Ahmet Hakan

Yıl 1988.

Başbakan Özal, partisinin kongresinde konuşma yapıyor.

Tam o sırada suikastçı Kartal Demirağ, Özal’a ateş açtı.

Kurşun, Özal’ın parmağına isabet etti.

Suikasttan hemen sonra Özal kürsüye çıktı ve şöyle dedi:

“Allah’ın verdiği ömrü, onun isteğinden başka alacak yoktur. Biz ona teslim olmuşuzdur.”

*

İki suikast arasındaki benzerliklere bakalım:

*

1- TERÖRİSTANA GEÇİT VERMEMEK2- SIĞINMACILAR SORUNUNU ÇÖZMEK

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, iki hafta önce bombayı patlattı:

“Esad’la barış istiyoruz.”

Ardından da yaptığı her açıklamada bu talebi dillendirmeye devam etti.

*

Peki ama neden?

Neden Türkiye, Esad’la barışmak istiyor?

*

NATO Zirvesi

BAKMAYIN siz 75. kuruluş yıldönümü nedeniyle azıcık festival havasında geçmesine.

Sertlik yanlısı Tamil gerillalarının halay çekmesi gibiydi NATO Zirvesi.

*

Sonuç bildirgesine bakın:

Savaş ve tehdit çığlıkları atan bir cihadist bildirge gibi bir şeydi.

*

Özeti şudur koca zirvenin:

Rusya düşman. Çin düşman. Ukrayna’yı Rusya’ya karşı savaştırmaya devam. Çin’i tehdit etmeye devam.

*

MÜJDE!

Hızlı tren cephelerindeki giydirme reklam uygulamasına son veriliyor.

Geçen gün yazdım.

Dedim ki:

Tren seyahati demek, etrafı seyre dalmak demektir.

Ancak tren pencerelerini baştan sona saran giydirme reklamlar nedeniyle çok can sıkıcı ve sevimsiz bir durum oluşuyor.

Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’dan bir açıklama geldi. Müjdeli bir açıklama!

Şöyle diyor açıklamasında Bakan Uraloğlu:

Hızlı trenlerimiz var.

Gayet rahat, gayet konforlu, gayet hızlı gidiyoruz.

Bunlar çok iyi.

*

Ancak bazı hızlı trenlerde vagonların tüm cephesi reklamla giydirilmiş.

Pencere dahil.

İçeriden bakıldığında tatsız, sevimsiz, can sıkıcı bazı şekiller dışında bir şey görmek mümkün değil.

*

Hemen televizyonu kapatayım da Hollandalıların sevinç gösterilerini görmeyeyim.

- Hangi diziyi açsam bu havayı dağıtırım acaba?

*

- Merih’i haksız ve adaletsiz biçimde men etmeselerdi farklı bir sonuç olur muydu acaba?

*

- Fakat Ferdi ne koşuyor abi.

*

- Top Arda’nın ayağına geldiğinde yüzüm nasıl da gülüyordu.

115 yıldır müze olarak halka açık değildi Yıldız Sarayı. Beş yıldır süren restorasyon çalışmaları büyük ölçüde bitmiş. Saray, 19 Temmuz’da müze olarak açılıyor. Açılıştan önce gittim, gezdim, gördüm. Milli Saraylar İdaresi, harikulade bir çalışma yapmış. Abdülhamid devrinin anılarıyla dopdolu Yıldız Sarayı, en özgün şekilde ortaya çıkmış. Bir devri yeniden yaşamak ve anlamak için Yıldız Sarayı’nı mutlaka gezin, görün.

BURASI HAMİD BAHÇESİ

BURAYA Hamid Bahçesi de deniyormuş. Aslına uygun peyzaj çalışmasıyla bahçe, tarihi özelliklerini koruyarak ortaya çıkarılmış. Bahçenin içinde yukarıdan bakıldığında eski harflerle “Hamid” yazısının okunduğu kocaman bir havuz var. Havuz dediğime bakmayın. Bir tür nehir bu. İçinde özel kayıklarla seyahat edilebiliyor.

Yazın en sıcak gününde püfür püfür esen çok büyük bir park bu.

UEFA kurallarına göre ceza gerektiren iki durum var:

- BİR: Herhangi bir grubu ya da kitleyi aşağılayıcı bir tutum almak.

*

- İKİ: Temel nezaket kurallarını ihlal etmek.

*

Merih Demiral’in Bozkurt işareti yapmasında...