“BANKADAKİ paramı nereden buldun diye Maliye sorar mı?” Varlık barışı gündeme gelince şimdi daha da çok işitiyoruz bu soruyu... Varlık barışından bağımsız olarak verelim öncelikle sorunun cevabını: ‘Nereden buldun’ diye bilinen yasa 2003’den beri yok. (4783 Sayılı Yasa ile kaldırıldı.) Yani varlık barışı yasası olmasaydı da vergilendirme açısından ‘nereden buldun’ diye sorulamıyor. Peki, varlık barışından yararlanıp yurtiçi veya yurtdışındaki varlıklarını beyan edenler için durum ne? Yalnızca varlık beyanı yaptı diye “hiç bir şekilde vergi incelemesi, araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılamayacak” ve “Vergi cezası ve idari para cezaları kesilemeyecek.” (6736 Sayılı Yasa, Madde: 7) Yasa metninde “başkaca bir neden ile gerekli olması hâli saklı kalmak üzere” söz konusu inceleme ve soruşturmaların yapılmayacağı, cezaların kesilemeyeceği de öncelikle belirtilmekte.
YURTDIŞINDAN GETİRİLECEK VARLIKLAR
Yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31/12/2016 tarihine kadar Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, bu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler. Getirilen varlıklar üzerinden- önceki varlık barışından farklı olarak- herhangi bir vergi de ödenmeyecek. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, yurtdışından getirdikleri ve kanuni defterlerine kaydettikleri varlıkları (için pasifte özel bir fon hesabı açabilecekler) sermayeye ekleyebileceği gibi ortaklara da dağıtılabilecek. Ayrıca söz konusu varlıklara ilişkin tutarların, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından ortaklara dağıtılması hâlinde kâr dağıtımına bağlı stopaj yapılmayacak, gerçek kişi ortaklar ile kurumlar vergisi mükellefi olan ortaklar tarafından elde edilen bu tutarlar da vergilendirilmeyecek.
Geçmiş 5 yıl için vergi incelemesi riskini ortadan kaldırmak isteyen mükellefler matrah artırımı-vergi artırımı yoluyla barış imzalayabilecekler. Barışın koşulları için hangi yıl için ne kadar matrah artırılacağı ve ne kadar vergi ödeneceği konusuna önceki yazılarımızda yer vermiştik. 27 Temmuz’da “Şirketler için”, 3 Ağustos’da “Kira geliri ve gayrimenkul satış kazancı elde edenler için” ve 10 Ağustos’ da “Şahıs işletmeleri için” vergi barışı koşullarına değinmiştik. 2011’den, 2015’e 5 yıl için hangi oranda ne kadar matrah artırımı ve vergi ödeneceği hesaplamaları ilgili yazılarda yer almakta.
Başlıkta yer alan ‘verginin yarısını ödeyerek’ cezanın tamamından kurtulabilecek mükellefler var bir de. (Asla bağlı ceza değilse- yüzde 75’i siliniyor.) Bu mükellefler 2011 ila 2015 dönemleri için vergi incelemesi yaşamış ve ardından kendilerine ilave vergi ve vergi cezası tebliğ edilmiş mükellefler. (Henüz dava açma süresi geçmemiş veya dava safhasında karara bağlanmamış bulunan alacaklar)
Yasanın yayımlandığı 19 Ağustos itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları için vergi aslının yarısı, vergi cezasının (asla bağlı cezalarda: vergi ziyaı) tümü siliniyor. (Usulsüzlük gibi asla bağlı olmayan cezalarda ise yüzde 75’i siliniyor.) 19 Ağustos itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş alacaklar için de bu indirimlerden yararlanmak mümkün. (6736 Sayılı Kanun, Madde: 3)
Yarısı silinen vergi aslı için; gecikme faizi ve zammı yerine yurtiçi üretici fiyatları endeksi (Yİ-ÜFE) oranları esas alınarak hesaplama yapılıyor.
Naylon faturayı düzenleyeni de, kullananı da ‘Kaçakçılık Suçu’ kapsamına alıyor. (Md. 359/b) Cumhurbaşkanı’nın imzası sonrası yayımlanacak ‘Vergi Barışı Yasası’ ise iki fiili ayırıyor, ‘düzenleyenle barışmam, kullananla barışırım’ diyor. Naylon fatura düzenlenmemiş olsaydı, bu faturayı kullanan da olmayacaktı. Naylon fatura düzenlenmese; kaçakçının haksız kazancı, devletin de vergi kaybı oluşmayacaktı. Sahte fatura düzenleyenle, kullanan aynı kefede değil hakikaten... Özellikle; ‘Bilmeyerek ve çıkar sağlamaksızın naylon fatura kullananların’ hiç kabahati yok zaten. Birçok mükellef için; kayıtlarına giren yüzlerce- binlerce faturaların içinden, hangisi sahte hangisi değil ayırt edilememiş olabilir.
RİSK SÖZ KONUSU DEĞİL
İşletmeler hakkında sahte fatura kullanıldığına dair bir vergi inceleme raporu-tespit varsa veya tespit olmaksızın mükellefin bu yönde şüphesi söz konusuysa vergi barışı oldukça avantajlı. 2011 ile 2015 arası geçmiş 5 yılın tümü için de, bu dönemlerden herhangi bir yıl için de Maliye ile barışma imkânı mevcut. Barışanlar için artık geçmiş 5 yıla ilişkin vergi inceleme riski söz konusu olmayacak. Geçmiş beş yıla ilişkin şahıs işletmeleri Gelir Vergisi (GV), şirketler ise Kurumlar Vergisi (KV) için matrah artırımı-vergi artırımı yapabilirler. Özellikle defter kayıtlarında sahte fatura bulunduğuna dair tespit veya şüphesi olanların yalnız GV veya KV açısından değil KDV açısından da matrah artırımı hükümlerinden yararlanmaları yerinde olacaktır. Matrah artırımından yararlanan mükellefler için her ne kadar vergi incelenme riski kalkmış olsa da, defter ve belgelerini saklama ve ibraz yükümlülüklerinin devam ettiğini de belirtelim.
DEFTERİ YOK EDENLER
Bu hafta Cumhurbaşkanı’nın imzası sonrasında Resmi Gazete’de yayımlanması bekleniyor.
Kurumlar Vergisi mükellefi olan şirketler için vergi barışını 27 Temmuz’daki yazımızda özetlemiştik. Kira geliri elde edenler ve gayrimenkul satışı kazancı elde edenler için vergi barışını ise 3 Ağustos’ta incelemiştik. Şimdi, şahsen gelir elde eden Gelir Vergisi (GV) mükellefleri ve serbest meslek kazancı elde eden GV mükellefleri için vergi barışının koşullarına madde madde göz atalım.
1- Hangi dönemler için vergi barışı sağlanabilir? 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015’de elde edilen kazançlar için matrah artırımı-vergi artırımı imkanı mevcut. Mükellefler, geçmiş beş yılın tümü için de bazı yıllar için de vergi barışından yararlanabilirler.
2- Barış sonrası vergi incelemesi yapılmayacak mı? Matrah arttırımı-vergi arttırımı yapılan yıllar için Maliye vergi incelemesi yapmayacak. Artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için Maliye’nin vergi incelemesi yapma hakkı devam ediyor.
“ÖNCEDEN kira gelirimi hiç beyan etmemiştim, ben de vergi barışından yararlanabilir miyim?”, “Ne kadar ödeme yapmam gerekecek?” ve “2014’de ev almış, 2015’de satmıştım ama beyanname vermemiştim, ne kadar ödersem bunun vergisi sorulmaz?” Bize gelen ilk sorular böyle… Vergi Barışı yasa teklifi Meclis Bütçe Plan Bütçe Komisyonu’ndan da geçti… Belli ki, kısa süre sonra da yasalaşacak. Bu yüzden bugünkü yazımda mülk sahiplerinin merak ettiği soruların cevaplarına yer verdim.
1- Hiç kira geliri beyan etmedim ne kadar ödeme yapmam lazım?
- 2011 için: 560 TL, 2012 için: 593 TL, 2013 için: 630 TL, 2014 için: 670 TL, 2015 için: 759 TL ödendiğinde geçmiş beş yılın vergisi sorulmayacak. Vergi barışından yararlanan mülk sahipleri, kira geliri nedeniyle bir vergi incelemesi yaşamayacak. (İlgili yıllarda kira gelirinden dolayı beyanname verme sınırını –istisna- aşmayanlar için zaten vergi riski yok. Örneğin 2015 için ‘Yıllık 3.600 TL’yi aşmayan konut kira geliri elde edenlerin’ beyanname verme zorunlulukları yoktu. 2015 için İşyeri kiralarında ise yıllık brüt 29.000 TL’yi aşmayan kira geliri için beyanname verme zorunluluğu yoktu.)
“Geçmiş beş yıla ilişkin matrah arttırımında bulunan mükelleflere bu dönemler için vergi incelemesi yapılmayacak.” Maliye Bakanı Naci Ağbal, geçen perşembe (21 Temmuz) TV’de yaptı bu açıklamayı…
Cuma günü de yasa teklifi Meclis’e sunuldu. Belli ki çok kısa sürede ‘matrah arttırımı’ yasalaşacak. Matrahını (yani verginin üzerinden hesaplandığı tutarı) arttıran mükelleflerle vergi barışı sağlanacak.
Hali hazırda vergi incelemesi yapılabilecek dönemler belli… 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015… Kazançlarını Kurumlar Vergisi (KV) adıyla beyan eden şirketlerde, kazançlarını Gelir Vergisi (GV) adıyla beyan eden şahıslar da geçmiş beş yıla ait inceleme riskinden kurtulabilecekler.
Neredeyse herkes denetçi olabiliyordu.
2013’ten itibaren ise şirketlerde ancak Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’ndan (KGK) yetki almış Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM) veya Yeminli Mali Müşavirler (YMM) ‘bağımsız denetçi’ olabiliyor.
Hangi şirketlerin bağımsız denetime tabi oldukları da her yıl Bakanlar Kurulu’nca belirleniyor.
2016 için; şu üç şarttan ikisini son iki yılda aşmış olan sermaye şirketleri bağımsız denetime tabi: a- Aktif toplamı 40.000.000 TL ve üstü, b- Yıllık net satış hasılatı 80.000.000 TL ve üstü. c- Çalışan sayısı 200 ve üstü (16.2.2016 Tarih ve 2016/8549 Sayılı Karar)
İlkinde ‘Alışverişe çıkarken kredi kartını evde bırakın’ deniliyor.
İkincisinde ‘Kredi kartıyla alışverişe devlet bonusu’ diyor. Ve her iki durumda da tüketici kazanıyor. Birbirine taban tabana zıt iki başlığın ikisi de nasıl tüketici lehine olabilir ki?
İlk haberdeki uyarının detayına bakalım önce...
Uyarıyı yapan Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER). Tüketicilere; oruçlu oldukları ramazan günlerinde yanlarına kredi kartlarını almamalarını, alışverişlerini sabah saatlerinde zindeyken, açlık hissetmeden yapmalarını tavsiye ediyor. Dolayısıyla bu öneri ramazan ayına özeldi.