×
Konaklı kızlar bu zaferle inanılmaz bir başarıya da imza attı...
Bu kupayı üst üste 4’üncü kez kazanan kulüp olarak spor tarihine adını altın harflerle yazdırdı...
Ve önümüzdeki sezon ülkemizi bir kez daha UEFA Kadınlar Şampiyonlar Ligi’nde temsil etme hakkını kazandı...
Hem de bunu geçen yılların dörtte bir bütçesiyle yakaladı...
Kırçiçeği Bodrum Basketbol, Türkiye Kadınlar Basketbol 2’nci Ligi’ni şampiyon olarak tamamlayarak 1’inci Lig’e yükseldi...
Ancak o, altyapısından yetiştiği Göztepe’de lisanslı olarak 7 yıla yakın bir süre oynayıp bıraktı. Kendine yeni bir yön çizdi. Eğitimine ABD’de devam edecekken rotayı bir anda turizme, ardından da gayrimenkule çevirdi. Kongre turizminde hızla yol alırken, ortağı Şükrü Doğru’yla birlikte inşaat sektörüne anahtar teslim satış pazarlama ve danışmanlık hizmetine başladı. Emlak sektörünün tanınmış ismi Kemal Tekşen’le birlikteliğini de dönüm noktası olarak belirtiyor. İhtiyaç duyulan tüm çözüm ortaklarını bir çatı altında müşteriye sunuyor. Para, zaman ve emek kaybından kurtarıyor. İzmir’de kurumsallaşmak ve profesyonel hizmet almak isteyen inşaat firmaları onun kapısını çalıyor. O da, “İzmir daha fazlasını hak ediyor, çalışmaya devam” diyor. Bu haftaki ‘Sıradışı’ konuğum Cem Tekoral’ın hünerleri bunlarla da sınırlı değil. Mutfakta çok yaratıcı. Squash oynuyor. Karakalem çizim yapıyor. Sonuç odaklı, prensipli ve disiplinli. Bu genç ve hedefleri çok büyük adamı bakalım siz de sevecek misiniz?
HAYAT FELSEFESİ
Yaptığın işte başarılı ol, iyi bir insan olarak tanın.
OTOMOBİL
OLMADI
Tahmin ettiğiniz gibi, Karşıyaka Belediyesi’nin ‘19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’ nedeniyle hazırladığı afişlerden bahsediyorum. “Belki duymayanlar, okumayanlar, görmeyenler” olmuştur diye, kısaca özetleyeyim: Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nden yola çıkarak... “Bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen” cümlesinde ‘şerait’in yerine ‘şeriat’; “Gaflet ve dalâlet, hatta hıyanet içinde olabilirler” cümlesinde de ‘dalâlet’in yerine ‘delalet’ yazdılar.
Sonra da bunları ilçenin dört bir yanındaki billboardlara astılar. Medyada yer alıncaya kadar belediyeden bir Allah’ın kulu fark etmedi. Sonra ulaşabildiklerini apar topar topladılar. Yerine bu kez doğrusunu astılar. Tabii kimse sorumluluğu üstüne almadı. “Tasarım hatası...” “Yanlışlık demo afişler kullanılmasından kaynaklandı” gibi... Komik, özrü kabahatinden büyük açıklamalarla bu koca ayıbı örtmeye çalıştılar. Oysa bunun nedeni çok açık: Bilgisizlik, özensizlik, ciddiyetsizlik vs. Kim yazmış, kim dizmiş, kim kontrol etmiş? Hiçbiri belli değil... Son söz: Eğer işinizi doğru dürüst yapmazsanız birilerinin diline düşmeye devam edersiniz. Benden söylemesi!
***
HELAL
Hep eleştirecek değiliz ya!
NE demişler, “Sezar’ın hakkı Sezar’a...”
Çeşme ve Çankaya’nın ardından bir süre önce Mimar Kemalettin’deki üçüncü şubesini açan Marine Elektronik’te ortağı Yalçın Tokgöz’le birlikte yat ve denizcilik sektörüne hizmet veren Taktakoğlu’nun çocukluk hayali pilotluk olsa da huzuru engin maviliklerde bulmuş. Usta mı usta bir balıkçı. Mutfakta maharetli mi maharetli. Özel sosla marine edilmiş fırında çipurayı bir de onun ellerinden yemelisiniz. Spora şu an çok zaman ayıramasa da formuna dikkat ederek tam 14 kilo vermeyi başarmış. “Yediğime içtiğime dikkat ediyorum, abur cuburdan uzak duruyorum” diyor. Hedefi, elektronik ağırlıklı yat marketler açarak Türkiye’ye yayılmak. Deniz gibi, lacivert de vazgeçemediği renk. Hayatının dönüm noktası eşi İlknur Hanım’la tanışması. 8 yaşındaki oğlu Kuzey ve 2 yaşındaki kızı Tanem’den nasıl da büyük bir sevgi ve heyecanla söz ediyor. İşte, maviye vurgun genç bir işadamının mütevazı ama bir o kadar da derin dünyası. Keyifle okumanız dileğiyle...
OTOMOBİL
Hız yapmam, korna çalmam
* İlk arabam 1990 model gri renkli Renault 12 TX idi. Şu anda 2006 model Peugeot 307 kullanıyorum. Trafikte sakin bir sürücüyüm. Kolay kolay sinirlenmem. Hız yapmam. Gerekmedikçe korna çalmam. Bir otomobilde öncelikli olarak güvenlik, çok yol yaptığım için yakıt tasarrufu ve konfor ararım.
BESLENME
2 yılda tam 15 kilo verdim
* Her sabah kahvaltımı yapıp evden çıkarım, işyerine bırakmam. Sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. Son 2 yılda bu sayede tam 15 kilo verdim. Kahvaltıda mutlaka peynir, zeytin, yumurta olsun isterim. İş gereği öğlenleri Çeşme’de oluyorum ve sulu yemek yapan bir mekanı tercih ediyorum. Akşamları ise protein ağırlıklı beslenmeye çalışıyorum. Haftada 1 gün de mutlaka balık yiyorum. ‘Evde salata ve balık benden sorulur’ diyebilirim. Fırında soslu levreğimle ünlüyüm. Askerden önce çok yemek seçerdim. Şimdi hiçbirini ayırmıyorum. Yine de en çok kurufasulye ve nohuttan hoşlanıyorum.
Bu krizden İzmir’in de etkilendiği açık.
Ticaret Odası’nın girişimiyle kruvaziyer turizmiyle tanışan, 2003’teki ‘5 sefer, 3 bin 271 yolcu’dan geçen yıl ‘116 sefer, 227 bin 38 yolcu’ya ulaşan İzmir, sürpriz bir gelişme olmazsa 2016 istatistiklerine ‘0 sefer, 0 yolcu’ olarak geçecek.
İşte, bu tabloyu tersine çevirmek adına ilk hamle yine İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’tan geldi.
Demirtaş, hafta başında İzmir Turizm Tanıtma Vakfı’nın, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği’nin davetlisi olarak düzenlediği çalışma toplantısında turizmi kurtarmak adına yine elini taşın altına koydu.
2003’ten 2012’ye kadar Alsancak Limanı’na kruvaziyerle gelen yolcu başına ödediği 2 dolarlık ayakbastı parasını tekrar gündemine aldı.
Mesleğine gönülden bağlı başarılı bir göz hekimi. Aynı zamanda ailesine her şeyden çok değer veren mükemmel bir eş ve anne. Ekip arkadaşlarının ifadesiyle, Opr. Dr. Özlem Dağcı Polatlı’yı en iyi anlatan iki kelime “İnanılmaz iyi”... Hem insan, hem de hekim olarak. Sevgi dolu, çalışkan, enerji küpü, paylaşmayı çok seven sağlam bir kişilik. İyi bir sırdaş. Titiz mi titiz... Mutfakta harikalar yaratan yetenekli bir aşçı. Komşusuysanız her an çok lezzetli bir ürünle kapınızı çalabilen, getirdiği tabaklarla 12 kişilik yemek takımı oluşturabileceğiniz kadim bir dost. Her daim güleç. En karamsar anınızda bile birkaç cümleyle sizi tekrar gülümsetebilen bir insan. Günümüzde birçok meslekte yaşanan yozlaşmaya rağmen hastalarına karşı her zaman sevecen, empati yapabilen, cerrahi kararı alacaksa bunu sorgulayıp emin olduktan sonra yapan bir hekim. Dahası mı? İşte kendi ağzından Dr. Özlem Dağcı Polatlı...
HAYAT FELSEFESİ
Huzur dolu mutlu ve sade bir yaşam.
OTOMOBİL
Kolayca hızlanabilmeli
* İlk arabam gri renkli 1995 model Brodway’di. Şimdi 2013 model beyaz BMW 3.20’m var. Bir otomobilden beklentim güven, rahatlık, kullanış kolaylığı, gerektiğinde kolayca hızlanabilmesi. Trafikte sakin bir sürücü olduğumu düşünüyorum.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın Müdürlüğü’nün haberi nasıl servis ettiğini buldum: “5 yıldızlı açılış... 1980’de ana ulaşım aksı olarak belirlenen Yüzbaşı İbrahim Hakkı Caddesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce imar planına uygun düzenlenerek kente kazandırıldı. Başkan Aziz Kocaoğlu, kamulaştırmalar dahil 24 milyona mal olan 35 metre genişliğindeki 6 şeritli caddenin Bayraklı ve Bornova’da kesintisiz ulaşım sağlayacağını söyledi.” Tarih, 20 Ekim 2012... Yani açılalı yaklaşık 3.5 yıl olmuş. Şimdi bu yol baştan aşağı kazılıyor. Çünkü İZSU, devasa isale hattı borusu döşüyor. Toz-toprak, pislik, 6’dan 3 şerite düşen labirent gibi yol, keşmekeş... İyi de biz hep günübirlik yaşamaya, ‘yap-boz’a mahkum muyuz? Bu yol yapılırken bu boruları da döşemek bir Allah’ın kulunun aklına gelmez mi? Hem zaman, hem para kaybı... Kimin umrunda?
ALKIŞ
Darısı diğer AVM’lerin başına
GEÇEN ayın son gününün bence en güzel haberiydi:
Forum Bornova’da, “Mavi’nin Yeri” adıyla köpek emanet noktası hayata geçirildi.
Tıpkı ‘yediveren gülü’ gibi... Evrene pozitif enerjileriyle hesapsız ve keyifli yaşamanın ipuçlarını yayarlar. İşte, Mentoris Eğitim ve Danışmanlık’ın Kurucusu Burçin Önder de bu tarife tıpatıp uyan özel bir isim. Hafta içi her sabah istisnasız04.30’da güne başladığını öğrenince şaşırmadım değil. 08.’00e kadarki temposunu anlatınca dinlerken ben yoruldum doğrusu. Ama o halinden çok memnun. “10 yıldır böyleyim” diyor. Gülüşü yüzünden hiç eksik olmuyor. Sohbetimiz tatlı kahkahalarıyla ara sıra bölünse de onunla konuşmak insana kendini iyi hissettiriyor. Sıklıkla gittiği mekanları sayarken, “Unutup da birilerini kırmak istemem” diyecek kadar mütevazı. “Kemeraltı çocuğuyum” diyecek kadar da açıksözlü. Dolu değil, dopdolu. Sıcak değil, sımsıcak. İşte, Burçin Cepkenli Önder...
HAYAT FELSEFESİ
Hep şunu sorgularım: Potansiyelimin tamamını kullanıyor muyum?
OTOMOBİL