Mübadeleden önce şaraplık üzümleri ve şaraplarıyla bilinen Yağcılar, Selanik’ten göçenlerle birlikte ikisine de veda etmiş.
Serhat Akbay’ın sezgi, bilgi ve görgüsü buranın hafızasını canlandırmaya odaklanınca şaraplık üzümler için bir bağ yapmak kaçınılmaz olmuş.
İlk denemeler beğeni alınca 1999’da başlayan bu yolculuk daha iyisini yapmaya odaklanarak günümüze kadar gelmiş.
Serhat Bey’in serüvenine ilk önce, mimarlık eğitimi sırasında tanıştığı ve ilerleyen zamanlarda kadim dostu olan Nevzat Sayın eklenmiş.
Sonra mikrocerrahi, genel ortopedi ve travmatoloji uzmanı Prof. Dr. Sait Ada, ardından da tekstilci İbrahim Dilan katılmış.
Böylece, yiyip içmekten keyif alan, bulundukları yeri önemseyen, yerel değerlerin peşinde olan bugünkü hedonist kuartet oluşmuş.
Ve bu dörtlü, keyiflerini başkalarıyla da paylaşmak için tescilli üretici olmaya karar verip ‘İkidenizarası’nı hayata geçirmişler.
Doğası, tarihi dokusu, kaplıcaları, çamur banyoları, doğal kaynak suları, gastronomisi, eğlence hayatıyla da eşsiz bir yer.
Daracık sokakları, eski taş evleri, renkli çarşısı, uzun ve tertemiz plajları, birbirinden güzel otelleriyle artık sadece yazları değil, yılın 12 ayı kalınan, yaşanan cennetten bir köşe.
Alaçatı’sı, Reisdere’si, Dalyan’ı, Ovacık’ı, Çiftlik’i, Germiyan’ı, Ilıca’sı, Şifne’si, Ildır’ısı, Ardıç’ı, Boyalık’ı, Altınkum’u vs. ile Fransa’nın Riviera’sından, İtalya’nın Toscana’sından farksız.
Hani derler ya; eksiği yok, fazlası var...
Aynen öyle!
Dolayısıyla, “Çeşme’ye neden gitmeli ve kalmalıyım?” diyen herkes için sanırım bu saydıklarım yeter de artar.
Lezzetin ve hizmetin alası
İZMİR Gaziemir ve Çiğli Atakent’te şubeleri bulunan Lezzet-i Alâ, sabah, öğlen ve akşam olmak üzere haftanın 7 günü 09.00-24.00 saatleri arasında hizmet veriyor.
Çorba, pide, lahmacun ve kebap ağırlıklı menüsüyle dikkat çeken mekan; pizza, döner ve kiremitte lezzetlerde de bir o kadar iddialı.
2013’te açılan merkez şube Gaziemir Akçay Caddesi’nde.
250 kişi kapasiteli ve 35 çalışanı var.
Çiğli Atakent Ekol Hastanesi Kavşağı’ndaki ikinci şube ise henüz 2 yıllık.
Burası toplamda bin 250 metrekare.
Yediğimiz her şeyin sadesi, tazesi, doğalı ve yereli güzel.
Biz yaşadığımız bu bölgenin, Ege ve Akdeniz’in kendine özgü sade-doğal gıdalarının ve beslenme alışkanlıklarının önemine inanıyoruz.
Sofralarımıza gelen her türlü yiyeceğin üretiminde emeği olan Ayvalıklı zeytin üreticisinden Foçalı balıkçıya, Manisalı üzüm üreticisinden Aydınlı incir yetiştiricisine kadar herkese şükran duyuyoruz.
Toprağa ve üretime saygı göstermeden lezzete ve güzel yemeklere ait bir kültürün var olamayacağına inanıyoruz.
Görüş ve önerilerinizle her geçen gün daha iyi hizmet vermeyi hedefliyoruz.
Litany menülerinde tamamen taze gıdalar kullanıyoruz.
Katkı, koruyucu ve kıvam artırıcı gibi malzemelerden kaçınıyoruz.
Mekan, tarihin tam kalbinde, dünyaca ünlü Myndos Kapısı’nın hemen yanında.
Büyük İskender Caddesi’nin üzerinde.
Makedonya Kralı Büyük İskender, M.Ö. 334’te Pers topraklarını ele geçirmek için yaklaşık 140 bin kişilik ordusuyla çıktığı sefer kapsamında geldiği Bodrum’da (Halikarnassos) bu caddeden geçmiş.
Ancak dünyanın 7 harikasından biri kabul edilen anıta adını veren Karya Satrabı Mausolos tarafından kentin surları üzerine adeta bir kalkan olarak inşa edilen Myndos Kapısı’nı bir türlü aşamamış.
1 ay mücadele etmesine rağmen alamayınca kuşatmayı yarıda bırakmış ve bölgeyi Kraliçe 1’inci Ada’ya bırakarak Likya üzerinden yoluna devam etmiş.
M.Ö. çağlardan itibaren insanoğlunu kendine hayran bırakan Bodrum, o günden günümüze Leleg, Karia, Pers, Dor, Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi çeşitli uygarlıkların izlerini barındırıyor.
<p> </p>
<p> Zira Pasaport bir anlamda İzmir’in vitrini. Burada yaşam 7/24 kesintisiz akıyor. Günün her anı cıvıl cıvıl. Bunca hareketliliğe rağmen ilginçtir kimse sıkılıp bunalmıyor, aksine huzur buluyor. Kimi doyumsuz manzarası, kimi buram buram tarih kokan ambiyansı için geliyor. Kimi de ruhunu ferahlatmak, derdini tasasını denize dökmek, kanatlarını rüzgarla dolduran martıların Körfez’e pik yapışını izlemek, demli bir çay, bol köpüklü Türk kahvesi, kumru, gevrek, boyoz kaçamağı için soluğu burada alıyor. Sahil boyunca uzanan restoranlar da günün her anı konuklarına birbirinden eşsiz lezzetler sunarak ev sahipliği yapıyor. İşte bunlardan biri de Sakız Alsancak. Pasaport İskelesi’nin tam karşısında deniz ve tarihin buluştuğu en özel noktada, güneşin en güzel battığı yerde sıcacık ortamı, özel tatları, güler yüzlü hizmetiyle konuklarını bekliyor.</p>
<p> </p>
<p><strong>Öğleni başka, akşamı ise bir başka güzel</strong></p>
Aynı enlemde İzmir’le birlikte Yunanistan’ın Kefalonya, İtalya’nın Palermo, İspanya’nın Alicante, Portekiz’in Lizbon, İran’ın Tebriz, Çin’in Tianjin, Japonya’nın Sendai, Güney Kore’nin Seul, ABD’nin Charlottesville, Louisville, Missouri, San Francisco şehirleri yer alıyor.
Bisquitte, Komşu Kahve, Unichef, Chef Yourself ve Pişir markalarıyla gastronomi sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösteren Aralco Group, son olarak İstinyePark İzmir’de hayata geçirdiği 38 Eatery’de tüm bu kentlerin özel lezzetlerini tek bir sofrada buluşturmuş.
38 Eatery’nin menüsünde farklı şehirlerin kahvaltılarından atıştırmalıklarına ve ana yemeklerine kadar uzanan tatlar var.
Örneğin; Tebriz’den ‘Tebriz Köfte’...
Palermo’dan ‘İtalyan Domates Soslu Izgara Levrek’...
Sendai’den ‘Passion Chili Kalamar’...
Seul’den ‘Sebzeli Noodle’...
Bu mekanın ruhu var
BU hafta sizi adından etkilenip keşfettiğim bir mekana götürmek istiyorum: Mandela’s Ubuntu...
İzmir’de yaşamın aktığı Kıbrıs Şehitleri Caddesi Muzaffer İzgü Sokağı’nda tarihi bir Rum evinde hizmet veren sıra dışı bir yer.
‘Mandela’ bildiğiniz gibi hayatını ayrımcılık, ırkçılık, fakirlik ve eşitsizliği engellemeye adamış Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk siyahi devlet başkanı.
‘Ubuntu’ ise insanların birbirlerine bağlılık ve ilişkilerine odaklanan etik ya da hümanist bir felsefe.