Dünyadan en güncel haberler, Türkiye'den sondakika haberleri, ekonomi dünyasından en flaş gelişmeler için Hürriyet'in uygulamalarını kullanabilirsiniz.
Güneş, zümrüt yeşilinden turkuvaza kadar pek çok rengi barındıran cam gibi deniz suyu, çam ağaçlarıyla kaplı ıssız koylar, sarp falezler, denizden bile görünen antik kentler, adalar ve ışıl ışıl parlayan gökyüzü. İşte mavi yolculuğun en iştah kabartan tanımı.
Yazdır
A
Yazı Tipi
Yazdır
A
Yazı Tipi
Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyılarında yapılan dillere destan yat gezilerine genel adıyla mavi tur veya mavi yolculuk deniyor. Turistlerin olduğu kadar Türklerin de gözdesi. Geniş karineleri ve güverteleriyle guletler, mavi yolculuğun en ideal aracı. Donanımlı ve konforlu kamaraları, mutfakları, güneşlenme ve dinlenme alanlarıyla aradığınız bütün konforu bulabileceğiniz tekneler var. Yolculuk süresi talebe göre değişiyor. Bir hafta süreni de var, iki üç günlük olanları da. Üç günlük tur için mayıs, haziran, eylül ve ekim aylarını tercih etmek gerekiyor. Çünkü diğer aylarda tekneler haftalık olarak kiralanıyor. Biz de haftasonu kaçamağı yapmak isteyenler için şipşak mavi turun en güzel rotalarını araştırdık.
Güzergah üzerinde yer alan İngiliz Limanı, Çökertme ve Molla İbrahim’de restoran bulunuyor. İngiliz Limanı’nın atmosferi bir gölü andırıyor. Yeşillikler içinde sakin ve son derece korunaklı bu limandaki restoranda buz ve ufak tefek ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz küçük bir süpermarket de var. Bir gün önceden ısmarlarsanız kuzu çevirme yiyebilirsiniz. Jüri üyemiz Meltem Özer, Çökertme’de ise şu restoranları öneriyor: Molla İbrahim, Çökertme ve Rose Mary. Doğa yürüyüşleri yapabilmek için de son derece uygun bir güzergah.
GÖCEK-AĞALİMANI-BABA ADASI-KÖYCEĞİZ-GÖCEK
Ormana yaslanmış koylar
Göcek’ten çıktıktan 8 saat sonra Ağalimanı’na varıyorsunuz. Jüri üyemiz Sedat Zincirkıran burada bir gece konaklamak gerektiğini söylüyor. Çıkınca Baba Adası ve Sarıgerme Plajı’nı göreceksiniz. Burası altın gibi kumuyla ünlü. Yalnız restoran yok, teknede geceleniyor. Baba Adası’nı geçince 3-4 mil sonra ormana yaslanmış yemyeşil koylar göreceksiniz. Buradan Köyceğiz ve Caretta Caretta’larıyla bilinen Dalyan istikametine geçiliyor. Motor kiralayıp Kaunoz antik şehrini gezmek ya da çamur banyolarına gitmek mümkün. Sonra hareket Köyceğiz, Ekincik Koyu istikametine. Yeme-içmeye düşkün olanlar Marina Restoran’a mutlaka uğrasın. Çok iyi bir deniz mahsulü lokantası. Son geceyi de burada geçirdikten sonra sabah 35 millik bir yelken seyriyle Göcek’e dönüş var.
Marmaris’ten Göcek yönüne seyrettiğiniz zaman, hakim batı rüzgarını arkanıza alıyorsunuz ve püfür püfür bir yolculuk yapıyorsunuz. Turunç Koyu’nda denize girebilirsiniz. Jüri üyemiz Reyan Tuvi, parası bol olanlara Hollandalı Ahmet’in iskelesinde deniz mahsulleri yemeyi öneriyor. Altı saat sonra Dalyan İztuzu önündeki Delikliada’ya demirleyebilirsiniz. Sabah erkenden Kurdoğlu Burnu’nu rota tutup Peksimet Adası önünde demirleyip denize girin. Şanslıysanız uçan balıkları ve orada avlanmayı çok seven Akdeniz foklarını görebilirsiniz. Üçüncü gün Darboğaz’dan girerek iskele tarafındaki ilk koy olan Göbün’de kahvaltı edebilirsiniz. Ekmeği mutlaka buradan almanız tavsiye ediliyor. FETHİYE-ÖLÜDENİZ-KIZILADA-FETHİYE
Nefes kesici manzara
Fethiye’den Gemiler Adası’na 15 millik yol, takriben 2 saat sürüyor. Gemiler Adası’nda yürüyüş olanağı var. Dorukta şampanya veya şarap içilmesi tavsiye edlilir. Tepenin üzerinden günbatımı ve gündoğumu manzarası çok güzel. İstenirse, buradan Kaleköy’e gidilebilir. Ortaçağ’dan kalma kilise ve mozaikleri hálá duran kale, görülmeye değer. Ölüdeniz’den içeri girilmiyor. Ölüdeniz, adı gibi sakin ve kıpırtısız. Dibinde tek bir yosun bile görünmez. 1975 metre yükseklikteki Babadağı’nın doruklarından paraşütle atlayanlar, dünyanın en nefes kesici manzarasıyla karşılaşır. Yılın on ayı denize girmek mümkün. Çok sayıda turistik tesis, restoran, alışveriş merkezi bulunuyor. Ölüdeniz’den Kızılada’ya geçiş, yine takribi 2 saat alıyor. Kızılada Fethiye’nin önünde, yarım saatte de Fethiye’ye girilir.
AYVALIK-MİDİLLİ-ADALAR-AYVALIK
Son zamanlarda çok gözde
Jüri üyemiz Kadir Kır’ın söylediğine göre bu güzergah şu sıralar en gözde olanlardan biri. Sakin, çamlık, yemyeşil bir bölge. Ayvalık’tan çıktıktan sonra Yunanistan’ın Midilli Adası’na gidebilir ya da Midilli’nin karşısına denk gelen küçük adaları gezebilirsiniz. Ayvalık Koyu 23 küçük adayı barındırıyor. Bunlar; Çıplak, Yuvarlar, Kamış, Güneş, Yumurta, Klavuz, Güvercin, Taşlı, Yelken, Yalnız, Küçük Maden, Maden, Cunda, Hasır, Dolap, Kutu, Balık, Kayabaşı, Çiçek, Kız, Poyraz, Tavuk ve Tımarhane. Fakat Cunda Adası dışında hiçbirinde yerleşim yok. Cunda’nın tarihi yapılarını gezebilir, sahildeki balık restoranlarında yemek yiyebilirsiniz.
MARMARİS-KADIRGA-SERÇE-SELİMİYE-DATÇA
Balığın en taze ve lezzetlisi
Serçe Limanı, Bozburun Yarmadası’nın güneyinde, Rodos’un karşı yakasında, ancak denizden ulaşılan bir liman. Limanın kayalardan oyulmuş görkemli bir kapısı var. Koyun suyu temiz ve berrak. Yapılan bir sualtı araştırmasında 11. yüzyıla ait batık ve içinde cam eşya bulunmuş ve bulunan parçalar Bodrum Sualtı Müzesi’ne gönderilmiş. Selimiye ise, Hisarönü Körfezi’nin en güzel koylarından biri. Özellikle badem ağaçları çiçeklendiğinde seyrine doyum olmuyor. Çevrenin en güzel mehtabı koyun batı yönünden izleniyor. Balığın belki de en tazesini ve lezzetlisini Selimiye’de yiyebilirsiniz. Kalınabilecek birkaç otel, motel, pansiyon ve restoranları var. Ünlü tarihçi Strabon ’Tanrı yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını istiyorsa onu Datça Yarımadası’na bırakır’ demiş, hatırlatırız. HİSARÖNÜ KOYLARI
Bilinmeyen bakir koylar
Rota üzerinde, Hisarönü’nün karşısında Yunanistan’ın Simi Adası var, mutlaka gidilmeli. Çok önemli yerlerden biri de Serçe Limanı. İçlere girdikçe Dişlice Adası’nı göreceksiniz. Bir elin parmakları gibi duran bir ada. İlerisinde yelken yapmaya çok müsait yerler var. Martı Marina’da mola verilebilir. Burası büyük bir marina ve her türlü hizmeti alabilirsiniz. En önemli koylardan biri de Bencik. Çok temiz bir denizi var, bakir bir koy. Pek fazla insan da bilmiyor. Bencik’ten sonra Tavşanbükü ve Orhaniye koylarına geçebilirsiniz. Martı Marina’daki Mistral adlı restoran, jet sosyetenin uğrak yeri. Thai yemekleri yiyebilirsiniz.
ANTALYA-PHASELİS-OLİMPOS-ANTALYA
Antik kentler arasında
Ormanlarla kaplı yemyeşil koylar, tarih ve masmavi deniz. Antalya’dan çıktıktan sonra Adrasan’a, oradan da Olimpos’a geçilir. Olimpos’ta 2. yy’dan kalma antik şehri gezip, Yanartaş’a çıkabilir, gece gündüz hiç sönmeyen ateşi görebilirsiniz. Yüzmek için de çok uygun bir koy. Dağlardan gelip antik kentin içinden geçen derenin suyu serinlemek isteyenler için birebir. Olimpos’taki ağaç evlerin restoranlarında ya da Çıralı’da yemek yenebilir, ihtiyaçlar karşılanabilir. Geceleme genellikle Ceneviz Koyu’nda yapılıyor. Ertesi sabah Phaselis’e doğru yola çıkılıyor. 7. yüzyılda Romalıların kullandığına inanılan üç limandan birine demir atabilirsiniz.
GÖKOVA KÖRFEZİ
Kleopatra nerede yüzdü
Yan yana Akbük ve Akyaka koyları bulunuyor. Akbük limanının bir tarafından sıcak, diğer tarafından soğuk su geliyor ve bu da ilginç bir anafor oluşturuyor. Yüzerken bir yanınızda soğuğu, bir yanınızda sıcağı hissedebiliyorsunuz. Sedir Adası bölgenin en önemli yeri. Kleopatra’nın burada yüzdüğü söyleniyor. Aynı zamanda Antik bir bölge, Karyalılar’ın yerleşim yeri. Tiyatro ve şapeli hálá görebilirsiniz. Okluk, Gökova’nın en güzel koyu. Son yıllarda çok popüler olan Bördübet’te çok özel bir kuş popülasyonu var. Cumhurbaşkanlığı’nın da burada bir rezidansı var. Okluk’ta iskelenin yanında, günlük taze deniz mahsulleri yiyebileceğiniz küçük lokantalar bulunuyor.
FİNİKE-KALEKÖY-KEKOVA-KAŞ-DEMRE-FİNİKE
Likya’nın en güzel fotoğrafları
Eğer bu güzergahı seçerseniz, karada konaklamaksızın sadece teknede geçen bir gezi yapacaksınız. Açıkdeniz olduğu için rotanın belirlenmesi konusunda kaptanın önerilerini dikkate almakta fayda var. Kaş’ın hemen karşısında Meis Adası var. Ama gezmek için tam bir gün gerekiyor ve Yunan makamları bazen vize konusunda sıkıntı yaşatabiliyor. Finike’den çıktıktan sonra yüzmek için genelde Kekova’nın koyları tercih ediliyor. Kaleköy’de bir manastır var. Burada antik Likya’nın en güzel fotoğraflarını çekebilirsiniz. Üçağız mevkiinde ise su altındaki kalıntılarla karşılaşıyorsunuz. Jüri üyemiz Zeynep Anık, bu güzergahı tercih edenlerin karada yemek yerine teknede pişen yemekleri yemelerini ve vaktin tamamını daha fazla yer görmeye ayırmalarını tavsiye ediyor.
Erdal Fernergiz
Selin Irmak KAÇMAZ
