Dünya futbol tarihinin en iyi sevinme fotoğrafı yarışması yapılsa bu fotoğraf birinci olur.
*
Dünkü Hürriyet’in arka sayfasında da yer alan bu fotoğraf...
Dinamizmiyle... Samimiyetiyle... Doğallığıyla... Hakikiliğiyle... Coşkuyu yansıtma biçimiyle... Arda’nın kollarını açmasının altını çizmesiyle...
Harikanın da fevkinde bir fotoğraftı.
*
Poster yapılası bu fotoğrafı
Buradan kıyamet koptu bayram günü.
*
Bu konuda yapılan tartışmalarda gelgitler yaşıyorum ben.
*
“Türkiyeli” diyenler, şöyle bir argümanla çıkıyorlar karşıma:
*
“Türkiyeli demenin ne zararı var ki? Herkesin bu topraklara aidiyetini sağlamak için böyle denemez mi? Kimseyi zorla Türk yapamayız. Bırakalım bazıları da kendisine Türkiyeli desin. Yeter ki herkes bu topraklara ait hissetsin kendisini.”
*
- HAVA DURUMU: Adana’dan telefon geldi. Adana’da hava sıcaklığı bir ara 54 dereceye kadar çıkmış. Adana’daki Afrikalılar, “Bizim Afrika, Adana’dan daha serin” diyorlarmış. Dünyadaki en serin yerler nereler diye bir muhabbet açtık. Kopenhag, Hamburg, Oslo ilk üçümüz oldu.
*
- ESKİ BAYRAMLAR: Muhabbetler sırasında birisi “eski bayramlar” geyiği açtı. Hep birlikte “hop” dedik. Bu kadar klişe bir konuya santim geçit vermedik. Bugünün bayramlarının da çok güzel olduğunu söyledik. “Eski bayramlar” geyiği açan arkadaş, konuyu açtığına bin pişman oldu.
*
- SİYASET: Önceki bayramların değişmez konusuydu siyaset. Siyaset dışında hiçbir şey konuşulmazdı. Seçimlerden öyle yorulmuşuz ki bu bayram ne zaman siyasi bir konu açılsa açıldığı gibi kapandı. En tartışmalı siyasi konulara bile yüz veren çıkmadı aramızda.
*
- KÜLTÜR SANAT: Sinemada artık büyük hikâyelerin anlatılmadığı tezi ortaya atıldı. Tartışma büyüdü. Şiirin bittiğine dair bir iddia dile getirildi. İşler neredeyse çirkinleşecekti. Tiyatronun ömrünü tamamlayıp tamamlamadığı konusu açıldı. Az kalsın kavga çıkacaktı.
*
- ABD caddelerinde keyiflerince geziyorlardı.
- Gülücükler saçıyorlardı etrafa.
- Kendilerine ev beğeniyorlardı oralardan.
- Katil çocuk için iyi bir okul bakıyorlardı.
- Umursamazlıklarına sinir oluyorduk milletçe.
- Çocukları ölen aile, hepimizden daha fazla azap çekiyordu.
*
106 gündür
NEDENSE HİÇ ŞAŞIRMADIM
NAGEHAN Alçı, sosyal medya hesabından eski eşi Rasim Kütahyalı’dan gördüğü şiddeti anlatmış.
*
Üç çeşit şiddeti yaşamış Nagehan:
BİR: Psikolojik. İKİ: Fiziksel. ÜÇ: Ekonomik.
*
Rasim Ozan Kütahyalı denilen şahsın ekranlarda sergilediği performansı görüp de “Bu adam hiçbir kadını incitmez, bu adam kadına şiddet uygulayacak bir adam değildir” diyecek bir kişi bile çıkmaz.
O bakımdan hiç şaşırmadım.
Hep şöyle haberler yaptım:
*
- Kıyafetleri yüzünden alınmadılar.
- Kıyafetleri yüzünden kapıda kaldılar.
- Kıyafetleri yüzünden kovuldular.
- Kıyafetleri yüzünden...
*
28 Şubat, tarihin çöplüğüne gitmişken...
“Yüzük aracılığıyla siyasi mesaj veriyor” düşüncesi, aklımın ucundan bile geçmedi.
Söylediğim sadece şuydu:
“Bahçeli’nin ilginç yüzüklerinden biri daha.”
*
Fakat gelin görün ki...
Birçok kişi, Bahçeli’nin yüzüğü aracılığıyla mesaj verdiğini söyledi.
Hatta bazıları, yüzüğü bir dosyanın üstüne koyduğunu, bunun da planlı olabileceğini söyledi.
- GELİR DAĞILIMI: Gelir dağılımındaki adaletsizlik ayyuka çıkmış durumda. Aşırı zenginlerin Davos’ta “Bizden daha fazla vergi alın, yoksa işler karışacak” falan demesi, sorunun hangi boyutta olduğunu gösteriyor. Merkez siyaset, işin bu kısmını görmezden geliyor.
*
- GÖÇ DALGASI: Savaşların, ekonomik sıkıntıların doğurduğu büyük göç dalgalarından kaynaklı bir öfke var Avrupa’da. Gerçi merkez siyaset de aşırı sağın güçlenmesini engellemek için göçmen karşıtı politikalara sarılmaya başladı ama aşırı sağ bu konuda çok daha net.
*
- AHALİDEKİ ÖFKE: Hayattan kopuk, fazlasıyla uçuk, aile değerlerini takmayan, kitlelerin muhafazakâr yaklaşımlarıyla zerre kadar ilgilenmeyen liberal fantezilerin sesinin yüksek çıkması, ahaliyi bezdirdi. Buna karşı bir öfke var ahalide. Merkez siyaset, bu öfkeyi anlamadı ve anlamamaya devam ediyor.
FRANSA MÜLTECİLERİN PARASINI ÖDEDİKLERİ EVİDİR