GeriSeyahat Soğuğa giden tren
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Soğuğa giden tren

Soğuğa giden tren

Doğan Burda İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Mehmet Yılmaz, bu kışı Kuzey Kutup Çizgisi civarında geçirdi. Önce Finlandiya’nın kuzeyinde yer alan Lapland’a gitti, ardından Trans-Sibirya Ekspresi’ne binip 15 gün boyunca Kuzey Asya steplerinde yolculuk yaptı. Kar elbiseleri ve termal iç çamaşırlarıyla bile çok üşüdü. Dondurucu soğuğa rağmen bu seyahatten çok zevk aldığını söylüyor.

Birkaç ay önce de Lapland’a gittiniz. Bu kışınız Kuzey Kutup Çizgisi’nin üzerinde geçti sayılır. Çok üşüdünüz mü?
- Öyle böyle değil. Üzerimde eksi 32 dereceye dayanıklı kar elbiseleri vardı. İçimde de termal giysiler... Ama Sibirya’nın soğuğu bu tedbirlerimi hiç kale almadı. Bazı noktalarda soğuk eksi 40 dereceyi aşıyordu ve dışarı çıktığımızda sanki rüzgar elinde yüzlerce jiletle dehşet saçan bir canavar gibi yüzümde geziniyordu. İşin şaşılacak yanı ise buralarda insanlar yaşıyor, uygarlıklar kuruyor!
Kar motosikletlerine, çaykalara bindiniz... Nasıldı bu yolculuklar?
- Daha önce Finlandiya Lapland’ta da binmiştim. Orada kızakları ren geyikleri çekiyordu. Sibirya’da ise katana benzeri atlar var. Haskilerin çektiği kızaklar her iki ülkede de aynı. Kar motosikletleri ise çağımızın en ilginç araçlarından biri. Lapland’ta kolaydı kar motosikletine binmek. Çünkü kar üzerinde yol alıyorsunuz. Fakat Sibirya’da cam gibi buz üzerinde... Yer yer kırılmış olan buzlar küçük tepecikler oluşturuyor. Tepecikler şeffaf olduğu için yanına gelene kadar fark edemiyorsunuz. Kar gözlüklerinizin sürekli buharlanması cabası. Bütün bunlara rağmen çok güzel bir deneyimdi.
UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Kazan Kremlini’ni ve Baykal Gölü’nü gördünüz. Muhteşem olmalı...
- Evet, öyleydi ama trenimiz Kazan’da fazla kalmadığı için şöyle bir gezdik şehri. Bu bölgeler savaş görmediğinden tarih içinde muazzam bir zenginlik oluşmuş. Bunu şehirlerin heybetinden anlıyorsunuz. Rusya’yı daha iyi anlıyor, sırlarına biraz daha vakıf oluyorsunuz. Baykal Gölü’nü zaten anlatmaya gerek yok. Dünyanın en derin gölü. 20 milyon yaşında. Gölün tabanı deniz seviyesinin 1285 metre altında. Biz gittiğimizde tamamıyla donmuştu. Buzun kalınlığı bir metre. İnsanlar buzu delerek balık yakalıyorlar. Bir balıkçının delikten sarkıttığı ağlarla yakaladığı balıkları yedik. Yanında da Baykal Gölü’nün sularıyla yapılmış bir votka ikram ettiler. Dünyada içtiğim en yumuşak ve lezzetli votkalardan biriydi.
10.790 kilometrelik yol boyunca sekiz farklı zaman diliminden geçtiniz. 15 gün içinde bu kadar farklı zamandan geçmek nasıl bir şeydi?
- Trans-Sibirya Ekspresi’nin klasik rotası 10.790 ama biz bu Moğolistan’a geldiğimizde bu rotadan çıkıp başkent Ulan Bator’a da uğradığımız için 2 bin kilometre fazladan yolculuk yapmış olduk. Trenin içindeyken zamanın farklılaştığını anlayamıyorsunuz. Sadece batıya doğru yolculuk yaparken iklimin değiştiğini, havanın gitgide yumuşadığını görüyorsunuz. Mesela Vladivostok’ta eksi 45 dereceyle başlamıştık yolculuğa, Moskova’ya vardığımızda eksi 2 dereceydi.

VLADİSVOSTOK İSTANBUL’UN KOPYASI

Çarlığın son temsilcisi Romanovlar’ın katledildiği Yekaterinburg’u da gördünüz. Orası nasıldı?
- Evet, Yekaterinburg’da konakladık. Ben Romanovlar’ın öldürüldüğü binanın çoktan yıkıldığını biliyordum ama belki bir şeyler görebilirim diye yola çıktım. Bu sırada şehri de gezmiş oldum. Çok güzel bir kentle karşılaştım. Yani Romanovlar’dan bu yana çok değişiklik yaşanmış. Zaten Rusya acayip bir hızla değişiyor.
Yazları yapılan Trans-Sibirya yolculuğu genellikle Moskova’dan başlayıp Vladivostok’ta bitiyor. Siz ise bunun tersini yaptınız. Neden?
- Evet genellikle öyle ama bu biraz da sizin tercihinize bağlı. Moskova ile Vladivostok arasında sekiz saatlik bir zaman dilimi var. Dönüşte jetlagla karşılaşmayalım diye batıdan doğuya yolculuk yaptık. Hem bu sayede soğuktan sıcağa doğru gelmiş olduk.
1922’den itibaren yasak şehir ilan edilen Vladivostok’u da gördünüz. Nasıldı?
- Rusya’da devrim 1917’de yapıldı ama Kızıl Ordu bu kente 1922’de girebildi. Kızıllar şehri alınca buraya Sovyetler Birliği’nin Pasifik donanmasını yerleştirdiler. Ta 1990’a kadar hiçbir turist giremedi buraya. Hatta o şehirde yaşayanlar dışında Rus siviller bile... İstanbul’a çok benziyor. Orada da kentin ortasında Golden Horn (Altın Boynuz) adı verilen bir haliç var. 30-40 yıl öncesi İstanbul’unda olduğu gibi bu halicin iki yanında doklar, açık tersaneler ve fabrikalar yer alıyor. Şaşırtıcı ve güzel bir şehir Vladivostok...

KAFAMDAKİ BEYAZ HAYAL BOZKIRINI GÖRMEYE GİTTİM

Zorunlu haller dışında insan niye yola çıkar ve siz mesela neden yolculuk yapıyorsunuz?
- Hugo Pratt’ın yarattığı ünlü çizgi roman kahramanı Corto Maltese’ye de aynı soru soruluyor. Corto da, “Uzağa, mümkün olduğunca daha uzağa gitmek için” diye yanıtlıyor. Bazı insanlar memnundur yerinden ama birileri de hareket etmek ister. Ya bulunduğu ve sıkıştığı hayat alanından kaçmak için veya bilinmeze doğru yol almak için.
Hala bu güneşin altında yeni bir şey bulmak mümkün mü?
- Evet mümkün. Gerçi keşfedilmedik yer, gidilmedik liman, inilmedik çok az vadi kalmış dünyada ama bunu başkaları yapmış ve bize bir bilgi olarak sunmuş. Söz konusu bilgiler bizim değil gidenlerin ve keşfedenlerin bilgisi. Herkesin bilgisi kendinedir neticede.
Bir yazınızda, yıllar önce “Dr. Jivago”yu izlediğinizde ve son olarak “Sibirya Ekspresi’nde Cinayet”i seyrettiğinizde sizde Sibirya’ya gitme isteğinin oluştuğunu belirtmiştiniz. Bu iki film de Sibirya’nın kışında geçiyor. Ama Mikhalkov’un “Sibirya Berberi”nde olay dört mevsim boyunca sürer. Yazları da çok güzeldir Sibirya’nın...
- Biliyorum, ben de seyrettim Sibirya Berberi’ni. Ama oldum olası Sibirya denilince aklıma donmuş tundralar, uçsuz bucaksız beyaz stepler, uçuşan karlar, buz tutmuş nehirler ve göller gelir. Bütün bu kafamda oluşan beyaz hayal bozkırını görmek için yola çıktım. Evet, Sibirya’da beyaz daha beyaz, soğuk daha soğuk, ufuklar daha sonsuzmuş.

BOYDAN BOYA SİBİRYA 500 EURO

Türkiye’den bu yolculuğu yapmak isteyenler 7000 Euro ödemek zorunda. Trans-Sibirya yolculuğu yapmanın daha ucuz bir yolu yok mu?
- Tabii ki var. Siz Türkiye’deki firmanın fiyatını söylediniz. Biz İngiliz bir acenteyle gittik ama yaklaşık aynı fiyatı ödedik. Pahalıydı çünkü beş yıldızlı otel ayarında bir trendi. Ama normal Sibirya trenine binerseniz Moskova-Vladivostok hattı için 500 Euro ödüyorsunuz. İstediğiniz istasyonda inip kalıyorsunuz, istediğiniz kadar gezip bir sonraki trenle yolunuza devam ediyorsunuz. Yalnız başına böyle yolculuk yapan genç bir kızı gördüm. Çok zevkli ve eğlenceli bir seyahat yaptığını söyledi.

False