Cahit Akyol - Zeynep BİLGEHAN
Son Güncelleme:
Yan koltuğa oturacaksanız sakın almayın
Her zaman merak etmişimdir; neden bütün erkeklerin hayalini bir Porsche otomobil süsler? Gücü ve konfonu simgelediği için mi? Aracın kükremeyi andıran motor sesini kendileriyle özdeşleştikleri için mi? Porsche, potansiyel müşterilerine değişik modellerini tanıtmak için her yıl ‘Porsche World Roadshow’ etkinliği düzenliyor. Etkinliğin Türkiye ayağı İstanbul Park’ta yapıldı. Ben de fırsat bu fırsat dedim tüm katılımcıların erkek olduğu test sürüşlerinde tek kadın sürücü olarak direksiyon başına geçtim. Ve buradan açıkça ilan ediyorum: Kadınların erkekleri Porsche’nin sürücü koltuğundan indirme vakti gelmiştir
Porsche’un modellerini tanıtmak için Avrupalı eğitmenler eşliğinde tüm gün süren deneme sürüşleri beş farklı kategoride gerçekleşiyor: Off road, engelden kaçış, slalom, kalkış/fren ve pistte sürüş. Her etap için farklı bir model kullanılıyor. İlk aşamada yanınızda bir eğitmenle sürüyorsunuz. Ardından, sürücü koltuğu size bırakılıyor. Sınırları zorlamak için üç tur hakkınız var.
Başlamak için slalom etabını seçtim. Hız ve aksiyon içeren denemelerin yanında temkinli bir tercih gibi görünse de slalomda kullanılan araba tüm modeller arasındaki en güzeliydi; üstü açık, mavi bir Boxster Spyder. Koltuğuna oturduğunuz anda siz arabaya değil, araba size sahip oluyor. Karizmatik ama kesinlikle maço değil. Hatta şirin bir hali var. Ancak o şirin hali, arabayı çalıştırdığımız anda gidiyor, yerine ne olursa olsun sizi koruyacak bir arkadaş havası geliyor... Slalom etabında amaç hızla arabayı sürerken, yola yerleştirilmiş engellerin arasından savrulmadan geçmek. Başta güzelim arabayı, müthiş bir hızla giderken oyuncak gibi bir o yana bir bu yana döndürmek anlamsız geldi. Fakat sonra özellikle İstanbul yollarında önümüze çıkan türlü şeylerin yaygınlığını düşününce rahatladım. Motorun sesi kulağıma gelmez oldu, fularımı savura savura direksiyon kırdım. Arabanın PSM (Porsche Stability Management) yani savrulmayı önleyen sistemi o kadar iyi ki dünyanın en doğal dönüşlerini yapıyor gibi hissediyorsunuz. O rahatlıkla her seferinde daha hızlı gittim, daha iyi dönüşler yaptım. Araba, ikinci seferden sonra size bu güveni veriyor.
911 TURBO KARA LİSTEYE
Slalom etabını başarıyla tamamladıktan sonra kalkış/fren etabına geçtim. Burada Alman bir eğitmenle birlikte 911 Turbo model otomobil beni karşıladı. Bir kadın olarak, ikisi tarafından da yadırgandığımı söylemeliyim. Bu etapta amaç, en kısa sürede en yüksek hıza ulaşmak, ardından da hızla durmak. Ayağınız aynı anda hem gazda hem frende duruyor. Gaza sonuna kadar basıp, ayağınızı frenden çekince araba ok gibi ileriye fırlıyor. 10 metre ilerleyip, aniden duruyorsunuz. 911 Turbo’nun hem içi, hem de dışı Boxster Spyder’dan daha sert hatlara sahip olduğundan içine rahat yerleşemedim. Gaz pedalıyla da yıldızımız bir türlü barışmadı. Tam anlamıyla gaza basabilmeniz ve motorun sesini uygun şekilde duyabilmeniz için ayağınızın en az 40 numara olması gerek. Bu arada, yaptığınız her yanlış hareket, tüm sert görünümüne rağmen arabanın fazlasıyla hassas elektronik ayarlarını tehlikeye atıyor... Nihayet araba üstüne hakimiyet kurmayı başardığımda üç saniyede neredeyse 120 kilometreye çıktım ama yine de tatsız bir hisle Turbo 911’in yanından ayrıldım.
AİLE ARABALARI SIKICI
Katıldığım son etap, pistte sürüş... Formula 1 yarışlarının yapıldığı pistte Porsche’nin dört farklı modeliyle yarış arabalarını aratmayacak hızda bir tur attık. Diğer etaptaki denemelerden farklı olarak uzun, düz bir yolda hız denemesi yapmaya daha sık imkan bulabiliyorsunuz. Dolayısıyla ‘potansiyel müşteri’ olarak arabayı test etmek için en uygun etap pist sürüşü. Ama deneyeceğim ilk model olarak karşıma yine Turbo 911... Batman’in arabası ‘Batmobil’ tipli görünüşü estetik ama kontrol etmesi güç. Dönüşleri de Boxster Spyder’daki yumuşaklıktan uzak.
Bir sonraki turda, Carrera GTS’i denedim. Her ne kadar bu araba için daha ‘hırçın’ dense ben içinde çok rahat ettim. İç tasarımı 911 Turbo’dan şık, kullanımı rahattı. Kuvvetli motor sesi abartılı değil. Kendini gösteriyor ama “Ben buradayım!” diye bağırmıyor. Uzun pisti bir solukta tamamlayıp, kendimi mavi Cayman’in içinde buldum. En iyi performansı Cayman’le sergiledim. Havalı iç ve dış tasarımı, müthiş ama kontrollü hızıyla kendinizi Formula 1 pilotu gibi hissediyorsunuz. Sanırım, tam da bu nedenle en son denediğim Cayenne Turbo ve Panamera modelleri çok sıkıcı geldi. Spor olasalar da tam ‘aile arabası’ hissiyatı veriyorlar. Özellikle Cayenne’in dış görünümündeki hantallık hızına yansıyor. Araç bir türlü gitmiyor. İçindeyse diğer modeller gibi üstün tasarım ürünü bir aracın içinde değil, kocaman bir makinede gibi hissediyorsunuz...
Tüm arabaları denedikten sonra Porsche eğitmenlerinin sürücülüğünde pistte bir tur atıldı. Tur sonunda, iç tasarımı ne kadar güzel olursa olsun ancak direksiyon başındayken spor araba keyfini yaşadığınızı anlıyorsunuz. Aklınızda olsun, bir gün Porsche alırsanız kesinlikle sürücü koltuğundan başka yere oturmamalısınız.
30 adet üretildi, biri bizde
İsviçre saatçiliğinin dünyadaki prestijli markalarından Edox, teknolojinin ve tasarımın sınırlarını zorlayan bir saat üretti: Grand Ocean 5 minutes Repeater. Saat yapımını yeni bir boyuta taşıyan bu özel model, markanın en sıra dışı tasarımlarından. En büyük özelliği, içindeki mekanizması. Saat, bakmadan zamanı öğrenmek isteyenler için özel bir sisteme sahip. Düğmesine dokunulduğu anda çıkan özel bir tını, saate bakmasanız bile dinleyerek zamanı öğrenmenizi sağlıyor. Göz kamaştırıcı estetiğiyle sadece 30 adet üretilen Grand Ocean serisinin 5 minutes Repeater’lardan biri, ülkemizde Mey Saat tarafından ithal edildi. Safir kristal çizilmez camlı ve iç mekanizmayı gözler önüne seren muhteşem iskelet kadranlı saat, 50 metre su geçirmezliğe ve anti-alerjik timsah derisi kayışa sahip. Fiyatı 45 bin 600 lira.
Tasarım kol düğmeleri
Yaklaşık 174 yıldır kadınların beğenisini kazanan Amerika’nın mücevher devi Tiffany&Co. bir süredir erkeklerin de kalbini çalacak ürünler yapıyor. Tiffany & Co. erkek aksesuvarları içerisinde Elsa Peretti ve Paloma Picasso gibi değerli tasarımcıların erkekler için dizayn ettiği akesuvarlarla maskülen bir şıklık sunuyor. Gelecek hafta kutlanacak Babalar Günü’ne özel üretilen kol düğmeleri de bunlardan biri... Fiyatları 100 dolardan başlayıp 3 bin dolarlara kadar çıkıyor. Klasik mavi kutusunda sunulan kutular da en az ürünlerin kendi kadar zarif.
Başlamak için slalom etabını seçtim. Hız ve aksiyon içeren denemelerin yanında temkinli bir tercih gibi görünse de slalomda kullanılan araba tüm modeller arasındaki en güzeliydi; üstü açık, mavi bir Boxster Spyder. Koltuğuna oturduğunuz anda siz arabaya değil, araba size sahip oluyor. Karizmatik ama kesinlikle maço değil. Hatta şirin bir hali var. Ancak o şirin hali, arabayı çalıştırdığımız anda gidiyor, yerine ne olursa olsun sizi koruyacak bir arkadaş havası geliyor... Slalom etabında amaç hızla arabayı sürerken, yola yerleştirilmiş engellerin arasından savrulmadan geçmek. Başta güzelim arabayı, müthiş bir hızla giderken oyuncak gibi bir o yana bir bu yana döndürmek anlamsız geldi. Fakat sonra özellikle İstanbul yollarında önümüze çıkan türlü şeylerin yaygınlığını düşününce rahatladım. Motorun sesi kulağıma gelmez oldu, fularımı savura savura direksiyon kırdım. Arabanın PSM (Porsche Stability Management) yani savrulmayı önleyen sistemi o kadar iyi ki dünyanın en doğal dönüşlerini yapıyor gibi hissediyorsunuz. O rahatlıkla her seferinde daha hızlı gittim, daha iyi dönüşler yaptım. Araba, ikinci seferden sonra size bu güveni veriyor.
911 TURBO KARA LİSTEYE
Slalom etabını başarıyla tamamladıktan sonra kalkış/fren etabına geçtim. Burada Alman bir eğitmenle birlikte 911 Turbo model otomobil beni karşıladı. Bir kadın olarak, ikisi tarafından da yadırgandığımı söylemeliyim. Bu etapta amaç, en kısa sürede en yüksek hıza ulaşmak, ardından da hızla durmak. Ayağınız aynı anda hem gazda hem frende duruyor. Gaza sonuna kadar basıp, ayağınızı frenden çekince araba ok gibi ileriye fırlıyor. 10 metre ilerleyip, aniden duruyorsunuz. 911 Turbo’nun hem içi, hem de dışı Boxster Spyder’dan daha sert hatlara sahip olduğundan içine rahat yerleşemedim. Gaz pedalıyla da yıldızımız bir türlü barışmadı. Tam anlamıyla gaza basabilmeniz ve motorun sesini uygun şekilde duyabilmeniz için ayağınızın en az 40 numara olması gerek. Bu arada, yaptığınız her yanlış hareket, tüm sert görünümüne rağmen arabanın fazlasıyla hassas elektronik ayarlarını tehlikeye atıyor... Nihayet araba üstüne hakimiyet kurmayı başardığımda üç saniyede neredeyse 120 kilometreye çıktım ama yine de tatsız bir hisle Turbo 911’in yanından ayrıldım.
AİLE ARABALARI SIKICI
Katıldığım son etap, pistte sürüş... Formula 1 yarışlarının yapıldığı pistte Porsche’nin dört farklı modeliyle yarış arabalarını aratmayacak hızda bir tur attık. Diğer etaptaki denemelerden farklı olarak uzun, düz bir yolda hız denemesi yapmaya daha sık imkan bulabiliyorsunuz. Dolayısıyla ‘potansiyel müşteri’ olarak arabayı test etmek için en uygun etap pist sürüşü. Ama deneyeceğim ilk model olarak karşıma yine Turbo 911... Batman’in arabası ‘Batmobil’ tipli görünüşü estetik ama kontrol etmesi güç. Dönüşleri de Boxster Spyder’daki yumuşaklıktan uzak.
Bir sonraki turda, Carrera GTS’i denedim. Her ne kadar bu araba için daha ‘hırçın’ dense ben içinde çok rahat ettim. İç tasarımı 911 Turbo’dan şık, kullanımı rahattı. Kuvvetli motor sesi abartılı değil. Kendini gösteriyor ama “Ben buradayım!” diye bağırmıyor. Uzun pisti bir solukta tamamlayıp, kendimi mavi Cayman’in içinde buldum. En iyi performansı Cayman’le sergiledim. Havalı iç ve dış tasarımı, müthiş ama kontrollü hızıyla kendinizi Formula 1 pilotu gibi hissediyorsunuz. Sanırım, tam da bu nedenle en son denediğim Cayenne Turbo ve Panamera modelleri çok sıkıcı geldi. Spor olasalar da tam ‘aile arabası’ hissiyatı veriyorlar. Özellikle Cayenne’in dış görünümündeki hantallık hızına yansıyor. Araç bir türlü gitmiyor. İçindeyse diğer modeller gibi üstün tasarım ürünü bir aracın içinde değil, kocaman bir makinede gibi hissediyorsunuz...
Tüm arabaları denedikten sonra Porsche eğitmenlerinin sürücülüğünde pistte bir tur atıldı. Tur sonunda, iç tasarımı ne kadar güzel olursa olsun ancak direksiyon başındayken spor araba keyfini yaşadığınızı anlıyorsunuz. Aklınızda olsun, bir gün Porsche alırsanız kesinlikle sürücü koltuğundan başka yere oturmamalısınız.
30 adet üretildi, biri bizde
İsviçre saatçiliğinin dünyadaki prestijli markalarından Edox, teknolojinin ve tasarımın sınırlarını zorlayan bir saat üretti: Grand Ocean 5 minutes Repeater. Saat yapımını yeni bir boyuta taşıyan bu özel model, markanın en sıra dışı tasarımlarından. En büyük özelliği, içindeki mekanizması. Saat, bakmadan zamanı öğrenmek isteyenler için özel bir sisteme sahip. Düğmesine dokunulduğu anda çıkan özel bir tını, saate bakmasanız bile dinleyerek zamanı öğrenmenizi sağlıyor. Göz kamaştırıcı estetiğiyle sadece 30 adet üretilen Grand Ocean serisinin 5 minutes Repeater’lardan biri, ülkemizde Mey Saat tarafından ithal edildi. Safir kristal çizilmez camlı ve iç mekanizmayı gözler önüne seren muhteşem iskelet kadranlı saat, 50 metre su geçirmezliğe ve anti-alerjik timsah derisi kayışa sahip. Fiyatı 45 bin 600 lira.
Tasarım kol düğmeleri
Yaklaşık 174 yıldır kadınların beğenisini kazanan Amerika’nın mücevher devi Tiffany&Co. bir süredir erkeklerin de kalbini çalacak ürünler yapıyor. Tiffany & Co. erkek aksesuvarları içerisinde Elsa Peretti ve Paloma Picasso gibi değerli tasarımcıların erkekler için dizayn ettiği akesuvarlarla maskülen bir şıklık sunuyor. Gelecek hafta kutlanacak Babalar Günü’ne özel üretilen kol düğmeleri de bunlardan biri... Fiyatları 100 dolardan başlayıp 3 bin dolarlara kadar çıkıyor. Klasik mavi kutusunda sunulan kutular da en az ürünlerin kendi kadar zarif.