Türkiye'de bulundu, dünyayı şaşırttı... Sırlarla dolu Göbeklitepe

Bu hikaye bize ne söylüyor? Bu taşları bu şekilde kim dizmiş? Neden Şanlıurfa? Burayı kim ne amaçla yapmış? Bu soruların yanıtını merak ediyorsanız yalnız değilsiniz. Dünya üzerinde arkeolojik araştırmalar yapan yüzlerce bilim insanı gözünü buraya, Göbeklitepe’ye çevirmiş durumda. Burası, bu zamana kadar keşfedilmiş, dünyanın en eski yapıları. Yanlış okumadınız, DÜNYANIN EN ESKİ YAPILARI. Bu zamana kadar bulunmuş daha eski bir şehir, tapınak yok… Hem de burnumuzun dibinde; Anadolu’da.

Göbeklitepe sırlarla dolu bir yer. Bu sırlar öylesine derin ki, bugün bile çözülememiş durumda. Burası, günümüzden 11.600 yıl öncesinde bile kullanılıyormuş. Kimin ne amaçla kullandığı hâlâ bilinmese bile çok ilginç bilgilere ulaşmış bilim dünyası. Öncelikle en heyecan verici olanından başlayalım.

Göbeklitepe’de bulunan ve buranın yapımında kullanılan araçlar 500 km uzaklıktaki Kapadokya’dan ve Van Gölü’nden getirilmiş buraya. Bu demek oluyor ki, burayı yapanlar avcı-toplayıcı bir toplumdu. Yani avlanarak ve bulduklarıyla beslenerek göçebe bir yaşam süren bir toplum. İşi ilginç kılan ise bu insanlar, buraya geldiklerinde, neden böyle bir tapınak yapma ihtiyacı duydular? Sürekli yer değiştiren avcı-toplayıcı bir toplumu burada durduran şey neydi? Bu soruların yanıtını günümüzde bile kimse bilmiyor.

Peki herhangi bir sebeple buraya yerleşmeye karar verdiler ve bu tapınakları yapmaya başladılar. M.Ö. 9600 yılında böylesine bir yapıyı inşa etmek yıllar sürecektir. Bu insanların beslenmek için sürekli avlanması ve çevredeki ağaçlarda bulunan besinleri tüketmesi gerekli. Peki çevrede artık toplayacak meyve ve avlayacak hayvan kalmadığında ne oldu dersiniz? İşte asıl heyecan verici kısmı burası. Bilim insanları Göbeklitepe’nin 20 kilometre kadar uzağında ilk defa evcilleştirilmiş kara buğdaya rastladılar. Bu bir rastlantı olamaz. Belki de burayı inşa eden avcı-toplayıcı toplum, Göbeklitepe’ye yerleşerek tarım toplumuna geçiş yapan ilk insanlar.

Günümüzden 11.600 yıl öncesine dayandığı için bilim dünyası bu teoriyi kanıtlamakta zorlansa da, bunun bir tesadüf olduğuna inanmak gerçekten zor. Belki de tarım toplumuna ilk defa bu topraklarda, yanı başımızda, Şanlıurfa’da geçildi. Göbeklitepe’de bunun gibi heyecan verici o kadar önemli keşifler var ki, tarihe biraz ilginiz varsa burası sizi tam anlamıyla büyüleyecek. Sadece biz değil, Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan Chicago Üniversitesi, Alman Heidelberg Üniversitesi ve Alman Arkeoloji Enstitüsü de buradaki kazılarla yakından ilgileniyor. Göbeklitepe’de keşfedilen her yeni bilgi, dünya tarihini değiştiriyor. Tüm bilinenlerin üzerine bir çizgi çekip kendi gerçeğini yazdırıyor. Göbeklitepe’ye ilk kez geldiğimde burayla ilgili en ufak bir fikrim yoktu. İlginç bir şekilde sıralanmış birkaç dikili taş ve ne anlama geldiği anlaşılmayan figürler…

Çevresinde ufak bir tur attıktan sonra gezi planımızda bulunan bir sonraki durağa doğru yolculuğa çıktık. Şanlıurfa’dan döndükten sonra okuduğum yabancı bir yazarın kitabında Göbeklitepe’den bahsetiyordu. İlginç, çoğu kişinin adını bile bilmediği bu yerin adı yabancı bir yazarın kitabında ne işi vardı? Kitaptan etkilenmiş bir şekilde Göbeklitepe’yi araştırmaya başladım. Öğrendiğim her yeni şey heyecanamı katladı ve buraya yeniden gelmek için gün saymaya başladım. İşte bu video, Göbeklitepe’ye ikinci ziyaretimde kaydettiklerimden oluşuyor. Bu bilgiler o kadar önemli ki, herkes bunu duymalı diye kameramın kayıt tuşuna bastım. Ortaya bu video çıktı… İyi seyirler…