Telaşsız, sakin ve etkileyici bir şehir: Singapur
Asya'nın standardı yüksek, modern ve düzenli şehri Singapur. Büyüleyici dokusu ile sizi ilk anda etkileyen bir yer burası. Sokaklarında dolaşırken gökdelenler arasında kaybolduğunuz şehir Singapur’da, başka bir dünyaya adım atacaksınız. İşte Singapur gezi rehberi…
Singapur’u keşfetmek için kısıtlı zamanı olanlara önerimiz marina bölgesi. Burada ilk olarak şehrin imzası haline gelmiş görüntüsü karşılayacak sizi. Yarattığı büyüleyici dünyayla sizi ilk anda etkileyen bir yer burası. Sokaklarında rahatça dolaşıp devasa gökdelenlerin arasında kaybolduğunuz, attığınız her adımda ilginç bir şey keşfettiğiniz bir şehir, Singapur.
Dünyanın en küçük ülkelerinden biri olan Singapur’a yılda yaklaşık 15 milyon yabancı geliyor ve bunun neredeyse yarısı turist. Hal böyle olunca bu kadar rağbet görmesinin ardındaki nedeni merak ediyoruz biz de.
Yaklaşık bir hafta geçireceğimiz Bali’ye gitmeden önce mutlaka Singapur’a da uğramak istiyoruz. Uçağı Singapur aktarmalı olarak aldığımız için yaklaşık 24 saatimiz oluyor vakit geçirmek için. Bu, aslında Singapur hakkında fikir sahibi olmak için hem yeterli bir süre hem de doyasıya gezip her yerini görmeyeceğimiz için çok yetersiz. Ancak güzel olan şehrin hem gündüzünü hem de gecesini görme şansımızın olması.
Gündüzü ve gecesi o kadar farklı ki sanki iki ayrı şehirdeymişsiniz izlenimi veriyor insana. Gündüz daha sakin, daha boş. Yolda yürüyen tek tük insanların olduğu caddelere genellikle gökdelenler hakim. Fakat akşam olduğunda gündüz gökdelenlerin içinde olan insanlar bir anda sokaklara dökülüyor ve nehir boyunca yerleşip atmosferin tadını çıkarıyorlar.
Singapur’u özellikle gündüz keşfetmek isteyen ve bizim gibi az vakti olanlar içinse kesinlikle önerilecek ilk yer Marina bölgesi. Chinatown’ın ara sokalarında dolaşıp birbirinden ilginç dükkanlarda kaybolduktan sonra nehir boyunca ilerlerseniz Singapur’un imzası haline gelmiş o görüntüsü karşılayacak sizi: Ünlü alışveriş merkezi, hemen arkasındaki Marina Bay Sands Oteli ve onun da tepesindeki Skypark. Eğer bu otelin müşterisi değilseniz, yukarıdaki gözlem tepesine çıkmak ve manzaraya bakabilmek için 23 Singapur doları ödemeniz gerekecek.
Ama Singapur’a tepeden bakabilmek için elinizdeki tek seçenek burası değil. Şehrin özellikle marina yakınlarındaki -özellikle gökdelenler bölgesinde- pek çok teras bar, hem eğlenceli hem de daha uygun bir seçenek olabilir. Bu konuda bizim tercihimiz 1-Altitude Bar olmuştu. 35 Singapur doları karşılığında tepeye çıkıp bir de ünlü “Singapore Sling” kokteylini içmiştik. Üstelik Marina Bay Sands’in hemen karşısında oturup izleme şansımız da olmuştu.
Kalabalık yormuyor
Manzarayı izledikten sonra artık biraz sokaklara karışmanın zamanı geliyor. Singapur’un en turistik yerlerinde kalabalıkları görseniz bile endişe edecek bir şey yok. Buranın kalabalığı insanı pek sıkmıyor. Turistik yerlere girerken bilet kuyruğunda beklemeden, sıkılmadan gezebiliyorsunuz. Bu şehri güzel yapan özelliklerden biri de bu oldu bizim için. Biz de soluğu meşhur Gardens By The Bay’de aldık. Yaklaşık 40 derece sıcaklıkta insanın kendisini bol gölgeli bir bahçeye atmasından daha güzel ne olabilirdi ki…
Gardens By The Bay, yani Körfezdeki Bahçeler, bütün gününüzü geçirebileceğiniz, çimlerin üzerinde yayılıp dinlenebileceğiniz bir yandan da bir şeyler içip atıştırabileceğiniz bir yer. Hem lokallerin tercih ettiği hem de oldukça turistik olan bu alan üç ayrı bölümden oluşuyor diyebiliriz. Herkese açık bahçe kısmına hiçbir ücret ödemeden girebiliyorsunuz. Fakat bundan başka iki ayrı camekan kubbeden oluşan bir alanı daha var: Cloud Forest ve Flower Dome.
Kapalı bir alan içerisinde yağmur ormanlarının küçük bir simülasyonu yapılan Cloud Forest’ta 0-2000 m arasında yetişen bitki örtülerinin canlandırması yapılmış. Yukarı doğru çıktıkça farklı farklı bitkileri görebileceğiniz alanda adım başı bilgilendirme levhaları mevcut. Ayrıca içeri girdiğiniz gibi sizi karşılayan kocaman bir de şelale var. Singapur’un zaman zaman bunaltan ekvator sıcağı havasında şelalenin hafif üşüten damlacıklarıyla burayı gezmek ferah olmasının yanında aynı zamanda eğlenceli de bir deneyim.
Singapur’un kalbi
Buradan çıkıp hemen yanındaki Flower Dome’a girdiğinizde ise size çiçek bahçesi karşılayacak. Dünyanın her yerinden birbirinden değişik çiçekleri bulabileceğiniz alan, Akdeniz, Güney Afrika, Kaliforniya, Avustralya, Güney Amerika gibi coğrafi olarak farklı bölümlere ayrılmış.
Flower Dome ve Cloud Forest’a girmeniz için ayrı ayrı bilet almanız gerekiyor. İkisinin de ücreti 18 Singapur doları. Bunun dışında bu kocaman bahçede 40 dereceye varan sıcakta yürümek istemiyorsanız veya aceleniz varsa size eşlik edebilecek servisler de var. Bunlar için de 3 Singapur doları vermeniz gerekiyor ve gün içinde istediğiniz kadar kullanabiliyorsunuz. Yine aynı şekilde acelesi olanlar veya manzara izlemek isteyenler içinse Gardens by the Bay’in ünlü Süper Ağaçları’nın (Supertrees) tepesinde bir yürüyüş yolu da mevcut. Bunun için ise 8 Singapur doları kadar bir ücret ödemeniz gerekiyor.
Bütün bir gününüzü koşturmadan telaşsız sakin bir şekilde geçirebileceğiniz Gardens By The Bay, Singapur’un kalbi olma özelliğini de taşıyor bizce. Kısa sürede Singapur’u keşfetmek isteyenler için ideal bir alan. Fakat “bu bana yetmedi” diyenler için bir dahaki sefere keşfedilecek pek çok yer vadediyor Singapur.
Fotoğraflar: commons.wikimedia, distantjourneys
55 bin lirayla 29 ülke 160 kenti gezdi