Yatla dünyanın öbür ucuna
Sadece Akdeniz ile sınırlı kalan Mavi Yolculuklar artık size ilginç gelmiyorsa dünyanın istediğiniz herhangi bir köşesine 5 yıldızlı otel konforundaki yatlarla ulaşabilirsiniz. Zaman, rota ve süresi size kalmış. Tabii yeteri kadar paranız varsa...
Biz bu kış kıyamette donarken masmavi denizlerin ve baştan çıkarıcı tekne fotoğraflarının ne işi var demeyin. Şu anda kuzey yarımkürede kış yaşıyor olabiliriz ama bunun bir de güney yarımküresi var. Üstelik eninde sonunda önümüz yaz.
Lüks yatlarla yapılan charter seferleri Türkiye'ye yeni yeni giriyor. Nereye gitmek istediğinize karar verip, firmaların kataloglarından yolculuk etmek istediğiniz tekneyi seçiyorsunuz. Müşterilerine motorlu yatlardan yelkenlilere ve guletlere kadar geniş seçenekler sunuyorlar.
Firmalar size mükemmel bir tatil yaşatmak konusunda iddialı. Müşterileriyle ilgili her noktayı öğrenmeye çalışıyorlar ve bir terzi gibi müşterinin üstüne tam oturacak bir seyahat hazırlıyorlar. Öncelikli olarak öğrenmek istedikleri veriler sefer dönemi, konuk sayısı ve müşterinin ödeyebileceği miktar. 30-50 metre arasındaki yatların haftalık ücreti 50-90 bin dolar arasında tutuyor. 20 metrelik yatların fiyatı ise 20-25 bin dolar civarında. Teknelerin hepsi MSA Güvenlik Lisansı'na sahip. Temmuz ve Ağustos en pahalı aylar. Aralık ve Ocak ise Batı Hint Denizi'ne gitmek için fiyatların en yüksek olduğu dönem. Aynı otellerde olduğu gibi canlı ve ölü sezonlar var. Akdeniz için Nisan, Mayıs ve Ekim ölü sezon. Mürettebat istemezseniz fiyat düşüyor. Batı ve Doğu Akdeniz olarak adlandırılan iki ayrı tarife uyguluyorlar.
Türkiye'nin de dahil olduğu Doğu Akdeniz tarifesinde 4 saatlik yakıt, kahvaltılar, yerli içkiler ve 1 millik yol ödediğiniz fiyata dahil. Diğer hizmetler ekstraya giriyor. Müşteriye, gitmek istedikleri rotayı da gözönüne alarak seçtikleri teknenin tüm avantajlarını anlatıyorlar. Teknede karar kılındıktan sonra müşteri ve mürettebatla ilgili ayrıntılara giriyorlar. Mürettebatın profili de tekne özellikleriyle birlikte sunuluyor. Kaptanın milliyeti, konuştuğu yabancı diller, eğitimi, geçmişi, hobileri hatta sigara içip içmediği bile önem taşıyor. Makinistlere kadar bütün çalışanlar listeleniyor. Tüm amaçları müşteri ile uyum sağlayıp sağlayamayacaklarını belirlemek.
Rotayı elbette müşteri belirliyor ancak yanlış zamanda yanlış yere gitmelerini engellemek için önerilerde bulunuyor firma yetkilileri.
Yatlar haftalık olarak kiralanıyor. Geziye pazartesi sabahı başlanıyorsa, pazar akşamı sona eriyor. Elbette bunu iki hafta veya bir aya çıkartmak size ve maddi olanaklarınıza kalmış. Beş yıldızlı bir otelin size sağlayabileceği tüm lüksü veriyorlar. Teknelerin çoğu Atlantik'i geçebilecek yapıda. Aklınıza gelebilecek her türlü su sporunu yapabileceğiniz donanıma sahipler.
Türk müşterinin profili Sanayici, evli ve çocuklu
Türkiye'de faaliyetlerine 1997 yılında başlayan Amphora Emerald Yacht Sales adlı firmanın genel müdürü Denis Loubiere. Türk müşterinin profilinin 45 yaş ortalamasında, sanayici, evli ve iki üç çocuk sahibi işadamları olduğunu söyleyen Loubiere, 40 yaşın altındakilerin etraflarında mürettebat istemediklerini anlatıyor. ‘‘Bu tip insanlara hizmet verirken herşeyin kusursuz gittiğinden emin olmak zorundasınız. Onlar için bu bir hafta bütün bir yıl boyunca verdikleri tek mola’’ diye ekliyor. Müşterilerin bazısı aileleri, bazısı ise arkadaşları ile geçirmeyi tercih ediyor tatilini. Türklerin seyahat için tercihi yine Türkiye sahillerinden yana. Bazıları da Yunan Adaları'nı tercih ediyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye'den 20 tekne kiralanmış. Önümüzdeki sezon için ise 30 tekne ayırtılmış durumda.
Türklerin, Bangkok veya Singapur gibi Uzakdoğu ülkelerine uçakla gitmeyi tercih ettiklerini öğreniyoruz. Şimdilik kimse tekne ile gitmeyi seçmemiş. Bazıları dalmak için Kızıldeniz'e gidiyor. Loubiere, Türkiye'de artık insanların her tür sporla ilgilendiklerini söylüyor. Fransa'nın güneyi ve İtalya da popüler rotalar arasında. Önümüzdeki yıl ise Yugoslavya sahillerinin popüler olacağını belirtiliyor.
Türklerin maceracı olup olmadıklarını soruyoruz Loubiere'e. Bunun yaşa ve kişinin ruhuna göre değiştiğini anlatıyor. Yanlızca denizde olmaktan hoşlanan, denizci ruhlu insanların yelkenli yatları seçtiklerini, bunu sadece bir ulaşım aracı olarak görenlerin ise tercihlerini motorlu yatlardan yana kullandıklarını belirtiyor.
Antiller ve Karayipler zamanı
Denis Loubiere, insanların rüzgara karşı gitmeleri için değil, rüzgarı arkalarına alabilmeleri için rehberlik ettiklerini söylüyor. Loubiere, yılın bu aylarında ve mart sonuna kadar Batı Hint Adaları'nın, Antiller'in ve Karayipler'in zamanı olduğunu belirtiyor. İsterseniz Baltık Denizi'ne bile gidebilirsiniz. Elbette yola İstanbul'dan çıkmıyorsunuz. Tekne sizi gezinin başlangıç noktasında bekliyor. Siz oraya uçakla ulaşıyorsunuz. Diğer ülkelerin yat tercihlerine gelince... Amerikalılar çok büyük yatlarla seyahat etmeyi seviyorlar ve daha çok Türkiye'ye geliyorlar. Fransız, İtalyan ve İngilizler ise guletlerle yolculuk yapmayı seçiyor. Almanlar denizcilik konusunda biraz daha fanatik. Küçük ve mürettebatsız teknelerden yana kullanıyorlar tercihlerini.