Ahmet Karabıyık

TL mevduatta vergi avantajı

5 Eylül 2018
GEÇEN hafta itibariyle faiz gelirlerinden kesilen vergilerde değişiklik yapıldı.

31 Ağustos ve takip eden üç ay itibariyle; açılan veya vadesi yenilenen TL mevduatlardan kesilecek vergilerde oranlar düşürüldü, döviz tevdiat hesaplarından kesilen vergilerde ise oranlar artırıldı. ( 1 yıldan uzun vadeli döviz tevdiat hesaplarından kesilen vergi oranı -yüzde 13- aynı kaldı.)
Dikkat çeken en önemli değişiklik; 1 yıldan uzun vadeli Türk Lirası mevduat hesabından vergi alınmayacak olması. Yüzde 10 olan vergi oranı yüzde 0’a çekildi.

Cumhurbaşkanı Kararına göre, Türk lirası ve döviz mevduatları için ödenen faizler ile katılım bankaları tarafından katılma hesabı karşılığında ödenen kar paylarından kesilecek stopaj oranları tabloda yer almakta. ( 31.08.2018 tarihli ve 30521 Sayılı Resmi Gazete. 2006/10731 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Eki Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar ) Yeni stopaj oranları (yeni bir düzenleme yapılmadıkça) üç ay geçerli olacak, 1 Aralık geldiğinde 31 Ağustos’tan önce uygulanmakta olan stopaj oranları yeniden geçerli hale gelecek.

Diğer yandan faiz gelirlerinin vergilendirilmesiyle ilgili kritik iki soru da merak ediliyor... “Faiz gelirleri için yıllık beyanname vermek gerekiyor mu?” ve “Kira gelirinden, gayrimenkul satışından vb. gelirler nedeniyle beyanname verilmesi gerektiğinde, faiz gelirlerinin bu beyannameye dahil edilmesi gerekiyor mu?”

Yazının Devamını Oku

Gönderen ve alıcı farklıysa da ‘varlık barışı’ndan yararlanılabilecek

29 Ağustos 2018
KAYIT dışı varlıklarını beyan edenlere-getirenlere ‘herhangi bir vergi incelemesi yapılmayacağı’ güvencesinin verildiği varlık barışı yasasında, şahıs veya şirketlere iki farklı başvuru şekli tanınmıştı.

İlki;  31 Temmuz 2018 tarihine kadar başvuranlara vergi ödemeden başvuru hakkı tanınmıştı. İkincisi; 30 Kasım’a kadar başvuracaklara, varlıkların değeri üzerinden yüzde 2 oranında vergi ödeme koşuluyla başvuru hakkı tanındı...

Bu arada; bayram tatili başlarken, varlık barışı başvurusunda bulunacaklara bir esneklik daha tanındı. Uygulamayı açıklayan ilgili tebliğde (7143 Sayılı Kanun Genel Tebliği Seri No: 3) iki değişiklik (ilave) yapıldı. (18 Ağustos 2018 tarihli Resmi Gazete) Yurtdışından yurt içine gelecek varlıkların, göndericisi ve alıcısı aynı kişi olmasa da barıştan yararlanılabileceği açıklandı. Tebliğde bu konu “bildirimde bulunan hesap sahibi ile yurtdışından varlığı transfer edenin farklı kişiler olmasının söz konusu hükümden faydalanılması açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır” şeklinde ifade edildi.

18 Ağustos’ta yayımlanan (3 no.lu tebliğe ilave) değişiklikle; “şirket veya şirket ortaklarına ait olduğu halde şirketin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri dışındaki kişilerce tasarruf edilen varlıklar için de şirket adına bildirim veya beyana konu edilerek barış yasasından yararlanılabileceği” açıklandı. Aynı şekilde; gerçek kişilere ait olduğu halde bu kişilerin ortağı veya kanuni temsilcisi oldukları yurtdışındaki şirketlerce tasarruf edilen varlıkların da ilgili gerçek kişiler adına bildirim veya beyana konu edilmesi halinde barıştan yine yararlanılabilecek. Ancak, bildirim veya beyan dışındaki nedenlerle yapılacak inceleme esnasında söz konusu varlıkların, şirket veya şirket ortaklarına ya da gerçek kişilere ait olduğunun ispat edilmesi gerektiği de tebliğde ayrıca belirtilmekte.

VARLIK TÜRLERİ

varlık barışı kapsamında; yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ülkeye getirilebiliyor. Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildirilen söz konusu varlıkları gerçek ve tüzel kişiler serbestçe tasarruf edebilecekler.

Bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi de gerekiyor.

Yurtiçinde; (yurtdışı için sayılan varlıklara ilaveten) taşınmazlar da barış kapsamına dâhil edilebiliyor.

İNCELENMEME GÜVENCESİ

Yazının Devamını Oku

Findukcu burda degül

22 Ağustos 2018
‘BURADA değil’ demişler reklamlarında... Birbirlerinden çok farklı ürünler satıyor olsalar da, her iki satıcı da aynı sözleri kullanmış... Lüks otomobil satıcısı olan “Hayallerinizdeki X (Otomobil) Burada Değil” derken, fındık satıcısı da “Taze Findukcu Burda Degül” demiş...

Otomobil reklamı Ekonomist Dergisi’nin önceki sayısında yer alıyor. Sayfanın üst kısmında önce ‘Burada Değil’ denilmiş ardından da “hayalinizdeki otomobili X’i (otomobili) birlikte tasarlayalım” denilmiş.  Sayfada otomobil reklamı yapılmasına rağmen otomobil resmine yer verilmezken, sayfanın alt kısmında ise bayilerin adres ve telefonları verilmiş.

Fındıkçının reklam tabelası ise Şile’de... Karadeniz’de yani... Şile - İstanbul yolunda seyahat edenler, daha Ömerli’ye varmadan, bu tabelayı görecektir... Ayrıca, yolun devamında çok geçmeden ikinci tabelada “Taze Findukcu Burdada Degül” yazısı çıkıyor karşınıza... Haliyle “fındıkçı burada değilse bu tabelalar ne için” diye söyleniyorsunuz? Hatta “O fıkradaki tabelayla mı (fındıkçı 100 m geride) karşılaşacağım acaba?” diyorsunuz... Ki çok geçmeden üçüncü tabela da görünüyor ve nihayet gizemli mesaj çözülüyor... Üçüncü tabelada “Taze Findukcu Haburda Dur” yazısı okunuyor ve fındıkçıya da kavuşuyorsunuz...

‘Burada değil’ sloganıyla pazarladıkları ürünleri için; her iki işletmeciye de, hedefledikleri satışları gerçekleştirmelerini dileyelim öncelikle... Diğer yandan reklam olayının vergisel boyutuna da bakalım... Yani işletmeler; ‘ürünlerinin tanıtımı, reklamı için yaptıkları harcamaları gider yazılabiliyor mu?’, ‘Reklam harcamalarının vergisel yönden püf noktaları neler?’ sorularını cevaplayalım...

İşletmelerin yaptıkları reklam harcamalarının tamamı gider yazılabiliyor. Önemli olan; işletmenin kazanç elde etmesi ve sürekliliği için bu reklam harcamalarının yapılıyor olması.

REKLAM VE SPONSORLUK FARKI

Vergisel açıdan; reklam harcamalarında diğer bir kritik nokta, tanıtım harcamalarıyla benzerliğine rağmen her ikisine farklı oranlarda gider-indirim imkânı tanınıyor olması. Özellikle spor kulüpleri aracılığıyla yapılan reklam ve tanıtım faaliyetleri açısından konu kritik...

Vergi kanunları; şirketlerin, ‘sponsorluk harcamalarının yarısının’ (amatör spor dalları için tamamı), kazançtan indirilebileceğini ‘reklam harcamalarının ise tamamının’ gider yazılabileceğini öngörüyor. Bu durumda işletmeler açısından yapılan harcamanın, sponsorluk harcaması mı, tanıtım-reklam harcaması mı olduğunun netleşmesi önem arz ediyor.

Kısaca reklam harcaması ile tanıtım harcamalarının farklarını şöyle açıklayabiliriz: Harcama eğer ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olmayan veya ilişkisi ölçülemeyen, sosyal amacı öne çıkan türden ise sponsorluk harcamasıdır. Sporcuların; bonservis bedelleri, spor malzemeleri, seyahat ve ikamet giderleri, müsabaka sonucuna göre ödenen primler gibi... Yok eğer, ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili ise reklam harcamasıdır. Spor sahalarına, spor giysilerinin üzerine yazılı olarak kurumun tanıtımının yapılmasını sağlayacak amblem, marka, isim ve benzeri işaretler konulması gibi...

Yazının Devamını Oku

Gülşen Hanım’ın vergi soruları

15 Ağustos 2018
GÜLŞEN Hanım ilettiği elektronik postasında soruyor: “İstanbul’daki evimi yılın başında aylık iki bin liradan kiraya verdim. Daha önce hiç kira geliri de elde etmedim, vergi de vermedim. Ne yapmam gerekiyor?”

2018’de (yıllık) 24 bin lira kira geliri elde edildiğinde, 2019’un mart ayında gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekecek. Yıllık kira gelirinden; öncelikle 4 bin 400 lira istisna düşülecek. Sonra götürü gider de (yüzde 15) dikkate alınarak vergi (2.592 lira)  hesaplanacak. (2018’de yıl boyunca toplamda 4.400 liraya kadar konut kirası elde edenler beyanname vermeyecek. Dolayısıyla vergi de ödemeyecekler.)

‘Belgesiz’ götürü gider yöntemi yerine ‘belgeli’ gerçek gider yöntemi de seçilebilir... Eğer yüzde 15 götürü gider tutarı (24.000-4.400=19.600*0,15=) 2.940 liradan daha fazla belgeli gerçek gider varsa gerçek gider yöntemiyle daha az vergi hesaplanacaktır. (Kredi faizi, amortisman gideri, emlak vergisi, onarım, yönetim gideri gibi gerçek giderler GVK Md. 74’de sayılmıştır.)

Gülşen Hanım’ın emlak vergisi hakkında da bir sorusu var: “Komşularımdan emlak vergisi ödemeyenler var. Belediye’ye dilekçe veren emekliler emlak vergisinden muaf oluyorlarmış... Ben de emekliyim, dilekçe verirsem emlak vergisi ödemeyecek miyim?”

Gülşen Hanım emekli de olsa birden fazla konutu olduğu için emlak vergisi avantajından yararlanamıyor. Ayrıca emekli maaşı dışında başka geliri (kira geliri) olan emekliler de vergi avantajından yararlanamıyor. 200 m2’yi geçmeyen tek konutu olan;  1-Ev hanımları ve işsizler, 2- Emekliler 3- Engelliler, 4- Gaziler, 5-Şehitlerin dul ve yetimleri sıfır oranlı emlak vergisi avantajından yararlanabiliyor. Bu kişiler ilgili belediyelere başvurarak sıfır oranlı emlak vergisi avantajından yararlanabiliyor.  

Emlak vergisi mükellefleri; konutun emlak vergi değeri üzerinden binde 1 oranında (büyükşehirlerde binde 2) her yıl iki taksitle (Mayıs ve kasım aylarının sonuna kadar) ilgili belediyelere ödeme yapmakta. 

EMLAK VERGİSİNDE YAZLIK FARKIBodrum, Çeşme, Altınoluk, Silivri, Şile... Bu ilçelerde veya şu an sayamadığımız gözde yazlık yerlerinde yılın 12 ayı oturmayı tercih edenlerin sayısı her geçen gün artıyor...

Tek konut sahibi olunduğu durumda emlak vergisi avantajı tanınmışken normalde yazlıklar için bu avantaj uygulanmıyor ve emlak vergisi mülk sahibinden tahsil ediliyor. Ancak eğer yazlıkta daimi (12 ay) oturuluyorsa, yaz-kış ikamet ediliyorsa bu durumda (diğer şartları taşıyan mülk sahipleri için)  emlak vergisi ödeme yükümlüğü kalkıyor.

Belediyelerin; vergi avantajını uygulamak için, mükelleflerden bildirim (beyan ve taahhüt) dışında başkaca bir belge istememeleri de gerekiyor.

Yazının Devamını Oku

Vergi barışı için son günler

8 Ağustos 2018
VERGİ mükelleflerine geçmiş beş yıl için incelenmeme güvencesi sağlanıyor.

Şahsen gelir vergisi mükellefi olanlar için de, şirketler için de 2013’den, 2017’ye geçmiş beş yılın kazançlarına dair vergi incelemesi yapılmayacağının güvencesi verilip 7143 sayılı yasa ile barış çağrısı yapılıyor. Karşılığında da o yıllara dair beyan edilen matrahların artırılarak, artırılan matrahlar üzerinden peşin veya taksitle vergi ödenmesi isteniyor.  Eğer o yıllarda hiç beyan verilmemişse veya beyanlarda gelir-matrah yer almamışsa bu kez asgari (en az) matrahlar üzerinden vergi ödenmesi gerekecek.

 Barış imzalamak isteyenlerin Maliye’ye başvurmak için süreleri de azaldı artık. Ay sonunda (31 Ağustos) süre doluyor. Önümüzdeki hafta sonu dokuz günlük bayram tatili başlıyor... Tatil dönüşünden (27 Ağustos Pazartesi) sonra 30 Ağustos Zafer Bayramı da dikkate alındığında, aslında matrah arttırımı süresinin oldukça azaldığı görülüyor

Dolayısıyla vergi mükelleflerinin bir an önce hesaplamalarını tamamlayıp, peşin veya taksitli seçeneğe göre son günler yaklaşmadan başvurularını sonuçlandırmaları yerinde olacaktır.

 Şahıs veya şirket olarak faaliyet gösteren işletmeler için ve kira geliri, gayrimenkul satış değer artış kazancı, menkul sermaye iradı gibi gelir elde edip barıştan faydalanmak isteyenler için barışın koşullarını, kritik konularını hatırlayalım...

Hangi yıl için ne kadar artırım yapılacak? 

Matrah artırım oranları; daha eski dönemlerden, güncele yaklaştıkça azalıyor. 2013 için yüzde 35, 2014 için yüzde 30, 2015 için yüzde 25, 2016 için yüzde 20 ve 2017 için yüzde 15 oranında şirketler kurumlar vergisi matrahlarını, şahıslar gelir vergisi matrahlarını artırmaları gerekiyor.

 Hiç beyan verilmemiş veya kazanç-matrah beyan edilmemişse mükellef

Yazının Devamını Oku

Genç girişimci vergi de ödemiyor, prim de

1 Ağustos 2018
GENÇ girişimciler 2016 yılından itibaren vergi avantajından yararlanabiliyor.

Yeni işyeri açan genç girişimciler, 75 bin liraya kadar kazançları üzerinden gelir vergisi (GV) ödemiyor. 75 bin lirayı aşan kazanç varsa da, aşan kısımdan vergi alınıyor. Yeni düzenlemeyle (7143 sayılı yasa md.22) Bağ-Kur primi için de avantaj sağlandı. 1 Haziran 2018’den itibaren işyeri açan 29 yaşını doldurmamış genç girişimciler bir yıl boyunca Bağ-Kur primi de ödemeyecek. Henüz yolun başında olan genç girişimciler için ciddi avantajlar sağlayan Gelir Vergisi ve Bağ-Kur prim teşviklerinin diğer koşullarına da sırasıyla göz atalım...

GELİR VERGİSİ TEŞVİKİYeni açılacak işyerinin hangi sektörde faaliyet göstereceği farketmiyor. İşletme, cafe de olabilir, market de, lokanta da. Avukat da olabilir, mimar da, doktor da, eczacı da. 29 yaşını doldurmamış olan, ‘yeni bir işyeri’ açan, ‘ilk defa vergi mükellefiyeti tesis ettiren’ genç girişimcinin yıllık kazancının 75 bin liraya kadarından vergi istenmiyor. Aşıyorsa aşan kısmının vergisi isteniyor. Ve bu avantajdan üç yıl boyunca da yararlanılabiliyor... (GVK Mükerrer 20.nci madde)

 Teşvikten yararlanmak isteyen diğer alanlardaki genç girişimcilerin de şirket olarak (anonim veya limited) değil, şahsen faaliyet göstermeleri gerekiyor. Anonim ve limited şirketler Kurumlar Vergisi mükellefi olduğundan ‘Genç Girişimciye GV Teşvikinden’ yararlanamıyor. Kollektif şirket ve adi ortaklıkta; ortaklar bizzat gelir vergisi mükellefi olduklarından teşvikten yararlanabilirler. 

100 bin lira kazanç örneği üzerinden teşvikin sağlayacağı vergi avantajının matematiğini de örnekleyelim... Her ikisi de 2018’de 100 bin lira kazanç sağlayacak iki işletmeden; teşvikten yararlanmayan 25 bin 480 lira GV ödeyecekken, teşvikten yararlanan ise 4 bin 260 lira GV ödeyecek. Dolayısıyla teşvikin genç girişimciye sağlayacağı vergi avantajı (100 bin lira kazanç için) 21 bin 220 lira oluyor.  (2018’de elde edilecek gelir, 2019 Mart’da beyan edilecek.)

Yeni işyeri açan genç girişimcilere (Ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle) sağlanan vergi avantajının uygulamaya yönelik tebliğde (292 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği) belirtilen diğer koşulları da şöyle:

- İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilmiş olması,

- Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi, (Çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırmak ya da seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak işinde bilfiil çalışmamak bu şartı ihlal etmiyor.),

- Faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması hâlinde tüm ortakların işe başlama tarihi itibarıyla diğer şartları taşıması,

Yazının Devamını Oku

Evden çalışmanın püf noktaları

25 Temmuz 2018
ŞU günlerde tatilde olan birçok patron da, çalışan da “Teknoloji faydalı mı, zararlı mı?” sözünü sık sık tekrarlıyor...

Nedeni de belli... Tatilde de olsa; akıllı telefonundan, bilgisayarından e-posta kutusuna, mesajlarına bakmak zorunda kalıyorlar... Yılın sayılı birkaç tatil gününde de olsa, işinden tam olarak kopamıyorlar... Uzaktan takip etmek zorunda hissediyorlar geride kalan işleri...

Tatil dışında da; işlerini uzaktan takip edenler var... Hatta takipten de öte işlerini bizzat uzaktan yürütenler de var... Tatil dışı normal zamanlarda da iş yeriyle fiziki bağını tamamen (veya belirli günlerde) koparanların sayısı her geçen gün artıyor. Yazılımcılar, mimarlar, hukukçular, mali müşavirler, farklı alanlarda danışmanlık hizmeti verenler gibi...

Uzaktan-evden çalışmanın, patron için de, çalışan için de yasal boyutu da var tabii ki... Gerek vergi mevzuatı yönünden gerek iş mevzuatı yönünden...

Yaygın kullanımıyla ‘home ofis’ çalışmanın iş mevzuatı ve vergi mevzuatı yönünden, merak edilen kritik noktalarına birlikte göz atalım...

İŞ YASASI AÇISINDANUzaktan çalışma: ‘Evden Çalışma’ İş Yasası’nda ‘Uzaktan çalışma’ olarak adlandırılıyor. (Md.14)  Yasada; ‘İşçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir’ şeklinde tanımlanıyor.  

İş sözleşmesi: Uzaktan çalışanın iş sözleşmesinde; işin tanımı, yapılma şekli, işin süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar, işveren tarafından sağlanan ekipman ve bunların korunmasına ilişkin yükümlülükler, işverenin işçiyle iletişim kurması ile genel ve özel çalışma şartlarına ilişkin hükümler yer almak zorunda.

Farklı işlem yapılamaz: Uzaktan çalışmada işçiler, esaslı neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamıyor.

İş güvenliği:

Yazının Devamını Oku

Vergisiz varlık barışı için son günler

18 Temmuz 2018
VARLIK barışı başvurusunu vergi ödemeden yapmak isteyenler için son günler artık.

Normalde varlıkların değeri üzerinden yüzde 2 oranında ‘barış vergisi’ ödenmesi gerekiyor. Ay sonuna kadar (31 Temmuz’a kadar) başvuru yapanlar vergi ödemeden barış imzalayabilecek. 30 Kasım’a kadar başvuranların yüzde 2 oranında vergi ödemesi de gerekecek.

Varlık barışı ile genel olarak ‘kayıt dışı varlıkların ekonomiye kazandırılması amaçlanıyor ve varlıklarını beyan edenlere-getirenlere herhangi bir vergi incelemesi yapılmayacağı güvencesi’ sağlanıyor.

VARLIK TÜRLERİVarlık barışı kapsamında; yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ülkeye getirilebiliyor. Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildirilen söz konusu varlıkları gerçek ve tüzel kişiler serbestçe tasarruf edebilecekler.

Bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi de gerekiyor.

Vergi ödemeden varlık barışından yararlanmak için, yurt dışındaki varlıkların Türkiye’ye 31 Temmuz 2018’e kadar transferi gerekiyor. (Fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi mümkün olmayan menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının aracı kurumlara bildirilmesi yeterli görülüyor.)

İşletmeler için; varlıklar, en geç 30 Kasım 2018 tarihine kadar kredilerin kapatılmasında da kullanılabiliyor. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın varlık barışı hükümlerinden yararlanılabiliyor. Yurtiçinde; (yurtdışı için sayılan varlıklara ilaveten) taşınmazlar da barış kapsamına dâhil edilebiliyor. Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar varlık barışı kapsamında değerlendirilebiliyor. Vergi ödemeden varlık barışından yararlanmak için, yurt içindeki varlıkların 31 Temmuz 2018’e kadar vergi dairesine beyanı gerekiyor.

Başvuruda bulunanlar için; varlığın geçmişte belli bir tarih itibariyle var olduğunu ispat etme zorunluluğu da bulunmuyor. Belirtilen süre içinde varlığın yurda getirilmesi veya kayda alınması koşulunun sağlanması yeterli görülüyor.

Yurtdışı varlıklar için Türkiye’deki

Yazının Devamını Oku