Paylaş
Bunun “birinci nedeni” bizi hastalıklardan koruyan bağışıklık sistemlerimizin eşit güçte olmamasıdır. Diğer önemli nedenler ise “yaptığımız işler/mesleğimiz” ve “iyi ya da kötü olabilen yaşam tarzı tercihlerimiz”dir (alkol, sigara kullanıp kullanmadığımız). Örneğin eğer hastanede çalışan biriyseniz hasta insanlarla daha sık temas ettiğiniz için; eğer bir anaokulu veya ilkokul öğretmeni iseniz kalabalık sınıflarda korunmasız çocuklarla baş başa olduğunuz için mikrobik hastalıklara daha sık ve kolay yakalanmanız beklenen bir sonuçtur. Diğer taraftan kalabalık ortamlara girip çıkma sıklığınız, maske kullanımı ve aşılanma dahil koruyucu önlemleri alıp almadığınız bağışıklık sisteminize uygun bir yaşam tarzı oluşturup oluşturmadığınız da önemli ayrıntılardır. Bitmedi! Başka detaylar da var.
İYİ BİLGİ
GENETİK, STRES VE ENFEKSİYON YÜKÜ DE ÖNEMLİ
Neden bazı insanların diğerlerinden daha sık ve çok viral veya bakteriyel enfeksiyonlara (grip, COVID, soğuk algınlığı, tonsilit, farenjit, sinüzit, zatürre) yakalanma şansızlığı yaşadığı sorusunun önemli bir yanıtı da “genetik yatkınlık”tır. Bazı insanların antimikrobik bağışıklık gücü diğerlerinden genetik olarak daha zayıf olabiliyor. Diğer taraftan “STRES FAKTÖRÜ”nün de mühim bir belirleyici olduğu kesin. Mesela, ağır fiziksel ya da ruhsal stresler beklenmedik bir zona enfeksiyonunu davet edebiliyor. Daha sonraki yazılarımda anlatacağım “SÜLEYMAN DEMİREL’İN 28 ŞUBAT STRESİ ZONASI”nın sebebi o dönemde yaşadığı yoğun psikolojik streslerdi. Akut ya da kronik olması fark etmiyor stresin her türlüsü bağışıklık tepkilerimizi baskılayarak beklenmedik enfeksiyonları bile davet edebiliyor.
Çok daha önemli bir faktör ise “enfeksiyon yükü”dür. Eğer enfeksiyon yükü fazla bir ortamda korunmasız bir şekilde kısa bir süre dahi bulunacak olursanız -aldığınız aşırı mikrop yükü nedeniyle- bağışıklığınız ne durumda olursa olsun mikroplarla olan savaşı siz kaybedersiniz.
KISA BİLGİ
BAĞIŞIKLIĞIN BAŞKA DETAYLARI DA VAR
Bazılarının başkalarına oranla mikroplara daha sık ve kolay teslim olmasının başka nedenleri de var. Mesela KÖTÜ BESLENME! Özellikle protein ve vitamin gücünün eksikliği mühim bir belirleyici. Uyku kalitesinin düşüklüğü, aşırı yağlı ve obez bir bedene sahip olmak, şeker hastalığı ve benzeri kronik sağlık sorunları, bağışıklık baskılayıcı ilaçlar (kortizol, kemoterapi ilaçları) kullanmak da enfeksiyonlara daha kolay ve sık yakalanmaya yol açabiliyor. “Yaşlılık” da başlı başına bağışıklık esnekliğini azaltan bir faktör. İleri yaşlardakilerin gençlere oranla daha sık ve kolay hastalanmasının ve mikrobik hastalıkları daha ağır yaşayıp daha güç atlatmasının nedeni de doğal bağışıklıktaki esneklik ve güç kaybıdır.
KIŞ BİLGİSİ 1
BAĞIŞIKLIK GÜÇLENDİREN 5 TAKVİYE
BİR: D3/K2 desteği
İKİ: C vitamini takviyesi
ÜÇ: Omega 3 gücü
DÖRT: Çinko hapları
BEŞ: Probiyotik kombinasyonları
KIŞ BİLGİSİ 2
PANCAR = PERFORMANS
Pancar tıka basa nitrat dolu. Pazı, ıspanak, karalahana, marul ve diğer yeşil yapraklı sebzeler de öyle. Ravent, reyhan, roka da güçlü bir nitrat deposu.
Bedene giren nitrat, damarların iç yüzünü döşeyen koruyucu endotel örtüsünde bol nitrik osit (NO) üretimi sağlıyor. NO artışı ise kan basıncının dengelenmesine, damarların genişlemesine ve dokulara daha çok oksijen ve besin ulaşmasını sağlıyor.
Kısacası sofralarda taze sebzelere, özellikle yeşil yapraklı olanlara ve de pancar sularına, turşularına daha sık ve bol yer vermek gerekiyor.
KIŞ BİLGİSİ 3
EKMEK Mİ ŞEKER Mİ
Toz şekerin de beyaz ekmeğin de kan şekerini yükseltme ve insülin patlamalarına yol açma potansiyelleri, yani bilimsel adıyla glisemik indeksleri aşağı yukarı aynı. Ekmek mi, şeker mi sorusuna yanıt aramak yerine bu ikiliyi mümkün olduğu kadar az yiyip içmenin bir yolunu bulmaya çalışın. Bunlardan gelen zararları azaltmak istiyorsanız da “her gün düzenli yürüyüş yapma” yani “egzersiz alışkanlığı” kuralını devreden asla çıkarmayın.
İYİ BİLGİ
PEKİ BAĞIŞIKLIK NASIL GÜÇLENİR
Prensip olarak düzenli beslenme ve egzersiz alışkanlığının en önemli bağışıklık güçlendiricileri olduğunu bilelim. Düzenli ve kaliteli uykunun ise bağışıklık sistemine adeta ilaç gibi geldiğinden şüphe etmeyelim. Diğer taraftan korunma önlemlerini almak örneğin hepatit, zatürre, grip, zona aşılarını -özellikle risk grubundaysanız- zamanında ve düzenli yaptırmak, kalabalık ve kapalı ortamlarda özellikle kış aylarında maske takma önlemini daima devrede tutmak da basit ama son derece etkili ve önemli önlemlerdir.
Paylaş