Türkiye'de şirket satmak ayıp

Firmaların aile şirketi kalmasına şiddetle karşı çıkıyorsunuz. Neden?
- Aile şirketlerinin birinci kuşaktan ikinciye geçerken yüzde 20 kadarı, ikinciden üçüncüye geçerken yüzde 6’sı başarılı olabiliyor. Bunlar istatistiki bilgiler. Durum açık.

Siz tam tersi kurup veya alıp, sonra büyütüp satıyorsunuz, halka açıyorsunuz...
- Evet evet... Aile şirketlerinin başarısız olma ihtimali başarılı olma ihtimalinden daha fazla. Böyle bir ortamda kumar oynamaya gerek yok. Bu varlıkları daha iyi yönetecek genç şirketlere, genç yöneticilere satıp buradan elde edilen gelirle yeni yatırımlar, yeni istihdam alanları açmalı. şirketlerin, varlıkların sizinle birlikte ölüp gitmesine müsaade edemezsiniz.

Şirketlerde, ülkelerde ve siyasi partilerde yaşanan karizmatik lider sonrası sendromunu söylüyorsunuz.
- Eğer her şey bir kişinin karizması üzerine kuruluysa, adam öldüğünde her şey bitiyor. Türkiye böyle yüzlerce, binlerce markasını kaybetti. Patronsuz, ailesiz şirketlere dönüşmek zorundayız. Aile dağılıyor, şirket de dağılıyor. Buna hakkınız var mı? Türkiye’de bu noktaya gelip direkten dönen gruplar var. 5-10 bin kişinin çalıştığı bir şirkete bu kötülük nasıl yapılabilir? Böyle şirketlerde artık kişisel değil kolektif kararlar vermeli.

P&G, Unilever gibi patronsuz devasa şirket örnekleri Türkiye’de neden yok?
- Niye 150-200 yıllık şirketler bunlar? Niye büyük? Patronsuz olduğu için. Patronu bir fon veya bir finans kuruluşu... Burada vaka olan şirket. şirket kabuğunu yenilemeli ve bunun uğruna patronunu da değiştirmeli. CEO, CFO, çalışan değiştirmek sürpriz değil, patronu değiştirmek sürpriz! şirket satmak ayıp Türkiye’de. Asıl satmamak ayıp olmalı. Küçük şirketlerde çok sorun değil ama marka olmaya başladıktan sonra aile olarak, “Bu işi ille ben devam ettireceğim” dersen bu şirket faşizmidir. Bu, patron faşizmidir.

Bazen de şirkete ortak almaya sıcak bakarlar ama yüzde 51’i kendilerinde tutmak isterler.
- Bunun bir nedeni olabilir: Kafasında gerçekleştireceği bir planı varsa olabilir. Prensip olarak böyle bir karar veriyorsa saçma.

KARİYER
Pilotluk hayal ettim havalimanım var

* 7-8 yaşımda babamın verdiği sermayeyle iki kilo çekirdek aldım. Sinemada satmaya kalktım. Kuruyemişçiden aldığım için pahalı geldi, satamadım. Yazlık sinemalarda çocukken gazoz sattım.
* Çocukken pilot olmak istedim. Havacılık hem havalı hem paralı bir meslekti. Gel gör ki havalimanı sahibi oldum.
* Çok haylaz bir çocuktum, annem liseyi bile bitiremeyeceğimi düşünüp bankacı olmamı istiyordu. Babamın sözünü dinleyip makine mühendisi oldum.
* Kariyer planlanabilen bir şey değil. Kalbini dinlemek önemli.

TOPLANTI
Odamda hiç yalnız oturamam

* Odada yalnız oturduğumu hiç hatırlamıyorum. Neredeyse bütün günüm toplantıyla geçiyor.
* Süresinden çok verimliliği önemli.
* Toplantı, yapmak için yapıldığı zaman iyi olmuyor.
* Hem dinlerim hem konuşurum. Dinlemeden konuşmak ahkam kesmek olur. Orada söyledikleriniz karar olarak kabul edilir. Dinlemeden nasıl karar verirsiniz?
* Karar alma süreci tecrübeyle birlikte kısaldı. Otel arazisi için beş dakikada karar verebilirim.

GÜNE BAŞLARKEN
Strese girmemek için müzik

* En geç 08.00’de kalkarım ve 09.00’da da işte olurum.
* Sekiz saatten az uyumam.
* Sabah ne enerjiğim ne de asık suratlı.
* Kötü kalkmam ama ıslık da çalmam.
* Duş alır, kahvaltı eder çıkarım.
* Hazırlanırken strese girmemek için müzik açarım.
* Zamanım varsa ekonomi haberlerini okurum. Kahvaltı ederken TV’de haberleri izlerim.

SPOR
Yelkenli yapmak istiyorum

* Sporu haftada bir kere yaparım. İkiye çıkarmaya çalışıyorum. Tabii bir seyahatte olmadığım sürece.
* Çocukken basketbol oynadım. Futbol, masa tenisi her şeyi yaptım. En çok futbola yeteneğim vardı.
* Fenerbahçe Kulübü yöneticiliğim de futbola bu ilgimden kaynaklandı biraz.
* Şu an yelkenli yapmak istiyorum aslında. Yazın birçok kez denedim ama bir haftadan fazla yapamadım. O süreyi uzatmaya çalışıyorum.

BESLENME
Yemekte iş konuşmam

* Mideyi rahatsız etmeyecek şeyler yiyorum. Viyana’daki bir klinik önerdi yerken iş konuşmamaya dikkat ediyorum.
* Sıvı tüketimimi mümkün olduğunca artırıyorum.
* Lokmamı mümkün olduğunca çok, 40 kez çiğniyorum.
* Günde üç öğün yiyorum. Saat 16.00’dan sonra çiğ meyve ve sebze yemiyorum. Böylece gaz sorunumu çözdük.
* Öğlen ve akşam mutlaka çorba içiyorum, protein alıyorum. Sabahları sağlam kahvaltı yaparım.
* Birkaç yıldır beslenmeme çok dikkat ediyorum.

MEKAN
Hesap almazlarsa utanıyorum

* Levent Loft’taki Fratelli bizim kantin gibi...
* Londra’da Hakkasan, Zuma, Nobu gibi Asya füzyon restoranlarını severim.
* İstanbul’da da Zuma’ya giderim. Eftelya, Bebek Balıkçısı, İskele, Kahraman gibi balıkçılara yılda birkaç kez giderim.
* Papermoon’u, Cipriani’yi severim.
* Öncelikle lezzet ve hijyen, en son da hesap önemli.
* Bazı yerler para almıyor çok rahatsız oluyorum, utanıyorum.
* Ankara’da Kalbur’u tek geçerim. Yalnız gidebildiğim tek yer.

OTOMOBİL
Çarpıyorum diye kullanmıyorum

* Hiç merakım yok. Üzerime kayıtlı aracım yok. şirketin aracını kullanıyorum.
* Şirket Audi A8 verdi. Başka otomobile binsek Ferit Bey (Şahenk) kızıyor.
* Hız yapmayı seviyorum, özgüvenim çok o yüzden çok çarpıyorum, kaza yapıyorum. Bu nedenle kullanmayı tercih etmiyorum.
* Şoförüm var. 26 yaşında ciddi bir kaza yaptım. Müteahhit bir büyüğüm, “Sen şoför değil işadamısın, otomobil kullanmayacaksın” dedi. Onu dinliyorum.

TATİL
365 gün tatil değil mi

* Aslında 365 gün tatildeyiz. İş hayatı çok hareketli. Sürekli seyahatteyiz arada bir-iki gün kaçamak yapıyoruz, geziyoruz.
* Sürekli bir yerde olmaktan dolayı bizler tatil ihtiyacı hissetmiyoruz.
* Ailece, bayramları tatil gibi kullanıyoruz. Genellikle yurtdışına gidiyoruz. 15 gün öyle, bir hafta da yazın; yılda toplam 21 gün tatil yapıyorum. Yeter, çok da az değil yani.
* 8-10 yıldır yaz tatili teknede. Oteli unuttuk.

HOBİ
Ben de pul koleksiyonu yaptım

* Müzik seviyorum. Mümkün olduğunca müzik katıyorum hayatıma.
* Aslında tek hobim maç.
* Boş zaman bulursam, özellikle uçaklarda kitap okuyorum.
* Güzel tablolarım var ama bir koleksiyon değil. Hepsini bir araya toplasam bir koleksiyon olur da...
* En son ‘Tenten’i izledim. Sinemada kızım Zeynep, “Başka çocuk filmi yok” diye ısrar etti.
* Her genç erkek gibi ben de pul koleksiyonu yaptım. Çok da faydasını gördüm.