Esra ERDOĞAN / eerdogan@hurriyet.com.tr
Son Güncelleme:
Yeni yılı partiyle karşıladık cennet kumsallarda dalış yaptık
Sualtı fotoğraflarıyla Türkiye ve dünya şampiyonlukları kazanan Kerim Sabuncuoğlu (44), geçen yılbaşında eşiyle Tayland’ın Phuket Adası’na gitti. Katıldığı partiyi, dalışlarını unutamadı. “Zengin bir mönü, şampanya, hediyeler ve dans ederek yeni yılı kutlamak, ardından bakir koylarda dalış yapmak muhteşem bir deneyimdi” diyor.
İstanbul’da ikamet eden Kerim Sabuncuoğlu, kurumsal organizasyonlar yapan Event Production’ın sahibi. Aynı zamanda sualtı fotoğrafçısı. Dünya ve Türkiye şampiyonlukları var. Bunun yanı sıra arkadaşlarıyla yelkencilik yapıyor. “Son 3 yıldır üniversite arkadaşlarımla bir araya geldik, Türkiye’de yaz kış, yağmur fırtına demeden yelken sporu yapıyoruz. İyi derecelerimiz var” diyor. “Güzel ve farklı olan her türlü objeye, yapıya, resim veya fotoğrafa ilgi duyuyorum. Bu farkındalığımın oluşmasında ailemle birlikte küçük yaştan itibaren çok seyahat etmiş olmamın ve farklı kültürleri tanımamın da payı vardır sanırım.”
Seyahat gruplarının farklılık gösterdiğini söylüyor: “Ailece dalış turu yapıyoruz, gittiğimiz ülkeyi, şehri de geziyoruz. Sadece su altı fotoğrafçılarıyla buluşup teknede kalıp günde 3 dalış yaptığım oluyor. Farklı bir grupla kayak seyahatleri yapıyorum. 6 yaşında bir kızım var. Yaşıtı çocukları olan arkadaşlarımızla sömestr tatilinde bir araya geliyoruz. Ayrıca 35-75 yaş arası, eğleceli bir grubumuz var, bayram-yılbaşında daha önce görmediğimiz ülkelere gidiyoruz. Tüm seyahatlerin öncesinde eşimle dersimizi çok iyi çalışır, plan yaparız. Arada süprizler olsa da zamanı iyi kullanırız. Her gittiğimiz yerde mutlaka galeri gezer, evimize bir sanat eseri alırız.”
OTEL MÜTHİŞTİ
Sabuncuoğlu bugüne kadar Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Uzakdoğu, Afrika’ya seyahat etti. Phuket’e geçen yılbaşında gitti. “Bir haftamız vardı. Yılbaşı günü yola çıkıp İstanbul’dan THY ile Bangkok’a, oradan iç hat uçuşuyla Phuket’e ulaştık. Türkiye kışı yaşarken orada hava harikaydı” diyen Sabuncuoğlu şöyle devam ediyor: “Phuket’e saat 17.30’da vardık. Otele giderken yılbaşına ilgi gösterilmemesi dikkatimizi çekti. Yollarda ne bir süs ne de Noel Baba vardı. Doğa harikaydı ama kutlama için seçimimizden şüpheliydik. Otelimiz Twin Palms’a varınca endişelerimizin yersiz olduğu ortaya çıktı. O güne kadar gördüğüm en güzel oteldi. Boynumuza orkideden bir kolye geçirip ‘Eğlenceyi kaçırmak istemezsiniz herhalde’ dediler. Hızla odamızda üstümüzü değiştirip, yeşillikler içindeki kutlama alanına gittik. Gece boyunca kuş sütünün eksik olmadığı, kişi başına 1 şişe Moet Chandon şampanyanın düştüğü, kızlara inci bileziklerin, erkeklere kol düğmelerinin hediye edildiği harika bir kutlama yapıldı. Ama en güzeli yemek sonrasındaki partiydi. Otelin, sadece mumlarla aydınlatılmış sahiline indik. Diskosu Catch Beach Club, bütün adanın en havalı kulübüymüş, sanki İbiza’da partiye gelmiştik. Kumsalda hepimizin bir dilek tutup havaya gönderdiği dilek balonları, gökyüzündeki yüzlercesi ile birleşiyor ve arkasından havai fişek gösterisi yapılıyordu. Hepsi harika bir zamanlama ile planlanmıştı.”
DOĞAYI KİRLETEN HİÇBİR ŞEYE İZİN YOK
Partinin yanı sıra tropik iklim, yeşillikler ve turkuvaz renkli denizi çok beğendiklerini söylüyor Sabuncuoğlu ve şöyle bir tüyo veriyor: “Çok beğendiğiniz bir tablo var ancak o kadar pahalı ki alamıyorsunuz, mutlaka fotoğrafını yanınızda götürün siz kahvenizi içerken sokak ressamları istediğiniz ölçüdeki replikasını çok ucuza hazırlıyor. Size Mona Lisa’yı evin hangi duvarına asacağınızı düşünmek kalıyor.”
Peki orada sualtı fotoğrafı çekmek için dalış yaptı mı? “Beach (Cennet) filminin çekildiği Phi Phi Adası’nda dalış planlamıştık. 10 kişilik sürat tekneleri, 3 saatte ulaştrıyordu. Fakat deniz çok dalgalıydı. Daha yakındaki Racha Yai Adası’na gittik. Sualtı, kumsallar harikaydı. Doğayı kirletecek, düzeni bozacak hiçbir şeye izin verilmiyor. Bize kumsalda inanılmaz bir yemek servisi yaptılar: 10 çeşit peynir, 10 çeşit şarküteri, ana yemek, tatlı büfesi. Hepsini teknemizle getirip, biz dalarken hazırlamışlar. Dönüşte kumsalda tek çöp bırakmadılar.”
Phuket’teki yemekleri çok lezzetli bulan Sabuncuoğlu, “Belki biz her türlü tadı denemeye açık olduğumuz için böyle hissettik. Özellikle deniz ürünleri, kabuklu deniz hayvanları, istiridyeler, karidesler denizden çıkan ne varsa her şey çok uygun fiyata satılıyor ve iyi pişirilmiş şekilde servis ediliyor” diyor. Konaklama seçenekleri hakkında ise şunları söylüyor: “Phuket, Tayland’ın Bangkong’dan sonra en çok turist çeken yeri. Sırt çantalıya da 7 yıldızlı lüks arayana da hitap eden otel var. Biz 20-30 odalı küçük bir otelde kaldık.”
GÜNEŞLENİRKEN ALIŞVERİŞ YAPABİLİRSİNİZ
Sahilde güneşlenirken yanınıza sahte saatten, hediyeliğe pek çok eşya satan satıcı, seyyar masajcı geliyor. Mutlaka pazarlık edin ve çantanıza sahip çıkın. Ayrıca masaj yaptırmak isterseniz dikkatli olun. Bizim ekipten 3 kişi 2 gün boyunca ayak topuklarına basamadı. Bir de dönüşte Suvarnabhumi Havaalanı’ndan canlı orkide buketleri satın alın. Kime götürdüysem bayıldı.
Seyahat gruplarının farklılık gösterdiğini söylüyor: “Ailece dalış turu yapıyoruz, gittiğimiz ülkeyi, şehri de geziyoruz. Sadece su altı fotoğrafçılarıyla buluşup teknede kalıp günde 3 dalış yaptığım oluyor. Farklı bir grupla kayak seyahatleri yapıyorum. 6 yaşında bir kızım var. Yaşıtı çocukları olan arkadaşlarımızla sömestr tatilinde bir araya geliyoruz. Ayrıca 35-75 yaş arası, eğleceli bir grubumuz var, bayram-yılbaşında daha önce görmediğimiz ülkelere gidiyoruz. Tüm seyahatlerin öncesinde eşimle dersimizi çok iyi çalışır, plan yaparız. Arada süprizler olsa da zamanı iyi kullanırız. Her gittiğimiz yerde mutlaka galeri gezer, evimize bir sanat eseri alırız.”
OTEL MÜTHİŞTİ
Sabuncuoğlu bugüne kadar Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Uzakdoğu, Afrika’ya seyahat etti. Phuket’e geçen yılbaşında gitti. “Bir haftamız vardı. Yılbaşı günü yola çıkıp İstanbul’dan THY ile Bangkok’a, oradan iç hat uçuşuyla Phuket’e ulaştık. Türkiye kışı yaşarken orada hava harikaydı” diyen Sabuncuoğlu şöyle devam ediyor: “Phuket’e saat 17.30’da vardık. Otele giderken yılbaşına ilgi gösterilmemesi dikkatimizi çekti. Yollarda ne bir süs ne de Noel Baba vardı. Doğa harikaydı ama kutlama için seçimimizden şüpheliydik. Otelimiz Twin Palms’a varınca endişelerimizin yersiz olduğu ortaya çıktı. O güne kadar gördüğüm en güzel oteldi. Boynumuza orkideden bir kolye geçirip ‘Eğlenceyi kaçırmak istemezsiniz herhalde’ dediler. Hızla odamızda üstümüzü değiştirip, yeşillikler içindeki kutlama alanına gittik. Gece boyunca kuş sütünün eksik olmadığı, kişi başına 1 şişe Moet Chandon şampanyanın düştüğü, kızlara inci bileziklerin, erkeklere kol düğmelerinin hediye edildiği harika bir kutlama yapıldı. Ama en güzeli yemek sonrasındaki partiydi. Otelin, sadece mumlarla aydınlatılmış sahiline indik. Diskosu Catch Beach Club, bütün adanın en havalı kulübüymüş, sanki İbiza’da partiye gelmiştik. Kumsalda hepimizin bir dilek tutup havaya gönderdiği dilek balonları, gökyüzündeki yüzlercesi ile birleşiyor ve arkasından havai fişek gösterisi yapılıyordu. Hepsi harika bir zamanlama ile planlanmıştı.”
DOĞAYI KİRLETEN HİÇBİR ŞEYE İZİN YOK
Partinin yanı sıra tropik iklim, yeşillikler ve turkuvaz renkli denizi çok beğendiklerini söylüyor Sabuncuoğlu ve şöyle bir tüyo veriyor: “Çok beğendiğiniz bir tablo var ancak o kadar pahalı ki alamıyorsunuz, mutlaka fotoğrafını yanınızda götürün siz kahvenizi içerken sokak ressamları istediğiniz ölçüdeki replikasını çok ucuza hazırlıyor. Size Mona Lisa’yı evin hangi duvarına asacağınızı düşünmek kalıyor.”
Peki orada sualtı fotoğrafı çekmek için dalış yaptı mı? “Beach (Cennet) filminin çekildiği Phi Phi Adası’nda dalış planlamıştık. 10 kişilik sürat tekneleri, 3 saatte ulaştrıyordu. Fakat deniz çok dalgalıydı. Daha yakındaki Racha Yai Adası’na gittik. Sualtı, kumsallar harikaydı. Doğayı kirletecek, düzeni bozacak hiçbir şeye izin verilmiyor. Bize kumsalda inanılmaz bir yemek servisi yaptılar: 10 çeşit peynir, 10 çeşit şarküteri, ana yemek, tatlı büfesi. Hepsini teknemizle getirip, biz dalarken hazırlamışlar. Dönüşte kumsalda tek çöp bırakmadılar.”
Phuket’teki yemekleri çok lezzetli bulan Sabuncuoğlu, “Belki biz her türlü tadı denemeye açık olduğumuz için böyle hissettik. Özellikle deniz ürünleri, kabuklu deniz hayvanları, istiridyeler, karidesler denizden çıkan ne varsa her şey çok uygun fiyata satılıyor ve iyi pişirilmiş şekilde servis ediliyor” diyor. Konaklama seçenekleri hakkında ise şunları söylüyor: “Phuket, Tayland’ın Bangkong’dan sonra en çok turist çeken yeri. Sırt çantalıya da 7 yıldızlı lüks arayana da hitap eden otel var. Biz 20-30 odalı küçük bir otelde kaldık.”
GÜNEŞLENİRKEN ALIŞVERİŞ YAPABİLİRSİNİZ
Sahilde güneşlenirken yanınıza sahte saatten, hediyeliğe pek çok eşya satan satıcı, seyyar masajcı geliyor. Mutlaka pazarlık edin ve çantanıza sahip çıkın. Ayrıca masaj yaptırmak isterseniz dikkatli olun. Bizim ekipten 3 kişi 2 gün boyunca ayak topuklarına basamadı. Bir de dönüşte Suvarnabhumi Havaalanı’ndan canlı orkide buketleri satın alın. Kime götürdüysem bayıldı.