Abdulkadir Selvi

İşte normalleşecek sektörler

4 Mayıs 2020
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında yapılacak olan Bakanlar Kurulu toplantısında normalleşme süreci ele alınacak.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay geçen hafta bakanlıklardan ve sivil toplum kuruluşlarından normalleşme sürecine ilişkin önerilerini aldı, onlarla toplantılar yaptı. Geniş bir veritabanı oluşturmaya özen gösterildi. Sağlık Bakanlığı’nın ve Bilim Kurulu’nun önerileri ise belirleyici oldu. Fuat Oktay, titiz bir hazırlık süreci sonunda bir taslak hazırladı. Bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında da kapsamlı bir sunum yapacak.

Salgın sürecine ilişkin iyi, orta ve kötü senaryolar dikkate alınarak normalleşme sürecinin dinamik bir şekilde yönetilmesi kararı alındı. Hijyen, sosyal mesafe, maske kullanımı ve kalabalık yerlerde bir arada bulunulmaması, normalleşme sürecinin de kırmızı çizgilerini oluşturacak. Salgının yayılması ve bulaşın önlenmesi temel yaklaşım olmaya devam edecek.

GÖZÜNÜZ AYDIN

Koronavirüsle mücadele sürecinde berber ve kuaförlerin hayatımızda ne denli önemli olduğu ortaya çıktı. Erkeklerin bu konuda ne kadar beceriksiz olduğunu gördük. Bir milletvekili, “Benim eşim köylü kızı. Babasıyla koyun kırkmışlar. Eli yatkın. Beni eşim tıraş etti” diye anlatmıştı. Kuaförlerin kadınların hayatındaki önemi de bir kez daha ortaya çıktı. Sahte sarışınlar açısından zor bir dönem oldu. Neyse, bundan kurtuluyoruz. Yaşasın berberler ve kuaförler! Mayıs ayında küçük esnaf, berberler, kuaförler, kafe ve pastane, restoran gibi hizmet veren yerler açılıyor. Tabii çok sıkı önlemler geliyor.

TURİZM HAZİRANDA

Turizm Türkiye’nin bacasız sanayisi. Onlar mayıs ayını hazırlık süreç olarak değerlendirecekler. Konaklama, açık büfe ve sosyal etkinlikler sıkı kurallara bağlanıyor. Ama haziran ayında turistik tesisler açılıyor. Otel, motel, müze ve örenyerleri açılacak. Kültürel etkinlikler yine haziran ayında başlatılıyor. Ancak tatil merkezlerimiz açısından çözüm bekleyen bir sorun, turistlerin durumu olacak.

 UÇUŞLAR HAZİRANDA

Türk Hava Yolları’nın iç hat uçuşları haziran ayında başlayacak. Dış hat uçuşları ise ülkelerin durumuna göre belirlenecek. Tren seferleri de haziran ayında başlıyor. Çalışma hayatı, adalet ve ekonomi ise haziran-eylül arasında kademeli olarak normalleşme sürecinde yerini alacak.

Yazının Devamını Oku

Ferrari’si, Mercedes’i, Audi’si olanlar 1000 lira için başvurdu

1 Mayıs 2020
Maske ve sosyal mesafe artık hayatımızın bir parçası oldu. Aile ve Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’la görüşmemizde kurallardan en ufak bir taviz göstermedik.

Koronavirüsle mücadele ve normalleşme sürecine ilişkin ben sordum, Aile ve Çalışma Bakanı Selçuk yanıtladı. Hem de oldukça ayrıntılı bilgiler verdi. Onları paylaşacağım. Ama benim için etkileyici olanı, konularına hâkimiyeti kadar kullandığı dil oldu.

“90 yaşın üstünde, hatta 102 yaşında COVID-19 pozitif olan büyüklerimiz vardı. Çok şükür taburcu oldular, şifa buldular” derken anneannesinden ya da büyük dedesinden söz eder gibi sıcak ifadeler kullanıyordu.

Aile ve Çalışma bakanlıklarının aynı çatı altında toplanması ilk başlarda tartışma konusu olmuştu. Aile ve Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ise iki bakanlığın birlikte olmasının dinamik süreç yönetimi açısından özellikle bu süreçte yararlı olduğunu söyledi.

FAZ 3’E 4.5 MİLYON BAŞVURU

1 ve 2. faz kapsamında 4.4 milyon kişiye 1000 lira ödendi. Şimdi ise 3. faz için başvurular alınıyor. Başvurusu sayısı 4.5 milyona ulaşmış. Peki başvuranların hepsi alacak mı? Bakan Selçuk’a sordum. “1. ve 2. fazdan yararlananlara 1000 lira destek verdik. Onlar 3. fazda değerlendirilmeye alınmayacak dedik. Ailede memur olanlar, kamu işçisi olanlar ve bir de emekli başvuruları yine değerlendirilmeyecek dedik. Ama bu 4.5 milyonun neredeyse yarısına yakını, bizim değerlendirilmeyecek dediğimiz kesimden. Dolayısıyla başvuruların bir kısmı ön değerlendirmede elenmiş olacak” dedi.

100 BÜYÜKBAŞ HAYVANI OLAN DA BAŞVURMUŞ

Bakan Selçuk bu bilgileri paylaşırken, 1000 liralık yardıma başvuruda bulunan Ferrari sahibi geldi hatırıma. Başvuranlar arasında bu türlerin olup olmadığını sordum. “Ferrari sahibi olup müracaat edenler oldu. Audi’si, Mercedes’i olan, üzerinde mülkiyet görünenlerden müracaat edenler oldu” karşılığını verdi. Sadece lüks marka araç sahipleri değil, bazı hanelerin başvuruları arasında da benzer durumlar tespit edilmiş.

“Başvuruları hane bazlı değerlendiriyoruz. Kimi başvurularda görüyoruz ki hanedeki diğer kişilerin üzerinde kayıtlı yüklü miktarda mal varlığı var. Mesela bir başvuruda birinin üzerinde yüz tane büyükbaş olduğunu gördük.”

Yazının Devamını Oku

9 günlük sokağa çıkma yasağı olacak mı? Kritik karar 18 Mayıs’ta

30 Nisan 2020
Mayıs ayının normalleşme sürecinin hazırlık aşaması olacağı netleşti. Bayrama kadar her hafta sonu sokağa çıkma yasağı devam edecek. Ama asıl bayramdan sonra ne olacak?

Ramazan Bayramı 24 Mayıs Pazar gününe denk geliyor. Cumartesi günü arife, pazar günü ise bayram olduğu için zaten sokağa çıkma yasağının kapsamında olacak. Ancak bu süreçte aydınlatılması gereken iki tarih var.

Ramazan Bayramı’nın ikinci ve üçüncü günü de sokağa çıkma yasağı kapsamına alınıp 4 gün olarak uygulanacak mı?

Ramazan Bayramı’nı da içine alacak şekilde, 23 Mayıs Cumartesi günü başlayıp 1 Haziran Pazartesi günü bitmek üzere 9 günlük sokağa çıkma yasağı söz konusu mu?

Normalleşme takvimi pazartesi günü yapılacak olan Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınacak. Kontrollü bir normalleşme sürecine hazırlık yapılıyor. Ramazan Bayramı’nda da şehirlerarası seyahatler yapılamayacak. Ama bayramda sokağa çıkma yasağının kaç gün olacağına şimdiden karar verilmeyecek. 18 Mayıs tarihinde yapılacak olan Bakanlar Kurulu toplantısında bayramla ilgili süreç netleştirilecek. Piyasalar rahat olsun. İlk edindiğim bilgi, 9 günlük sokağa çıkma yasağının gündemde olmadığı yönünde. Eğer veriler iyi gelmeye devam ederse 4 gün dahi düşünülmeyebilir.

KORONAVİRÜS DİPLOMASİSİ

KORONAVİRÜS birçok alışkanlığı altüst etti. Artık uluslararası zirveler, Bakanlar Kurulu toplantıları telekonferans yöntemiyle yapılıyor. Koronavirüsün bir etkisi de diplomasiye oldu. Nükleer silahlar nedeniyle kriz yaşamayan müttefik ülkeler arasında maske krizinin patlak verdiğine tanık olduk. Bu olumsuz yönüydü. Koronavirüs diplomaside ise yeni bir alan açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun farkında. Zaten bir süredir çok önemli bir koronavirüs diplomasisi yürütüyor. Erdoğan’ın, ABD’ye gönderilen sağlık yardımı vesilesiyle Trump’a yazdığı mektup da bu anlamı taşıyor.

1- ABD İLE İLİŞKİLERİ GÜÇLENDİRMEYİ AMAÇLIYOR: Mektubundaki, “Bu süreçte ülkemin ABD’nin güvenilir ve güçlü bir ortağı olarak her türlü dayanışmayı sergilemeye devam edeceğine emin olabilirsiniz” cümlesiyle buna vurgu yapıyor.

2- KONGREYE MESAJ:

Yazının Devamını Oku

Türkiye’nin normalleşme takvimi

29 Nisan 2020
Koronavirüsle mücadelede dünyadan olumlu veriler gelmeye başladı.

Tünelin ucunda ışık göründü. Mayıs ayıyla birlikte Avrupa’da bazı ülkeler normalleşme takvimini uygulamaya koydu. Devlet, dört aşamalı bir normalleşme takvimi üzerinde çalışıyor.

Normalleşmenin birinci adımını hazırlık aşaması oluşturuyor. Bu süreç önümüzdeki hafta, 4 Mayıs Pazartesi günü başlayacak. Ramazan Bayramı’ndan sonra, 26 Mayıs’ta sona erecek. Hazırlık aşamasında normalleşmeye kademeli bir geçiş öngörülüyor. Marketlerin, berberlerin, AVM’lerin belirli kısıtlamalar kapsamında açılması gibi. Şehirlerarası seyahatlerdeki kısıtlama buraya dahil değil.

DİĞER ÜÇ AŞAMA

İkinci aşama 27 Mayıs-31 Ağustos 2020 tarihleri arasını kapsıyor. Şehirlerarası seyahat kısıtlamasının kaldırılacağı, uluslararası seyahatlerin kademeli olarak açılacağı, belirli kriterler kapsamında yaz tatilinin gerçekleşeceği ama okulların kapalı olacağı dönem. Üçüncü aşama 1 Eylül’den başlayıp yıl sonuna kadar devam ediyor. 31 Aralık 2020’de sona erecek olan dönemde okullar açılacak, kamu tam kapasite olarak çalışacak.

Dördüncü aşama 1 Ocak 2021 tarihinde başlayıp, gelişmelere göre ucu açık olarak devam edecek. Bu aşama büyük ölçüde COVID-19 aşısı ve ilacının bulunup bulunmamasına göre geçerli olacak. Eğer virüs ortadan kalkar ya da aşı bulunursa belki hiç ihtiyaç kalmayacak. 2021 yılı ona göre planlanacak.

EKONOMİDE BİR İVME YAKALANMASI HEDEFLENİYOR

HAZİNE ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, koronavirüsle mücadele sürecinde işletmelerimize 200 milyar dolar kaynak aktarıldığını açıkladı. Türkiye bu süreçte üretim durmasın, işsizlik olmasın diye çaba gösterdi. Şimdi ise çarklar dönsün, üretim başlasın, tüketim harekete geçsin diye çalışılıyor. Koronavirüsle birlikte ekonomiler dibe vurdu. Ama geleceği kim iyi planlarsa, bu krizi fırsata çevirecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomide hızlı bir çıkış yakalanabileceği düşüncesinde olduğu ve “Buradan bir ivme yakalayabiliriz” dediği söyleniyor.

Dün

Yazının Devamını Oku

Yeni gündem ekonomi

28 Nisan 2020
Trump’ın ilk başta koronavirüsü ciddiye almayan tavrıyla İngiltere’nin sürü bağışıklığıyla zaman kaybetmesinin bedeli çok ağır oldu.

Bu süreçte tehlikeyi fark edip önlem almak ülkemize önemli avantaj sağladı. Ancak şimdi yeni bir sınavla karşı karşıyayız. COVID-19’la mücadelede tünelin ucunda ışık göründü. Şimdi dünya hızla koronavirüs sonrasına hazırlanıyor. Türkiye’nin önünde yeni bir sınav duruyor. Onun adı da ekonomi. Bir süre sonra koronavirüs gündemden düşecek, varsa yoksa da ekonomiyi konuşacağız.

Koronavirüs sonrasına dönük bir çalışma yapılıyor. Gelişmiş ülkelerin hızlı bir büyümeyi hedef aldıkları söyleniyor. Petrol fiyatlarındaki tarihi düşüş, ucuz enerji sağlamak suretiyle bir süreci destekliyor. AK Parti MYK toplantısında da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın petrol fiyatlarındaki düşüşün cari açık ve enflasyona olumlu katkı yaptığını belirtip “Koronavirüs nedeniyle yaşadığımız kayıpların bir kısmını petrol fiyatlarındaki düşüşle dengeledik” dediği ifade ediliyor.  

Bu günden itibaren ekonomi daha güçlü bir şekilde gündemimize girecek. Küresel ekonomide tarihi küçülmelerin yaşanacağı ifade ediliyor. Bu karamsar tabloya karşın, Almanya’da çarklar dönmeye başladı. Trump ise üretimi başlatmak için sabırsızlanıyor. Çin’de çarklar zaten dönmeye başladı. O nedenle koronavirüs sonrası felaket senaryoları yazanlara inanmak istemiyorum. Türkiye, üretimi durdurmamakla akıllı bir iş yaptı. Şimdi çarkların hızla dönmesi için bir çalışma yapılıyor. O nedenle mayıs ayında koronavirüsten çok ekonomiyi konuşacağız.

DİYANET HUTBEYİ LGBT'YE VE ANKARA BAROSU'NA MI SORACAK?

DİYANET İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş, ramazanın ilk cuma namazında bir hutbe okudu. Diyanet İşleri Başkanı hutbede ne dedi? “Ey insanlar” dedi. “İslam zinayı, eşcinselliği en büyük günahlardan sayıyor. Zinadan, eşcinsellikten uzak durun” dedi.

Eğer İslam zinayı, eşcinselliği günah sayıyorsa, bu kural İslam’ın yeryüzüne indiği günden bu yana böyleyse, Kuran’daki ayetlerde, Peygamberimizin hadislerinde yasaklanıyorsa Diyanet İşleri Başkanı ne demeliydi? Ali Erbaş, “Kuran-ı Kerim’de İsra suresinde zina yasaklanıyor ama ben Diyanet İşleri Başkanı olarak zinayı serbest bırakıyorum” mu demeliydi? Diyanet İşleri Başkanı, “Ey Müslümanlar, Hud suresi, Hicr suresi, Enbiya suresi başta olmak üzere Kuran-ı Kerim’de bir değil birkaç ayette eşcinsel ilişki yasaklanıyor ama ben Ali Erbaş olarak serbest mi bırakıyorum” mu demeliydi? Eşcinsellerle ilgili kampanya mı başlatacaktı?

Diyanet İşleri Başkanı hutbede neye göre konuşur? İslam’a göre, Kuran’a göre, Peygamberimizin hadislerine göre konuşur. Ali Erbaş da bunu yapıyor. İslam’a göre helal nedir, haram neye denir, bunu anlatmak Diyanet İşleri Başkanı’nın görevidir. Ayrıca Ali Erbaş bunu dince kutsal olan bir yerde, camide yapıyor. İnsanları meydanlara toplasa, kitlelere eşcinselleri, zina yapanları hedef gösterse “Demokratik hukuk devletinde buna hakkın yok” diyebilirsiniz. Ama vay sen misin eşcinselliğe, zinaya söz söyleyen... LGBT’sinden Ankara Barosu’na kadar hepsi harekete geçti. Bıraksan Ali Erbaş’ı ipe çekecekler.

Diyanet İşleri Başkanı camide hutbe okurken LGBT’ye mi soracak? Ankara Barosu’ndan izin mi alacak? İslam’ın neyi haram kıldığı, neyi helal kıldığını, Kuran’da neyin serbest bırakılıp neyin yasaklandığını Diyanet İşleri Başkanlığı mı bilecek, yoksa LGBT ve Ankara Barosu mu bilecek?

Yazının Devamını Oku

Normalleşme takvimi bugün netleşiyor

27 Nisan 2020
Bugün yapılacak olan Bakanlar Kurulu diğerlerinden biraz farklı olacak.

Çünkü şimdiye kadar hep koronavirüsle mücadelede alınacak önlemler konuşuldu. Getirilecek kısıtlamalar kararlaştırıldı. Şimdi ilk kez normalleşme takvimi ele alınacak. Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Veriler iyi geliyor. Gidiş iyi yönde. Sadece Türkiye’de değil, ABD ve Avrupa’dan da veriler iyi geliyor” dedi. Tabii Bakanlar Kurulu toplantısından önce Bilim Kurulu’nda yeni süreç enine boyuna tartışılacak. Normalleşme sürecini bakanlarla ve Bilim Kurulu üyeleriyle konuşuyorum. Tevfik Özlü, bir uyarı ile başladı konuşmaya. “Aman gevşemeyelim, henüz tehlike geçmiş değil” dedi.

MAYISTA TEDRİCİ NORMALLEŞME

Ama veriler iyi geldiği için kontrollü bir normalleşme sürecine de yeşil ışık yakıyorlar. Görüşmelerimden edindiğim bilgiye göre, bugün Bakanlar Kurulu’nda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir sunum yapacaklar. Ardından normalleşme takvimi masaya yatırılacak. İki aşamalı bir süreçten söz ediliyor.

1- Mayıs ayında tedrici bir normalleşme

2- Haziran ayında normalleşmenin genişletilmesi

ABD ve Avrupa’da da bazı ülkeler mayıs ayının başında kontrollü bir normalleşme sürecini başlatacaklar. Bizde daha ihtiyatlı bir süreç işleyecek. Öncelikle 1 Mayıs tatiliyle birleştirilerek 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta önümüzdeki hafta sokağa çıkma yasağı ilan edilecek.

30 Nisan’da dolan okullarda uzaktan eğitim süreci mayıs sonuna kadar uzatılacak. AVM’ler konusu tartışmalı ancak berberler, marketler, toplu taşıma, oteller maske kullanılması ve sosyal mesafe kuralına uyulması şartıyla açılacak.

ESAS NORMALLEŞME HAZİRANDA

Yazının Devamını Oku

Meclis’te koronavirüslü oturum

24 Nisan 2020
Meclis’e adım atmadan önce maskemi taktım. Ama zaten Meclis’in her köşesine dezenfektan ve maske konulmuştu. 23 Nisan özel oturumu başlamadan önce iktidar ve muhalefet kulislerine baktım. Her ikisi de kalabalıktı. Koronavirüsün ilk başlarında milletvekilleri maske takmakta zorlanıyordu. Üçte biri maskesiz dolaşıyordu. Bu kez istisnasız hepsi maske takmıştı. Meclis Başkanı Mustafa Şentop ise maskesizdi. O da konuşmasını yaptıktan sonra maskesini taktı, oturumu öyle yönetti.

Meclis Başkanı Şentop ve bakanlarla selamlaştıktan sonra basın locasında yerimizi aldık. Milletvekilleri sosyal mesafeye uygun olarak oturuyorlardı. Aynı düzen basın locasında da geçerliydi. Önce Bahçeli geldi. Yerine oturdu. O sırada CHP grubundan alkışlar yükseldi. Kılıçdaroğlu salona girdi. Bir alkış da İYİ Parti sıralarından geldi. Meral Akşener, milletvekili olmadığı için salona girmedi ama locada yerini aldı.

Saat 14.00 oldu. Meclis Başkanı Şentop, 23 Nisan özel oturumunu açtı. Bakanlar locada yerlerini almışlardı. Parlamenter sistemde aynı zamanda milletvekili oldukları için Bakan Kurulu sıralarında oturuyorlardı. Bu kez locada kendilerine ayrılan bölümden izlediler. 10 bakan saydım. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise Cumhurbaşkanı’na ayrılan locadan takip etti.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop, koronavirüs nedeniyle çok sayıda milletvekilinin gelmemesi hatta liderlerin bulunmamasının daha yararlı olacağını söylemişti ama aksine Meclis kalabalıktı. Liderler gelince milletvekilleri gelmiş, muhalefet gelince iktidar milletvekilleri de yerlerini almışlardı. Meclis Başkanı Şentop’un liderlere yönelik çağrısı nedeniyle Kılıçdaroğlu tepki göstermişti ama bu durum Meclis’teki oturuma yansımadı. Şentop, Meclis’i oluşturan ruha ilişkin tarihi bir perspektif sundu. Ama sadece geçmişe takılı kalmadı. “Türkiye yeni dünya düzeninde de söz ve iddia sahibi olacaktır” dedi.

AK Parti adına grup başkanı Naci Bostancı konuştu. Bostancı, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Gazi Meclis’ten 15 Temmuz’da darbeye karşı direnen Meclis’e gönderme yaptı.

KILIÇDAROĞLU’NUN PERFORMANSI İYİYDİ

Şimdiye kadar 23 Nisan nedeniyle Meclis’te birçok özel oturum izledim ama böylesini ilk kez izledim. Milletvekillerinin tamamı maske takmıştı. Maskeli bir Meclis vardı. Ey koronavirüs, sen nelere kadirmişsin!

CHP Genel Başkanı

Yazının Devamını Oku

Erdoğan önce konuşacak, sonra İstiklal Marşı okuyacak

23 Nisan 2020
Meclis’in açılışının 100. yılı nedeniyle, Meclis Başkanı Mustafa Şentop 23 Nisan günü saat 21.00’de tüm Türkiye’ye evlerinden İstiklal Marşı’nı okuma çağrısı yapmıştı. Bu çağrıya en güçlü destek Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Sağlıkçılarımıza evinin balkonundan alkışlı destek veren Erdoğan, Meclis’in yüzüncü yılında da canlı yayında İstiklal Marşı okuyacak. Erdoğan, koronavirüs nedeniyle bir süredir çalışmalarını Huber Köşkü’nden sürdürüyor. Bakanlar Kurulu’nu, MYK toplantılarını telekonferans yöntemiyle buradan yapıyor. Başakşehir Şehir Hastanesi’nin açılışına da yine buradan katıldı. Trump’la ve Putin’le görüşmelerini buradan yaptığı gibi.

Bugünkü program için bir ayrıntı: Erdoğan’ın canlı yayına İstiklal Marşı’nı okuyacağı saat 21.00’den birkaç dakika önce bağlanacağı söyleniyor. Erdoğan’ın önce 23 Nisan’ın anlamı ve Meclis’in yüzüncü yılına ilişkin bir konuşma yapacağı, ardından da tüm Türkiye’yi evlerinden, eğer mümkünse evlerinin balkonlarına çıkarak gür bir sesle İstiklal Marşı’nı okumaya davet edeceği ifade ediliyor. Erdoğan, tüm Türkiye’yi arkasına alarak Huber Köşkü’nden canlı yayında İstiklal Marşı’nı söylerken, Mustafa Şentop da Meclis bahçesinden İstiklal Marşı’nı okuyarak iştirak edecek.

BAZEN BİR KARE YETER

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Başakşehir Şehir Hastanesi’nin açılışında, “Hükümete geldiğimizde bu ülkede doğru dürüst ambulans bile yoktu” dedi ya, vay bunu söyleyen sen misin... Sosyal medyadan bir kampanya başlattılar. Cumhurbaşkanları da eleştirilir, ancak bunun bir seviyesinin olması lazım.

Burada ambulans vardı/yoktu tartışmasına girecek değilim. Bazen sayfalarca yazının anlatamadığını bir kare fotoğraf anlatıyor. Dün merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Çankaya Köşkü’nde kalp krizi geçirdikten sonra hastaneye götürüldüğü ambulansın fotoğrafını yayınlamıştım. Ambulanstan çok cenaze aracına benzeyen araçta acil müdahale için gerekli tıbbi donanım bulunmadığı için Özal’a müdahale edilememişti. Ülkenin cumhurbaşkanı neredeyse bu aracın içinde can vermiş, Hacettepe Hastanesi’nde hayata döndürülmeye çalışılmıştı.

Söz bitsin, artık fotoğraflar konuşsun istiyorum. O nedenle yazımı burada kesip Cumhurbaşkanı Özal’ın taşındığı ambulansın içinden bir kare ile şimdiki ambulanslarımızın içini paylaşmak istiyorum. Ülkenin cumhurbaşkanı bu ambulansla ve bu sedye ile taşındı. Takdir sizin...

CEYLANIMIZI KATLETTİ

GAZİANTEP

Yazının Devamını Oku