Sonbaharın en güzel bisiklet rotası
Sonbaharın en çok yakıştığı şehirlerden birini bisikletle keşfetmeye ne dersiniz? Burası Doğu Avrupa’nın mistik şehri Belgrad... Tuna ile Sava’nın kesiştiği noktada bulunuyor. Yemyeşil parkları, kaleleri, tarihi semtleriyle özgün bir karaktere sahip. Arka sokaklarında hâlâ Sovyet ruhu taşıyan bu kentte pedalladıkça büyüleneceksiniz.
Belgrad, bohem bölgesinde birbirinden keyifli mekânları barındıran, bütçeyi asla yormayan mutfağı ve pedallamaya doyamacağınız bisiklet yollarıyla harika bir kısa kaçamak rotası. Bisikletiyle duygusal bağı olanlar ve onu diğer bisikletlerle aldatmak istemeyenler için havayollarının ekstra ücret karşılığında taşıma hizmeti bulunuyor. "Yeni bisikletle tanışmaya hazırım" diyenler içinse Belgrad’ta çok sayıda bisiklet kiralama ofisi var. Ben yeni bisikletlere açık olduğumdan soluğu 'Kalemegdan' karşısındaki 'Sport Center’da alıyorum. Bisikletin bir günlük kiralama bedeli 5 Euro. Özetle pedallamanın bu denli maliyetsiz olduğu bir şehirdeyim.
Tuna’nın kıyısında yavaşça süzülerek rotaya başlıyorum. İlk durağım, şehrin öteki yakası olarak adlandırılan Zemun. Köprüyü kullanarak şehrin diğer yakasına geçmem gerekiyor. Ve işte Belgrad, tam da o sırada beni kendine aşık etmeye başlıyor. Bisikletçileri direkt köprüye çıkararak şımartan bir asansör mevcut. Bu harika... Tuna’nın üzerinden bisikletle geçmenin bu kadar kolay olabileceğini hiç sanmıyordum. Ağaçlardan düşen yaprakları ezerek ve çıkardıkları nefis çıtırtıları dinleyerek ilerliyorken diyorum ki bu şehrin favori mevsimi kesinlikle sonbahar olmalı! Rotanın ilk durağına varıyorum, yaklaşık 20 dakika sonra Zemun’dayım.
Retro kafe cenneti
Yola çıktığım nokta olan Stari Grad, Belgrad’ın ‘Eski şehir’ kısmıyken Zemun, daha çok yüksek yapılanmaların olduğu yeni bir yerleşim bölgesi. Nehri arkada bırakıp meydana çıktığım anda semt pazarına denk geliyorum. Organik meyve ve sebzelerin oldukça uygun fiyatlara satıldığı sempatik mi sempatik bir pazar yeri. Seyahatinizi çarşamba gününe denk getirirseniz, sakin sakin pazar alışverişini yapan Zemun halkıyla karşılaşabilirsiniz.
Zemun aynı zamanda bir retro kafe cenneti. Bisikleti Rakia Bar’ın önüne park edip masalardan birine kuruluyorum. Kruvasan’ın yanında getirdikleri çilek reçelinin tadı hâlâ damağımda... Espresso ise 10 bin beygir uyandırma gücünde... Zemun’un ekstra sakin sokaklarında Sovyet ruhunun hâlâ yoğun bir şekilde yaşadığını söylemek mümkün. Semtin derinliklerine gittikçe yükselen bloklar, sosyalizmin yıllarca hüküm sürdüğü Yugoslavya’ya başkentlik yapmış bu kente miras kalmış. Buradan ayrıldıktan sonra yeniden nehrin üzerinden geçerek 'Ada Ciganlija‘ya doğru ilerliyorum.
Huzur bu adada
Ada, ÅŸehrin Sava Nehri kıyısına bakan kısmında bulunuyor. Bu bölgenin yaz döneminde rekor sayıda turist ağırladığını öğreniyorum. Nehrin kıyısında ÅŸehrin art arda sıralanmış köprülerini geride bırakarak adaya doÄŸru ilerliyorum. Yaklaşık 30 dakika süren, zaman zaman ÅŸehrin rutin trafiÄŸine karıştığım bir yolculuktan sonra nihayet adadayım. Çok sayıda bisiklet kiralama yeri var. Nehrin mis gibi kokusunu içinize çekerek kilometrelerce pedal çevirebilir ya da adanın iç kısımlarına doÄŸru giderek yeÅŸilin tüm tonlarıyla tanışabilirsiniz.Â
Bu keşifte sincaplar da size eşlik ediyor. Belgrad halkı, sporun her dalına düşkün. Adanın iç kısmında yeşil alanlarda golf ve tenis oynayanlara denk geliyorum. Diğer yanda da nehrin kenarına kurulmuş akşamüstü içkisini yudumlayanlar gülümsetiyor.
Â
Akşam üzeri dönüş yolculuğunda Tuna’nın üzerine yansıyan güneş eşliğinde pedallamaya devam… Balık tutan Belgradlılar, kıskançlık uyandıracak derecede güzel bir manzarayı izliyor. Güneş batarken ben de rotanın sonuna geliyorum. Sport Center’a uğrayıp, kiralık bisikletimle vedalaşıyorum. Bu nefis gün için kendisine minnettarım. Belgrad, kesinlikle bisikletle keşfetmeye değer bir şehir, listenize ekleyin!
www.sportyspice.net