Yeşilin en güzel adresi: İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı
İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı, tarihi açısından önemli bir yer. Bunun yanında ziyaretçilere gezebilecekleri çeşitli imkanlar sunuyor. İğneada Longoz Milli Parkı’nda gölleri gezebilir, denizleri görebilir ve ormanların içinde bir gezintiye çıkabilirsiniz. Ayrıca bölgede birçok pansiyon ve otel de bulunuyor. İşte İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı hakkında bilmeniz gereken her şey…
İğneada Thyn’lerin yaşadığı yer anlamına gelen Thynias adını Trak kavminden almış. Göç dalgasının bölgeye etkisi büyük olmakla birlikte özellikle güneyden, Eski Yunan kültürel tazyiki hiçbir zaman eksilmemiştir. Cumhuriyet döneminden önce Balkan Savaşı esnasında Bulgaristan istilasına uğrayan İğneada, Midye-Enez hattının çizilmesiyle Bulgaristan’a kalmışken Edirne’nin de kaybedilmesi sebebiyle yapılan taarruz ve antlaşmalarla bugünkü Trakya sınırı çizilmiş ve İğneada topraklarımıza katılmış. İğneada’nın fethini yöneten komutanın adı İne Bey’dir. Buraya kendi adını verir ve ‘İneada’ adı zamanla İğneada olur. İğneada’nın burnu iğne şeklindedir. Bu yüzden adı İğneada’dır gibi düşünülse de adını aslında tarihten alıyor.
Milli Park alanı daha önce Tabiatı Koruma Alanı, Doğal Sit, Yaban Hayatı Koruma Sahası gibi çeşitli statülere sahip ve birbirinden ayrı parçalar halinde yer alan korunan alanların, daha geniş bir alanda milli park şemsiyesi altında birleştirilmesiyle ülkemizin 39. Milli Parkı olarak ilan edilmiş. Milli Park alanı, Demirköy’e 25 kilometre uzaklıkta ve İğneada beldesi sınırları içerisinde yer alıyor. Yıldız (Istranca) Dağları’ndan Karadeniz sahillerine doğru akan derelerin taşıdığı alüvyonların birikmesi ve mevsimsel olarak sular altında kalması sonucu Milli Park’taki longoz ormanları oluşmuş.
Karadeniz sahili boyunca, Yıldız Dağları’ndan Karadeniz’e doğru akan dereler, denize ulaşmadan İğneada’da göllerde ve bu göllerin bataklık alanlarında son bulur. Longoz ormanlarıyla kumullar arasında büyüklükleri değişen lagün gölleri ve iç kısımlardaki orman iç gölleri, bölgenin sulak alanlarını oluşturuyor. Alanda zengin sucul bitki örtüsüne sahip 5 göl bulunuyor: Erikli Gölü, yaz aylarında denize bağlantısı kesilen bir lagün. Mert Gölü ise Çavuşdere’nin denize döküldüğü yerde oluşmuş. Alanın en güneyinde bulunan Saka Gölü, orman ve kumullar arasında bulunan 50 da’lık küçük bir göldür. Hamam Gölü ve Pedina Gölü ise iç tarafta yer alıyor. Erikli Mert ve Saka Gölleri’nin önlerindeki kumul engeli sebebiyle denize bağlantılarının kesilmesi, ilkbaharda fazla gelen suların geriye doğru taşmasına ve düz araziyi kaplamasına yol açıyor. Bu taşkın alanlar su basar ormanlarını ve birbirinden farklı deniz, göl ve orman ekosistemlerini oluştururlar.
Lagün göllerinin yağışlı dönemlerde tuz oranları değişmekle birlikte suları acı-tuzludur. Lagün alanlarının etrafını sazlık ve bataklık bir kuşak çevreliyor. Alan içerisindeki kıyı kumullarını İğneada fiziki olarak ikiye ayırıyor. Kuzeyde yer alan kıyı kumulları Erikli Gölü’nün doğu kısmından başlayarak İğneada’ya kadar uzanıyor. Güneyde yer alan kıyı kumulları ise Mert Gölü’nü denize bağlayan kanal bölgesinden başlayarak Saka Gölü güneyine kadar uzanır ve yer yer genişliği 50-60 metreye kadar ulaşıyor. Yaklaşık 10 kilometre uzunluğundaki kumullar Karadeniz’in güneybatısına özgü bitki türleri ile büyük önem taşımakta. İnsanın hayatı boyunca tabii güzellik olarak görmek isteyebileceği hemen hemen bütün güzellikleri barındırabilen; denizi, ince kum sahili, uçsuz bucaksız ormanı, gölleri, dereleri ve temiz havasıyla tam bir tabiat harikası olan İğneada adeta cennetin yansıması gibi.
Pedina Gölü, Erikli Gölü, Hamam Gölü, Mert Gölü, İğneada Plajı, Kuş Gözlem Alanı, Longoz Subasar Ormanı, İğneada feneri (50-60 metrelik yamaç üzerine kurulu fener ve Liman Baba Türbesi’ni) görebilirsiniz. Bulgar hududunu oluşturan üç metre enindeki Rezve Deresi kıyısına kurulu Beğendik Köyü, Atatürk Örnek Köyü olarak yapılmış. İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı tabiat yürüyüşü, fotoğrafçılık, yaban hayatı, kuş gözlemciliği gibi faaliyetler için eşsiz kareleri gözler önüne seriyor. Bölge Karadeniz’in kıyısında yer aldığından deniz mahsulleri mutfağı oldukça zengin. Özellikle balık sezonunda gelen ziyaretçiler İğneada merkezin deniz manzaralı restoranlarında çeşitli balık türlerinin tadına bakabilirler. İğneada Merkez’de birçok pansiyon ve otel bulunuyor. Ziyaretçilerin özellikle yaz sezonu yoğunluğundan dolayı rezervasyonsuz gelmemeleri tavsiye edilir.
İğneada’nın hemen girişinde ziyaretçileri İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı İdare ve Ziyaretçi Merkezi karşılıyor. Buraya gelen ziyaretçilerin gerçek zamanlı kameralar ile gölleri sahaya baskı oluşturmadan izleyebilmeleri mümkün. Ziyaretçi Merkezinde bölgenin flora ve faunasını tanıtan görseller ve bir Milli Park maketi de bulunuyor. Ayrıca, merkeze gelen ziyaretçiler Milli Park tanıtımını ve haritalarını içeren basılı materyallerden faydalanabilirler. İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı’na giriş için herhangi bir ücret talep edilmiyor.
Ulaşım
İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı yaklaşık olarak İstanbul’a 180 kilometre, Ankara’ya 640 kilometre, Silivri’ye 125 kilometre, Çorlu’ya 100 kilometre, Tekirdağ’a 130 kilometre, Çanakkale’ye 300 kilometre, Lüleburgaz’a 90 kilometre ve Edirne’ye 200 kilometre mesafededir.