Paylaş
19 Aralık günü başlayan olaylar 26 Aralık tarihine kadar sürdü.
7 gün süren olayların sonucunda 120 kişi vahşi şekilde katledildi.
İçişleri Bakanı emekli general İrfan Özaydınlı’ydı.
Başbakan Ecevit, Maraş’ta yaşanan katliam hakkında günlerce bilgi alamamıştı.
Ankara kördü, Ankara sağırdı.
Çünkü Ankara’nın kör olması, Ankara’nın sağır olması isteniyordu.
Aralarında İstanbul, Ankara, Sivas ve Maraş’ın bulunduğu illerde sıkıyönetim ilan edildi. Nerede sıkıyönetim ilan edildiyse orada olaylar çıktı. Nerede olaylar çıktıysa sıkıyönetim ilan edildi. Türkiye karanlık bir sarmalın içine itildi.
Oluk oluk kan aktı.
Maraş olayları ile girdiğimiz sıkıyönetim, Türkiye’yi 12 Eylül Darbesi’ne taşıdı.
Demirel, “11 Eylül günü akan kan 12 Eylül günü nasıl durdu?” diye sordu. Kimse yanıt vermeyince sorusunu yine kendisi cevaplandırdı. “Kanlar Kenan Evren’i Çankaya’ya taşımak için aktı” dedi.
MADIMAK OLAYLARI
2 Temmuz’da Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakılması sonucu 33 aydınımızı kaybettiğimiz olaylar bir anlık bir iş değildi. Sivas’ta gün boyunca süren gerginlik sonunda utanç verici Madımak Katliamı yaşanmıştı.
Olaylar süresince müdahale etmeyen askeri birliklerin, otel yangınından sonra havaya ateş açması sonucunda toplanan kalabalık çil yavrusu gibi dağılmıştı.
Ama her nedense askeri birlikler, 33 insanımız can verene kadar kalabalığa müdahale etmemişti.
Sivas’taki gerginliğin tehlikeli bir şekilde tırmandığına dair Başbakan Tansu Çiller’e, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü’ye ulaşanlar başarılı olamamıştı.
Çünkü Ankara kördü, Ankara sağırdı.
Çünkü Ankara’nın kör, Ankara’nın sağır olması isteniyordu.
Madımak Katliamı’yla birlikte 28 Şubat sürecinin işaret fişeği atıldı.
CEMEVİ SALDIRGANI
Ankara’da cemevine yapılan saldırının failinin yakalanmasını o açıdan çok önemsiyorum.
Sen Aleviler açısından kutsal olan Muharrem ayının ilk günü İzmir’den kalk Ankara’ya gel, 45 dakika içinde Çankaya ve Mamak’ta üç cemevine saldırı düzenle ve kaçmayı başar.
Sonra da bunu, “Yukarıdan emir aldım. İlahi bir güç tarafından bu saldırıyı yapmam söylendi” diye izah et.
ANITKABİR PROVOKATÖRLERİ
28 Şubat sürecinde Anıtkabir’e ve Atatürk büstlerine yönelik saldırılar artmıştı.
O zaman HBB TV’de görev yapıyordum. Anıtkabir’deki törenleri sadece genelkurmaya akredite olan kurumlar izleyebiliyordu. Biz de akredite bir televizyonduk. Buna rağmen Anıtkabir’deki törenleri izlemek üzere 10 gün önceden canlı yayında yer alacak ekibin listesini verirdik. Ama bu kadar hassas davranılmasına rağmen, kılığı, kıyafeti oraya girmeye hiç müsait olmayan biri tam törenlerin ortasında ortaya çıkar Atatürk’e hakaret eden sözler sarf ederdi. Türkiye gerilir, komutanlar sert bildiriler yayınlar, sokaklar karışır, konu ilk MGK toplantısında konuşulurdu. O nedenle Anıtkabir’de törenler olacağı zaman televizyonlar bir de meczupları takip etmek üzere ekipler oluştururdu.
İLAHİ EMİRMİŞ
Ankara’da cemevine saldırı düzenleyen Ahmet Ozan K. ifadesinde “ilahi güç” tarafından bu saldırıyı yapmasının istendiğini söylüyor. İçinden gelen emirle bunu yaptığını ifade ediyor. İllimünati’den söz ediyor. Herhalde travestiye gasp yapmasını kendisinden ilahi güç istemiş.
Cemevi saldırganı niye bunları söylüyor ya da bu tür provokatif eylemler yapanlar neden bu tür numaralar yapıyor? Çünkü irtibatlarının ortaya çıkmasını istemiyorlar. Çünkü bu sırlarını hayatlarının sigortası olarak görüyorlar. Kendilerini yönlendiren güçleri ele verseler, yaşayamayacaklarını düşünüyorlar.
ANKARA FARKLI
Allah’tan bu kez Ankara kör değil. Ankara sağır değil. Ankara bu kez farklı. Bu olayı çok önemsiyorum. Çünkü bu işlerin failleri yakalandıkça arkasından gelecek birçok eylem önlenmiş oluyor. Bu tür olaylar aydınlatılınca devamında gelecek olan birçok karanlık eylemin önüne geçilmiş oluyor.
O nedenle cemevi saldırganının yakalanması çok önemliydi. Yoksa biz şimdi bin tane komplo teorisiyle boğuşmak zorunda kalacaktık. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve ekibini tebrik ediyorum. Cemevi saldırısı üzerinden provokasyon planlayanların heveslerini kursaklarında bıraktılar.
HEDEF 2023 SEÇİMLERİ
Seçimin ucu gözükünce provokasyon mevsimi de açılmış oldu. Bu olay doğrudan 2023 seçimlerini etkilemeye yönelik. Neden?
1- İçişleri Bakanlığı tarafından valiliklere cemevlerini ziyaret etmeleri, Muharrem orucuna katılmaları, iftar vermeleri yönünde genelge gönderildi. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya 7 Ağustos günü Muharrem iftarı verecek.
2- İçişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından cemevlerinin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik özel bir çaba sarf edildi. 58 vilayette bin 585 cemevi ziyaret edildi. İhtiyaçları karşılandı.
3- Bakanlar gittikleri illerde cemevleri ziyaretlerini arttırdı, dedelerle bir araya gelindi.
4- Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Tunceli cemevini ziyaret etti.
İKTİDARA MESAJ
Bu fotoğrafın bir yüzü. Cemevi saldırısı ile iktidara, cemevlerinden uzak dur yoksa orayı kaşırız mesajı verildi.
Bu olay dahi devletin cemevleri konusuna daha çok eğilmesini gerektiriyor.
KILIÇDAROĞLU’NA MESAJ MI
Cemevlerine saldırının diğer yüzünde ise Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına yönelik bir mesaj olabilir mi diye düşünmedim değil. Cumhurbaşkanı adaylığı gündeme gelince, aydın geçinen bazı solcu yazarlar, Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasını bir engel olarak gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet kökeninden, meşrebinden, kimliğinden dolayı birileri sana aba altından sopa gösteriyorsa bu ülkede kimsenin ötekileştirilmesine izin vermeyiz. Her mazlumun, her mağdurun yanında olduğumuz gibi senin de yanında dimdik dururuz Bay Kemal” çıkışıyla bu çirkin hamleyi boşa çıkardı ama belli ki birileri bu defteri kapatmamış.
ESKİ TÜRKİYE DEĞİL
Belli ki birileri Aleviliği toplumu bölen bir değer olarak gösterip Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecini etkilemek istiyor. Cemevlerine yönelik saldırılar Alevi kimliğinden dolayı Kılıçdaroğlu’nun önünü kesmek için planlanıyorsa yanılırlar.
Yine bu saldırılar iktidarın cemevlerine yönelik ilgisini engellemek için yapılırsa yine yanılırlar.
Çünkü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dediği gibi “Bu olaylar eski Türkiye’nin ayak izi” olabilir ama Türkiye, eski Türkiye değil.
Paylaş