Yangından sonra Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Başkanı Konstantin Yuvanidis, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gösterdiği ilgi ve destekten dolayı teşekkür ediyor. Bütün parti liderlerinin kendisini arayıp geçmiş olsun dileklerini ilettiğini söylüyor. O ana kadar Kılıçdaroğlu’nun aramadığını ifade ediyor.
Vay sen misin bunu söyleyen.
KAMERALARIN ÖNÜNDE TEHDİT
Ekrem İmamoğlu kameraların önünde Yuvanidis’i arıyor. Açıyor ağzını yumuyor gözünü. Kameraların önünde Yuvanidis’i tehdit ediyor, yetinmiyor bunu bir de sosyal medya hesabından paylaşıyor. Ben adamın aklını alırım havasında.
Rum vatandaşlarımızın hastanesinde yangın çıkmış. Ülkenin Cumhurbaşkanı hem yangını söndürme çalışmalarını yakından takip etmiş hem de yangından sonra Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Başkanı Yuvanidis’i arayıp geçmiş olsun dileklerini iletmiş.
Yuvanidis ise yaşadıkları sıkıntı karşısında Cumhurbaşkanı’nın yakından ilgilenmesinden duyduğu memnuniyeti paylaşmış. Cumhurbaşkanı’nın bu tavrı başta Rumlar olmak üzere gayrimüslim vatandaşlarımız açısından olumlu değil mi? Türkiye açısından olumlu bir hava. Gayrimüslüm vatandaşlarımız ülkenin Cumhurbaşkanı’nın kendileriyle ilgilenmesinden dolayı memnun olmaz mı? Biz de bu ülkenin vatandaşıyız, Cumhurbaşkanı’mız bizimle de ilgileniyor, bizim de başımızda bir devletimiz var diye düşünmez mi?
BÖYLE Mİ HELLAŞECEĞİZ
Peki
Bunun şubat sonu ya da en geç mart başı olması bekleniyor.
Seçim takvimi açıklandıktan sonra liderler ilk hafta cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere toplanacak. Ortak bir karar çıkarsa ikinci hafta seçim ittifakı için bir araya gelecekler. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın da dediği gibi 6’lı masaya CHP’den cumhurbaşkanı adayı olarak sadece Kılıçdaroğlu’nun ismi gidecek. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın, “13. cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu olacak” açıklamasına itiraz etmemesi de bunu gösteriyor. Kılıçdaroğlu, ayrıca kendisini ziyaret eden yakın dostlarına cumhurbaşkanı adayı olduğunu söylemekten çekinmiyor. “İlk turda alacağım” diyor. O kadar iddialı yani.
AKŞENER NE YAPAR
Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda herkes konuşuyor ama bir lider var ki o susuyor. O da Meral Akşener. Oysa Akşener’in tavrı belirleyici olacak. Akşener’in suskunluğu ‘Acaba Kılıçdaroğlu’nu istemiyor mu’ yorumlarına yol açıyor. Peki Akşener ne zamana kadar susacak? İYİ Parti kaynakları, 6 lider cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere toplanana kadar Akşener’in bu tavrını sürdüreceğini söylüyorlar. “6’lı masa toplanmadan önce Meral Hanım partinin yetkili kurullarına danışır. Başkanlık Divanı’nın, Genel İdare Kurulu’nun ve Meclis grubunun görüşünü alır. O eğilime göre masaya oturur” diyorlar. Bu arada Akşener’in, “seçilecek aday” formülünü not etmekte yarar var.
YENİ EKSEN
Bu arada 6’lı masanın içinde çok önemli gelişmeler yaşanıyor. İki eksen oluşuyor.
Biri Meral Akşener ile Mansur Yavaş’ın diğeri ise Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu’nun oluşturduğu eksen.
AKŞENER-YAVAŞ EKSENİ
Cemevi saldırganının yakalanması, kamuoyunun gösterdiği sağduyulu tepki, planlarının tersine dönmesini sağladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hüseyin Gazi Cemevi’nde muharrem ayı iftarına ve Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenine katılması yıllardır özlenen tabloların yaşanmasına neden oldu.
Bu ülkeyi bölmek ve kardeş kavgası çıkarmak isteyenler önce Aleviliği kaşıdılar. Çorum, Sivas, Maraş ve Madımak katliamları yaşandı. Buna rağmen Aleviler, o oyuna gelmedi. Canlarını verdiler ama bu ülkenin birlik ve beraberliğinden en ufak bir taviz vermediler. Çünkü onlar bu toprakları İslamiyetle şereflendiren Hoca Ahmed Yesevi ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolundan gidenlerdi. Ama Türkiye’yi karıştırmak isteyenler pes etmedi. O damarı kaşımaya devam ediyorlar. En son Aleviler açısından kutsal olan muharrem ayında cemevlerine yapılan saldırı ile bunu gördük.
CUMHURBAŞKANI’NIN ZİYARETİ
O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hacı Bektaş-ı Veli dergâhını ziyaret edip İslam dünyasının yürek yarası olan Kerbela şehitlerini gönül erenleri ile birlikte anması güzel oldu. Bu iş Erdoğan ya da Kılıçdaroğlu meselesi değil. Dün de Kılıçdaroğlu, Hacı Bektaş’taydı. Bilin ki kim Hacı Bektaş-ı Veli’nin dergâhının kapısından içeri giriyorsa aslında bu milletin gönül kapısından içeri girmiş demektir.
SİYASET ÜSTÜ
Alevi meselesi birlik ve bütünlüğümüz açısından hayati bir konu. İktidarın cemevlerine gösterdiği ilgi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretleri ise siyaset üstü bir konu. Erdoğan orada devleti temsil ediyor. Bu hiçbir oy sandığı ile ölçülmeyecek kadar kıymetli bir adım. Bu ülkede Aleviler üzerinden oynanmak istenen oyunlara bakınca bu adımların ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Sorunlarımız var mı? Var. Peki bunu nasıl çözeceğiz. Diyalogla. Bir dizine ‘aslan’ı diğer dizinde ‘ceylan’ı oturtan, “Gelin canlar bir olalım” diyen Hacı Bektaş-ı Veli hazretleri de bize bu mesajı vermiyor mu?
Eylül’e şunun şurasında 14 gün kaldı. Eylülde seçim yok.
Kılıçdaroğlu mayıs ayında ise “Kasım ayında erken seçim olabilir” dedi.
Hatta CHP’nin MYK toplantısında 6 Kasım tarihini ifade ettiği söylendi.
Kasıma da şunun şurasında 2 ay 14 gün kaldı. Meclis’in 1 Ekim’de toplanacağı dikkate alındığında kasımda da seçim yok.
Zaten CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Kasımda erken seçim zor görünüyor” dedi.
Böylece muhalefetin erken seçim öngörüsü çöktü.
Kılıçdaroğlu da iktidarın erken seçime gitmeyeceğini biliyordu. CHP milletvekillerini susturmak ve tabanı zinde tutmak için erken seçim açıklamasını yaptı. Kısmen başarılı da oldu. Seçime gidilecek bir partide kimse genel başkana açıktan muhalefet etmez.
SEÇMEN HAREKETLİLİĞİ
Geçmişte yaptığı anketlerin isabetsiz çıkması üzerine mesleği bırakmak zorunda kalan birisi, buna rağmen algı operasyonuna kalkıştı. Akraba kontenjanından yeniden döndüğü kamuoyu araştırmalarında karavana atışlara devam etmekle yetinmiyor bir de anketler üzerinden algı operasyonu yapıyor. Kestiği yüksek faturaların bedelini ödemek için CHP’nin oylarını Kapadokya’da balon turuna çıkarmış gibi yükseltiyor.
KILIÇDAROĞLU DA İNANMIYOR
AK Parti’yi yakında barajın altına düşürecek ama yaptığı anketlere Kılıçdaroğlu bile inanmıyor. Kılıçdaroğlu’nun, “Anketler bize de geliyor. İki firmanın abonesiyiz, onlar geliyor. Geldiklerinde ilgili genel başkan yardımcımıza gönderiyorum. Emin olun açıp bakmıyorum bile” dediği anketçilerden. Peki yayınladığım anketlerden neden rahatsız oluyor? İşin asıl önemli olan tarafı burası. Kendince bir algı operasyonuna soyunuyor. Ama güvenilir kamuoyu araştırma şirketlerinin verileri onun balonunu patlatıyor.
O nedenle Prof. Dr. Ömer Çaha’nın danışmanlığını yaptığı, Yusuf Akın’ın genel müdürü olduğu Areda-Survey’in temmuz ayı anketinin kaç kişi ile yapıldığını hem yazı ile hem rakamla vereceğim. Araştırma 26-30 Temmuz tarihleri arasında iki bin kişi (2000) üzerinden yapılmış.
EKONOMİDE VERİLER NE DİYOR
Areda-Survey temmuz ayının en önemli gündem maddesini sormuş. Yüzde 33.1’le ekonomi ve enflasyon ilk sırada geliyor. Onu yüzde 18.2’yle zam ve pahalılık takip ediyor. Üçüncü sırada ise yüzde 13’le tahıl anlaşması yer alıyor. Onun hemen ardından yüzde 6.8’le yoksulluk geliyor.
Ekonomi seçimlerin kaderini etkileyecek en önemli faktör olduğu için geriye dönük bir kıyaslama yapmak istiyorum. Neredeyse 2022 yılının başından itibaren ekonomi, enflasyon, hayat pahalılığı, zamlar, yoksulluk ilk dört gündem maddesini oluşturuyor. Bu oran yüzde 75’in üzerinde çıkıyordu. Mayıs ayında 77.5, haziran ayında bu oran yüzde 74.9’du. Temmuz ayında ise tahıl anlaşması üçüncü sıraya yerleşirken, ekonomiyle ilgili veriler yüzde 58.1 çıkıyor.
EKONOMİ PARTİSİ
Yürütülen soruşturmalar hakkında Erdoğan’ın sık sık bilgilendirildiği haberini alıyorum. Erdoğan, “Tek bir evladımızın dahi mağdur olmasına asla müsaade etmeyiz” demişti. Hemen Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nu görevlendirmişti. İddialar ortaya atıldıktan sonra 24 saat dolmadan ÖSYM Başkanı Halis Aygün’ü görevden almıştı. ÖSYM’nin vereceği hizmetlerde bir boşluk yaşanmaması için süratle hareket edildi. Prof.Dr. Bayram Ali Ersoy jet hızıyla ÖSYM Başkanlığı’na atandı.
SIK SIK BİLGİ ALIYOR
Erdoğan bugün Putin’le kritik bir görüşme yapmak üzere Soçi’ye gidiyor. Dün önemli bir Yüksek Askeri Şûra toplantısı vardı. Ama buna rağmen KPSS soruşturmasıyla ilgili olarak sık sık bilgi aldığı söyleniyor. Erdoğan’ın, “Zihinlerde hiçbir soru kalmasın” talimatı üzerine soruşturma daha da derinleştirilerek ilerliyor. Bir yanda Yediiklim Yayınevi’ne ait soruların KPSS testlerine nasıl girdiğinin ortaya çıkarılması gerekiyor. Yediiklim Yayınevi’nin soruları, KPSS sorularının hazırlandığı havuza mı girmiş yoksa soruların seçimi ya da basımı sırasında bir sızıntı mı yaşanmış? Bunların ortaya çıkarılması için çalışılıyor. Dört koldan bu ilişki ağının ortaya çıkarılmasına çalışılıyor. Tabii bir de Yediiklim Yayınevi için daha önce açılan ancak sonra takipsizlikle sonuçlanan FETÖ soruşturması var. O da bir soru işareti oluşturuyor. Bu soruşturma sonucunda FETÖ dosyası tekrar gündeme gelir mi? Soruşturmanın sonucunu bekleyip göreceğiz.
BULGULAR VAR
KPSS soruşturması devam ederken bir kararın alınması gerekiyordu. Yediiklim Yayınevi’nden alındığı tespit edilen sorular iptal edilip KPSS sınavı geçerli mi sayılacaktı yoksa sınavın iptali yoluna mı gidilecekti? Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimsenin gönlünde en ufak bir şüphe oluşmasın” diyor. Bunun üzerine sınavın iptaline karar veriliyor. DDK Başkanı Yunus Arıncı ile konuştum. Sınavın iptalini gerektirecek bulgulara ulaşıldı mı diye sordum. “Bazı bulgular var. Hiçbir soru işaretinin bırakılmaması için sınavın iptal edilmesi gerekiyordu” diye yanıt verdi.
İKİ AYAĞI VAR
KPSS soruşturmasının iki boyutu var.
1- KPSS sınavında çıkan sorularla Yediiklim Yayınevi arasındaki ilişkinin aydınlatılması.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya-Ukrayna Savaşı, tahıl koridorunun açılması gibi uluslararası krizlerde sergilediği dinamik süreç yönetimine tanık olmuştuk. Erdoğan, KPSS sınavıyla ilgili iddialar üzerinde de benzer bir kriz yönetimi uyguladı. “Tek bir evladımızın mağdur edilmesine asla müsaade etmeyiz” dedi. Milyonlarca gencimizi ilgilendiren bu soruna Cumhurbaşkanı’nın el atması çok yerinde oldu. Çünkü geçmişte FETÖ’cülerin soru çalması nedeniyle toplumda zaten bir hassasiyet oluşmuştu. KPSS sınavındaki bazı soruların Yediiklim Yayınevi’nin deneme sınavlarında çıkan sorularla aynı olduğunun ortaya çıkması üzerine bir gerilim oluştu. İnsanlarda sorular çalındı mı kaygısı doğdu. ÖSYM’nin kimseyi tatmin etmeyen açıklaması ise bu işe tüy dikti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tam o aşamada, DDK’ye inceleme talimatı vermesi, ardından gece yarısı ÖSYM Başkanı Halis Aygün’ün görevden alınması insanların yüreğine su serpti.
BİR PROBLEM VAR
Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Yunus Arıncı’nın da belirttiği gibi, “Bir problem olduğu gözüküyor”. Ancak bu problemin boyutunun ne olduğunu DDK müfettişlerinin yapacağı inceleme ortaya çıkaracak. Müfettişlerin tespitlerine göre ya sorular iptal edilecek ya da sınav tekrar edilecek.
DDK Başkanı Yunus Arıncı ile konuştum. Çok hızlı hareket ettiklerini, DDK müfettişlerinden oluşan heyetin dün sabah itibarıyla ÖSYM’de incelemelere başladığını söyledi. Yunus Arıncı çok tecrübeli bir yönetici. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı döneminde de çok titiz soruşturmalar yürütmüştü. “Kamuoyunun beklentisinin farkındayız. O nedenle çok hızlı hareket ediyoruz. Tabii çok hassas bir konu. O nedenle soruşturmamızı hızlı bir şekilde tamamlayıp gerçek neyse ortaya çıkaracağız” diye konuştu.
MÜFETTİŞLER ÖSYM’DE
DDK heyeti dün çalışmalara başladı. Soruşturmanın seyrine göre ihtiyaç duyulursa müfettişlerin sayısı artırılacak. Yeterli bulunursa heyet çalışmasını tamamlayıp en kısa sürede raporunu sunacak.
Peki DDK müfettişleri ÖSYM’de neyi araştırıyorlar?
1- Kaç soruda benzerlik var?
Ordulular 50 liranın üzerindeki bir fiyatı makul buluyordu. Bekledikleri gibi oldu. Erdoğan fındık taban fiyatını 54 lira olarak açıkladı.
Erdoğan’ın gezisini takip edenlerle konuştum. Seçim döneminden daha coşkulu bir şekilde karşılanmış. Elbette ki bunda fındık taban fiyatlarının açıklanacak olmasının da etkisi vardır.
Ama bakmayın sosyal medyada estirilen havaya, algı yönetimine soyunmuş anketlere. Ekonomide yaşanan sıkıntılara rağmen tabanda Erdoğan var. Diğer liderlerin oylarını birkaç kez toplasanız Erdoğan’a yetişmiyor. Henüz Erdoğan’ın bir alternatifi yok. Çünkü millet 20 yıldır Erdoğan’ın yaptığı hizmetleri görüyor. Muhalefet liderlerinin Türkiye’ye çaktığı bir çivi var mı? Sadece eleştiriyorlar.
O FOTOĞRAFIN HİKÂYESİ
Erdoğan, havaalanından inip Ordu’ya giderken yer yer yolu vatandaşlar tarafından kesiliyor. Erdoğan yer yer durup Orduluların sevgi gösterilerine karşılık veriyor. Oradan doğruca fındık bahçesine gidiyor. Miting meydanına giderken de Ordulular sokaklarda sevgi gösterisinde bulunuyorlar.
Fındık bahçesinde sosyal medyaya da yansıyan bir video var. Hatırlarsanız orada bir gencin elini öpüyor. O genç fındık bahçesinin sahibi Yeşilyurt ailesinin çocuğu. Otizmli gencimiz Murat, Erdoğan’a şiir okuyor. O da sıcak bir şekilde elini alıp öpüyor. Sosyal medyada “samimiyetin fotoğrafı” olarak yayılan kare orada çıkıyor. Ev sahibi Neşe Hanım’la fındık taban fiyatları üzerine bir sohbetleri var. O da çok samimi, çok doğal bir diyalogdu.
ERDOĞAN’I DUYGULANDIRAN ALBÜMErdoğan