Paylaş
Eylül’e şunun şurasında 14 gün kaldı. Eylülde seçim yok.
Kılıçdaroğlu mayıs ayında ise “Kasım ayında erken seçim olabilir” dedi.
Hatta CHP’nin MYK toplantısında 6 Kasım tarihini ifade ettiği söylendi.
Kasıma da şunun şurasında 2 ay 14 gün kaldı. Meclis’in 1 Ekim’de toplanacağı dikkate alındığında kasımda da seçim yok.
Zaten CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Kasımda erken seçim zor görünüyor” dedi.
Böylece muhalefetin erken seçim öngörüsü çöktü.
Kılıçdaroğlu da iktidarın erken seçime gitmeyeceğini biliyordu. CHP milletvekillerini susturmak ve tabanı zinde tutmak için erken seçim açıklamasını yaptı. Kısmen başarılı da oldu. Seçime gidilecek bir partide kimse genel başkana açıktan muhalefet etmez.
SEÇMEN HAREKETLİLİĞİ
Muhalefetin erken seçim tahmini yattı ama zaten seçimlere şunun şurasında 10 ay kaldı. Seçimin ucu gözüktü, siyasette fay hatları harekete geçmeye başladı.
Bunu ilk olarak haziran ayı anketlerinde fark etmiştim. ‘Kamuoyu Araştırmaları’nı yöneten deneyimli isimlere sormuştum. Temmuz anketleri ile bu kanaatim daha da pekişti. Siyasetin seçim yolculuğu başladı. Seçim sürecine girilmesiyle birlikte bu işaretleri daha iyi görme imkânımız olacak.
Neyi kastediyorum?
SEÇMEN EĞİLİMİNDE DEĞİŞİKLİK
Seçim sürecine girilmesiyle birlikte seçmen eğilimlerinde değişiklikler başladı.
1- Küçük partilere verdiği oyun zayi olacağını düşünen seçmen büyük partilerin etrafında toplanmaya başlıyor.
2- Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise kutuplaşmanın da etkisiyle kazanma şansı olan iddialı adaylar tercih ediliyor.
ÇOKLU ADAY AMA TEKLİ YARIŞ
Cumhurbaşkanlığı seçiminde birkaç adayın çıkması bekleniyor. Ancak yarış Erdoğan ile onun karşısındaki en güçlü aday arasında geçeceğe benziyor.
Şimdiye kadar yapılan anketler önemliydi ama asıl bundan sonra yapılacak olan anketler daha kritik olacak. Çünkü biz küçük partilerden büyük partilere, iddiasız adaylardan iddialı cumhurbaşkanı adaylarına yönelik siyasi yolculuğu göreceğiz.
SAĞLIKLI OLMAZ UYARISI
Bu değerlendirmede eksik halkaya ise GENAR Başkanı İhsan Aktaş dikkati çekti. Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı belli olmadan cumhurbaşkanı adaylığına dönük yapılan araştırmaların sağlıklı olmayacağını söyledi. İhsan Aktaş haklı. Muhalefetin adayı aynı zamanda Erdoğan’ın şansını da etkileyecek. Ayrıca muhalefette hangi partiden cumhurbaşkanı adayı çıkarsa o parti seçimlerde daha şanslı olacak. Örneğin Kılıçdaroğlu aday olursa bu CHP’ye olumlu olarak yansıyacak. İYİ Parti’den çıkarsa İYİ Parti’ye yarayacak. Tabii çoklu aday olduğu takdirde partilerin pozisyonu ona göre belirlenecek.
İhsan Aktaş ile konuşurken GENAR’ın yeni araştırmasındaki bulgularını sordum. Tane tane anlattı.
1- AK Parti zaman zaman oy kaybı yaşıyor. Ancak ekonomide ve günlük hayatta, siyasette olumlu gelişmeler olduğu zaman AK Parti’nin oyları geri dönüyor.
2- AK Parti oy kaybı yaşıyor ama bu oy kayıpları kalıcı kayba dönüşmüyor. AK Parti’nin sağduyulu bir seçmen kitlesi var. Doğru şeyler yapıldığında seçmenini tekrar kazanabiliyor.
3- CHP’de bir oy sıçraması yoktur. İddia edildiği gibi gümbür gümbür gelen bir CHP yok. CHP bilinen oy oranını bir türlü aşamıyor.
4- İYİ Parti iddia edilen oranların 5 puan gerisinde.
GERİ DÖNÜŞ
Ekonomide ateşin biraz düşmesi, Erdoğan’ın tahıl koridoru başta olmak üzere yaptığı son hamleler AK Parti seçmeninde karşılık bulmuş gözüküyor. Dikkat ederseniz AK Parti seçmeni dedim. Zaten AK Parti kendi seçmenini koruduğu sürece sorunu yoktur. Son 1 ay AK Parti oylarındaki kısmi gerilemenin durduğu yeniden yükselişe geçtiğini gösteriyor. AK Parti hem kaybettiği seçmenini yeniden kazanacak hem onun üzerine yeni seçmen kitlesi ekleyecek.
Son dönemde üç anket gördüm. CHP’nin oyları yüzde 25 seviyesini koruyor. Coşkulu bir hava var ama CHP oylarında coşkulu bir artış yok. CHP yüzde 25 sınırını aşamıyor.
İYİ Parti ise anketlerin partisi. Bir süredir İYİ Parti’yi anketlerde birinci parti olarak göstermek için bir yarış vardı. Ama bu hormonlu bir artışa işaret ediyordu. İYİ Parti oyları yüzde 13 seviyesine çekildi.
MUHALEFETTE BELİRSİZLİK SORUNU
Kamuoyu araştırmaları muhalefet için iki ciddi soruna işaret ediyor. Muhalefetin bu iki sorunu çözmeden topluma güven vermesi ve istediği değişikliği gerçekleştirmesi imkânsız. Onlar neler?
1- Belirsizlik.
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı kim olacak? Ortak aday çıkarılabilecek mi? Muhalefet seçim ittifakı yapabilecek mi? Muhalefet cumhurbaşkanı adayı yıpranmasın ve 6’lı masa dağılmasın diye seçim takviminin açıklanmasını bekliyor ama bu süreç uzadıkça belirsizliğe yol açıyor. Çünkü muhalif seçmen Kılıçdaroğlu mu, Yavaş mı, İmamoğlu mu, Akşener mi diye bir kafa karışıklığı yaşıyor.
2- HDP faktörü.
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayının kazanması için umutlar büyük ölçüde HDP’ye bağlanmış durumda. Ancak HDP faktörü hızar gibi bir etki yapıyor. Getirdiği kadar götürüyor.
KAOS ENDİŞESİ
3- Politikalardaki zıtlık.
Cumhur İttifakı’nın muhalefete yönelttiği, “6 benzemez” eleştirisinin burada etkili olduğu gözleniyor. Son 2 ay içinde yapılan anketlerde 6’lı ittifakın muhalif seçmenin kafasını karıştırdığı anlaşılıyor.
1- PKK ile mücadelede milliyetçi İYİ Parti’nin istediği mi olacak yoksa PKK’nın uzantısı olan HDP’nin dediği mi?
2- Suriye politikasında Ahmet Davutoğlu’nun Esed karşıtı tercihi mi Kılıçdaroğlu’nun Esed yanlısı politikaları mı uygulanacak.
3- Ekonomide Ali Babacan’ın liberal politikaları mı CHP’nin devletçi yaklaşımı mı hâkim olacak.
GÜVEN SORUNU
Ali Babacan, “Ön koalisyon protokolü yapmazsak ortak aday belirlendiği anda işler karışabilir diye ciddi ciddi endişeliyim” diyerek bu duruma işaret etti. Tabii adama sormazlar mı, siz birbirinize güvenmiyorsanız millet size nasıl güvensin...
6’lı masanın bu sorunu çözmesi gerekiyor. Çünkü temel politikaları birbirine zıt olan partilerin oluşturduğu 6’lı ittifak, kamuoyunun zihninde eski koalisyon dönemlerinin canlanmasına yol açtı.
Sadece Erdoğan düşmanlığı seçimleri kazanmaya yetmez.
Paylaş