GeriSeyahat Üç ayda 20 bin kilometre yaptılar üç lastik eskitipbir egzoz patlattılar
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Üç ayda 20 bin kilometre yaptılar üç lastik eskitipbir egzoz patlattılar

Üç ayda 20 bin kilometre yaptılar üç lastik eskitipbir egzoz patlattılar

Sevan ve Müjde Nişanyan’ın yayımladığı Küçük Oteller Kitabı, 11. yılına girdi. Her yıl yenilenen ve geliştirilen kitabın editörlüğünü bu yıl Vatan Gazetesi yazarlarından Mutlu Tönbekici üstlendi.

Tönbekici, fotoğrafçı Özgür Yücel ile birlikte üç ay boyunca 20 bin kilometre yol kat edip Türkiye’nin hemen hemen tüm bölgelerini Edirne’den Kars’a, Antalya’dan Harran’a adım adım dolaştı. İkili 180 otel, pansiyon, konukevi ziyaret edip 93 ayrı yatakta yattı. Üç lastik eskittiler, bir egzoz patlattılar. Otelcilerin misafirperverlikleri sayesinde toplam 9 kilo alıp döndüler.

Her yıl yayınlanan rehber kitapların "güncellenmesi" de ayrı bir iş. Bir kez inceleyip, yazıp, fotoğraflamakla bitmiyor. Yeniden ve yeniden otellerin, restoranların, söz edilmişse müzelerin ziyaret edilmesi, kontrol edilmesi gerekiyor.

Mutlu Tönbekici, editörlüğünü devraldığı Küçük Oteller Kitabı için arkadaşıyla beraber hayli eğlenceli bir Türkiye seyahati gerçekleştirmiş.

KÜÇÜK OTELCİLERİN ÇOĞU ŞEHİR KAÇKINI

İstanbul’dan yola çıkan ekip Saros Körfezi’nden başlayarak Ege ve Akdeniz kıyısı boyunca Silifke’ye kadar uzanmış. Oradan Kapadokya bölgesi için kuzeye çıkıp Tokat, Amasya, Kastamonu, Safranbolu üzerinden tekrar İstanbul’a dönmüşler. Bazı kentlere uçakla, bazı bölgelere de otomobil ya da motosikletle gitmişler.

Tönbekici "En eğlenceli tarafı tabii ki çeşit çeşit insan tanımak" diyor. "Küçük otelcilerin en büyük özelliği hemen hemen hepsinin kurucusu ve işletmecisinin şehir kaçkını olması. Şehirden kaçıp bir dağ tepesinde veya ıssız bir koyda kendine bir yer yapmış insanın anlatacak illa ki ilginç bir hikayesi oluyor. Çoğu kendi elleriyle yapmış otelini. Çoğu doğa ile mücadeleyi, ekip biçmeyi, reçel, peynir yapmayı 40’ından sonra öğrenmiş. Şehirden uzak olmanın huzuruna erişmiş. O nedenle çok komik oluyor anlattıkları..."

Peki kendi başlarına tuhaf olaylar gelmiş mi kitap uğruna yolculuk yaparken? "Sürüyle... Her gün bir macera. Fakat en acayibi şuydu: Kozlar Yaylası var Ödemiş, Birgi’nin tepesinde. Muhteşem bir yer. Her yerde asırlık fıstık çamları. Fantastik görüntüleri var. Otomobili ben kullanıyordum. Bir tanesi çok acayip bir şekilde büyümüş. Bakayım derken yoldan çıkıp aracı hendeğe soktum. İki lastik yolda, iki lastik hendekte. Hiçbir şekilde kurtulamıyoruz. Ve işin kötüsü etrafta gelen geçen de yok. Ve de güneş batmak üzere. Herkes evine çekilmiş. Yapacak bir şey yok. Aracı boşalttık, birimiz arkada birimiz önde uyuduk. Gece yarısı uyandım otomobilin etrafında yirmi tane göz! Pırıl pırıl parlıyorlar. Ama sadece göz. Hangi hayvan olduğunu anlayamadık ama itiraf edeyim ürkütücüydü. Eşyaları karıştırdılar gittiler. Ertesi gün bir traktör bulduk çıkarttık aracı hendekten. Anlattık gördüğümüz gözleri. Mahluktur, dediler. Elbette bir mahluk, hepimiz mahlukuz ama ne, diyoruz. Mahluk işte, cevabını veriyorlar. Çakal mı? Değil. Kurt mu? Değil. Tilki mi? Değil. Mahluk. Bu kadar. Bir hafta boyunca, fotoğrafçı arkadaşım Özgür’le birbirimize mahluk dedik."

ÇEYİZ SANDIĞIYLA 7 BİN KİLOMETRE YAPTIK

"Yol bizim için aynı zamanda eskicilik, ıvır zıvır toplama manasına da geldi" diyor Mutlu Tönbekici... "Bulduğumuz her şeyi atıyorduk otomobile. Sonunda olan şuydu: Küçücük aracımız tıka basa eşya ile doldu. Bagaj yetmedi, arka koltukları yatırdık, onun üzerine de yığmaya başladık. Çeşme’den aldığımız çeyiz sandığı mesela 7 bin 800 kilometre yol yaptı. Şimdi TV’nin altında. Karşıyaka’da yolda bulduğumuz kilim 6 bin kilometre... Şimdi mutfakta. Yıkılmakta olan bir evden çıkarttığımız pancur arabanın tavan döşemesini dele dele 2 bin kilometre yaptı. Önümüzde giden römorktan düşen buğday hevengini bin kilometre taşıdık. En son Afyon’dan 10 kangal sucuk aldık. Haftalarca geçmedi kokusu. Yol deyince aklıma hálá sucuk kokusu geliyor."

DÜŞÜRDÜĞÜMÜZ PLAKA ÇOCUĞUN POPOSUNDA

Tabii yolculuklar bir şeyler bulmakla geçmemiş, aynı zamanda kaybetmişler bazı eşyalarını: "Kalkan’da plakamızı düşürmüşüz. Farkında bile değiliz. İslamlar Köyü, Elmalı Yaylası, Kalkan’ın gerisindeki dağlarda bütün gün dolandık durduk. Kaş’a devam edeceğiz fakat bir telefon geldi. Kargo ile bir şey yollamamız gerekti. İstemeye istemeye Kalkan’a indik. Çocuğun biri bizim plakayı bulmuş, poposunun üstüne koymuş iki eliyle tutarak yürüyor. Aa ne komik, çocuğun plakası var, dur fotoğrafını çekeyim, derken fark ediyorum ki bizim plaka! Ver diyoruz vermiyor! Pazarlık pazarlık pazarlık... Sonunda üç gofret karşılığı aldık."

Gezileri sırasında köylüye hizmette de sınır tanımamış Mutlu Tönbekici - Özgür Yücel ikilisi: "Bademli’de bir otostopçu aldık. Biz şuraya gidiyoruz, uyar mı, diye sorduk. Uyar uyar, dedi ve bindi. Kendinden gayet emin, sağa girin, sola girin, düz devam edin diye yol tarif ediyor arka koltuktan. Git Allah git, gidiyoruz! Bir buçuk saat sonra bir köye geldik. Tamam, dedi. Ben burada iniyorum! Eee amca peki bizim gideceğimiz şu köy nerede, diye sorduk. Haa, o köy mü, geride kaldı. Benim bindiğim yerin hemen beş dakika aşağısındaydı, geldiğiniz yoldan geri dönün bulursunuz, cevabını verdi. Köylü amcanın ’uyar’ı buymuş!"

YAZARIMIZ KÖPRÜ ALTINDAN BİLDİRİYOR

Otomobil bu kadar yola dayanıyor mu? Bazen dayanmıyor: "Arabayı haşat edip servise verince bir seferimizi de motosikletle yaptık. Özgür kullanıyor, ben arkada gidiyorum. Bilgisayarıma bir şey olmasın diye bebek gibi kucağımda taşıyorum sürekli. Derken Aydın otoyolunda korkunç bir yağmur bastırdı. Dolu, yağmur karışık bir mini afet! İlk üstgeçidin altına sığındık. Dursun diye bekliyoruz ama yavaşlayacak gibi değil. Benim bu arada da gazeteye yazı yetiştirmem gerekiyor. Çıkardım bilgisayarı, motosiklete de ters oturdum, yazdım yazıyı."

Üç aylık çabanın sonucunda Küçük Oteller Kitabı’na 130 yeni otel eklendi. Toplam sayı 312’ye çıktı. Kitapta otellerin konumları, belirli merkezlere, havaalanlarına uzaklıkları, tesisin yapısı ve odaların donanımıyla ilgili bilgiler, oda fiyatları veriliyor. İç ve dış mekan fotoğrafları yer alıyor. GPS cihazıyla bulunabilmesi ya da internette Google Earth’ten yerinin incelenebilmesi için enlem ve boylamları belirtiliyor. Boyut Yayınları’nca yayımlanan 396 sayfalık kitabın fiyatı 22 YTL.

MUTLU TÖNBEKİCİ

Tabelası ne kadar küçükse yolu ne kadar kötüyse otel o kadar iyidir

Şöyle enteresan bir kural var: Tabelası ne kadar küçükse otel o kadar iyi çıkıyor. Hatta hiç yoksa acayip iyi! Yol da öyle. Otele giden yol ne kadar kötüyse, sonuçta o kadar iyi bir sürpriz çıkıyor. İstisnalar var elbette ama bu kural bizi hemen hemen hiç yanıltmadı. "The Very Best veya Karter Patlatan Oteller Kitabı" diye bir şey yapsak yeridir.
False