Türkiye'nin turizme açılan ilk mağarası... Ziyaretçi akınına uğruyor

Koronavirüs tedbirleri kapsamında ziyarete kapatılan İnsuyu Mağarası, normalleşme adımlarının atılmasıyla 1 Haziran'da yeniden ziyaretçilere açıldı. Çevresinde yapılan bilinçsiz sulama nedeniyle içindeki irili ufaklı 9 göl kurusa da ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam eden İnsuyu Mağarası, 2019 yılında 114 bin 253 kişi tarafından ziyaret edildi. Normalleşmeyle birlikte mağara, ziyaretçilerin yine uğrak noktası oldu. İnsuyu Mağarası'nı yılbaşından bu yana 65 bin kişi ziyaret etti.

'BÖYLE MAĞARA HAYAL BİLE EDEMİYORDUM'

İnsuyu Mağarası'nı görmek için Ankara'dan gelen Dağıstan Ateş, "Daha önce görme fırsatım olmamıştı. Gerçekten beklediğimin çok çok ötesinde bir yermiş. Böyle bir mağara hayal bile edemiyordum. Çok harika bir yer. Herkese tavsiye ederim. Burdur- Antalya yolundan 1 kilometre içeride. Herkesin gezmesi, bu güzelliği görmesi lazım, diye düşünüyorum" dedi. 

Turizm acentesinde çalıştığını söyleyen Refika Yılmaz, "Turizm açısından ülkemizin her yeri cennet. Birçok mağara gezdim ama buraya ilk defa geldim. Herkesin görmesi gereken çok güzel bir yer" diye konuştu.

'GEZİLİP GÖRÜLMESİ GEREKEN BİR YER'

Antalya'dan geldiğini söyleyen Gülbeyaz Hakikat de "İnsuyu Mağarası'nı çocukken görmüştüm. O zaman da etkileyiciydi, hala etkileyici. Üzüldüğüm tek durum göllerde su kalmamış ve kurumuş ama gezilip görülmesi gereken bir yer. Mağaraya girince 'koskoca dağın altındayım' diye bir ürperti yaşıyorsunuz ama herkese tavsiye ediyorum. İnsuyu Mağarası gerçekten çok güzel bir yer" ifadelerini kulandı.

İNSUYU MAĞARASI

Burdur- Antalya kara yolu üzerinde, Burdur'a 13 kilometre uzaklıkta yer alan İnsuyu Mağarası, toplam 597 metre uzunluğunda yatay bir mağaradır. İnsuyu'nda karstik yapının zamanla erimesi ve aşınması sonucu sarkıt ve dikitler meydana gelmiştir. Kalker tortulanmalarından türlü şekil ve yapıda meydana gelen sarkıt ve dikitlerin oluşum tarzları dikkate alındığında, mağaranın binlerce yıl önce oluştuğu tahmin edilmektedir. İnsuyu Mağarası, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 9.7.1976 gün ve A 113 sayılı kararı ile birinci derece doğal sit olarak tescil edildi.