Sirk gerçeği

Salı günü Yunanistan’ın, aldığı tarihi kararla sirklerde hayvan çalıştırılmasını yasaklayan ilk Avrupa ülkesi olduğunu yazmıştım.

Haberin Devamı

Bu kirli, sömürü ve işkence üzerine kurulu ticareti yasaklayan bir sonraki ülke neden Türkiye olmasın diye de eklemiştim.
Şimdi sesimin yeni hayvan hakları yasasını çıkartmasını beklediğimiz meclise ulaşabilmesi için devam ediyorum.
Gerek yunus gösterileri, gerek hayvanat bahçeleri, gerekse sirkler bizlerin ve çocuklarımızın eğlencesi gibi görünse de hayvanların işkencesi aslında.
Filler günün 18 saatini aktif geçiren, günde 30 mil kadar yürüyebilen, göllerde serinlemekten hoşlanan, sürü içinde yaşayan, oldukça sosyal hayvanlar.
Meraklı ve enerjik olan ayılar kısıtlanmaya zor dayanıyor, çünkü iyi yüzücüler ve saate 35 mil koşabiliyorlar.
Gösteri zamanı dışında filler sirklerde günün yüzde 70’inde, büyük kediler yüzde 99’unda zincire vurulu ve kafeslere kapalı kalıyorlar.
Sirkte hapsedildiği alan, bir kaplanın doğal yaşam alanından 18 bin, aslanınkinden ise 17 bin misli dar.
Sirkler şehirden şehire gezerken hayvanlar saatlerce küçük kafeslere tıkılmış hareketsiz ve bağlı olarak, aşırı sıcak ya da soğuk havaya maruz kalarak yolculuk ediyor.
Rahatça hareket edemeyen ve sürekli dayak tehdidine bağlı olarak yaşayan bu hayvanların ruh halleri içler acısı, çoğu ağır depresyonda.
Kafalarını demirlere sıkıştırıyorlar, oldukları yerde dönüyorlar ya da tikler geliştiriyorlar.
Sirklerde eğitim adı altında uygulanan zalim öğretme teknikleri ise hepsinden korkunç. Gezgin bir sirkteki yaşamı anlatan “Water for Elephants” filminden sonra yayınlanan videolarda görmüştük; sirk hayvanları kamçılama, elektrik şoku verme, kanca şeklinde aletlerle darp etme gibi bedensel cezalandırma teknikleri kullanılarak eğitiliyor.
Daha ne diyeyim ki!
Bunları okuyup da sirklere gitmek ya da sirkleri savunmak isteyecek biri, olsa olsa vicdansızdır.
Yunanistan sirkte hayvan çalıştırılmasını yasaklayarak medeni bir adım attı.
HAÇİKO’nun (Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği) başkanı ve her canlının yaşam hakkına saygı duyan bir hayvansever olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve meclisten daha birçok iyileştirmenin yanında, sirklerle ilgili benzer bir kararı da içeren yeni hayvan hakları yasasının acilen çıkartılmasını talep ediyorum.

Haberin Devamı

Sevgililer Günü ertelensin lütfen

Haberin Devamı

Bugünlerde bir çiçekçiye gidin ve kırmızı gül istediğinizi söyleyin.
Alacağınız cevap “Kalmadı!” olacak.
Stokluyorlar çünkü, dondurup, kenara koyup, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne bekletiyorlar.
Fahiş fiyata satmak için.
Yalan yok, eskiden kutlardım 14 Şubat’ı, kutlardık daha doğrusu.
Biz sevgililer gününü niye toplu halde kutlayalım ki demeye zaman içinde başlıyor insan.
Sevgili Günü olsa olsa ilk tanışılan ya da birlikte olma kararı alınan gün olmalı.
Sevgililer Günü ile sorunu olanlar Twitter’da 14 Şubat ile ilgili bir hashtag açtılar; 14 şubatertelensinlütfen.
Top tweetler şöyleydi:
“Marta ertelensin, biz hayrını göremiyoruz bari kediler görsün.” (popiliadam)
“En azından törenler iptal edilsin, yoksa sevgilisi olmayanlar çok üşüyecek.” (NaferErmis)
“Ertelensin, iptal olsun, yoksa yine, bunlar emperyalist güçlerin para tuzağı, hiç gerek yok böyle şeylere yalanını söylemeye başlayacağım.” (argostroloji)
Ve son bir not. 16 Şubat’ta Cem Özer’le birlikte Sevgililer Günü’ne karşı bir show hazırlıyoruz: 80 the City.
Haftaya perşembe Hayal Bistro’da ilişkiler üzerine şarkılı, sohbetli, bol esprili bir gece olacak, Sevgililer Günü’nden haz etmeyen tüm tek ve çiftleri bekleriz.

Haberin Devamı

Ankaralı’nın korsanla imtihanı

“Kevin Hakkında Konuşmalıyız” (We Need to Talk About Kevin), İstanbul’da az sayıda sinemada vizyonda.
Ankara’da ise hiçbir yerde gösterilmiyor!
Oysa suça meyilli bir çocuğun annesiyle olan sancılı ilişkisi üzerine kurulu olan film de, Tilda Swinton’a Altın Küre adaylığı getiren performansı da izlemeye ve üzerinde konuşmaya değer.
Ankaralı bir arkadaşım “Peki Ömür ben şimdi korsan izlemeyeyim de ne yapayım!” diye dert yandı.
“Atla gel, İstanbul’da izle, ama elini de çabuk tut bir iki haftaya burada da vizyondan kalkar” demeye utandım.
Başkente “çare yok, korsan izleyin” diyesim geldi, zor tuttum kendimi.
Sustum!

Yazarın Tüm Yazıları