Sonbahar’da Ayvalık ve Cunda sokakları
Sonbahar ‘da ne zamandır gitmek istediğim bir rotaydı Ayvalık. Ayvalık’ta üç gün boyunca tarihi Rum sokaklarda dolaşıp fotoğraf çekme, insanlarıyla tanışma, lezzetlerini deneyimleme fırsatım oldu. Yine bir kez daha huzur ve keyif verdi Ayvalık. Hadi detaylara bakalım…
Taksiyarhis Kilisesi – Cunda
Ayvalık’ta iki tane Taksiyarhis Kilisesi var. Cunda’daki gibi burası da Ayvalık’taki Taksiyarhis Kilisesi. Taksiyarhis’in anlamı Baş Melek olduğu için kilise isimlerinde tercih edilen bir sebepmiş. Hatta komşu Yunanistan’da da bu isimde çok fazla kilise bulunurmuş. Ayvalık’ın en eski kiliseleri olarak geçiyor bu iki kilise. 1927 yılından tekel deposu olarak kullanılmış, 2012 yılında ise restore edilerek bir yıl sonrasında ziyaretçilere açılmış.
Taksiyarhis Kilisesi – Ayvalık Merkez
Bu kiliseden bir tane de Ayvalık ara sokaklarında bulunuyor. Müze kartın geçerli olduğu bu müzede üç farklı bölüm var. Ayvalık’ın ilk kilisesi olarak geçiyor merkezdeki. Aynı zamanda harika bir restorasyon geçirmiş ve uzmanlara göre aslına uygun yapılan nadir güzelliklerden. Buralara yolunuz düşerse ve ne yapsam diye düşündüğünüz bir an olursa aklınızda olsun efendim.
Şeytan Sofrası
Gün batımını Türkiye’de izleyebileceğin en güzel lokasyonlardan birisi. Gerçekten küçüklü büyüklü birçok ada ve deniz inanılmaz bir manzara sunuyor sana. Ayvalık’a gelip buraya çıkmadıysan çok şey kaçırmışsın diyebilirim. Bu beldenin en önemli simgelerinden birisi. Ayvalık’a hâkim büyük kayalık tepelerin üzerinde bulunan, bakıldığında tüm Ayvalık Adaları ve Midilli Adası’nın manzarası gözüken, üzerinde Şeytan’ın ayak izi bulunduğuna inanılan eski bir lav birikintisi. Çamlık Orman Kampının yukarısındadır. Eski bir lav birikintisi olan tepe yuvarlak bir sofraya benziyor. Demir kafes içinde şeytana ait olduğu söylenen kocaman bir ayak izi vardır. Kafes içine bozuk para atarak dilekler dileniyor ve belalardan kurtulacağına inanılıyor.
Ada ismi sizi düşündürmesin. Cunda’ya 1995 yılında inşa edilen bir köprü ile karayolu ile ulaşmak mümkün. Ayvalık Adaları grubuna dâhil olan ve yerleşime açık olan tek adadır. Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü burada, Alibey Adası ile Ayvalık arasında inşa edilmiş.
Yazları Ayvalık’tan Alibey Adası’na her saat motor seferleri de yapılmaktadır. Adada çok sayıda kilise ve manastır vardır. Kiliselerin en büyüğü Taksiyarhis Kilisesi’dir. Kilisenin büyük çanı Bergama Müzesinde sergileniyor. Adanın yüksek kesimlerinden boğazların, adaların, iç içe girmiş koyların güzellikleri dalıp gitmeye ve fotoğraflamaya müsait. Ada merkezinde sıralanmış balıkçı lokantalarında, meşhur Papalina, deniz mahsulleri mezeleri ve zeytinyağlı ot yemekleri ile akşam yemeklerinin zevki doyumsuzdur.
Yeniçarohori (Küçükköy)
Son üç dört yıldır Ayvalık merkeze altı yedi kilometre uzaklıkta Küçükköy’de bir hareketlenme var. Butik mekânlar sırasıyla açılıyor, bir cazibe merkezi oluşturulmaya çalışılıyor. Hatta benzetmek doğru mudur bilmem ama Ayvalık’ta bu oluşuma Alaçatı gibi olacak deniliyor. Aslında fena de olmadı! Daha çok dinlenme yeri olarak geçen Cunda, Ayvalık’a belki bir miktar hareket getirir Küçükköy. Bölgeye farklı bir dinamizm katacaktır mutlaka. Sanat galerileri, konsept mekanlar ve Rum mimarisi ile dolu keyifli sokaklar. Biraz kendisine vakit vermeli, henüz öyle aman aman bir oluşum yok ama gelecek senelerde ismini daha çok duyabiliriz.
Ayvalık’ta denize girilecek plajlar?
Ayvalık’ta denize girilebilecek yerler konusunda bir liste oluşturdum. Size bırakıyorum nereyi isterseniz, neresi ilginizi çeker veya yakınsa oradan hop denize girebilirsiniz elbette ama bana kalırsa en güzel neresi derseniz Ortunç ve Patriça benim sevdiğim plajlar. Ayrıca Sarımsaklı Plajı da altın kumu ve güzel halk plajı olarak zihinlerde yerini aldı valla…
Altınova Plajı
Ortunç Koyu
Patriça Koyu
Çataltepe Koyu
Gemiyatağı Koyu
Şirinket Koyu
Duba plajı
Badavut
Paşa Koyu
Gemiyatağı Plajı
Güvercin Koyu
Sarımsaklı Plajı
Ayvalık ve Cunda’da hangi mekanlara uğramalıyım ?
Şeytanın Sofrası
Şeytan Kahvesi, 1865 yılından beri faaliyette. 1950’den beri de Suat Abinin ailesi tarafından işletiliyor. Kuruluş 1865 olunca, haliyle Ayvalık tarihine dair birçok detay da bulunuyor duvarlarda. Hatıralar bazen eşya bazen fotoğraflar üzerinden mesaj veriyor sana. Vay be dedirtiyor. Mesela, burası eskiden Palio Bahçeleri olarak geçermiş.
Ha neden Şeytan deniliyor dersen onun da hikâyesi şöyle, Şeytan Halil yaramaz bir çocukmuş. Rum kadınlar çalı ateşinde gözleme pişirirken küçük taşlar atarmış kendini göstermeden. Sonrasında kadınlar taşın nerden geldiğini fark ediyor ve “Seni şeytan seni” derler. O günden bugüne kadar nesilden nesile gitmiş bu lakap… İsterseniz koruk suyu deneyebilirsiniz. Ya da yan fırından simidinizi alarak kahveye oturabilirsiniz. Çaylar Suat Abi’den.
Cunda Taş Kahve
Taş Kahve Cunda yapıldığı tarihe ilişkin kesin bir bilgi yok, fakat 1800’lü yılların sonları ile 1900’lü yılların başlarında inşa edilmiş olması gerekir. Bu bina kahvehane, gazino (eskiden ailelerde gidiyordu, içki servisi yapılıyordu) olarak inşa edilmiştir. Eskiden Taş Kahve ve sahildeki bütün kahvehanelerde çalgı meheli vardı ve akşamları canlı müzik yapılıyordu. Şimdi ise adanın ruhunu hissedebileceğiniz bir yapı olarak hizmet veriyor.
Cafe Caramel
Ayvalık’ın 10 yılı devirmiş artık ben buradayım diyen mekânlarından. Çok tatlı bir çift işletiyor. O kadar tatlılar ki, menüde olmayan bir şey istesen bile sanki yapamayız diyemeyecekler gibi. Ara sokaklarda, keyifli bir noktada köşede oturup, dükkân içindeki yüzlerce detaya gözünüzü kaçırabileceğiniz güzel bir mekan.
Mor Salkım
Ayvalık sakinleri nerede derseniz burada kesinlikle. Macaron Pastahanesi, Meyhansi ve Mor Salkım üçgeninde kendinizi Ayvalık yerlisi gibi hissedebilirsiniz. Asma altında bu bölgeyi ben çok sevdim. Size de öneririm.
Karadeniz Pastahanesi
Bozcaada’da Çiçek Pastahanesi gibi burası da Hemşinli. Ve Hemşinliler bu işi biliyor kesinlikle. Çok lezzetli kurabiyeleri ve sütlü tatlıları var. Aklınızda olsun. Öneririm.
Neş’e Meyhanesi
Akşam oturalım bir şeyler içelim, bir ‘rakı-balık-ayvalık’ ritüeli yaşayalım derseniz ortamı ve bulunduğu meydanın ritmi açısından Neş’e Meyhanesi’ni öneririm.
Güler Pastahanesi
Ayvalık’ın yerlisinin tavsiye ettiği nostaljik pastahane. Sütlü tatlıları ön planda olan butik güzel bir lezzet noktası.
Orman Kokteyl
Cunda’da gecenin sonunda kokteyl içebileceğiniz, gün içinde kahvesini deneyimleyebileceğiniz işi gerçekten bilen insanların olduğu mekân.
Tostçular Çarşısı
Ayvalık’a geldiğinde tost yemeden dönersen anla ki bir şeyler eksik. Bu yüzden tostçular çarşısına mutlaka uğramalısın. İçeride nerede yiyeyim dersen, en çok bağıran olur, tabelası ilgini çeken olur, kalabalık olan olur sana kalmış. Çarşıda bence herkes iyi. Ama Mesut isimli tostçu daha iyi kesinlikle.
Cunda’da nerede konaklayabilirim ?
Mola Cunda
Benim de deneyimlediğim ve çok çok memnun kaldığım hala yeni denebilecek bir tesis Mola. Vizyoner bir çiftin yarattığı bir huzur noktası Mola Cunda. Bu arada, Mola tahmin ettiğiniz gibi dinlenme anlamında değil, değirmen demekmiş meğer. Bunu da öğrenmiş oldum böylece. Bu arada, 30 odalı, ortasında dinlenmelik çok güzel bir havuzu olan bir yer. Ama en güzeli ne biliyor musunuz? Kesinlikle hava kararınca bir kokteyl alıp oturduğunuz havuz başı. Her detayıyla inanılmaz keyif verdi. Bu arada, otelin bir de Patriça Koyu’nda beachi var. Otel müşterisi olarak isterseniz oradan da faydalanabiliyorsunuz.