Yabancı fonlar Türkiye’de gayrimenkul peşine düştü

AK Yatırım Genel Müdürü Berrin Önder, 17 Aralık sonrasında özellikle Avrupa merkezli yabancı fon temsilcilerinin Türkiye’de gayrimenkul yatırım ortaklıkları ya da büyük gayrimenkul projelerinde yer almak istediklerini söyledi. Önder, yabancı fonların daha çok İstanbul, Ankara, İzmir’in yanı sıra Bodrum ve Antalya gibi kıyı illerine yöneldiğini belirtti.

AVRUPA Birliği (AB) ile 17 Aralık 2004’te yapılan zirve öncesinde Türkiye’de gayrimenkul yatırımı arayışına giren yabancı yatırımcılar, son dönemlerde bu konudaki temaslarına hız verdi. Ak Yatırım Genel Müdürü Berrin Önder, özellikle Avrupa merkezli yabancı fon temsilcilerinin Türkiye’de gayrimenkul yatırım ortaklıkları ya da büyük gayrimenkul projelerinde yer almak istediklerini söyledi. Önder, ‘Türkiye’nin AB’ye girmesiyle birlikte kendi pazar paylarını büyütmeye çalışan yabancılar, artık Türkiye’ye de ortaklık veya satın alma bazında daha çok gelmeye başadılar’ dedi. Önder, yabancı fonların daha çok İstanbul, Ankara, İzmir’in yanısıra Bodrum ve Antalya gibi kıyı illerine yöneldiğini belirti.

Sermaye piyasalarının önümüzdeki dönemde daha da büyüyeceğine işaret eden Berrin Önder, halka arzlarda başarılı olabilmek için fiyatlandırmanın doğru yapılması gerektiğine dikkat çekti. Ak Yatırım Genel Müdürlüğü’ne Kasım 2004’de getirilen Berrin Önder ile sermaye piyasalarını ve Ak Yatırım’ın hedeflerini konuştuk.

Yabancı yatırımcılar Türkiye ile ilgilenmeye başladı mı?

- Yabancılar gerek Türkiye’deki şirketleri direkt satın almak, ortak olmak veya borsa kanalıyla yatırım yapmak üzere daha çok Türkiye ile ilgileniyor. Emeklilik fonları gibi kurumsal yatırımcılar da gelmeye başladı.

Yabancılardan gelen taleplerdeki hareketlenmenin başlangıcı ne zaman?

- 17 Aralık 2004 öncesinden başladı. Çünkü 17 Aralık’ta bir şey olacağını herkes bekliyordu. Son iki aydır bu piyasa hareketlendi. Borsaya yabancı yatırımlar daha çok pozisyon açtı. Artık hiç bilmediğimiz ve Türkiye’de daha önce yatırım yapmamış büyük fonlar borsada alım yapmak üzere geliyor. Bunlar daha büyük ölçekli şirketlerle ilgileniyorlar. Bir de kendi mevcut işlerinin devamı olarak Türkiye’de ne yapabiliriz diye bakanlar var. Geçen haftalarda Amerika’dan Türkiye’de tarıma dayalı banka arayan, telekomu merak eden, enerji sektörüyle ilgilenen birkaç yatırımcı grupla görüştük. Türkiye’nin AB’ye girmesiyle birlikte kendi pazar paylarını büyütmeye çalışan yabancılar, artık Türkiye’ye de ortaklık veya satın alma bazında daha çok sebeple gelmeye başadılar.

Yatırım için hangi alanlara ilgi gösteriyorlar?

- Baktığınız zaman Türkiye’de bir çok iyi şirket satışta. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) elinde büyük şirketler var. Çimento fabrikaları yabancıları çekecek bir konu. Erdemir yabancıların ilgisini çekiyor, bir takım bankalar yabancıların ilgisini çekiyor. Her gelen yabancı yatırımcı da yenilerin gelmesine vesile oluyor. Yabancılara gidip onları da getirmek istiyoruz. Biraz daha proaktif bir işleyiş olacağı kanaatindeyim. Yabancılar Türkiye’de hem ev pazarı dediğimiz pazarda yatırım imkanı arıyorlar, ama öyle bir iki ev değil. Büyük ölçekli projelere yatırım yapmak istiyorlar. Bir de ofis ve alışveriş sektöründe yatırımcılar var. Dolayısıyla gayri menkul satışlarında yatırımcıları çekmek için çok iyi bir potansiyel olduğunu düşünüyorum.

Genellikle hangi illeri tercih ediyorlar?

- Daha çok İstanbul, Ankara, İzmir bir de şimdi kıyı şehirlerinde de başladı. Antalya, Bodrum gibi.

Siz yerli-yabancı yatırımcılara ne tür hizmetler veriyorsunuz?

- Hem kurumların hem orta ve büyük bireysel müşterilerin hisse senedi alım satımlarına danışmanlık yapıyoruz. Bu konuda Türkiye’ye gelecek yabancı yatırımcıların işlemlerine aracılık ediyoruz. Yatırım bankacılığını ön plana çıkararak burada yeni gelecek halka arzları gösteriyoruz. Şirket birleştirmelerinde yardımcı oluyoruz. Özelleştirme tarafında gerek yabancı gerekse yerli yatırımcılara danışmanlık yapıyoruz. Türkiye’de yatırım yapılacak alanları bulup onlara sunuyoruz. Yabancı yatırımcıların Türkiye’deki bir bağı olmak istiyoruz.

Emeklilik fonları desteklenmeli

İMKB’de yaşanan sıkıntılar neler?

- Bizimkinin sorunu az sayıda şirket olması. Konsantrasyon çok az hisse senedinde. Diğerlerinde, işlem hacmi az, verimlilik yok. Temettü politikasının düzgün işlememesi de büyük problem. Hem yerli, hem yabancı için vergi çok karışık, hesaplaması çok zor. Bir de bireysel müşteriler borsayı tam anlamıyor, şirketleri iyi tanımıyor. Tabii emeklilik fonlarının büyümesine destek olmak lazım. Bireysel yatırımcılar o kanalla borsaya gelebilir. Bir de yeni ürünlere ihtiyaç var. Bu konudaki mevzuatın bir an önce devreye sokulması önemli bir etken.

Sermaye piyasaları Avrupa Birliği’ne hazır mı?

- Sektör kesinlikle tam AB’ye hazır diye bir şey yok. Şu anki işlem hacmimiz çok iyi, ama derinliği fazla olan hisse senedi sayımız çok değil. Öncelikle bizim büyük şirketleri borsaya kazandırmamız, borsadaki halka açık şirketlerin de halka açıklık oranını artırmamız gerekiyor.

2004’te halka arzlarda hatalı fiyatlama oldu

Halka arzlarda artış bekliyor musunuz?

- 2004 canlı bir yıl olmasına rağmen getirileri çok iyi olmadığı için aslında yatırımcılarda mutsuzluk oldu. Bu biraz hatalı fiyatlamadan kaynaklandı. Yatırımcıların beklentisinin üstüne çıkıldı. Bundan sonra gelecek halka arzlarda daha iyi fiyat politikaları izleneceğini ve burada bir canlanma olacağını düşünüyorum. 2005 yılında bence daha iyi fiyatla, daha iyi organize halka arzların olacağına inanıyorum. THY çok iyi bir örnek oldu.

Bireysel yatırımcılarda gözlemlediğiniz değişiklikler var mı?

- Bireysel yatırımcılar artık interneti sık sık kullanıyor, borsa verilerini internet sitelerinden takip ediyorlar, raporlara internet üzerinden bakıyorlar. Bireysel yatırımcılar da artık biraz daha fazla borsayla ilgilenmeye başladı.

AK Yatırım Genel Müdürü Berrin Önder, 1967 Kayseri doğumlu. Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden endüstri mühendisi olarak mezun olduktan sonra ABD’de West Georgia Devlet Üniversitesi’nde MBA yaptı. Çalışma hayatına 1992 yılında Turtrust Yatırım Danışmanlık’ta yatırım analisti olarak başladı. Son olarak TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi ortak projesi olan Kurumsal Yönetişim Forumu’nda proje koordinatörü olarak görev aldı. 2004 Kasım ayında da Ak Yatırım’ın Genel Müdürlüğü’ne getirildi.
Yazarın Tüm Yazıları