı anlatıyordu.. Kanları görünce şok oldu..
Çakır’ın etkisinde
Penaltı penaltıydı.. Ama kronometre 49.00’u gösterirken ve top orta sahadayken oyunu oynattı.. Penaltı oldu..