Altan Tanrıkulu

Bitmeden bitmez..

16 Mayıs 2013
SAYILARI az da olsa Fenerbahçe taraftarı vardı Amsterdam Arena’da..

Kimi Los Angeles’tan kalkıp gelmiş, kimi Almanya’dan.. Tek golle kaçan final şansına üzülmüştü hepsi.. Ama finali izlemek sevdasından da vazgeçmemişlerdi..
 Benfica’nın sürekli yer değiştiren 6 ismi nedeniyle Chelsea savunması allak bullak oldu ilk yarım saatte.. Üç net fırsattan yararlanamadı Portekiz ekibi.. Chelsea ise Lampard’ın şutu dışında etkisiz bir ilk yarı  çıkardı.
 İkinci yarı final gibi başladı.. 30-49 santimle ofsayta takılan Cardozo’nun vuruşu, Torres’in Euro 2008 finalini andıran savunma arkası koşusu ve golü Chelsea’li taraftarları umutlandırdı.. Üst üste akınlarla rakibinin üzerine gitmeye başladı Londra’nın Mavileri.. Metroda Mourinho tezahüratları yapan İngiliz taraftarlar Benitez’in kupayla veda edeceğini düşünüyorlardı..

Tebrik etmek lazım

Tam o anda bir hamle yaptı Jorge Jesus.. İki oyuncu birden değiştirdi.. Oyun bu değişikliklerle soğurken böylesine önemli bir maçta yapılmayacak bireysel hata yaptı Azpilicueta.. Torres’e gol pası veren Cech’i avlayan isim Lizbon’daki maçın kahramanı Cardozo oldu.. İki golcü skoru 1-1’e taşımış, maçı renklendirmişti.. Cech’in kurtarışları, Lampard’ın direkten dönen füzesiyle maç uzatmaya gitti.. Daha doğrusu milyonlarca kişi televizyon başında, onbinler statta biz basın tribününde böyle düşündük.. Bu düşünceye katılmayan isim Ivanoviç oldu..
Mata’nın ortasında topu ağlara gönderip kupayı Londra’ya taşıdı.. Tıpkı geçen yıl Münih’te yine Mata’nın kornerinde aynı görevi üstlenen Drogba gibi.. Benfica kazanmayı daha çok istedi.. Daha iyi olan taraftı.. Tebrik etmek gerek bu yürekli oyunları nedeniyle.. Pozitif futbol karakterleri nedeniyle.

 

 

Yazının Devamını Oku

Tarih yazar...

13 Mayıs 2013
WEBO, Meireles, Mehmet Topal, Emre, Gökhan, Hasan Ali...

Bu 6 oyuncu F.Bahçe tarihinin en önemli Avrupa sınavında maçı tamamlayan on birde değillerdi. Skor 2-1 iken bu isimlerden hiçbiri sahada yoktu. Webo çok önemli bir derbide, tam da ihtiyaç duyulan an sahne aldı. 2 santrfor golü attı, 2 Drogba golü attı. Ve ibreyi değiştirdi. Penaltı penaltıydı. Riera’nın Kuyt’a yaptığı hareket de penaltıydı. Kırmızı kartlar doğruydu. Fenerbahçe hırslı, organize, sakin ve en önemlisi tam kadro olduğu zaman çok çok güçlü bir takım olma yolunda. Eksikleri var elbette. Ama 3 forvetle mutlaka kazanmak için sahaya çıkan Galatasaray’ı geriden gelip yenebiliyorsan önümüzdeki sezon Avrupa’da çok daha başarılı olabilirsin demektir. Planlar bu göre yapılmalıdır. Avrupa başka bir arena. Fenerbahçe için Galatasaray maçları başka bir arena. Galatasaray’ı yenmek bazen şampiyonluk kadar kıymetlidir bu camia için. Bazen ondan da öte bir duygu kaplar taraftarı...
Galatasaray için Fenerbahçe maçlarını kazanmanın anlamını pek bilmem. Ben Fenerbahçeliyim. Ama Ümit Davala’nın, Riera’nın, Ebo-ue’nin, Sabri’nin yaptıklarını anlayabiliyorum. Dokunman kendini atmak, Milli Takım arkadaşına küfür etmek, sahaya çıkarken topu havaya diken bir teknik direktör adayı olmak pek de hoş değil. Tıpkı kazanılmak üzere olan bir derbiyi kaybetmek için uğraşan Volkan gibi. Tıpkı Çek maçında, maçı rakibin kucağına bırakırcasına kırmızı kart gören F.Bahçe kaptanı gibi. Derbiler tarihtir. Unutulmaz. 1905’te kurulan bir büyük takımın şampiyonluğu kazandıktan 1 hafta sonra Kadıköy’den sevinerek ayrıldığını görüyorum. Hem de kalecisiz bir takımın kalesine gidemediği halde. Üstelik yenilerek. Neyin kutlaması anlayamadım. Anlayacak renklere ve ruh haline de sahip değilim. Tarih bunu da yazar...

 

Yazının Devamını Oku

Hiçbir sonuca şaşırmam!

11 Mayıs 2013
Çok büyük sürpriz olmazsa yarın F.Bahçe ve G.Saray’ın sahaya nasıl çıkacakları, nasıl oynayacakları belli.

İki takım da birbirini yenebilecek güce sahip.. Oyun içindeki küçük gelgitlerden daha az hasarla çıkan avantaj sağlayacak.. F.Bahçe kazanmak istiyorsa ilk Benfica maçındaki taktiğini sahaya yansıtmalı.. Mümkün olduğunca forvete uzun top oynamalı ve savunmasını boş bırakmamalı.. Burak-Drogba ikilisine atılacak toplara önlem almak yerine savunmayı geride kurmak çok daha akıllıca.. Orta sahada çok pas yaparak savunmaya gömülen takımlara karşı avantaj sağlayabilirsiniz.. Ama karşınızdaki rakip Sneijder ve Selçuk gibi etkili uzun-ara pası atabilen oyunculara sahipse mutlaka savunma önündeki bloğu güçlü tutmalısınız.. Volkan – Gökhan, Yobo, Egemen, Ziegler – Mehmet Topal, Emre, Caner - Kuyt, Webo, Sow Fenerbahçe için düşündüğüm onbir..

G.Saray hücumda çok güçlü
Galatasaray savunmada çok hata yapan bir takım.. Buna karşın hücumda çok güçlü.. Hem orta sahadan hem de forvetten sürekli kaleyi düşünen isimlere sahipler.. Özellikle ilk golü attıkları an maçı çok kolay yönlendirebiliyorlar.. Savunma göbeği en önemli zaafları.. Muslera – Eboue, Gökhan, Semih, Riera – Selçuk, Sneijder, Melo, Hamit – Drogba, Burak da Galatasaray’ın ideal dizilişi..
Bu oyun anlayışı ve onbirle gol pozisyonu sıkıntısı çekeceklerini düşünmek zor.. Kanatlar yerine orta alandan ileri doğru hareketlenmeyi tercih eden sarı kırmızılı takım Drogba’yı duvar olarak kullanıyor ve Sneijder, Selçuk, Burak üçlüsünü gol yollarına itiyor..

Seyirci belirleyici olacak

Yazının Devamını Oku

11 metre

9 Mayıs 2013
RAKİBİNİZ ister dünyanın en iyisi olsun isterse 3. Lig’den gelen bir takım..

Eğer o maç penaltılara taşınmışsa şanslar eşitlenmiş demektir.. Kaleye 11 metre uzaklıkta Maradona, Zico, Platini, Roberto Baggio, Anelka gibi yıldızların kaçırdığı penaltılar hafızalardan hiç çıkmaz.. Ya da Ducadam gibi, Rüştü gibi kalesini kapatan büyük kaleciler..
Oyunun ilk bölümünde Eskişehirspor üstündü.. Golü atıp rahatladılar.. Beraberlik golüne kadar Fenerbahçe’ye alan bırakmadılar.. Sow ve Webo’yu iyi marke ettiler.. Webo’nun ilk atakta golü bulması Fenerbahçe’yi şoktan kurtardı.. Daha iyi pas yapmasını sağladı..

TOPA KARŞI CİDDİYET

İKİNCİ yarıda sahanın en iyisi Erkan’ın Fenerbahçe’nin en iyisi Gökhan’la girdiği müthiş mücadeleyi keyifle izledim.. Bravo Erkan.. Gökhan’ın önünü bu kadar akıllı kapamak ve hücuma bu kadar destek vermek önemli iş..
Cristian’ın son 3 dakikada biri direkten dönen, biri dışarı giden iki gol girişimi vardı.. Tribünleri ayağa kaldıran.. Salih henüz çok genç.. Ama Türkçe biliyordur sanırım.. Gazete de okuyordur büyük ihtimal.. Büyüklerinin uyarılarını iyi dinlesin.. Tatilini iyi ve kısa yapsın.. Çok ama çok çalışsın.. Tuncay Şanlı’nın İngiltere’ye gittikten sonra vücudunu güçlendirme konusunda söylediklerini öğrensin.. Çabukluğunu artırmaya çalışsın.. En önemlisi topa karşı yumuşak değil, ciddi olsun.. Ciddi..

YOBO FAZLA AĞIR

FENERBAHÇE savunmasında Yobo çok ağır bir oyuncu.. Everton’daki performansından bile geride.. Egemen ve Gökhan’ın çabukluğuna karşın savunma yine istenen düzeyde değil..

Yazının Devamını Oku

Kimliksiz

6 Mayıs 2013
FENERBAHÇE’nin bu sezon üç büyük zaafı vardı.. 60 resmi maç oynadı sarı-lacivertli takım ve 28’inde ilk golü yedi..

İlk resmi maçta sakatlanan kariyerinin en vasat performansını sergiledi.. Savunmanın göbeğinde yapılan hatalar, özellikle arkaya doğru atılan toplara hamle yapılamaması rakiplerin en büyük silahı oldu..
Lizbon dönüşü Galatasaray’ın erken öne geçişi hem taraftarı hem de futbolcuları etkiledi kuşkusuz.. İlk 45 dakika boyunca Fenerbahçe’nin kötü futbolu o kadar belirgindi ki, İstanbul Belediyeli oyuncular bile haftalar sonra bir maçı zevk alarak oynama şansı yakaladılar..
Gol ve sonrası değişen bir şey yoktu.. Emre’nin etkisizliği, Webo’nun etkisizliği, Mehmet Topal’ın etkisizliği düşündürücüydü.. Lizbon’da olmayan bu oyuncuların oyuna ağırlıklarını koymak yerine bol hata yapmaları maçı evsahibi ekip lehine çevirdi bir anda..

SEÇİM OYUNCULARIN

İkinci yarıda tek kaleye dönen oyun gol üretmeye yetmedi.. Rakibi açacak ikili-üçlü paslaşmaları bir türlü yapamadı Fenerbahçeli oyuncular.. Son dakikada yenen gol Halkalı’ya kadar gelen taraftarlara karşı yapılan ikinci ayıptı.. Olmadı..
Galatasaray’ın farklı galip geldiği bir haftayı zayıf bir rakip karşısında yenik kapatmak artık bir şeylerin iyice analiz edilmesi gerektiğini gösterdi..
Türkiye Kupası’nı kazanmak, Galatasaray’ı yenmek bu takımın geride kalan haftalarda önündeki hedefler.. Bu hedefleri gerçekleştirmek için sahadaki oyuncuların kimliği önemsiz.. Kimliksiz görüntüdekiler.. Fenerbahçe’ye yakışmayan oyun oynayanlar için iki önemli hedef var artık.. İster başarırlar, ister başka bir kimliğe bürünmeye devam ederler.. Seçim onların..

Yazının Devamını Oku

Fenerbahçe'nin Avrupa Şampiyonluğu için 8 şart

4 Mayıs 2013
BAYERN Münih-Borussia Dormund Şampiyonlar Ligi’nde, Chelsea-Benfica UEFA’da final oynayacaklar..

Fenerbahçe’nin 18 maçlık Avrupa serüveni Lizbon’da noktalanırken Barcelona, Real Madrid ve Basel de yarı final gören diğer takımlar oldular..
Tarihinde ilk kez bu noktaya ulaşan Fenerbahçe için kısa bir gelecek analizi yapalım.. Takımın artılarını ve eksilerini finale çıkan takımlara bakarak masaya yatıralım..

1-KALEYE DİKKAT!
Volkan birkaç maç dışında iyi bir sezon geçirmedi.. Süper Kupa maçındaki sakatlık yerden gelen birçok topa hamle yapamamasına ve kolay gol yemesine neden oldu..

2-STOPER ALINMALI
Savunma derinliği yok.. Egemen dışında çabuk hamle yapan futbolcu bulunmuyor.. Yobo, Bekir, Serdar dışında çok çabuk, vücudunu iyi kullanan, Varane tipinde bir stopere kesinlikle ihtiyaç var..

3-GÖKHAN ALTERNATİFSİZSavunmanın sağ kanadında dünyanın en iyilerinden Gökhan var.. Alternatifi devşirme bir isim değil, iyi bir sağbek olmalı.. Solbek için Ziegler’in ürkekliği atması, Hasan Ali’nin duygusallığı bırakıp fiziken eski haline dönmesi şart..

4-EN İYİSİ ORTA SAHA

Yazının Devamını Oku

İçimizdeki Hollandalı

3 Mayıs 2013
HER maçın bir öyküsü vardır.. Her birinin öyküsü başka futbolcular tarafından yazılır..

Bir maçın kahramanı bir başka maçın kaybedilmesinin nedeni olabilir.. Oyun berabere devam ederken topa dokunamayan Sow ya da boş kale yerine yan ağları gören Kuyt gibi..
Bir gece önce Nou Camp’taydım.. Bayern’in fizik gücü ile tekniği ne kadar ötelere taşıdığını ve futbol anlayışını yukarılara çektiğine şahitlik ettim.. Evet, Bayern farklı bir takım.. Dortmund çok çok iyi bir takım..  Real, Barça, Manu büyük takımlar.. Ama dün bir kez daha gördük ki diğer takımlar arasında fark kalmadı.. Fenerbahçe biraz daha akıllı oynasa, biraz daha organize olabilse, Cardozo’yu tutmakta bu kadar zayıf kalınmasa finale çıkan taraf olabilirdi..

Vazgeçme Fener

İlk maçta ne kadar atak ve pozitif oynayan taraf Fenerbahçe’yse, rövanşta aynı anlayışı sahada uygulayan Benfica oldu.. Kanatları çok iyi kullandılar.. Beraberlik golünün etkisindeyken ikinci golü yemediler ve seyirciyi arkalarına alarak Amsterdam’a giden taraf oldular.. Tebrikler..
Fenerbahçe bu anlayıştan vazgeçmemeli.. Daha hızlı oynamalı.. Kanatları daha iyi kullanmalı.. Ama bu anlayıştan, mücadeleci futboldan vazgeçmemeli.. Gelecek sezonun öyküsünün daha güzel bitmesi için Bayern’i yukarıya taşıyan, Benfica’yı farklı kılan, Manu’yu hep zirvede tutan isimler alınmalı..

Daha büyük düşün

Fenerbahçe daha büyük düşünüp daha yukarıya oynamalı.. Yarı final için, bu heyecan için, onurlu mücadele için başta Başkan Yıldırım olmak üzere herkese teşekkürler.. Kocaman ve oyuncularına ayrı ayrı teşekkürler..

Yazının Devamını Oku

Ezeli rakibi bile Benfica’yı destekliyor

2 Mayıs 2013
Portekiz maçın havasına çoktan girmiş. F.Bahçe’ye karşı Sporting Lizbonlular dahi Benfica’yı tutuyor.

LİZBON’a ayak bastıktan sonra ilk karşılaştığımız Portekizli, pasaport polisiydi.. J.Fernandes yazıyordu yakasında ve oldukça ciddi görünüyordu.. Selam verince de yüz hali pek değişmedi.. Cam bölmeden aşağıya doğru eğilip, “Benfica mı yoksa Sporting mi” diye sordum.. Bir anda gülümsemeye başladı.. “Elbette Benfica” dedi.. Fenerbahçe maçı için geldiğimi söyleyince, “İyi maç olacak” yanıtını verdi..
Lizbon’un Alfama bölgesinde bir hostel bulmuştum kendime.. Hostellerde kalmayı severim.. Dünyanın değişik yerlerinden insanlarla tanışma şansınız oluyor.. Ortam sıcak.. Ev-otel karışımı bir atmosfer.. Üstelik ucuz ve genellikle gençlerin yoğun tercih ettiği bölgelerde iyi hosteller oluyor.. Havaalanından metroyla Moritz Moniz’e gittim.. Artık yürüme mesafesindeydim odama..

Perşembe şansınız yok!

Yine de adresi sormak istedim.. 60-65 yaşlarında iki kişiyle karşılaştım.. Yolu tarif ettiler.. Hangi takımı tutuyorsunuz, dedim.. Kısa boylu ve koyu saçlı amca yanıt verdi gülerek: “Ben Benficalıyım, o Sportingli..”Fenerbahçe’ye karşı kimi tutacağını merak etmiştim Sporting Lizbonlu’nun.. Yanıt yine gülerek geldi.. “Tabii ki Benfica’yı tutacağım..”Hemen ileride hediyelik eşya satan bir mağaza gördüm.. Oraya da adresi sordum.. Ardından hangi takımı tuttuğunu.. “Benfica” dedi ve ekledi.. “Perşembe çok iyi maç olacak.. Ama şansınız yok..”

F.Bahçe’yi tutan Portekizli

Nihayet hosteldeyim.. Güleryüzlü iki bayan karşıladı beni.. Birinin erkek arkadaşı da vardı yanında.. Diğeri 16-17 yaşlarında.. Erkek arkadaşıyla dışarı çıkmak üzere olan Benficalıymış.. Diğeri Sportingli.. Ve nihayet bir Fenerbahçe destekçisi Portekizli bulmuştum.. “Ben Benfica’yı tutmayağım” dedi..
Sonrasında Süleyman ve Ahmet’le buluştuk.. Alfama Kalesi yakınlarında balık yedik ve birer bardak Porto şarabı içtik.. Kahvenin ardından onlar Fenerbahçe’yi karşılamaya gittiler.. Ben de Real’in vedasını izledim..

Yazının Devamını Oku