Yıldırım Güngör
Son Güncelleme:
Ulus’tan Çankaya’ya bir günde Başkent
Konu Ankara ise eğer, genellikle bozkırın ortasındaki bu küçük kasabanın nasıl da modern Türkiye’nin başkenti olduğundan sözedilir genellikle. Bir de memur kenti olduğunda dem vurulur. Görülecek yerlerden ilk akla gelen de Anıtkabir ve müzeye dönüştürülen ilk TBMM binasıdır. Bugün, Ankara’nın Anıtkabir ve İlk Meclis dışındaki görülmeye değer yerlerini tanıtmaya çalışacağım.
Rotamız bir günde Ulus’tan Çankaya olacak. Sabahın erken saatlerinde başlayan yolculuğumuz, hava kararmaya yüz tutmuşken Atakule’deki bir restoranda, ankara manzarası eşliğinde yemek yerken son bulacak. İlk durağınız, ankara’nın simgelerinden biri haline gelen Atatürk Heykeli. Burada yarım saat geçirdikten sonra ışıklardan karşıya geçerek Dışkapı yönüne doğru ilerlemeye başlayın. Işıklardan dikkatli geçin, çünkü hem yayalar hem de sürücüler ne yazık ki trafik kurallarına pek uymuyorlar. Başkentte böyle bir durumla karşılaşmak beni epey şaşırtmıştı. Sanki ışıklar dün konmuş da insanlar henüz ne olduğunu bilmiyorlar gibi bir hava vardı. Hükümet Meydanı’ndaki Julien sütununu görün önce. Bulmak için biraz zorlanacaksınız. Ulus Meydanı’nın göbeğindeki sütunu, sora sora yarım saatte bulabilmiştim. Sora sora diyorum çünkü sütuna çok yaklaşmama rağmen herhangi bir tabela veya işaret yoktu. Sütunun İ.S. 362 yılında Ankyra’yı ziyaret eden İmparator Jülien adına yaptırıldığı düşünülüyor. PEK ÇOK KİŞİNİN YERİNİ BİLMEDİĞİ MUHTEŞEM HAMAMBurada biraz oyalandıktan sonra Roma Hamamı’na doğru yola çıkın. Ulus Dışkapı yönünde, Ulus’a 500 metre mesafede bulunan Roma döneminin bu olağanüstü eserinde bir gün bile geçirebilirsiniz. ankara’da yaşayanların bir çoğunun yerini bile bilmediği hamam, şehrin en görkemli arkeolojik değeri bence. Roma Hamamı’nda bir saat zaman geçirdim. Ben yaşamım boyunca gezdiğim hiçbir yerde böylesine büyük, düzenli ve iyi korunmuş bir hamam görmedim. Girişindeki sütunlar, mermerlere yazılmış yazılar, havalandırma sistemleri, havuz... M.S. 3. yüzyılda, İmparator Caracalla tarafından Asklepion adına yaptırılmış. Bulunduğu yerde eski bir Frig yerleşkesinin de olması burayı daha da önemli kılıyor. MODERN İLE ESKİYİ BİRARADA GÖRÜNHamamdan sonraki hedefiniz Hacıbayram Camii. Yaklaşık bir saatinizi de Hacıbayram Camii ve yanındaki Agustus tapınağında geçirdikten sonra ankara Kalesi’nin yolunu tutabilirsiniz. Kaleiçi evlerinin hâla otantikliğini koruyan sokaklarından geçerek kısa sürede ankara Kalesi’nin tepesine çıktığınızda, ankara ayaklarınızın altında kalacak. Modern ankara ve eski ankara ayrımı en güzel buradan gözleniyor. ankara’nın tarihi hakkında çok kesin bilgi yok. Ancak yapılan çalışmalar, şu anda üzerinde bulunduğu alanda çok eski yerleşimlerin olduğunu ortaya koymuş. Adı ise Galatlar tarafından Ancyra olarak konmuş. Buraya önce hititler egemen olmuşlar. Daha sonra tarih sahnesinde sırasıyla Frigyalılar, Kimmerler, Persler, Lidyalılar, Makedonyalılar, Galatlar, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar boy göstermiş. Atatürk 19 Mayıs’ta ayak bastığı Anadolu topraklarının son durağı olarak ankara’yı seçmiş. Kurtuluş savaşının karargahı olarak seçtiği şehre 27 Aralık 1919’da ayak basan Atatürk, Cumhuriyet’in temellerini burada atmış. ankara, 23 Nisan 1920 de tbmm hükümetinin merkezi ilan edilmiş, 13 Ekim 1923 tarihinde de genç Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti... İlk Meclis Binası, mimar Vedat tek tarafından 1923’te tasarlanmış ve Ulus Meydanı’nda bulunuyor. 10 BİN YIL ÖNCEKİ ŞEHİRKaleden sonraki durağınız kale civarındaki müzeler. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezerken, neredeyse tüm Anadolu tarihini yeniden yaşayacak, 10 bin yıl öncesinden başlayan geziniz bittiğinde bir filmden çıkmış gibi olacaksınız. Müze yakınlarındaki At Pazarı’nda şehrin ilk sanayi müzesi olan Rahmi Koç Müzesi var, uğramayı ihmal etmeyin. Buradan Etnoğrafya Müzesi’ne yarım saatte yürüyebilirsiniz. Hem Etnografya hem de Resim Heykel Müzesi’nin mimarisi muhteşem. Etnoğrafya müzesinde madeni eserlerden dokuma giysilere, silahlardan ahşap kapılara kadar çok zengin bir koleksiyon var. Atatürk’ün naaşına da 1943 yılına kadar ev sahipliği yapmıştı. Aynı bahçe içindeki Resim ve Heykel Müzesi’nde, ülkemizin yetiştirdiği önemli ressam ve heykeltraşların eserleri sergileniyor. Gezmeden dönmeyin. Eğer iyi planlama yaparsanız 15:00, 15:30 gibi müzeleri bitirebilirsiniz. Buradan yürüyerek Sıhhıye semtine indikten sonra Kızılay’a doğru, “nostaljik Ankara” yerini büyük iş merkezlerinin ve gökdelenlerin bulunduğu “modern Ankara”ya bırakmaya başlayacak. Kızılay, Bakanlıklar derken Kavaklıdere’de bulacaksınız kendinizi. Kavaklıdere’ya varınca Kuğulu Park’a uğramamak olmaz. Park bu bölgenin nefes alınacak yerlerinden biri. İçinde kuğu, kaz ve ördeklerin bulunduğu bir göle sahip. Parkta kısa bir dinlenme molası verdikten sonra yola devam edin. Son etap olan Atakule ve yokuş yüzünden biraz yorucu. Kule uzaktan yakın gibi gözüküyor ama yolu öyle bir yokuş ki, çık çık bitmiyor. Eğer çok yorulmuşsanız bir taksiye atlayarak 5 dakika içinde Atakule’ye varabilirsiniz. Bir kafeteryada oturup biraz dinlendikten sonra ücretli asansörle restoranların bulunduğu en üst kata çıkın. Kulenin üstünde bir seyir terası bir de döner restoran var. Ancak seyir terasının etrafının çevreleyen saydam bakalit o kadar kirli ki fotoğraf çekmek için epey uğraşmak gerekiyor. Bu olumsuzluğa rağmen Atakule’den ankara manzarası muhteşem. Tüm kent ayaklarınızımn altında. ÇEVRESİNE DE BİR GÜN AYIRINankara’nın etrafı da gezmek için ideal seçenekler barındırıyor. En ünlülerinin başında da eski ahşap evleriyle Beypazarı geliyor. Sadece evleri değil, havucu, gümüş işçiliği ve Kuru’su ile de meşhur. Beypazarı’ndan 20-25 km sonra Nallıhan Kuş Cenneti de görülmeye değer bölgelerden biri. Kızılcahamam da hem kaplıcaları hem de doğasıyla mutlaka gömrülmesi gereken bir yer. Özellilkle Soğuksu Milli Parkı’na bir gününüzü ayırmalısınız. Biyolojik çeşitliliğinin yanısıra taşlaşmış iri ağaç fosilleri ile meşhur.Önümüzdeki haftasonu nereye? (12-13 Mart)istanbul’DAN...Kartalkaya’ya: 12 Mart 04.00’te hareket. 09.00 civarı Kartalkaya’ya varış. Ski-passların dağıtımı ve tüm gün kayak için serbest zaman. Akşam Grand Kartal Otel’de konaklama. Pazar, kahvaltıdan sonra tüm gün kayak imkanı. Saat 16.45’te istanbul’a doğru hareket. Fiyatı 395 lira (Ulaşım, iki günlük sınırsız ski-pass, herşey dahil konaklama, 4 öğün açık büfe, rehberlik) Tel: (216) 442 57 52 www.radikaltur.com Uludağ’a: 12 Mart 04.00’te istanbul’dan hareket, 09.00’da Uludağ’a varış. Ski-pass ve öğlen yemeklerinin dağıtımının ardından tam gün sınırsız kayak. Pistlerin kapanış saati olan 16.45’te hareket, 21.00 civarı istanbul’a varış. Fiyatı 135 lira (Ulaşım, sabah ikram, öğle yemeğinde sucuk-ekmek ve meşrubat, Milli Park girişleri, I. Bölge ve II. Bölge pistlerini kapsayan sınırsız ski-pass) Tel: (212) 238 51 07 www.geziciyak.com ankara’DAN...Erciyes’e: 12 Mart 04.45’te hareket. Kayseri’de otele yerleşme ve kısa molanın ardından Erciyes Dağı’na hareket. Dağda tüm gün kayak imkanı. Akşamüstü otele dönüş, Hilton Otel’de konaklama. Pazar kahvaltıdan sonra yine Erciyes Dağı’na tırmanış. Öğle yemeğine kadar kayak için serbest zaman. Yemeğin ardından ankara’ya doğru hareket. Fiyatı 189 lira (Ulaşım, konaklama, akşam yemeği, kahvaltı, dağa iniş ve çıkış için otobüs hizmeti, seyahat sigortası) Tel: (312) 446 46 90 www.inspireturizm.com Ilgaz’a: 12 Mart 07.00’de hareket. Araç içinde ikramlarla Çankırı üzerinden 11.30 civarında Ilgaz Dağı kayak tesislerine varış ve otele yerleşme. Öğle yemeğinin ardından isteyenlere kayak için serbest zaman. Kayak yapmak istemeyenler için telesiyejle pistlerin üst noktasına çıkıp Ilgaz manzarasını seyredip, fotoğraf çekme imkanı. Saat 17.00’de liftlerin kapanmasıyla otele dönüş. Akşam yemeği ve otelde konaklama. Pazar kahvaltı sonrası tüm gün serbest zaman. Saat 15.30 civarı Ilgaz’dan hareket, 20.00 civarı ankara’ya varış. Fiyatı 220 lira (Ulaşım, araç içi ikramlari Milli Park giriş ücreti, otelde açık büfe kahvaltı, öğle ve akşam yemeği, konaklama, rehberlik) Tel: (312) 435 08 80 www.ayakizi.com.tr<ımg>ımg>