Tunç Soyer, Tarkan’a konser verdirerek çok iyi bir iş yaptı ama kendi başarısını kendi eliyle gölgeledi.
Ne yaptı? İzmir’in, Yunan işgalinden kurtuluşunun yüzüncü yıldönümünde işgalci Yunanistan’ı değil, Osmanlı’yı hedef aldı.
Sanki İzmir’i işgal eden Yunan değil, Osmanlıymış gibi.
Sanki İzmir’den denize döktüğümüz Yunan değil Osmanlıymış gibi hareket etti.
Sanki Yunan bayrağı indirilip Türk bayrağı çekilmemiş gibi konuştu.
İzmir’i kurtaran paşaların Osmanlı paşası olduğunu unutmuş gibi hareket etti.
Türk-Yunan dostluğuna inanabilirsiniz.
Ama bu tarihi çarpıtma hakkını kimseye vermez.
Peki sizce “HDP’li bakan alacağız” mı dedi yoksa “HDP ile işimiz olmaz” mı dedi.
Sizi biraz merakta bırakacağım ama Kılıçdaroğlu çok ilginç bir mesaj verdi.
Onu aktaracağım.
Ama önce Kılıçdaroğlu’nun ortak cumhurbaşkanlığı adaylığına büyük darbe vuran sürecin başına dönmek istiyorum.
KILIÇDAROĞLU’NA OPERASYON MU ÇEKİLDİ
İYİ Partili bir yönetici ile Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık verilebilir” açıklamasını konuşuyorduk.
“Gürsel Tekin’in açıklaması en çok kime zarar verdi?” diye sordu.
Sonra ikimiz aynı anda
Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adaylığı konusunda en ileri çıkışı yapıp, “Altılı masa ismim üzerinde uzlaşırsa hazırım” demişti. Başından beri ‘Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda altın hisse Akşener’in elinde’ diyorum. Kılıçdaroğlu’nun ortak cumhurbaşkanı adaylığının vizesi Akşener’den geçiyor.
KAZANACAK ADAY KRİTERİ
Kılıçdaroğlu’nun açıklaması üzerine gözler Meral Akşener’e çevrildi. Akşener ise Yeni Çağ TV’deki yayında çok önemli bir mesaj verdi. Tam 4 kez “kazanacak aday” vurgusu yaptı. Bir kez “seçilecek” aday” dedi. Sonra, “Seçilecek aday dedim ama doğrusu kazanacak aday” diye düzeltme gereği duydu.
1- Sayın Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylarının vasıflarına dair ilan ettiği sıfatlar var. Çok doğru buldum. Kazanacak bir adayla (benim eklediğim bir şey) hâlâ orada duruyorum. Kazanacak bir adayla yola çıkmamız lazım.
2- Kılıçdaroğlu’nun söylediği bütün sıfatlara katılarak mümkünse ilk turda seçilecek bir adayla gitmemiz gerektiğine inanıyorum.
3- Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayıyla ilgili vasıflar saydı. Biz hepimiz ona katılıyoruz. Aynı zamanda da kazanacak bir aday.
4-
Metropoll’ün 13-17 Ağustos tarihleri arasında 1717 kişi ile yaptığı anketin verileri muhalif medyada rahatsızlığa yol açtı. Çünkü ankette AK Parti ile CHP arasında 10 puanlık bir fark gözüküyordu. Oysa yaptığı araştırmaların faturasını CHP Genel Merkezi’ne gönderen anket firmalarına göre CHP, AK Parti’yi yakalamış ve hatta geçmişti bile. İktidara yakın bir araştırma kuruluşu olmadığı için Metropoll’ün anketi o nedenle işlerine gelmedi. Oysa Metropoll iktidara da muhalefete de ayna tutuyor.
PARTİLERİN OY ORANI
Metropoll’ün anketinde kararsızlar dağıtıldığı takdirde AK Parti yüzde 33.3, CHP yüzde 23.2, İYİ Parti yüzde 13.7, HDP yüzde 13.4, MHP yüzde 7.1 çıkıyor. Yeni kurulmuş partiler olan DEVA Partisi yüzde 3.1 çıkarken Zafer Partisi 2.6, Saadet Partisi ise 1.3 ve Yeniden Refah Partisi ise 1.0 çıkıyor.
MİLLETVEKİLİ SAYISINDA EŞİTLİK
Özer Sencar anket sonuçlarını paylaştıktan sonra Twitter’da birkaç maddelik analiz yayınladı. Ben Özer Sencar’ın değerlendirmelerine çok önem veririm ama asıl 6’lı masanın burun kıvırmak yerine kulak kesilmesi gerekiyor. Çünkü çok doğru noktalara değiniyor.
Sencar, “Cumhur İttifakı’nın oyu yüzde 40, Millet İttifakı’nın oyu yüzde 41. HDP’nin oyu yüzde 13.
1- Bu durumda iki ittifakın çıkarabileceği milletvekili sayısı yaklaşık eşit olacak.
2-
Kılıçdaroğlu hem adaylığını ilan etti hem de Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve Abdullah Gül isimlerine kapıyı kapattı.
1- CHP’den ortak cumhurbaşkanı adayı olarak 6’lı masaya sadece Kılıçdaroğlu’nun isminin gideceği netleşmiş oldu.
2- Kılıçdaroğlu, ortak cumhurbaşkanı adaylığından bir önceki adımını attı.
3- Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı adaylığının hiçbir surette gündeminde yer almadığını göstermiş oldu.
4- Zaten aynı programda Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun adaylığıyla ilgili soruya, “Bunlar hiç konuşulmadı” demek suretiyle o defteri kapattı.
5- Kılıçdaroğlu, kendi adaylığını açıklamak suretiyle aynı zamanda Abdullah Gül modelini de masadan kaldırmış oldu.
6’LI MASADA SORUN BEKLİYOR MU
Peki,
Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda kesin kararını vermiş durumda. Hedefine doğru yürüyor. CHP’de adaylığına kimsenin karşı çıkmasını beklemiyor. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın kendisine rağmen aday olmalarına ise engel olmakta kararlı. Eğer cumhurbaşkanı adayı olacaksa bunları yapması gerekiyordu. En doğal hakkıydı. Kılıçdaroğlu cesaretli davrandı, kararlı olarak hareket ettiği için bugün CHP içinde tartışmasız cumhurbaşkanı adayı haline geldi. Oysa daha 1 yıl önce Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ilk üçte çıkarken Kılıçdaroğlu ismi yedinci sıradaydı. Şimdi yedinci sıraya İmamoğlu geriledi, Kılıçdaroğlu ilk üçe girmeyi başardı.
CHP GENEL BAŞKANI KİM OLACAK
Yasal olarak bir zorunluluk yok ama Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olduğu zaman CHP Genel Başkanlığı’ndan ayrılacak. CHP tüzüğünün 48. maddesine göre 45 gün içinde olağanüstü kurultaya gidilmesi gerekiyor. Ancak seçim sürecinde parti ayrıca kurultay çekişmesine sahne olmaması için seçimden sonra istifayı planlıyor. Tabii cumhurbaşkanı seçilebilirse. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığına hazırlanırken iki alanı dizayn etmeye çalışıyor.
1- Kılıçdaroğlu’ndan sonra CHP genel başkanı kim olacak?
CHP kulislerinde Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık için Faik Öztrak’ı istediği konuşuluyor. Ama Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve Oğuz Kaan Salıcı’nın da isimleri geçiyor. Siyasi yasaklı olmasına rağmen Canan Kaftancıoğlu’nun da genel başkanlık yarışında etkili olacağı ifade ediliyor.
FAİK ÖZTRAK MI İMAMOĞLU MU
Ekrem İmamoğlu’nun son dönemlerde Kılıçdaroğlu’na yakınlaşması, “CHP genel başkanlığına aday olacak” şeklinde yorumlanmıştı. Ancak Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’nu düşünmediği ifade ediliyor. Cumhurbaşkanı adaylığından sonra CHP genel başkanlığı için de İmamoğlu’nu istemiyor. Çünkü İmamoğlu’na güvenmiyor. İmamoğlu’nun partiyi elinden alacağını düşünüyor. Süleyman Demirel DYP’yi Tansu Çiller’e, Turgut Özal ise ANAP’ı Mesut Yılmaz’a kaptırmıştı. O dönemleri bürokrat olarak yakından takip eden Kılıçdaroğlu’nun güvenilir bir isim olarak gördüğü için Faik Öztrak’ı destekleyeceği söyleniyor.
2-
Kılıçdaroğlu’nun danışmanı İbrahim Uslu’nun, yabancı ülke büyükelçilerine, “Kılıçdaroğlu aday olursa kazanamaz. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu olursa kazanır” diye rapor verdiği şeklinde. Uslu ile konuşmadığım için yazmamıştım.
İbrahim Uslu’ya rapor konusunu sordum. “Doğru değil. Böyle bir rapor vermedim” dedi.
İbrahim Uslu ile muhalefetin seçim stratejisini konuştuk. “Sihirli formül ortak aday” dedi. Ortak aday olduğu takdirde Kılıçdaroğlu, Yavaş, İmamoğlu ve Akşener’in kazanacağını savundu.
“Muhalefetin birleşmekten başka şansı yok. Seçimin matematiği ortak adayı dayatıyor. Muhalefetin bir arada olmaktan başka bir şansı yok. Muhalefet bölünürse Erdoğan kazanıyor” diye konuştu.
KUTUPLAŞMA MI KUCAKLAŞMA MI
Uslu ile seçimde kullanılacak olan dil üzerinde durduk. İlginç bir tespitte bulundu. “Kutuplaşma nedeniyle arada gri bir alan kalmıyor. Erdoğan’ı destekleyenler ya da karşı olanlar var. Sadece yüzde 5’lik bir gri alan var. ‘Erdoğan’a oy verebilirim’ diyen. O nedenle kutuplaşma Erdoğan’ın aleyhine, kucaklaşma ise lehine bir tablo oluşturuyor” dedi.
Çok seçim izledik. Her seçim için bu tarihi bir seçimdi denilir ama uzun süredir nefes nefese bir seçimi ilk kez izleyeceğiz herhalde. Seçimlere 10 ay varken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim gündemiyle sürpriz MYK toplantısının altında da bu yatıyor olsa gerek. İktidarın da muhalefetin de seçimlerde kullanacağı dil önemli olacak. Bir anekdot paylaşmak istiyorum.
2010 REFERANDUMU
AK Parti ve MHP’nin hazırladığı bir erken seçim teklifi yok. Hem Erdoğan hem Bahçeli seçimlerin zamanında yapılacağı yönündeki pozisyonlarını koruyorlar. Ama Demirel’in söylediği gibi siyasette 24 saat uzun bir süre.
Erken seçim çağrısı hep muhalefetten geliyordu ama bu kez erken seçim tartışmalarını körükleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürpriz MYK toplantısı oldu. Erdoğan, seçim hazırlıklarına önceden başlatmak istemiş olabilir. Ama diğer ihtimal de büsbütün yok değil.
Eski bir bakanın söylediği gibi, “Reis eski bir futbolcudur. Kaleyi boş görünce şutu çekebilir”.
Bu durumda yarın seçim olacakmış gibi hazırlıklı ol, seçimler zamanında olacakmış gibi çalış demekten başka bir şey diyemiyorum.
Seçim ister erken olsun ister zamanında yapılsın iktidarın da muhalefetin de kendine göre zorlukları var.
İKİ KRİTER
Muhalefetin önünde iki ciddi sorun duruyor. Bu iki kritik noktada anlaşabilirlerse seçime girerken bir sinerji oluşturabilirler, yok uzlaşma sağlanamazsa kriz yaşayabilirler.
1- Ortak cumhurbaşkanı adayı.