Yeraltında 2 milyon yılda oluşan cennet: Kaklık Mağarası

İki milyon yıl önce başlayan bu oluşum, mağaranın tavanı çöktüğünde keşfedilmiş ve 2002 yılında halka açılmış. Düden-kaynak, çöküntü obruğu konumlu aktif bir mağara olan "Kaklık Mağarası"nın çevresi; Mesozoik kireçtaşları, Eeosen marn, kil, kumtaşı ve konglomeraları, miyosen-pliyosen yaşlı kil, kum, Marn ve kalkerler ile kuveternere ait traverten ve alüvyonlardan meydana gelmiş. Şekil olarak obruk elişim özelliği gösteren mağaranın içinde büyük bir traverten kitlesi bulunuyor.

Travertenler mağaranın hemen yakının da bulunan Kokarhamam Pınarı (Haydarbaba Pınarı) sularının mağaraya şelaleler yaparak akması sonucu oluşmuş. Basamaklar halinde havuzlardan oluşan travertenlerin gelişimleri hala devam ediyor. Ayrıca mağaranın kuzey duvarından küçük şelaleler şeklinde sızan sular da, yer yer duvar travertenleri oluşumuna katkı sağlıyor. Daire şekilli geniş bir ağzı olan Kaklık Mağarası’nın büyük bir bölümü güneş ışınları alıyor. Bu nedenle mağara duvarlarında yosun ve küçük sarmaşıklar gelişmiş. Gün içinde yeşilin değişik tonlarında renkler alan bitkiler, mağaraya son derece ilginç özellikler katıyor.

Mağara içerisinde bol miktarda termal su bulunuyor. Yılın her mevsimi 24 derece sabit sıcaklıkta olan berrak, renksiz ve kükürt kokulu bu termal su varlığının, antik çağlardan bu zamana bazı cilt rahatsızlıklarına da iyi geldiği biliniyor. Günümüzde bir doğal koruma alanı olan ve uzunluğu 190 metre olan Kaklık Mağarasına ahşap bir merdivenle iniliyor. İçeri girdiğinizde, daire şeklinde bir yol oluşturan tahta platformlar, sizi travertenlerin çevresinde dolaştırıp girişe geri getiriyor. Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek, göreve geldikleri ilk andan itibaren Kaklık Mağarası’nın yeniden düzenlenmesi, yerli ve yabancı turizme kazandırılması ve tanıtımı için yoğun çaba sarf ettiklerini, eski bakımsız halini ortadan kaldırarak, tertemiz ve ilgi çekici bir hale getirdiklerini söylüyor.