Büyük bir felaket.
*
Şu ana kadar 38 vatandaşımızı kaybettik.
Kayıplarımız var.
*
Binalar yıkıldı. Araçlar gitti. Büyük bir maddi yıkım var.
*
Şu anda yapılması gereken tek şey var:
Nasıl bir tuhaf duruş?
Şöyle bir şey:
*
Sürekli “Gelen gelsin kardeşim, hepsine yerimiz var” havasındalar.
“Biz büyük bir milletiz, bizim tarihimiz şöyledir, böyledir” türü şeyler söylüyorlar.
*
Sanki Türkiye, “açık kapı politikası” izliyormuş gibi bir yaklaşım sergiliyorlar.
Ankara Altındağ’da yaşanan olaylara baktığımızda ne görüyoruz?
Eften püften bir mesele üzerine çıkan bir kavganın nasıl bir anda Suriyeli/Türk çatışmasına dönüşebildiğini görüyoruz.
Alarm zilleri çalıyor!
Ülkeyi karıştırmak isteyenler için büyük bir potansiyel var burada.
Ve son günlerde agresiflik oranı giderek artan bir kampanya yürütülüyor.
Tam bu noktada...
Genel yaklaşımı yeniden gözden geçirmek, endişeleri giderici bir tutum almak, kışkırtıcılığın prim yapmamasını sağlayacak önlemler almak gerekiyor.
Ve bunu bugün yapmak gerekiyor.
Bir süre önce epey popüler olmuştu.
*
“Popülerliği geçsin, izlerim” demiştim.
Geçti ve izledim.
Süreç şöyle işledi:
*
- Tam tatilin göbeğinde hepimizi derinden yaralayan yangınlar çıktı.
- Bir süre olayın ayırdına varamadık.
- “Tatil” ve “Yangın” ikileminde kaldık.
- Yangınların büyük ölçüde söndürülmüş olması, herkes gibi beni de rahatlattı.
*
Fakat benim herkesten farklı olarak şöyle bir sorunum var:
*
Dünkü yazımın bir bölümünden murat etmediğim maksatlar çıkarıldı.
Bayağı bir tepinildi üstünde konunun.
Ne kadar düşmanım varsa üşüştü yazının üzerine.
Tepin Allah tepin.
- BİRİNCİ OLAY: Yangın bölgelerinden birinde bir grup, yaptıkları haberleri beğenmedikleri için TRT ekibine saldırıyor. Fiili şiddet uygulayarak, yumruklar savurarak, hakaretler ederek...
*
- İKİNCİ OLAY: Dün görüntülerini izledim: Bir CHP Milletvekili, Ülke TV ekibiyle ağız dalaşına giriyor, hatta olayı o kadar ileri götürüyor ki... Ülke TV’nin kadın muhabirinin üzerine yürüyor.
Herkes işin bir ucundan tutmaya çalışıyor.
*
Gözlemliyorum:
“Hortumun bir ucundan tutarım belki” diyerek... Doğrudan yangın söndürme işine yardımcı olmak için bölgeye gidenler var.
*
Demet Akalın’a bakıyorum:
Resmen tek kişilik yardım örgütü gibi çabalıyor.
*