Tayland’ın hindistancevizi adası Samui
Tayland Körfezi’nin güney-batısındaki Samui, yaklaşık Gökçeada büyüklüğündeki bir tropikal cennet. Beyaz kumlu plajları, akvaryum gibi mercan kayaları, ormanları, şelaleleri göz alıcı.
Adayı gezip fotoğraflayan Levent Özçelik, “Tayland’ın en romantik adası dersek abartmış olmayız. Dünya gözüyle cenneti görmek bu olsa gerek” diyor. Halkının çok nazik, adanın güvenli olduğunu söylüyor. Kış ortasında güneş, deniz ve doğanın güzelliklerinden payını almak isteyenlere Samui’yi öneriyor.
Ko Samui ya da kısa adıyla Samui, sessizliğin ve yalnızlığın naif, kendine özgü köşesi. 1970’li yıllarda sırt çantalı gezginler “keşfetmişti.” Adada su, elektrik gibi günümüzün doğal ihtiyaçlarından habersiz, az sayıda yerli yaşıyor, balıkçılıkla geçiniyordu. Yollara pek ihtiyaç duyulmadığından patikalar kullanılıyordu.
Göz kamaştırıcı plajları, hindistancevizleri ve cömert yeşilliğiyle “ilk” gelenleri cennet havasında karşılamıştı. İlk gezginlerden sonra, özellikle ABD, Avrupa ve Prag’da esen köklü değişim rüzgârları, Asya’nın mistik, gizemli dünyasının keşfine yol açtı. “Dünyada uyum ve barış” ilkesini benimseyen, tabiat anayı rehber edinen “hippi” hareketi böyle bir cennet köşeyi görmezden gelemezdi. Gelmedi de...
Aradan geçen 30 yılda ada çok popüler oldu. Şu anda adını duymayan yok denecek kadar az. Öncelikle plajları ve sualtı görsel zenginliğiyle akla geliyor. Oysa, çok daha fazlasını vaat ediyor.
İDEAL DÖNEM OCAK-NİSAN
Ko Samui, ülkenin üçüncü büyük adası. Adı “hindistancevizi adası” anlamına geliyor. Adada mevsim kavramı yok. Nem ve sıcaklığın artıp artmamasına, yağışların bolluğuna bağlı olan “dönemlerden” bahsediliyor daha çok. Ekim-aralık arası yağışların en bol ve şiddetli olduğu, denizin coştuğu dönem... “İdeal sezon” ocak-nisan arasında.
Adanın bir liman şehri olan, başkenti Nathon turizmle pek fazla haşır neşir değil. Ticari faaliyetler ön planda, geleneksel yaşam tarzı korunmuş. Yerel yaşamın havasını koklamak için gitmekte, gezmekte fayda var. Deniz, güneş, kum, plaj, romantizm, egzotizm tutkunları için ise doğru adres kuşkusuz adanın doğu sahilindeki Lamai ve Chaweng bölgeleri. Her ne kadar adanın tüm çevresi güzellik dereceleri değişen plajlarla çevrili olsa da en revaçta olanları bu bölgeler. Yedi kilometre uzunluğundaki Chaweng, plajların en uzunu, en gözdesi. Sakin ve turkuvaz suların beyaz ince kumla uyumlu buluşması güzellik için yetmezmiş gibi, açıkta yeşillikler içindeki iki adacık ve bir mercan kayalığı bulunuyor. Oteller, bungalovlar, dükkânlar, restoranlar, barlar plaja paralel, tespih tanesi gibi yan yana dizilmiş. Bar ve restoranlardan bahsetmişken, Ko Samui’de yeme içme işleri kusursuz. Tayland mutfağını tercih edenler için tabii ki alternatif bol. Ancak İtalyan, Meksika ve diğer Avrupa mutfakları için pek çok mekân var. Fast food konusunda ise “bini bir para” tanımı yeterli olacaktır. Kısacası yeme-içme için bol alternatif ve uygun fiyat bir arada.
Bir diğer alternatif adanın kuzeye bakan yüzü, yani Choeng Mon ve Mae Nam bölgesi. “Ko Samui’de hiçbir şey pek uzakta değildir” diyor yerliler. Buna karşın, hazırlıksız gelen ziyaretçi “Nereden başlasam” şaşkınlığını yaşayabilir. Ne de olsa tropikal ortamın sağlayabileceği nimetlerin büyük kısmını sunuyor tabiat ana. Bir de gündüz ile gece hayatının da hareketli olduğunu düşünürsek (alışveriş dahil), gezi programının yükü artabilir. Adayı tamamen çevreleyen “4169” adlı yol 50 kilometre uzunluğunda. Planlı bir şekilde takip edildiğinde, sorun yaşamadan turunuzu tamamlayabilirsiniz. Yerel taksiler, yani “songthaews”lar çok pratik, yine de birçok adada olduğu gibi araç kiralamak çok rahatlık sağlıyor. Hem plajlarını, hem iç bölgelerini gönlünüzce gezebiliyorsunuz.
KİTAPLIK OTELİ
Phuket misalinde olduğu gibi, turizme bağlı hızlı yapılaşmanın, Samui’ye eski vahşi cazibesinden çok şey kaybettirdiğini düşünenler hiç de az değil. Buna karşın yapı yüksekliğinin hindistancevizi ağacını geçememesi bile çok hoş. Uygun fiyatlı konaklama yapabileceğiniz otellere ilave olarak çekici, egzotik havalı, SPA’larıyla öne çıkan farklı statüde pek çok iyi tesis var; tabii avangard yaklaşımlar da. “The Library” oteli avangard tarafıyla adanın en ilginç mekânlarından. Chaweng’in kuzeyinde, göreceli olarak daha sakin bir bölgedeki otelin yegâne özelliği tasarımı. Plajdaki çok rahat şezlonglarından tutun odalarına kadar... İsminin sadece “sessizlik vahası” çağrışımı için seçildiğini sanmayın. Plaja bakan okuma odası baştan aşağıya kitap ve DVD ile donatılmış. İsteyen odasına da götürebiliyor ücretsiz olarak.
Laem Nan Koyu’nun ardından gelen Lamai Beach, “Chaweng ruhunu devam ettiriyorum” iddiasında. Restoranlar, barlar, seyyar satıcılar ve günlük deniz turizminin yol açtığı olağan kargaşa... Hua Thanon, Lamai Beach’in doğal devamı olarak dikkat çekiyor, fakat güneye doğru inildikçe asude bir havanın ilk esintileri hissedilebiliyor, özellikle iki kilometre uzunluğundaki ince kumlu Bang Kao plajında. Romantizm ile fotoğraf çekme arasında tereddütlerin her an yaşanabileceği bir sahil şeridi başlıyor gerçekten. Deklanşör ile sessiz senfoni arasında, gizli olduğu kadar hoş bir iç çekişme. “Gün- batımı izlemenin en doyumsuz olduğu yer” olarak işaret ediyor yerliler Bang Kao’yu, bizden söylemesi. Zamanınız kısıtlıysa, devam edin yolunuza. Denize girip, güzel manzaralar seyrederek adanın güneybatısına ulaşacaksınız. Thong Krut, aslında balıkçı köyü. Ancak diğer adalara tekneler kalkıyor ve bazen bu nedenle sakinliği bozulabiliyor. Biraz daha ilerideki Thong Tanote ve Taling Ngam plajı, göz alıcı manzaralarıyla birbiriyle yarışıyor. Feribotların geldiği iskeleye yakın olan Lipa Noi, sakin ve pek de derin olmayan sularıyla uğranılması gereken yerlerden. Buradaki günbatımı manzarası, Bang Kao ile rekabet edebilecek seviyede.
ANI YAŞAMAK VE ANI DONDURMAK
Bang Po, yüzünü kuzeye doğru, Ko Phangan’a çevirmiş. Mercan kayalıkların yakınlığı, suyun berraklığı ile birleşince dertsiz, tasasız bir şnorkelci mekânı oluvermiş. Tüm bir gün harcanabilir rahat rahat. Tanınmış isimlerden, Maenam Beach devamında, doğu istikametinde. Ünü pek yersiz değil. Yüzmeyi sevenleri, rüzgâr sörfçülerini aynı sevimlilikte karşılıyor Maenam Beach. Plajın ortasınaki iskeleden, sürat motorlarıyla Ko Tao (18 kilometre), Ko Phangan (45 kilometre) gibi adalara gidilebiliyor. Ko Tao, egzotizmin tatlı ninnisine doyamayanların istikametlerinden biri. Deniz, kum, güneş, tropikal bitki örtüsüyle sessizlik ve ıssızlığı aynı tabloda birleştirmek istiyorsanız, çağrısına kulak verin. Kim bilir, belki de konaklamanıza orada devam edersiniz... Filmlere bile yansımış dolunay partileriyle meşhur olmuş, lakin buranın gerçek kimliğini öncelikle sualtı zenginliği, balık avcılığı ve sakinliği oluşturuyor. Ko Pha-Ngan Adası’na muhteşem bir bakış açısı veren Bo Phut Plajı’na da uğrayın deriz. Chaweng’e yakın olup, göreceli sakinliği yeğleyenlerin ilk tercihi olabilir...
Big Buddha (Wat Phra Yai), adanın kuzeybatısında, 4171 numaralı yolun üzerinde. Merdivenlerle ulaşılan heykelin çevresinde hoş vakit geçirilebiliyor.
Son olarak Samui’nin oldukça güvenli bir ada olduğunu tekrar söyleyelim. Başınıza rahatsız edici bir durumun gelme ihtimali yok denecek kadar az. Yerli halk oldukça saygılı, kibar. Huzurlarının bu kadar kaçırılmış olmasına rağmen, kendi hallerinde yaşıyorlar.
ORMANDA AĞAÇLARIN ÜSTÜNDEN UÇUN FİLLE ŞELALELERİ GEZİN
Ko Samui’de birçok safari turu düzenleniyor. Orman, şelale ve tapınaklara düzenlenen günlük turlar, fil safarilerinin fiyatları 30 ila 50 dolar arasında. Bir başka fantezi, ormanda ağaçların üstünden kaymak. Doğu Karadeniz’deki gibi, vadiler arasına çelik teller gerilmiş. Bu tellere kayışlarla bağlanıp kişisel teleferiğinizi oluşturuyor, kuşbakışı ormanı gözlemliyorsunuz. Emniyetli, ön eğitim gerektirmiyor, 80 yaşındakiler bile yapabiliyor. Fiyatı 35 dolar civarında. Dalış, en popüler spor. Özellikle Ko Tao Adası’nda. Ko Samui’ye tekneyle 1.5 saat uzaklıktaki ada bölgenin en zengin, güzel sualtına sahip. Tayland’da dalış turlarını yabancılar düzenliyor. İşlerini çok ciddiye aldıklarını belirtmem gerek. Bütün dalış okulları PADI ya da SSI sertifikalı. Bu arada eğer amacınız ağırlıklı dalışsa; yemek, otel transferleri ve ekipman kirası tur fiyatlarına dahil.
İZMİRLİ ULAŞ HİZMETİNİZDE
Adaya vardığınızda öncelikle bir motosiklet kiralayın. Adayı keşfetmek ve tatlı sürprizlerle kolayca buluşmak için büyük avantaj sağlıyor. İşte, ben tam bu noktada Ko Samui’deki ilk büyük şaşkınlığı yaşadım. Scooter kiralamak için havaalanı yakınındaki Chaweng sahilinde gezinirken, Ulaş (namı-diğer Oscar) ile tanıştım. Yıllar önce İzmir’den iki kardeş ve birkaç arkadaş gelip yerleşmişler Chaweng’e. “Goholidaygo” sloganıyla yola çıkmışlar. Tur, otel, uçak, scooter kiralama, internet dahil pek çok hizmeti sağlıyorlar.
Başkent Bangkok’tan hemen her saat başı uçak var Ko Samui’ye. Yolculuk yaklaşık bir saat sürüyor, ama yaşadığınız atmosferin hızla değişime uğraması şaşırtıcı geliyor insana. Birden göğü delen yapıların arasından sıyrılıp tropikal bir adaya düşüveriyorsunuz adeta. Tabii iniş sırasındaki tropikal bahçeye iniyormuş duygusu ayrı bir heyecan katıyor. Büyüleyici bir manzara ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Bütün bu görüntülere devasa Buda heykelinin eşlik ettiğini de ilave etmeliyim. Kısacası yaşanan şaşkınlık hiç de kısa sürmüyor.