Paylaş
Çünkü şimdiye kadar hep koronavirüsle mücadelede alınacak önlemler konuşuldu. Getirilecek kısıtlamalar kararlaştırıldı. Şimdi ilk kez normalleşme takvimi ele alınacak. Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Veriler iyi geliyor. Gidiş iyi yönde. Sadece Türkiye’de değil, ABD ve Avrupa’dan da veriler iyi geliyor” dedi. Tabii Bakanlar Kurulu toplantısından önce Bilim Kurulu’nda yeni süreç enine boyuna tartışılacak. Normalleşme sürecini bakanlarla ve Bilim Kurulu üyeleriyle konuşuyorum. Tevfik Özlü, bir uyarı ile başladı konuşmaya. “Aman gevşemeyelim, henüz tehlike geçmiş değil” dedi.
MAYISTA TEDRİCİ NORMALLEŞME
Ama veriler iyi geldiği için kontrollü bir normalleşme sürecine de yeşil ışık yakıyorlar. Görüşmelerimden edindiğim bilgiye göre, bugün Bakanlar Kurulu’nda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir sunum yapacaklar. Ardından normalleşme takvimi masaya yatırılacak. İki aşamalı bir süreçten söz ediliyor.
1- Mayıs ayında tedrici bir normalleşme
2- Haziran ayında normalleşmenin genişletilmesi
ABD ve Avrupa’da da bazı ülkeler mayıs ayının başında kontrollü bir normalleşme sürecini başlatacaklar. Bizde daha ihtiyatlı bir süreç işleyecek. Öncelikle 1 Mayıs tatiliyle birleştirilerek 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta önümüzdeki hafta sokağa çıkma yasağı ilan edilecek.
30 Nisan’da dolan okullarda uzaktan eğitim süreci mayıs sonuna kadar uzatılacak. AVM’ler konusu tartışmalı ancak berberler, marketler, toplu taşıma, oteller maske kullanılması ve sosyal mesafe kuralına uyulması şartıyla açılacak.
ESAS NORMALLEŞME HAZİRANDA
Bilim Kurulu üyesi Tevfik Özlü, mayıs ayı için üç noktaya dikkat çekti:
1- Bayram alışverişleri
2- Bayram namazı
3- Bayramlaşma
Bunlara önlem getirilecek. Bayram süresince şehirlerarası seyahat yasağı sürecek. Biz asıl rahatlamayı haziran başı itibariyle hissedebileceğiz. Bilim Kurulu üyeleri, gevşeme durumunda virüsün ikinci atağa geçmesi endişesini taşıyorlar.
ÖZAL'IN TAŞINDIĞI ARAÇTAN AMBULANS UÇAĞA
COVID-19 teşhisi konulan Emrullah Gülüşken’in hastanede tedavi edilmeden evine gönderildiğinden kızı Leyla’nın attığı tweet sayesinde haberimiz oldu. Leyla’nın tweet’i sonra bir çığlığa dönüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sese duyarsız kalmadı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Sevgili Leyla, sesini duyduk” diye karşılık verdi.
Leyla’nın çığlığı o kadar içtendi ki... Leyla’nın sesi o kadar samimiydi ki... Babasını kurtarmak için çırpınan bir evladın çabasına tanık olduk. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bu durumu, “Bir kız evlat, COVID-19 hastası babası için hiçbirimizin unutamayacağı bir şey yaptı. Ülkemizi harekete geçirdi” diye özetledi.
DIŞİŞLERİ DEVREYE GİRDİ
Biz sabah 06.00’da Ankara’dan havalanan ambulans uçağın öğleden sonra Esenboğa Havaalanı’na inişini gördük ama onun arkasında zamana karşı müthiş bir yarış yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan süreci başından sonuna kadar takip etti. Erdoğan’ın talimatıyla Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bizzat devreye girdi. Yurtdışı operasyonları yürüten Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, uçağın iniş ve kalkış izinleri başta olmak üzere süreci adım adım takip etti. Sağlık Bakanı Koca, “Ambulans uçağımız 06.00’da havalanıyor. İsveç’e geliyoruz” mesajını attığında Leyla’nın, “Sayın Bakanım, Allah bin kere razı olsun sizden, ne diyeceğimi bilemiyorum” sesi duyuldu.
BU DUYGUYU İYİ BİLİYORUM
Bu duyguyu çok iyi biliyorum. Bu duygu bizi millet yapan duygu. O nedenle bu olay sadece İsveç’ten bir vatandaşımızın tedavisi için Türkiye’ye getirilmesi olayı değil. Onu aşan bir anlamı var. Dünyanın neresinde olursa olsun, bir Türk vatandaşı başı sıkıştığında devletini yanında görebilmeli. Koronavirüs ortaya çıktıktan sonra ilk olarak Vuhan’daki vatandaşlarımız Türkiye’ye getirilmişti. 1 Şubat tarihinden bu yana 84 ülkeden 60 bini aşkın vatandaşımız ülkemize getirildi. Bu satırları yazarken sabah İsveç’te hasta yatağından kıvranan Emrullah Gülüşken, ambulans uçakla Türkiye’ye getirilmiş, şehir hastanesinde tedavisine başlanmıştı bile. Birileri gibi Türkiye’nin başarıları karşısında komplekse kapılacak, ülkemi Batılılara şikâyet edecek değilim. Bu operasyonu yapan ülkemle gurur duyuyorum.
ÖZAL’I AMBULANS UÇAKLA TAŞIMADILAR
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Çankaya Köşkü’nde kalp krizi geçirdi. Hacettepe Hastanesi’ne araçtan bozma bir ambulansla taşındı. Semra Özal, “Ambulans olsaydı, bir sedye getirip onu öyle alırlardı. Sedye gelmedi, onu yaverler ve garsonlar kucakladı götürdü” diye anlatıyor. Yakın korumalarından Turgay Açıkgöz, “Ağzından köpük geliyordu. Mendille sildim” diye anlatıyor. Elbette ki Türkiye’nin sağlık konusunda bir birikimi vardı. Haksızlık edemem. Ama bir dönem ülkenin Cumhurbaşkanı işte bu ambulansla hastaneye taşınırken, Emrullah Gülüşken tedavisi için İsveç’ten ambulans uçakla Türkiye getirildi.
Paylaş