Yeniden doğan şehir: Medellin
Kolombiya’nın en çok merak edilen şehirlerinden birisi Medellin. Sebebi Pablo Escobar mı, yoksa 2013 yılında bağımsız araştırma şirketi Urban Land Enstitü tarafından dünyadaki en yenilikçi şehir seçilmesi mi? bilmiyorum. Fakat bizim için oldukça ilginç bir deneyimdi. İşte size Medellin gezi rehberi...
Gezdiklerimi, gördüklerimi detaylandıracağım tabi ki, fakat öncesinde bu şehirde neler hissettiğim kısmını anlatsam sanırım daha doğru olacak. Kolombiya, özellikle Medellin zamanında çok kötü günler geçirmiş bir bölge. 90’larda bırakın bu bölgeyi, dünyanın en tehlikeli şehri olarak bilinmiş. Bunun tek sebebi Pablo Escobar. Şehri, ülkeyi hatta bu coğrafyayı uyuşturucu batağına çeken isim. Şimdilerde yayınlanan dizisi ile her ne kadar yardıma muhtaç kişilerin kurtarıcısı olarak gösterilse de yaptıkları, yıktıklarının yanında hiç denecek derecede.
Medellin halkı yanı başlarında patlayan bombalar, kartel çatışmaları, kavgalar içerisinde öyle kötü günler, yıllar geçirmiş ki ‘her şeyini kaybettiysen kazandığın ufacık şeyler bile sana cennettir’ diyorlar açıkça. Escobar’ın öldürülmesiyle başlayan yeni dönemde ise halk hep umutla bakmış geleceğe, hep inanmışlar ve şu an geldikleri nokta bir çoğumuza göre oldukça yetersiz olsa da onlar bu konumlarından çok memnunlar. Benim "bir daha ziyaret etmek istemem" dediğim noktada onlar yaşanacak en güzel şehir olarak tanımlıyorlar Medellin’i. İşte bu inanışları yüzünden de eminim ilerleyen yıllarda çok daha büyük değişimler yaşayacaklar.
Gelelim Medellin’de neler yapılır, neler gördüm ki böyle hissediyorum kısmına.
Medellin Kolombiya’nın 2. büyük şehri, nüfusu iki buçuk milyon civarında, yani oldukça kalabalıklar. Şehir dağların arasında konumlanmış, yüksek tepelerden aşağıya kıvrılarak ulaşıyorsunuz Medellin merkezine. Ve merkezden dağ eteklerine baktığınızda bol bol gece kondu görüyorsunuz. Şehirde bir çok bina tuğla örülüp bırakılmış görüntüsünde, ‘en ucuz ve kolay bulunur malzeme bu olduğu için’ diyorlar sorduğunuzda. Medellin’de bizlerin semt olarak tanımladığımız yerleşim bölgelerine ‘Comuna’ deniliyor. Comuna’lar 1’den başlıyor, 16’ya kadar devam ediyor. Aslında her Comuna’nın özel bir ismi var fakat zengin bölgeler için bu isim kullanılırken, gelir seviyesi daha düşük ve gelişmemiş bölgeler için Comuna rakamları kullanılıyor.
El Poblado
Şehrin en güzel ve gelişmiş caddelerinden birisi El Poblado yani Comuna 14. Bu caddede restoran zincileri, 5 yıldızlı oteller, büyük siteler ve AVM’ler mevcut. Çok güzel bir parkı var, Park Lleras. İnsanların gece gündüz vakit geçirip sorunsuz şekilde eğlendiği, şehrin içerisindeki bu parkın civarındaki restoranlar da oldukça güzel. Belki de şehrin en sakin bölgesi burası, Medellin içinde olduğunu bilmek şaşırtıcı. Neden bu şekilde söyledim hemen özetliyorum. Çünkü El Poblada dışında vakit geçirdiğim yerlerde kendimi oldukça tedirgin hissettim. İnsanlar her ne kadar turist sevse ve gelmesini istese de çevrede kontrol edilmesi güç bir grup daha var. Bu kişilere polisin ve halkın tepkisi büyük fakat yine de iç içe yaşamak durumundasınız. Bu güne kadar evsiz birisi üstüme çöpten aldığı artıkları hiç fırlatmamıştı, hem de durup dururken. Biz bu olayın şaşkınlığı içerisindeyken yanımızdaki yaşlı amca elindeki bastonuyla adamı kovalamaya başladı, çevredekiler katılarak gülüyordu bu esnada. İşte size ufak bir örnekle Medellin’in özeti… Öyle zor ve kötü günler yaşamışlar ki bu durum onlar için güvenlik açığı değil keyifli bir kovalamaca.
El Poblado
Gelelim Medellin’in gelişen yüzüne; şehirde düzenlenen ücretsiz şehir turları var. Medellin’in geçmişi, geleceği ve turistik noktalarıyla ilgili bolca bilgi alabiliyorsunuz bu tur sayesinde. Rehberler İngilizce biliyor ve bahşiş usulü çalışıyorlar. Biz yaklaşık 5 saatimizi rehberimiz Neldo ile geçirdik. Ne kadar inandıklarını, şehri ne kadar sahiplendiklerini ve sevdiklerini Neldo’nun vücut dilinden bile anladık aslında. Gelişebilmek için eğitimin ne kadar önemli olduğunun farkındalar bu sebeple şehirde kütüphane parkları kurmuşlar. Tam 8 noktada ücretsiz hizmet veren, içerisinde özellikle çocukları& gençleri hedefleyen farklı organizasyonları olan, oldukça modern ve rahat edilebilecek şekilde tasarlanmış kütüphaneler var.
Işıklar Meydanı
Şehrin gelişim simgelerinden birisi bu parktaki ışıklandırmalar. Şehirdeki evsizler için banyo, bakım ünitelerinin olduğu, şehrin kütüphane parklarından birisinin bulunduğu meydan. Işık kötülüklerden arınmak, güneşin doğması, güvenlik gibi duyguları çağrıştırdığı için bu meydanın ve anlamının yeri ayrı.
Işıklar Meydanı
Plaza Botero
Şehrin en önemli meydanlarından birisi. Bu meydan ünlü sanatçı Fernando Botero’nun heykelleriyle süslü. Fernando Botero, Latin Amerika’nın en önemli sanatçılarından birisi. Medellin sokaklarında kendisinin bir çok eseri sergileniyor. Sanatçının özelliği kişi ya da nesneleri orantısız resmetmesi. Şişman İsa, şişman Monalisa eserleriyle sesini duyuran Botero’nun şişman Monalisa’sı New York’taki MOMA tarafından satın alınınca sanatçının ünü daha da artıyor. Medellin, Kolombiya ve Güney Amerika dışında sanatçının Ermenistan ve Fransa’da da eserleri sergileniyor.
Plaza Botero Meydanı
Tüm bu başarılarının yanı sıra Fernando Botero hakkında en etkilendiğim konu şehrin en kalabalık meydanlarında patlatılan bomba ile ilgili. San Antonio Park’ta düzenlenen bir festival esnasında sanatçının kuş heykelinin altına bırakılan bir sırt çantası patlatılıyor ve bir çok kişi ölüp yaralanıyor. Bu güzel günün bu şekilde sonlanması üzerine dönemin başkanı o günü hatırlatacak herşeyin temizlenmesini, sanatçının parçalanan heykelinin de kaldırılmasını istiyor. Bu karar üzerine başkan ile iletişime geçen sanatçı, parçalanan kuş heykelinin meydanda kalmasını rica ediyor ve ‘bu olay Medellin için bir milat, parçalanan heykelin yanına aynı heykelden yapacağım ve halk geçmişini unutmayarak geleceğe daha da sıkı sarılacak’ diyor. İşte belki Medellin tarihinde ilk kez San Antonio Park’ta yan yana duran bu 2 heykel sayesinde halk geçmişini silmeden, inkar etmeden, unutmadan geleceğe daha da umutlu bakabiliyor. ‘Biz bunları yaşadık ama ayağa kalkabildik’ diyor gururla.
Plaza Botero meydanında Fernando Botero, Pedro Nel Gomez ve Kolombiya’nın diğer sanatçılarının eserlerinin sergilendiği Antioguia Müzesi mevcut. Sanatçıya ait daha fazla eser için kesinlikle ziyaret edilmeli.
Pablo Escobar'ın mezarı
Simon Bolivar Meydanı
Güney Amerika’nın önemli isimlerinden birisi olan Bolivar’ın heykelinin bulunduğu meydan ağaçların gölgesinde vakit geçirmek isteyeceğiniz küçük bir park gibi. Bu meydanın içerisinde yanık tuğla ile inşaa edilmiş en büyük katedral olan Metropolitan Katedrali yer alıyor.
Metro ve Teleferikler
Sıra Medellin halkının en çok gurur duyduğu alanlardan birisinde; metro ve teleferikler. Bu alanda yapılan girişimleri o kadar takdir ediyorlar ki Efe’nin metrodaki heyecanından bile mutlu oldular. Teleferik toplu taşıma aracı olarak Dünya’da ilk kez Medellin’de kullanılmış, çok da isabetli bir karar olmuş. Şehir dağ eteklerinde konumlandığı için bu dik yamaçlardaki evlerine gitmek isteyen Medellin’liler metrodan aktarma yaparak teleferiği kullanıyorlar. Şehirde 3 farklı teleferik hattı var. Biz şehir meydanında metro ile kuzey hattı teleferiğini kullanarak zirvedeki Park Arvi’ye gittik. Bu parka ulaşırken gördüğümüz şehir, daha doğrusu gece kondu manzaraları gerçekten etkileyiciydi. Özellikle şehrin büyük bölümünün gece kondu olduğunu görünce ulaşımdaki bu gelişmelerin neden bu derece takdir edildiğini daha iyi anladık.
Pablo Escobar'ın yakalandığı ev
Zirvede ulaştığımız Park Arvi, uzun vakit geçirilebileceğiniz, sergi alanından aldığınız taze meyveleriniz ile yürüyüş yapabileceğiniz, dilerseniz bisiklet turlarına katılabileceğiniz yaklaşık 20.000 hektarlık oldukça büyük bir doğal park. Yolunuz düşerse, tavsiye edilir.
Medellin belediyeleri halkın ulaşım konusundaki eksikliklerini ciddi şekilde değerlendiriyor ve projelendiriyor. Bu projeler öncesinde 4 aktarma ve 2 saatte gidilebilen yollar şu an tek bilet ile neredeyse yarı yarıya bir sürede geçilebiliyor. Ulaşım kısmındaki sıkıntıları en aza indirebilmek için Comuna 13_ San Javier isimli bölgede sokaklardaki dik yokuşların olduğu alanlara yürüyen merdivenler bile yerleştirilmiş.
Pablo Escobar'ın aile evi
Comuna 13_ San Javier
Medellin için en çok merak ettiğim yerlerden birisiydi aslında. Şehrin varoşu olarak tanımlanan fakat yenileme sürecine dahil edilmiş, sokaklarını grafitiler süsleyen, dik yokuşlarında yürüyen merdivenler olan bölge. Seyahatimiz öncesinde bu semtin oldukça tehlikeli olduğunu ve rehbersiz ziyaret edilmemesi gerektiğini okumuştum bolca. Şehre gittiğimiz ilk günde Comuna 13 turlarını araştırmaya başladığımızda bölgenin polis kontrolünde olduğunu, öldürülen bir kartel üyesi yüzünden bölgede ciddi çatışmalar ve ayaklanmalar olduğunu öğrendik ve bu bölgeyi maalesef ziyaret edemedik. Şehrin göbeğinde olan bu kaosu bize o kadar normal ve sıradan bir olaymış gibi anlattılar ki, işte Medellin gerçeği diye düşündük içimizden. Çünkü şehir her ne kadar temizlenmeye, modernleşmeye çalışsa da şehrin içerisinde yaşayan bu gruplar temizlenmediği sürece bu tip olayların sonu gelmeyecek gibi duruyor.
Ve Medellin’i bu kadar bilindik yapan, ismini Dünya’ya duyuran karakter Pablo Escobar. Medellin halkı her ne kadar bu ismi sevmediğini, utanç kaynağı olarak gördüğünü belirtse de şehirde el altından Escobar turları düzenlenmeye devam ediyor. Otel resepsiyonlarında tanıtım broşürleri yok tabii ki fakat sorduğunuzda rahatlıkla iletişim numarası alabiliyorsunuz. Şehirde Escobar’ın eski evini müzeye çeviren kardeşi ile yapabileceğiniz müze turları da var bombalanan evinde düzenlenen paintball oyunları da. Hatta kişinin aile mezarının başında aile ile ilgili bilgi veren, mezarı temizleyen, isterseniz mezar taşıyla fotoğrafınızı çeken görevliler bile var. Tabi ki mezarında fotoğraf çekilmek için gelen turistler de sırada. Şöyle gözüküyor ki; halk her ne kadar Escobar ismiyle anılmak istemese de Escobar Medellin için tam bir turist mıknatısı.