F.Bahçe 2. sırayı korumak ve G.Saray büyük bir hata yaparsa şampiyonluğa uzanmak için uğraştı uzunca süre.. Olmadı.. G.Saray dün kazanınca Kadıköy’deki derbi dışında ligin sıralaması da belirginleşti.. İyi başladı, iyi oynadı Kayseri.. Ama son hareketlerde gerekeni yapamadı.. Sinirlerine hakim olup, seyirciyi kızdıran zaman geçirmelere başvurmasalar, farklı galip gelebilirlerdi.. Antalya, Karabük, Sivas gibi..
TEK OLUMSUZLUK KRASİÇ
F.BAHÇE yedeklerle başladı.. Yedekler.. Forvetteki üç isim.. Chelsea, Juventus formaları giymiş iki kanat ve La Liga’da oynamış santrfor.. Mehmet Topal, Valencia’dan alındı.. Cristian üç yıldır banko oynuyor.. Yerli oyuncuların çoğu milli olmuş.. Böyle bir takımın, bu kadar uyumsuz olmasındaki en büyük faktör Krasiç’ti.. Fenerbahçe’nin son yıllardaki en büyük hayalkırıklığı olan Sırp futbolcu o kadar kötü oynadı ki arkasındaki Orhan’ı da moralman, fiziken çökertti.. Pas koordinasyonunu bozdu takımın.. Krasiç çıkıp, Orhan oyundan alındıktan sonra Messi ile Villa girmişcesine değişti F.Bahçe’nin ritmi.. Ve maç kazanıldı..
HAKEM BORCUNU ÖDEDİ
MAÇTAN çok hakemle ilgilendi tribünler.. İki takımdan da kırmızı kart görmesi gerekenler vardı.. Salih, Caner gibi.. Kornerlere aut verildi, autlara korner.. Yanlış fauller, yanlış düdükler.. Ve pek de anlayamadığım bir penaltı ile oldu son.. Maç boyu F.Bahçe’ye hasar veren orta hakem, onu oyundan alacak bir mekanizma olmadığı için son düdükte ödedi tüm borçlarını sanki.. Bana öyle geldi.. Keşke vermeseydi.. Zaten belli oldu şampiyon.. Kocaman ve ekibini kutluyorum.. Artık sırada, sıradan bir maç var.. Sonra sırada Amsterdam var.. Bu taraftar attığınız her golde, “Life is life” çalarken adınızı anar sizin.. Dün yediğiniz golde bütün gücüyle o şarkıyı söyledi.. O şarkıyı.. Sözlerini sizin yazdığınız.. Sakın sıradışı birşey yapmayın.. Sakın..
Şelale’nin eti, ayranı, salatası, biberi ayrı güzeldir.. Ama asıl ferahlık giriş kapısındadır.. Duvarında yazılı olandadır.. Lizbon yolculuğundan önce vakit bulursan git, gör derim.. Sadece ve sadece o yazıyı okumak için.. Kaybolup gitmemek için..
Antalya maçında bir hata yapmıştın hatırlarsan.. Gol olmuştu.. Fenerbahçe iç saha yenilmezlik unvanını kaybetmişti.. Başka maçlarda da ufak tefek hataların oldu.. Ama hocan sana sabırla şans verdi.. Arkadaşların destek oldu.. Başkanın arkanda durdu.. Ama en önemlisi o büyük taraftar Amsterdam Yolu’na yaptığı bestede tek Türk olarak senin ismine yer verdi.. Üç futbolcudan biri olarak sen yer aldın o bestede.. Bu yaşta anlayamayacağın kadar büyük bir onur o senin için..
* * *
48 numaralı formayı giyiyorsun.. O toprakların çocuğusun.. Ege kanı var damarlarında.. Sıcak bir kan.. Kaynayan bir kan.. Asi bir kan..
Dik başlısın bu yüzden belki de.. Küçümsemelerine kızıyorsun seni.. Ama bakacağın “aynayı” çok iyi seçmen lazım artık.. O forma; giyeni büyütmez güzel kardeşim.. O forma; herkesi ayrıcalıklı yapmaz.. O forma; paylaşmayı, çalışmayı, mücadeleyi ve en önemlisi alçakgönüllü olmayı ister.. Yoksa çıkartır seni, atar bir kenara.. Ne olduğunu anlamazsın bile..
Şelale’ye git, Salih.. İsmin gibi güzel bir kalbin olduğuna eminim.. Ama kızlarla, gecelerle, şanla, şöhretle aşağı iniyorsun.. Kaptırdığın topların arkasından koşmuyor, sana kızan büyüklerine yanıt veriyorsun.. O yüzden git Şelale’ye..
Sadece birkaç satır sana o duvardan.. Gerisi sana kalmış.. İster dinlersin büyük sözü, ister eğlendirirsin gönlünü..
Bırak Benfica’yı yenmeyi.. Elemeyi.. Amsterdam’a gitmeyi.. Kupayı almayı.. Önce kaldır başını havaya ve avazın çıktığı kadar bağır.. “Artık korkmuyorum sizden” de.. Artık korkmuyorum.. Ne Barça yenilmezdir bu dünyada ne de Real.. Benfica’yı yendi Fenerbahçe dün.. Ama en önemlisi korkusunu yendi bir kez daha.. Başaramamaktan korkmak öğretilmişti bu camiya.. Başaramamaktan korkmak..
Ve bir “Korkmaz” çıktı.. Bitirdi o korkuyu.. “Gönül” den oynadı yine bir çocuk.. Yine “Kara Yılan” gibiydi 7 numara.. Direk var futbolda, penaltı kaçırmak var, hata yapmak var.. Ama hepsini aşmak için Kocaman bir yürek de var bu camiada.. Başında zor zamanların insanı var..
Ve taraftarı var.. Varını yoğunu ortaya koydu herkes.. Her taraftar.. Televizyon başındaki, radyodaki.. Ve belki de sen.. Tatlı uykunda..
Amsterdam’a bir bilet
Dinle Küçük Adam.. Yıllardır yazdım sana.. Adını bilmeden.. Geleceğini bilmeden.. Cinsiyetini bilmeden.. Ama sen geldin.. Bir bahar akşamı.. Bir Mayıs akşamı.. Dünyamı değiştirdin.. Ve bana hayatımın en büyük mutluluğunu yaşattın.. Şimdi sana ilk yaşgünü hediyeni almaya gidiyorum.. Bir bilet.. Amsterdam’a bir maç bileti..
Dinle benim Küçük Adam’ım.. Sen öyle bir ülkede doğdun ki, bunu damarlarındaki kanda hissedeceksin her yaş gününde.. Her adımın.. Ağzından çıkan her harfte.. Asla ve asla vazgecmeyenlerin öyküsünü dinleyeceksin benden.. Yıkılmayanların.. Ayakta kalanların.. Fenerbahçe, “sıcakta yağan bir yağmur gibidir” demiştim sana bir Mayıs akşamı.. Ve şimdi Fenerbahçe’nin yeni bir yüzüyle tanıştı bütün ülke.. Bütün Avrupa..
Korkmazsan gerisi gelir
Futbola doğan ışıktır Fenerbahçe.. Belki geç doğar bu ışık.. Ama sabırlıdır.. Emindir hedefinden.. Bu yıl olmazsa geleek yıl.. Olmazsa sonraki yıl.. Ama bir gün bilir ki Fenerbahçeli, “
Futbolun içinde kazanmak kadar kaybetmek de var.. O yüzden Fenerbahçe’nin lig şampiyonluğuna dün gece nokta koymasına çok da üzülmedim.. Bu sezon o kulvarın en iyisi Fenerbahçe değil çünkü..
Ammaa.. Ve Kocaman bir ama, var ortada.. Beşiktaş maçından beri bu takım kötü oynuyor.. Sow yokken Webo’yu tek bırakmak, Caner’i forvet olarak düşünmek yanlış, dedik.. Cristian’ın formsuzluğu ortadayken ısrar etmek, yanlış dedik.. Ve en önemlisi bu takım ‘rakipleri kilitlediği zaman’ kazanıyor, dedik.. Çift santrfor oynamazsan, rakibi ürkütmezsen, ceza alanı içine ortalanacak topları tek adama bırakırsan sonuç belliydi.. Bu takım tarihinin en önemli aşamasına geldi seninle.. Ama tarihinde ilk kez bu kadar maçta yenik duruma düştü.. Demek ki ortada maçlara başlangıç noktasında bir zafiyet var.. Sivas, Elazığ, Antalya, Karabük, Gençlerbirliği gibi takımlara puan kaybettin.. Birçok maçı çevirmek için çok didindin.. Ne zaman çift forvete döndün o zaman takım rahatladı..
Miro’da da ısrar et
Dün de ilk yarıya bakıldığında rakibin iki atağı iki golle sonuçlanmış.. Fenerbahçe önemli fırsatlardan yararlanamamış.. Ama öylesine sıkıcı bir oyun var ki ortada, topun canı Gençlerbirliği’ni çekti bu kez..
Aykut Kocaman’ın bir şeyi çok iyi anlaması gerek.. Fenerbahçe, Barcelona’ya karşı aynı Göztepe’ye karşı aynı anlayışla oynuyorsa bir hata var demektir.. Çünkü birine karşı doğru olan sistem diğerine karşı felç olur.. Galatasaray daha organize daha akıllı hücum ediyor bu ligde.. Daha fazla adamla gol arıyor.. Daha etkili gol ayaklarını sahada tutuyor.. Rakibin böyle oynarken sen ısrarla birbirine benzer isimlerle oynuyorsun.. Kaybedeceksen, 5 maçta harika oynarsın, bir maçta kaybedersin.. Fenerbahçe rakipleri kaçırırsa kazanıyor, atarsa kaybediyor.. Maalesef..
Maçın analizi, rakip analizi çök kötü.. Caner ortada oynayabilir.. Meireles ve Salih de öyle.. Sola Stoch’u koy.. Israr et.. Kötü Kuyt’ta, kötü Cristian’da ısrar ettiğin gibi.. Miro’da da ısrar et.. Dünyada Yılın Golü’nü atıp sana, kulübüne, ülkesine bu onuru yaşatan adamı kazan.. Ramazan’a atmıştı o golü.. Sen onu kadroya almadın.. Ramazan, “Yaşasın beni günlerce reklam eden adam yok” demiştir içinden..
Adı zor markajı kolay
Vlemincx’in adını yazmak okumak zor.. Ama markajı kolay.. Süratli değil.. O zaman koy Bekir’i.. Havadan çok etkili bir silahı etkisiz hale getir, adam adama oynatarak.. Duran toplarda zaten iki silahı var Gençler’in.. Biri Aykut biri Vlemincx.. Sen iki gol yiyorsun bu isimlerden.. İkisi de kafayla..
Sahada beyefendiliği, çalışkanlığı, formaya bağlılığı ile hep öne çıktı.. Görev verildiği zaman oynadı, verilmediği zaman hep çok çalıştı.. Futbolu bıraktıktan sonra F.Bahçe onu, o F.Bahçe’yi hiç bırakmadı.. Yıllar boyu bu kulübün adım adım büyümesinde katkı sahibi oldu hep.. Mutluluklarda, hüzünlerde camianın yaşadığı bütün duyguları yaşadı.. Gidişi hepimizi üzdü.. Mekanın cennet olsun Serkan Abi.. Hepimize senin gibi veda yolculuğu nasip etsin Allah.. Hakkını helal et.. Bir kez daha..
93 GOL, 20 KİŞİ!
F.BAHÇE Benfica’yla çok önemli iki maça çıkacak.. Bu iki maçı ve ligdeki şampiyonluk yarışını düşünen Aykut Kocaman Eskişehirspor karşısında yedeklerle mücadele etti.. Oyun ve sonuç ortada.. Üç gün önce Kadıköy’de oynanan oyunun çok ötesinde bir Fenerbahçe izledik.. Daha iştahlı, daha gayretliydi.. Eskişehir Kadıköy’de olduğu kadar gol pozisyonu bulamadı.. Kupa rövanşını da büyük ihtimalle bu oyuncular oynayacak.. Belki bir Emre katılacak onlara.. F.Bahçe’nin en büyük artısı bu kadro derinliği bu sezon.. Emre yokken Cristian’ın olması.. Cristian yokken Salih’in devreye girmesi.. Mehmet Topal’ın maç kurtarması.. Yeri geldiğinde Meireles’in gol atması.. Caner’in çok önemli işler yapması.. Egemen’in, Bekir’in, Gökhan’ın, Hasan Ali’nin skora etki etmesi.. Kuyt’ı, Sow’u, Webo’yu, Semih’i yalnız bırakmamaları.. Takımın bir-iki kişinin ayağına bakmaması Fenerbahçe’nin en büyük artısı.. 93 golün 20 kişi tarafından atılması..
Bu dağılım devam ederse Fenerbahçe çok istediği o kupayı kaldırabilir.. Yeter ki, hiç kimse umursamaz tavır almasın o formaya karşı.. Hiç kimse..
Milli Takım’a alan Hiddink.. Orada oynatan Abdullah Avcı.. Kısacası çok kişinin emeği var üstünde.. Ama en önemlisi üstünde bir forma var.. O forma değerli.. O formayı giyerken her fırsatta hakemlere fırça atma.. Her fırsatta her tartışmanın içinde olma.. Bir maçı da kartsız bitir.. Sevilen adam ol.. “Mimli” futbolcu olma..
Ardından Alper.. Biliyorum çok heyecanlısın genç kardeşim.. Bir an önce sezon bitsin, transfer işleri hallolsun, artık İstanbul’a, Büyükler’e gideyim, istiyorsun.. Belli ki biraz etkilenmişsin bu ortamdan.. Güç, kuvvet, teknik her şey var hamurunda.. Aman dikkat.. Daha sezon bitmeden tatile girme.. Önce futbolunu oyna.. Ne menajerini bu işlere sok ne de diğer kulüplerin telefonlarına yanıt ver.. Aklını futbola, Eskişehirspor’a ver.. Gerisi zaten gelir.. Geliyor..
SEMİH, FUTBOL NANKÖRDÜR
VE Semih.. Güzel kardeşim, seni çok eleştirdim biliyorsun.. Ama o kadar olgunsun ki, karşılaştığımız zaman bana espriyle sitem ettin.. İkimiz de biliyoruz ki bu sezondan sonra ilk onbir senin için zor.. Fenerbahçe seni çok seviyor.. Sen de bu camiayı çok seviyorsun.. Bu sezon gelinen noktada kritik anlarda takım için mücadele ettin, öne çıktın.. Bursa’da, Kadıköy’de, G.Antep’te.. Gelecek sezon yine kalabilirsin.. Ama bil ki futbol nankördür.. Kasımpaşa’da, Bursa’da ya da başka bir takımda bir-iki yıl oynayıp Fenerbahçe’yle bir jübile maçı da yapabilirsin.. Bu yazdıklarım için bana kızma kardeşim.. Eğer kalırsan ve yedek olmayı kabullenirsen, çok çalışırsan.. Biliyorum ki yine birkaç maç kurtarırsın.. Ama bu sıkıntılara katlanabilirsen..
KRASİÇ BAVUL TOPLAMALI
GÜZEL başladı maç.. İki kanat akını, iki gol getirdi.. Birincisi hazırlanış olarak güzeldi.. Fenerbahçe savunması zayıf kaldı.. Erkan iyi girdi araya.. İkinci golde topun Mehmet’in dizinden eline doğru yönelmesi var.. Doğal akışında bir hareket olarak değerlendirdi Yunus Yıldırım.. Zor pozisyon.. Elle oynama verseydi de kimse bir şey diyemezdi..
55. resmi maçında 92. golüne ulaştı bu sezon Fenerbahçe.. Ve son 5 golüne orta saha oyuncuları imza attı.. Salih 2, Caner, Cristian ve Mehmet Topal.. Bu görüntü skora katkı anlamında çok önemli..
Bir derbiyi bu skorla kazanmanın dışındaydı oysa olanlar.. Yüzde yetmişe yüzde otuzluk toplama oynama oranı Galatasaray’ındı.. Mondragon’a gelen 7 şutun 6’sı gol olmuştu.. Fenerbahçe’nin başında Lorant, Galatasaray’ın kulübesinde UEFA şampiyonu Terim vardı.. O sezon Galatasaray, Şampiyonlar Ligi biletini alırken Fenerbahçe son 15 yılın en kötü derecesiyle ligi bitirdi.
Fenerbahçe, Galatasaray’ı 4-0 yendi Kadıköy’de.. Tam 35 pasla gol attı.. Ama şampiyon Galatasaray oldu.. Son hafta Denizlispor maçı 1-1’lik skorla tarihe geçti..
Daum’un son yılında kazanmak yetiyordu Trabzon’a karşı.. Golü de bulmuştu.. Maç 1-1 bitti ve Fenerbahçe yine şampiyon olamadı.. O sezon 2-0 öndeyken verilen Bursaspor maçı şampiyonu da belirlemişti aslında..
Kocaman tüm bu maçları çok iyi biliyordu.. Göreve geldiği andan itibaren futbolcularına iki temel unsur için çok şey söyledi.. Topa sahip olun.. Ve kolay kolay kaybetmeyin..
G.SARAY’IN GERİSİNDE
TARİHİNDE ilk kez bir Avrupa kupasına bu kadar yaklaştı Fenerbahçe.. Üstelik ligde ve kupada hala şampiyonluk şansı var.. Ne kadar sıkıcı, ne kadar kalitesiz oynasa da rakibe fazla alan bırakmayan bir Fenerbahçe var artık.. Dün; Roma’da tur atlamış bir takım olarak gelen Fenerbahçe Eskişehirspor’a yenilebilirdi.. Çok iyi oynadı Eskişehirspor.. Hernanes’in, Darida’nın, Hleb’in çok üstünde bir oyuncuya, Alper’e sahipler öncelikle.. Fenerbahçe’ye karşı direkleri ve Volkan’ı geçemediler..
Fenerbahçe dün kötü oynadıysa ve buna karşın kazandıysa bunda Aykut Kocaman’ın rolü büyük.. Golü atan Cristian’ı inatla oyunda tuttu..
Takım Pareirra ile şampiyon olmuş, Şampiyonlar Ligi’nde 7 puan toplamış, Manchester United’ı evinde yenen ilk takım olmuştu.. O kampta Benfica-Porto maçını seyrettim.. Tutku derbilerinden birini..
Benfica Stadı’na Euro 2004’te tekrar tekrar geldim.. Işık Stadı olmuştu adı.. Etkileyici bir atmosferi vardı.. En önemlisi o stadı dolduran taraftar “Tutkunun peşinden koşmaya” çok alışıktı.. Ne Chelsea’ye benzer Benfica taraftarı, ne de Basel’e.. Benfica taraftarı; Lazio gibi, Pana gibi, River gibi, Boca gibi ve Fenerbahçe gibi, Galatasaray gibi, Beşiktaş gibi bir tutkunun peşinden koşar yaşamları boyunca..
BİR ÇOK MOTİVASYON
F.Bahçe için zorluk derecesi yüksek bir eşleşme.. UEFA gelecek yılki Şampiyonlar Ligi finalini Benfica’nın sahasına verdi.. Bu büyük motivasyon kaynağı.. Porto gibi ezeli rakibin 7 puan önünde şampiyonluğa koşuyor Benfica.. Bu da çok önemli bir motivasyon.. Ara transfere milyonlarca pound harcayan bir İngiliz ekibini eledi Benfica.. Bu da artı bir motivasyon.. Eusebio’lu günleri özledi.. Tutkuyu besledi yıllarca..
Ve şimdi kendisine çok benzeyen bir takım var karşısında.. Kadıköy’de Benfica, Luz Stadı’nda F.Bahçe teste çıkacak.. Tutku testine.. Kim geçerse bu testi.. Onun yeri Amsterdam olacak.. Ve büyük ihtimalle Ağustos’ta Monaco..
Yapma Caner!
TÜRKİYE’nin en büyük yeteneklerinden biri Caner.. Ersun Yanal döneminde, henüz gencecik bir çocukken CSKA’ya transfer oldu Vestel Manisa’dan.. Orada süreklilik gösterdi.. Fenerbahçe’ye karşı Şampiyonlar Ligi’nde sınav verdi.. Galatasaray’daki kısa döneminde inişli-çıkışlı bir grafiği vardı.. Ve Fenerbahçe’ye transfer oldu.. Son maçlarda Fenerbahçe için çok değerli işler yaptı.. Yarı finale getiren golü attı.. Marsilya maçında harikaydı.. Mönchengladbach karşısında da öyle.. Bu Caner’in bir yüzü.. Bir de diğer yüzü var.. Sürekli hakeme itiraz eden.. Kızdığı zaman taraftara, hocasına tepki gösteren.. Agresif.. Sinirli.. Sürekli kart görmeye açık hareketler yapan yüzü.. Caner bu hafta Eskişehirspor karşısında cezalı.. Caner Benfica karşısında cezalı.. Çok basit nedenlerden, sürekli hakemlere itiraz etmekten ya da sinirlerine hakim olamadığı için rövanş faulleri yapmaktan alıyor bu kartları.. Bunları da yapmasa Sarışın Çocuk.. O kadar büyür ki.. Kendisi bile şaşırır..
Doğru ve yanlış