Yandı bitti ama kül olmadı
Antalya’nın önemli turizm beldelerinden Adrasan’da yaz başı büyük bir yangın çıktı. Yangın, yoğun çabalar sonunda söndürüldü. Ancak büyük bir tepe ve bazı işletmeler kül oldu. Yangın sonrasında ‘Adrasan yandı bitti’ algısı oluştu. Durumun böyle olmadığını yerinde gördüm. Antalya’nın son kalan bakir yerlerinden Adrasan hâlâ doğal güzelliğini koruyor. Ancak daha yakıcı başka sorunları var...
Adrasan, denizde tabiatın parçası iç içe geçtiği eşsiz güzellikteki yerlerden biri. Binlerce yatak kapasiteli büyük işletmelerin bulunmadığı, yerli halkla turizmcilerin büyük bir işbirliği halinde olduğu, sessiz, sakin, mütevazi bir tatil yeri. İnsanların Antalya’dan 100 kilometre mesafe katederek Adrasan’a gitmelerinin başlıca sebepleri tam da bu...
Yaklaşık 70 işletmenin bulunduğu Adrasan’da, geçen haziranda büyük bir yangın çıktı. Bazı işletmeler yandı. Yerel halkın arazileri, evleri zarar gördü. En önemlisi sezon başı yaşanan bu felaket turizm açısından da son derece kötü bir gelişme oldu. Tatilcilerin kafasında ‘Adrasan yandı’ imajı oluştu. Rezervasyonlar iptal oldu.
Yıllık iznimin son günlerini Adrasan’a ayırdım. Yangının etkilerini yerinde izledim. Durumun sanıldığı gibi olmadığını gördüm. Yangın ilk etapta rezervasyonları iptal ettirdi ancak Adrasan’daki asıl sorun yangından daha büyük ve derin.
Ülkede çoğu yerde olduğu gibi Adrasan’da da imar planları yok. Yeni bir imar planı hazırlanıyor. Ancak kıyı kenar çizgisinin nereden başlayacağı büyük bir sorun. Çünkü alınacak karara göre bazı işletmelerin yıkılması söz konusu. Daha önce Orman İdaresi’nin aldığı yıkım kararı var. Hatta 57 işletme hakkında alınan yıkım kararından bazıları da uygulandı. Ancak bundan sonra neler olacağı büyük bir soru işareti. Ve bu belirsizlik işletmelerin yatırım yapmasına da engel oluyor. Yerel yönetimi değişti. Kumluca Belediyesi’ne bağlı bir mahalle oldu. Yeni belediyenin ilk işi ise ücretsiz olan plajdaki şezlong ve şemsiyelerden ücret almak oldu. Bölge sakinlerinin en büyük itirazıysa, hizmet yapılmadan para alınması, son yapılacak olanın ilk başta yapılması...
EN KÖTÜ PLAN, PLANSIZLIKTAN İYİ
Adrasan’ın kıyı kesiminde bulunan 29 odalı Ford Otel’in işletmecisi Şaban Taşkın, yanan yerin Adrasan’ın sadece yüzde beşi olduğunu belirterek şunları anlattı: “Yangın sonrasında bir ay boş kaldık. Tabii Ramazan’ın da etkisi vardı. Buradaki en büyük sorun imar planı olmaması. Daha önce yapıldı. Üç defa yapıldı ancak her seferinde bozuldu En kötü plan plansızlıktan iyidir. Kıyı kenar çizgisinin ne olduğu belli değil. 50 ya da 100 metre olup olmadığı belli değil. Yıkım kararları var. Ancak bazıları uygulanıyor, bazıları uygulanmıyor.”
Adını Fakir Baykurt’un koyduğu 20 odası bulunan Onuncuköy’ün sahibi işletmecisi Sezer Keskin, “Adrasan yandı bitti diye anlatılıyor ancak deveden sadece 3-5 tüy koptu. Adrasan tüm güzelliğiyle duruyor. Ancak burada büyük bir belirsizlik var. Bazı işletmeler hakkında yıkım kararı var. Bazı yerlerin büyük işletmelere tahsis edileceği, hatta edildiği söylentileri dolaşıyor. Bu söylendiler ve bu belirsizlik tüm Adrasanlıları rahatsız ediyor...”
Adrasan’daki bu imar sorunu diğer bölgeler için de geçerli. Birkaç kilometre uzağındaki Çıralı’da da benzer sorunlar var. 13 bungalov tarzı odası bulunan Villa Lukka’nın işletmecisi Zeynep Karakuş ise şunları söylüyor: “Turizmcilerin kafası karışık. Buralar Antalya’nın son bakir yerleri. Çıralı’da da yıkım kararları var. Boşaltılıp bu yerler yüzlerce yatak kapasiteli büyük işletmelere mi tahsis edilecek? Ne olacak, büyük bir belirsizlik söz konusu.” Çıralı, Olimpos ve Adrasan Antalya’nın hala küçük işletmeler tarafından işletilen, gece hayatının olmadığı, sakinliği, yavaş tatili tercih edenlerin mekânı. Buraların müdavimleri var. Elbette yüzlerce küçük işletmenin bulunduğu üç beldenin kapıları herkese açık. Ancak büyük işletmelere değil...
Adrasan’a denizden bakınca yangının izleri görülüyor. Ancak Adrasan her şeye rağmen tüm güzelliğiyle duruyor ve
sizleri bekliyor...