Yalçın Bayer: Son olaylar ve yargı

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Günlerdir basında ve medyada dehşetle bir yasadışı örgütün canice eylemlerini izliyoruz.

Yine basın ve medyaya yansıdığı kadarıyla bu örgütün nasıl kurulduğunu, nasıl palazlandığını, bazı devlet görevlileri tarafından nasıl desteklendiğini ve nasıl yasadışı eylemlerde kullanıldığını izliyoruz. İçimizden bu örgüte nefret duyduğumuz gibi bu örgütün kurulup yasadışı işlerde kullanılmasına yardımcı olanlara da kızıyoruz.

Ancak aklımıza gelmeyen, sorma ihtiyacı duymadığımız bir soru var: Peki bu örgütün yasalara aykırı olarak oluşması ve kullanılması sırasında yargı neredeydi? Neden yargı bunlara müdahale etmedi? Neden sorumlular hakkında gerekli soruşturmayı yapmadı? Bunun aksi bir soruyu da sormak lazım. Hukuk devleti olan Türkiye'de bu görevliler neden hiç aldırmadan ve yargı diye bir kurumu hesaba dahi katmadan bu kadar rahat hareket ettiler?

Yasama ve yürütme gücünü kullananlar yıllarca yargıya hiç saygı duymadıklarından ve bu saygısızlığın sonucu olarak yargıyı ekonomik, sosyal ve psikolojik yönden o kadar gerilettiler ki yargı kendisini millete ait egemenlik hakkını kullanan bağımsız ve diğer kuvvetlerle eşit bir kurum olarak göremez hale geldi. Yargı mensupları, kendilerini hákim-savcı olarak göremediler. Birer hukuk memuru konumunda gördüler. Ne kadar kanunsuzluk yapıldığı ise işte bu ezikliğin üzerine bina edildi.

Devlet görevlilerinin, gözümüzün içine baka baka yasalara aykırı iş ve oluşumları bir daha yapmamaları için elbirliği ile yargıyı ekonomik, sosyal, fiziksel ve psikolojik olarak ayağa kaldırmamız şarttır. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa hemen derhal şimdi yapılmalıdır. Yoksa yine birileri kendi kafasına göre bir örgütün kurulmasına yardım eder ve ilerde yine ceset tarlaları ile karşılaşabiliriz.

Mehmet DEMİR Beyoğlu Cumhuriyet Savcısı

Van'a üniversite!

‘‘Saidi Nursi Van'da kurulmasını istediği üniversitede ‘Arapça vacip, Türkçe lazım, Kürtçe caiz olmalıdır' der. Devlet uzun yıllar bu işi yapmayınca Saidi Nursi'nin bu vasiyeti üzerine Nur talebelerinden bir grup kolları sıvar. 1990 yılında Zehra Vakfı'nı kurarlar. Amaç Van'da üniversite açmaktır. Başkan İzzet Yıldırım'ın tek amacı bu vasiyeti yerine getirmektir. Yurdu dolaşır, para toplar, kendisi bir derviş gibi yaşadığı halde üniversite inşaatına başlar. Şu anda bina bitmek üzere... ’’

(Yüksel Baysal’ın Bursa 2000'deki köşe yazısından... 21.1.2000)

Uyuyoruz

RAHMETLİ Uğur Mumcu'yu katledilişinin 7. yılında 7. defa anıyoruz. Geçen 7 yılda: ‘‘Katillerin yakalanması devletin namus borcudur’’ diyen devlet adamları bırakın borçlarının tamamını ödemeyi, ilk taksidi bile yatırmadılar. Anma günlerinde 'Kahrolsun faşizm' diyen bizler, bırakın faşizmi kahretmeyi, bölünmüşlük inadımızla birbirimizi kahrederek faşizmi iktidara taşıdık. Hep birlikte söylediğimiz ‘‘Ankara'nın taşına bak’’ marşında ‘‘Uyan uyan Gazi Kemal’’ diyoruz da neden hálá uyuyoruz? Anlayamadım. Ve ne acıdır ki toplumu uyandırma işlevini demokrasi güçleri değil de Hizbullah katliamları yapıyor. Uğur Mumcu hiç değilse anma günlerinde 7'den 77'ye herkesi bir araya getiriyor, ama onun özlemini duyduğu, yaşamı boyunca gerçekleşmesi için uğraştığı, hatta bu yolda canını verdiği ‘‘Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye’’yi kurmak için, neden ortak aklımız bizleri bir araya getiremiyor? Uğur Mumcu'yu 7. defa da 77. defa da ve sonsuza kadar anacağız, ama ne olur onu hiç değilse, bir defa 'Anlayalım'. O'nun ideallerini hayata geçirelim.

Y.EKREM TATU-TURGUTLU/MANİSA

Kimlik bildirimi

İÇİŞLERİ Bakanı Sadettin Tantan dedi ki: ‘‘Beyoğlu'ndaki muhtarın dedikleri doğru. Kimlik bildirme yasası var, müeyyideleri de var. Ancak 'kaçaklar' tam tutulamıyor. Bu nedenle, karakollara bilgisayar alıyoruz. Bu konuda 3 trilyonluk bir yatırım yapıyoruz. Muhtarlıklardaki adreslerini karakollar da tutacak. Uygulamayı disiplin altına alacağız. Polis bütün kaçakların ensesinde olacak.’’

Saydamlığı artırmak

MEHMET Öztürk ve Kemal Yeşilçimen tarafından gönderilen ‘Yolsuzlukla Mücadele Derneği Kuruluyor’ (13.1.2000) başlıklı yazıyı okudum. Yazıda ‘‘Herkesin yolsuzluğun sadece lafını ettiği bir ortamda, yolsuzlukla ciddi şekilde uğraşacak devlet ve sivil toplum örgütü bulamadığımız için.... bilimsel olarak ele alındığı bir düşünce hareketi başlatıyoruz.’’ denilmektedir.

Yazıda sözü edilen amacı benimsemiş bulunan derneğimiz 1996 yılında kurulmuş olup 1997 yılında Uluslararası Saydamlık Örgütü'ne üye olmuştur.

Derneğimizin amaca, yapısı, üyeleri, etkinlikleri hakkında genel açıklamalar aşağıda adresini gösterdiğim web sitesinde okunabilir.

www.saydamlık.org

Derneğimiz kurulduğu günden bu yana çok sınırlı imkánlarıyla ülkemizde yolsuzlukla mücadele ve saydamlığın artırılması konusunda gerek ilgili kamu mercilerini gerekse basınımızı bilgilendirmeye ve kamuoyunun bu konulardaki duyarlığını artırmaya çaba gösteregelmiştir. Web sitesinde bu tür bilgiler bir ölçüde yer almaktadır. Basın da zaman zaman görüşlerimize yer vermektedir. Örnek olarak 1999 yılı Yolsuzluk Endeksleri ile ilgili basın toplantısı ile ilgili haberler...

Size mektup gönderen kişilerin derneğimiz ve faaliyetleri hakkında bilgileri olmaması kuşkusuz bizim kusurumuzdur. Ancak üyelerin kişisel fedakárlıklarıyla ayakta duran bir sivil toplum örgütünün Türkiye'de yaygın bir tanıtım ve etki sağlamasının zorluğunu takdir edersiniz.

Erçiş KURTULUŞ-Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

İSMAİL CEM'in cumhurbaşkanlığı adayı olarak gösterilmesini içeren çok sayıda mesaj geliyor. Sinan Arıca ile başlayıp Volkan Aksöyek ile biten 69 imzalı bir metinde şöyle deniliyor: ‘‘İsmail Cem'in siyaset adamı, gazeteci, yazar ve bürokrat kimliğinin yanı sıra kültürü, hayat görüşü, hobileri ve uğraşları ile 2000'li yılların çok boyutlu insanına örnek olduğunu göz önünde tutarak Türkiye'nin böyle bir kişi tarafından yönetilmesinin ülkemizin demokrasi kültürüne olumlu katkılarda bulunacağına inanıyoruz.’’

ANKARA Sincan Halk Kütüphanesi kitap bağışlarınızı bekliyor. Kütüphanede kitap sayısı hayli yetersiz. Bu nedenle dışarı ödünç kitap veremiyor. Özellikle ansiklopedilere, lise ve üniversite hazırlık kitaplarına, sağlık, spor, resim ve müzikle ilgili yayınlara ihtiyaç var. İrtibat: Mahmut Ünal -0532-591 26 22

DEVLET GSM telofonlarını 'soyguncu' olarak kullanıyor mu diye zaman zaman düşünüyorum. Vatandaşı, bu asrın nimeti olan telefondan mahrum bırakıyorlar. 5 milyon konuşma ücreti için fatura ödemesi 16 milyon olarak geliyor. Biz vatandaşlar, telefonlarımızı kapatarak, konuşmaları keserek buna niye engel olmuyoruz?

Nurettin ATAMTÜRK

Yazarın Tüm Yazıları