Viyana’da Bruegel, Monet ve balo mevsimi

Valsler şehri, kışın soğuğuna, uluslararası platformdaki kasvet verici gelişmelere inat, yeni yılı rengârenk karşılıyor. Şubata kadar sürecek balolar üç hafta önce başladı. Geçmişin masalsı atmosferini sokaklara, meydanlara taşıyan Noel pazarları kuruldu. Saraylarda, meydanlarda, dini yapılarda konserler düzenleniyor. Bu yıl, yılbaşı arifesinde şehre tarihi ziyarette bulunan iki önemli konuk, Viyana’yı Avrupa’da ilgi odağına dönüştürdü. Tanık olmak istiyorsanız elinizi çabuk tutun.

20 dakikada bir 20 kişi alınıyor

Ortaçağ Avrupa’sındaki sıradan insanların hayatını, savaşları, şölenleri, hayalleri, korkuları görkemli tablolara dönüştüren Flaman ressam, ‘Baba’ Pieter Bruegel, ölümünün 450’nci yıldönümünde Viyana’da tarihe geçecek bir sergiyle anılıyor. Dünyanın en büyük Bruegel koleksiyonuna sahip müzesi Kunsthistorisches’de (Sanat Tarihi Müzesi) ABD, İngiltere, Rusya, İspanya, Çekya, Hollanda ve Almanya’dan da getirilen tablolarla oluşturulan seçkiyi geçen hafta haberlerinde tanıtan BBC, “Ömür boyu bir kez tanık olunabilecek cinsten” ifadesini kullandı.

Bruegel’in günümüze ulaşan tablolarının dörtte üçü, desen ve baskılarının yarısı, ilk kez Viyana’da bir araya getirildi. Bunlardan ‘Babil Kulesi’nin Avusturya’daki versiyonu, yıpranma endişesinden, uzun yıllardır vitrine çıkarılmıyordu. Rotterdam’daki versiyonu ise yine uzun yıllar sonra ilk kez yolculuğa çıktı, başka bir müzeye ödünç verildi. ‘Ölümün Zaferi’ ve ‘Dulle Griet’ İspanya’dan getirilmeden önce özel restorasyondan geçirildi. Bu nedenle sergiye ilgi öylesine büyük ki, salona 20 dakikada bir 20 kişi kabul ediliyor. Soğukta kuyrukta bekleyip bileti en az iki gün önceden almak, içeri girdikten sonra da sabrı elden bırakmamak gerekiyor. Çünkü resimlerinde çok zengin detaya, dikkatli gözler için pek çok sürprize yer veren Bruegel’in eserlerini hakkıyla incelemek zaman alıyor. Gözünü tek noktaya dikip 20 dakika kıpırdamayanlar nedeniyle kimi resimlere yaklaşmak pek kolay olmuyor. Yine de sergi bu sabra, çabaya değiyor.

Kanuni Sultan Süleyman’ın sarstığı çağda Avrupa’nın görüntülerini ve sultana babasından miras kalan ressam Mehmet Siyah Kalem desenlerindeki tuhaf yaratıkların Bruegel resimlerindeki izdüşümlerini görmek heyecan verici. İki salon sadece Bruegel resimlerinin teknik özelliklerine ayrılmış. Tuval olarak kullandığı ağaçların coğrafi kökeninden kesilip birleştirilme yöntemlerine, fırça, boya, kendi yapımı mürekkep ve diğer aletlere, fırça kullanma tekniğine kadar ünlü resimlerin ardındaki pek çok ayrıntı bu bölümde açıklanıyor. Koleksiyon ilk desenlerden başlayıp, peyzajlar, dini eserler gibi başlıklar altında gruplanmış. Bu özel sergi 13 Ocak’a kadar açık. Hazırlanan özel web sitesinde resimlerden 12’sini yüksek çözünürlüklü fotoğraf ve eserin gelişim sürecini yansıtan kızılötesi ya da radyografi görüntüleriyle incelemek mümkün (www.insidebruegel.net).

Monet’nin uzun yolculuğu

Bruegel, kimilerine göre 39, kimilerine göre 44 yıl yaşamıştı. Yaklaşık üç asır sonra dünyaya gelen izlenimcilik akımının babası Fransız ressam Claude Monet ise onun ömrünü ikiye katladı. Albertina Müzesi’nin Paris Marmottan Monet Müzesi’nin desteğiyle düzenlediği retrospektif sergide bu uzun ömrün köşe taşlarından oluşan 100 civarında tabloyla Monet’nin resim serüveni yansıtılıyor. Eserler ABD’den Rusya’ya pek çok önemli müzeden ve 40 civarında özel koleksiyondan toplanmış. Kronolojik sırayla, Monet resmindeki dönemlere göre tasnif edilmiş. Rehberli turlar ve sesli rehberlerle ressamın yaşamı ve başyapıtları hakkında ayrıntılı bilgi veriliyor. Sergi 6 Ocak’a kadar devam edecek.

Müzede ayrıca avukat Herbert Batliner’ın 2007’de bağışladığı çağdaş resim odaklı 500 eserlik koleksiyondan Munch, Chagall, Picasso ağırlıklı seçki sergileniyor. Gürcü naif ressam Niko Pirosmani ve New York sokaklarını belgeleyen fotoğraflarıyla tanınan Helen Levitt’in çalışmalarından oluşan retrospektif sergiler ise 27 Ocak’a kadar sürecek (albertina.at).

Fotoğraflar: Serhan Yedig, Alamy