Son Güncelleme:
Yasakçılık, yaşama özgürlüğüne müdahaledir
SON günlerde İstanbul üzerine kitaplar okuyorum. Her sayfanın en üstünde gözümün önünde beliren bir cümle keyfimi kaçırıyor:‘‘Sen kendini aldatma, kozmopolit İstanbul'da içki yasağı var!’’Hürriyet Pazar'da; İstanbul'da İçki Yasağı Kalkıyor haberini okuyunca, derin bir kábustan kurtuldum.Gece gündüz, hatta her gün içki içen biri değilim. Ben, insanların başka insanların yaşama biçimine müdahale etmesine karşıyım, onların zevklerini belirleme yetkilerini kendilerinde görmelerini kabul edemiyorum.Galata Köprüsü'nün altındaki dükkánlara içki ruhsatı verilmiş. Tersi, oranın geleneğini, güzelliğini hiçe saymak olurdu.İnsanların akşam üstü, iş çıkışı uğrak yerlerinden biridir oraları. Eve giderken birçok kimse, derdini, kasvetini burada bırakır.Diğer yerler de özelleşecek, alkol serbest bırakılacakmış. Yani İstanbul'a yakışan yapılacak.* * *BENİM de bir köprü serüvenim var.Nedim Günsür, Seláhattin Hiláv, Atillá Tokatlı, Turgut Salgar ve ben.Haliç'e gideceğiz, Günsür oranın resmini yapacak, Salgar fotoğrafını çekecek, Hiláv, Tokatlı ve ben de yazacağız.Programı uygulama konusunda farklı çözüm arayışları, köprü altındaki lokantada masamızı şenlendiriyor.Sanırsınız ki, uzak bir yolculuğa çıkacağız.Yemekler yenilir, içkiler içilirken saat almış başını gidiyor, neredeyse güneş batacak.O zaman başka bir gün buluşmaya karar verdik, bir türlü gerçekleşemedi bu proje. Gerçekleşme olanağı da yoktu. Çünkü Köprüaltı'nda buluşulunca masadan kalkılmıyordu.* * *ON DOKUZUNCU yüzyıl İstanbul'una dair kitaplar, kozmopolit İstanbul'un canlılığını yansıtıyor. Her dinden, her ırktan, her zevkten insanın yaşama biçimi, özgür bir ortamda İstanbul denilen şehri yaratıyor. İçki yasağı, bu şehri 100 yıl geriye götürüyor.Ayrıca Belediye'nin içkisiz mekánlarının hepsini dolaştım. Sessiz ve ıssız birer mahalle kahvesine dönüşmüşlerdi.Kimse kimseyi kendi yaşama biçiminin içine çekmek için zorlamasın.