Zengin olmadan dünyayı dolaşmanın yolu
“Dünyayı dolaşmak için işimi nasıl bıraktım?” hikâyelerini çok duymuşsunuzdur. Ama benimki diğerlerinden farklı... Ben “pasaportu pek işe yaramayan” bir ülkeden geliyorum. Filipinler vatandaşı olarak vizesiz seyahat edebileceğim ülke sayısı sadece 60. Ayrıca dünyayı dolaşmanın sadece zenginlerin ya da emeklilerin yapabileceği bir lüks olduğunu düşünen bir kültürde büyüdüm. Ama 20’li yaşlarımda iki yıl içinde 15’den fazla ülke gezdim. Hepsi de kârlı ve istikrarlı bir İnternet şirketi kurmam sayesinde oldu. Günde üç saat kadar çalışarak bu seyahatlerimi finanse etme olanağı bulmuştum.
Her şey iki yıl önce Filipinler’in Makati kentindeki köhne bir kafeteryada başladı. 21 yaşındaydım. Bir yatırım bankasında çalışıyor, başka hiçbir şeye fırsat bulamıyordum. Arkadaşlarıma bir masada otururken üç yabancı yaklaşıp pansiyonlarına giden yolu sormuştu. Tanışıp sohbete daldık. Seyahatlerinden söz ederken gözlerinin ışıması ve anlattıkları hikâyeler beni büyülemişti. Hayatları heyecan doluydu ve yüzlerinde özgüvenli bir ışıltı hâkimdi. Sanki her şeyin mümkün olduğuna inanıyorlardı.
Bu gezginlerle tanışmak benim de o yönde adım atmama neden oldu. Aynı yıl işimi bırakıp dünyayı dolaşmaya karar verdim. Ailem ve arkadaşlarım aklımı kaçırdığıma inanıyordu. Hemen hemen hiç param yoktu. Bizim kültürde geleceği güvenceye almanın tek yolu büyük bir şirkette çalışmaktan geçiyordu. Ayrıca çoğu ülkeye vize almak oldukça zordu. Ama beni bu maceraya atılmaya iten de bu oldu. Yaşam koşullarımızın, hayallerimizin peşinden koşmamıza engel olmaması gerektiğini kendime ve başkalarına kanıtlamak istedim.
Araştırma ve planlama
Az bir parayla başından itibaren hesaplı ve akıllıca davranmam gerekiyordu. Şirkete istifamı vermeden önce iki ay boyunca hazırlık yaptım.
Sadece yapmak istediklerim değil, aynı zamanda yetenekli olduğum konularda bir şeyler yapmak istiyordum. Grafik tasarımı, İnternet kurgusu ve İnternet üzerinden satış konularındaki bilgilerimi geliştirip güncelledim. İnsan sevdiği işi istekle yapar, ama doğru becerilere sahip değilse başarılı olmak için sadece sevmek yetmez.
Bilgi ve beceri konusundaki ihtiyaçlarımı giderdikten sonra serbest meslek platformları üzerinden müşteri aramaya başladım. Bununla da yetinmedim. Belirsiz bir süre için bana iyi ödeme yapacak bir müşteri bulmam gerekiyordu. Daha önceki şirket bağlantılarımı kullanarak tanıdığım herkesle konuştum. Birkaç hafta içinde İnternet üzerinden satış yapan İsviçreli bir şirket, ABD, İngiltere ve Japonya’da marka tanıtımı yapacak pazarlama müdürü olarak beni işe aldı. Bu sayede bir yıl boyunca düzenli bir gelirim olmuştu.
Uzun vadeli plan
Filipin pasaportum nedeniyle önce vize istemeyen ülkelerden başladım geziye. Dinamik kültürleri ve karmaşık yerel tatlarından dolayı Tayland ve Hong Kong’u çok sevdim. Avrupa’ya geçmeye karar verdiğimde, gelişmekte olan bir ülkenin pasaportuyla seyahat ederken nasıl daha kolay vize alınacağı konusunda bazı bilgiler edinmiştim artık.
Kendimi rahatlıkla finanse edebileceğimi kanıtlamak için son dönemlerde kazandığım parayı, tasarruflarımı ve ödediğim vergileri gösteren belgeleri dosyalamıştım. Ayrıca geçmiş seyahatlerim ziyaret ettiğim ülkelere sürekli kalmak için değil gezmek amacıyla gittiğimi ve geri döneceğimi gösteriyordu. 12 ay sonra, gittiğim ülkelerdeki maceralarımı paylaşmak ve turizm kuruluşları ve seyahat şirketleriyle ortak iş geliştirmek amacıyla ''iAmAileen.com'' adlı seyahat blogumu oluşturdum. İnternet üzerinden onların reklamını yapmam karşılığında, zaman zaman masraflarımı karşılayan gezilere davet ediliyor, bazen farklı kolaylıklardan yararlanma hakkı veriliyordu. Daha sonra Adalid Gear adıyla, İnternet üzerinden seyahat ürünleri satışı yapan bir iş kurdum. Ürün depolama ve postalama işleri nedeniyle birçok gezgin bu tür bir iş yapmayı göze almasa da benim bu işleri başka aracılarla halletme yolu bulmam işimi kolaylaştırmıştı. Bu iş öyle karlı bir hale gelmişti ki ABD ve İngiltere’ye açılmış, Japonya ve Almanya’ya da yayılma planları yapıyordum. Belçika’da bir daireyi ofis olarak kullanıp işimi geliştirmeye ve seyahatlerimi gerçekleştirmeye devam ettim.
Başaranın yolları
Bence başarının yolu üç önemli kurala dayanıyor:
1- İnternet üzerinden iş yapmanın avantajını kullanmak. Böylece rakiplerle mücadele olanağı doğuyor, yeteneklerim, gelişmekte olan ülkelerde ödenen düşük ücretlere tabi tutulmuyordu. Bu ayrıca kısa sürede işimi büyütmemi de sağlamıştı. Postalama ve lojistik desteği sunan çok sayıda şirketle İnternet üzerinden ortaklık yaparak işinizi kolaylaştırmanız da mümkün.
2- Güvencenizi sağlamak için uzun vadeli düşünmeniz gerekir. Gittiğiniz yerlerde konut ve beslenme ihtiyacınızı karşılamak için gönüllü işlerde çalışmak birçok gezginin başvurduğu bir yöntem olmakla birlikte, seyahatleri sürdürmek için ideal değildir. Seyahat halindeyken size uzun süreli gelir getirecek, uzaktayken de yapabileceğiniz bir iş edinmenin yollarını arayın. Seyahatlerim sırasında yoga ya da İngilizce dersleri vererek geçimini sağlayan insanlar gördüm.
3- Uzmanlarla bağlantı kurun ve araştırmalarınızı iyi yapın. Ben seyahatlerimde hep uygun girişimcilerle ve gezginlerle aktif irtibat halinde oldum. İsveçli şirkete çalışırken sadece müdürle değil, şirketin CEO’su ile de bağ kuruyordum. Bu benim sektörle ilgili daha iyi bilgi edinmemi sağladı ve uzaktan idare edebileceğim bir iş kurma fikrini verdi. Ayrıca bu sektördeki bilgi ve tecrübe sahibi insanlarla konuşmak için İnternet üzerindeki forumlardan yararlanmak önemli.
Bugün kimseye değil kendime çalışıyorum ve geleceğimi güvenceye aldığım söylenebilir. Kısacası, bütün dezavantajlara rağmen rüyalarımı gerçekleştirdim diyebilirim.