Maçtaki üç favorim

Dünya futbol tarihinin en iyi sevinme fotoğrafı yarışması yapılsa bu fotoğraf birinci olur.

*

Dünkü Hürriyet’in arka sayfasında da yer alan bu fotoğraf...

Dinamizmiyle... Samimiyetiyle... Doğallığıyla... Hakikiliğiyle... Coşkuyu yansıtma biçimiyle... Arda’nın kollarını açmasının altını çizmesiyle...

Harikanın da fevkinde bir fotoğraftı.

*

Poster yapılası bu fotoğrafı kim çektiyse kendisine bin tebrik.

2- MEMLEKETİM ŞARKISI

Maç bitmiş.

Stadı dolduran binlerce Türk, hep birlikte “Memleketim” şarkısını seslendiriyor.

*

“Kuzusuna kurduna, Yunus’una Emrah’a / Bütün alem kurban benim yurduma” dendikten sonra bütün stat, “lay lay lay la lay la la lay” diye inliyor.

*

Bu öyle bir andır ki...

- Milliyetçiliğe en uzak kişilerin bile tüyleri diken diken olmuştur.

- Avrupa’ya kapağı atmaya çalışanlar bile Türkiye’yi sarıp sarmalamıştır.

- Ülkesinin hiçbir şeyinden hoşlanmayanların bile gözleri dolmuştur.

3- BOŞ KALEYE GOL

Herkes ilk iki golü konuşuyor.

Özellikle de Arda’nın golünü.

*

Futboldan pek çakmam ama ilk iki golün, özellikle de Arda’nın golünün kıymetini anlayabiliyorum.

*

Ama ben sonuncu gol üzerinde duracağım.

Uzatmaların son dakikasının son dakikasında Kerem Aktürkoğlu’nun attığı gol.

*

“Ne var o golde. Adam boş kaleye attı” demeyin sakın.

Çünkü boş kaleye gol atmak, hiç de kolay bir şey değildir.

Atarsan kimse değerini bilmez ama atamazsan madara olursun. Bu durumun farkında olmanın yol açtığı stresi düşünebiliyor musunuz?

*

Kerem! Çok iyi bir iş çıkardın birader. Attığın golün kıymetini bilen biri var burada.

MİLLİ TAKIM DESTEKÇİLİĞİNDE ŞUNLARDAN UZAK DURALIM

- Rakip takımın milli marşını ıslıklama ayıbını bırakalım. Gerçekten çok ayıp oluyor.

- Arda Güler’e yönelik övgülerimizi biraz kararında tutalım. Çocuk dengesini kaybedecek.

- Ali Koç gibi yapmayalım. Milli maç sevinci yaşarken takım fanatizmine saplanmayalım.

- İyi başlamanın iyi devam edeceği anlamına geleceğini sanmayalım. Çabuk havaya girmeyelim.

İMAMOĞLU / YAVAŞ

Ekrem İmamoğlu...

Türkiye / Gürcistan maçı için Almanya’ya özel jetle gitmiş.

*

Mansur Yavaş ise...

Türkiye / Gürcistan maçını Ankara’da halkın arasında izlemiş.

*

Halkımız sizce bu iki izleme biçiminden hangisini sever?

Halkın arasındakini mi? Özel jetle gidileni mi?

*

Halkımızın neyi sevdiği konusunda çok da emin olmayalım derim.

Özel jetle gidişi çok daha fazla sevebilir çünkü.

TEKBİR UTANDI SENDEN EYLEM TOK

Birisi ABD’deki mahkeme salonunda Eylem Tok’a sormuş:

*

“Bir katilin annesi olmak nasıl bir duygu?”

*

Eylem Tok, bu soruya “Allahu Ekber” diye yanıt vermiş.

*

Tekbir, katil oğlunu alıp da kaçıran bencillikten gözü dönmüş şahısların son sığınağı olamaz.

Allah, zalim kaçakların öldürdüğü mazlum kurbanın yanındadır.

PEKİ PEKİ ANLADIK

Yunanistan’a gidip gelmiş bir arkadaşla buluştum bayramın üçüncü günü.

“Ne var ne yok? Neler oluyor Yunanistan diyarında? Miçotakis nasıl?” falan diyerek bir muhabbet başlatmaya çalıştım.

*

Hemen başladı şunları anlatmaya:

“Abi dört kişi bir restorana oturduk. İki şişe şarap açtırdık. Yedik içtik. Ödediğimiz para 100 Euro idi. Bodrum’da aynı yemeği yesek...”

Küt diye sözünü kestim.

“Kusura bakma ama ben bu anlatıdan fena halde bunalmış durumdayım” dedim.

*

Nasıl bunalmayayım? Avrupa’ya gidip gelen herkesin dilinde bu anlatı. Bıkmıyorlar, üşenmiyorlar, usanmıyorlar. Hep aynı şeyi anlatıyorlar. Sanki gittikleri yere, sadece bu konuyu test etmek için gitmişler gibi.

*

Peki peki anladık. Bodrum, Yunanistan’dan daha pahalı. Peki peki anladık. Avrupa, Türkiye’den daha ucuz.

Lütfen bir sonraki konuya geçebilir miyiz?